ABSTRACTThe aim of this study is investigate the efficacy of ozone and stromal vascular fraction (SVF) on guided bone regeneration model in rabbit calvarium. Thirty adult male New Zealand rabbits were used in this study. The study included ten groups, one of which was a control group. Two titanium barriers were fixed on each rabbit’s calvarium. Synthetic bone graft was placed under the titanium barriers after decortication application in the control group. Local ozone, systemic ozone, SVF application and combinations of these procedure following decortication into the titanium barriers in the ...Daha fazlası
ÖZETDistraksiyon Osteogenezis (DO), 1992 yıllından itibaren maksillofasiyal bölgedeki kemik deformitelerinde etkin bir tedavi seçeneği olarak yerini almıştır. Bu sayede kademeli olarak belli bir sürede büyük kemik hareketlendirmeleri yapılabilmekte ve aynı zamanda yumuşak dokuların da adaptasyonu için yeterli zaman sağlanmaktadır. DO’ da konsodilasyon (pekiştirme) süresinin operasyondan önce tam olarak tahmin edilememesi ve 12 haftaya kadar uzayabilmesi DO’ nun en büyük dezavantajı olarak görülmektedir. Ayrıca konsolidasyon süresi boyunca, operasyon bölgesi, distraksiyon apareyinin veya rezidü ...Daha fazlası
ÖZETAmaç: Düşük santrifüj hızı konsepti ile elde edilen i-TZF likidinin allogreft ile karıştırılmasıyla oluşan putty greftin kemik oluşumuna ve yeni oluşan kemiğin kalitesine etkilerinin çekim soketi koruma modeli kullanılarak histomorfometri ve immünohistokimya ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır.ABSTRACTAim: The aim of this study is to evaluate the effects of new bone formation by histomorphometry and immunohistochemistry of the putty graft which is formed by mixing allograft with i-PRF liquid which is obtained with low speed centrifugation concept.
Amaç: Bu çalıŞmada tavŞanlarda amniyotik sıvı ve plasenta membranın kemik iyileŞmesi üzerinde etkisini incelemeyi amaçladık. Materyal - Metod: ÇalıŞmada 24 adet Yeni Zelanda tavŞanı kullanıldı. Toplam 24 tavŞan; Sayı, cinsiyet ve sakrifikasyon sürelerine göre, Grup I (n=12; 6 diŞi 6 erkek) erken kemik iyileŞme grubu, Grup II (n=12;6 diŞi 6 erkek) geç iyileŞme grubu olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Her tavŞanın iki parietal kemiğine 6 mm çaplı 1.0-2.0 mm derinliğinde dairesel 4 adet kritik boyutta defekt hazırlandı. Defektlere göre; Grup I (n=24) serum & xenogreft (kontrol) grubu, Grup II (n=24) am ...Daha fazlası
Amaç: Bal uygulamasının dinamik hücre kültürü modelinde, Mezenkimal kökenli deri kök hücreleri (DKH) ve insan deri fibroblastları (HFF1) üzerindeki UV kaynaklı yaşlanmaya karşı koruyucu etkisini ve bu süreçte rol oynayan kök hücre, hücre döngüsü, stres, apoptoz ve HDM ilişkili genlerin ve Wnt sinyal ileti yolağı genlerinin rolünü araştırmaktır. Yöntem: Deri modellemesi yapmak amacıyla sağlıklı bireylerden deri biyopsileri alındı. Biyopsilerden elde edilen Mezenkimal kökenli DKH’leri, HFF1 ve keratinosit (HaCaT) hücre hatları ile birlikte biyoreaktör (Live Flow 2) aracılığıyla kültüre edilip %1 ...Daha fazlası
Amaç: Çalışmamızda inuteromort insan fetüslerinde, musculus masseter’in fetal dönemin farklı haftalarındaki morfometrik ve histolojik gelişimini incelemek; komşu yapılarla olan ilişkisinin gestasyonel haftalar ile değişimini gözlemek hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalına ait fetüs koleksiyonundan eksternal anomalisi olmayan, yaşları 13-40 hafta arasında değişen, 21 tane (K:8, E:13) inuteromort fetüse ait musculus masseter bi lateral diseke edilmiştir. Musculus masseter ve çevre yapılara ait morfometrik incelemeler diseksiyon aşam ...Daha fazlası
