Ebû İshâk Ahmed b. Muhammed b. İbrâhim es-Sa‘lebî, hicrî IV. asrın sonu ile V. asrın başlarında yaşamış ve daha hayatta iken el-Keşf ve’l-beyân isimli eseri ile şöhret bulmuş bir müfessirdir. Özellikle kırâat-i aşere ile alakalı ilk eseri telif eden İbn Mihrân en-Nîsâbûrî’den ders almış olması, onun kıraat birikimine önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Bu sebeple müstakil bir kıraat eseri olmamasına rağmen müellif, tefsirinde azımsanmayacak ölçüde kıraat ihtilaflarına yer vermiş, çoğu zaman naklettiği kıraatleri tahlil ederek detaylı yorumlarda bulunmuştur. Dolayısıyla bu çalışma el-Keşf ve’l-bey ...Daha fazlası
Kadılık müessesesinin kurumsallaşma süreci Hz. Peygamber döneminde başlamış ve zaman içerisinde çeşitli değişim ve dönüşümlerle gelişimini sürdürmüştür. Kadılık ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kadılkudatlık (başkadılık) müessesesi ilk olarak Abbâsîler döneminde ihdas edilmiştir. Başkadılık müessesesi ile ilgili en önemli değişiklik Memlûkler döneminde yaşanmıştır. Sultan Baybars, Memlûk hukuk sisteminde yeni bir uygulama geliştirerek daha önce örneğine rastlanılmamış bir adlî teşkilâtlanma sistemini yürürlüğe koymuştur. 1265 yılında uygulanan Dört Başkadılık sisteminde Sultan Baybars, başken ...Daha fazlası
ÖZETCanlı birer organizma olarak değerlendirilen örgütlerin bu özelliği taşımalarında, birçok unsurun etkisi bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisinin, örgütün bünyesinde ve dış çevresinde bulunan insan unsuru olduğu söylenebilir. İnsan unsuru kendi yapısında bulundurduğu her türlü değer, düşünce, davranış ve alışkanlıkların bir bütünü olan kültürünü, girdiği sosyal sistemlerin içerisine de taşımaktadır. Örgütler de daha çok iç çevresinde bulunan insanların kültürüyle oluşan bir örgüt kültürü yapısına, bu yolla sahip olmaktadır. Bu yapı hemen hemen tüm örgütsel süreçlerle etkileşime girmektedir. ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.