Amaç: Bir α-2 adrenoseptör agonisti olan klonidin (KLO) ve endojen bir hormon olan melatonin (MEL) antinosiseptif ve sedatif etkili maddelerdir. Çalışmamızın amacı akut termal ağrının inhibisyonu için daha önce denenmemiş MEL ve KLO dozlarının tek başına uygulandıklarında oluşacak antinosiseptif etkileri ve kombine halde uygulanan tedavide iki ilaç arasındaki olası antinosiseptif etkileşimi değerlendirmek, açığa çıkan yanıtların antinosiseptif etkili mi sedatif etkili mi olduğunu belirlemektir. Yöntem: 32 adet, 8 haftalık, 300-350 gr ağırlığındaki Wistar-Albino erkek sıçan, randomize dört grub ...Daha fazlası
Amaç: Epilepsi, serebral nöronların aşırı aktivitesine bağlı olarak ortaya çıkan, tekrarlayan nöbetlerle seyreden yaygın ve kronik nörolojik bir hastalıktır ve üreme sistemi komorbiditelerine neden olmaktadır. Tez çalışmamızda epilepsinin hem hipotalamik kisspeptin nöron grubuna hem de östrus siklusuna etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: İntrahipokampal olarak kainik asit enjeksiyonu ile epilepsi modeli oluşturulmuştur. Zamansal uygulama grupları (7-30-60-90 gün) ve kontrol grupları oluşturulmuş ve vajinal sitolojik örnekler toplanarak siklus süreleri elde edilmiştir. Serum östradio ...Daha fazlası
Amaç: Kök rezorpsiyonu ortodontik tedavilerde sık karşılaşılan yan etkilerden biridir. Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (KIBT) kullanılarak rezorpsiyon miktarı ile ilgili net bir değer elde edilebilmektedir. Ortodontik diş hareketi sırasında periodontal ligament ve pulpa kan akımında değişiklikler meydana gelir. İntrüzyon gibi basıncın köklerin apikal üçlüsünde yoğunlaştığı hareketlerde bu değişiklikler daha fazladır ve kök kısalmalarınna da neden olabilmektedir. Bu prospektif çalışma iki farklı yöntem ile yapılan mandibular kesici diş intrüzyonunun pulpa canlılığı üzerindeki etkilerini Las ...Daha fazlası
Giriş ve Amaç: Bu klinik çalışmanın amacı sigara içen ve içmeyen periodontitis hastalarında cerrahisiz tedaviye ek olarak uygulanan omega-3 kullanılmasının klinik parametreler üzerine etkinliğinin retrospektif olarak araştırılmasıdır. Materyal-Metot: Toplam 4 farklı çalışma grubu tasarlanarak çalışma için Katip Çelebi Üniversitesi Periodontoloji Anabilim Dalı Kliniği’nde tedavisi tamamlanmış ve Prof. Dr. Mehmet Sağlam tarafından takip edilmiş olan 80 hastanın klinik verileri incelendi. Sistemik olarak sağlıklı, günlük 10’dan fazla sigara içen veya hiç sigara kullanmamakta olan hastaların ver ...Daha fazlası
Günümüzde dental implantlar diş eksikliklerinin tedavisinde başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Tedavi protokolünde yeterli primer stabilite ve osseointegrasyonun sağlanabilmesi için 3-6 ay bekleme süresi önerilmektedir. Bekleme süresinin uzun olması ve hastanın estetik ve fonksiyonel beklentilerinin karşılanamaması sebebi ile implantların immediate yüklenmesi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, implantların immediate veya erken dönemde yüklenmesinin pozitif sonuçlar verdiğini göstermektedir. Ancak yükleme sonrası kemik markerlarının değişimi ile ilgili ço ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.