Filtreler
Filtreler
Bulunan: 33 Adet 0.001 sn
Ambargo Durumu [1]
Tam Metin [1]
Tür [1]
Yayın Tarihi [6]
Yayın Dili [1]
Erişime Açık

SIÇANLARDA MELATONİN VE KLONİDİN ARASINDAKİ ANTİNOSİSEPTİF ETKİLEŞİMİN TERMAL NOSİSEPSİYON ÜZERİNE ETKİSİ

Gülçin DURDAĞI

Amaç: Bir α-2 adrenoseptör agonisti olan klonidin (KLO) ve endojen bir hormon olan melatonin (MEL) antinosiseptif ve sedatif etkili maddelerdir. Çalışmamızın amacı akut termal ağrının inhibisyonu için daha önce denenmemiş MEL ve KLO dozlarının tek başına uygulandıklarında oluşacak antinosiseptif etkileri ve kombine halde uygulanan tedavide iki ilaç arasındaki olası antinosiseptif etkileşimi değerlendirmek, açığa çıkan yanıtların antinosiseptif etkili mi sedatif etkili mi olduğunu belirlemektir. Yöntem: 32 adet, 8 haftalık, 300-350 gr ağırlığındaki Wistar-Albino erkek sıçan, randomize dört grub ...Daha fazlası

Erişime Açık

ZnOVE MgO NANOPARTİKÜLÜ KATKILANMIŞ DENTAL PMMA’LARIN ANTİBAKTERİYEL, ANTİFUNGAL, MEKANİKVE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ VE SİTOTOKSİSİTE AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

İLBİLGE ŞATIROĞLU

Dental polimetil metakrilatlar sahip olduğu avantajlar sayesinde günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak mekanik özelliklerindeki yetersizlik hastaların protez kırıkları gibi çeşitli zorluluklarla karşılaşmasına neden olmaktadır. Çalışmamızdaki amaç magnezyum oksit ve çinko oksit katkılanmış dental PMMA’larile protezlerde meydana gelen kırılmaları önlemek, mekanik olarak güçlendirilmesini sağlamak ve bu mekanik kazanımlarla birlikte antifungal, antibakteriyel etkisi ve biyolojik uyumu ile sitotoksisitesini takip etmektir. %0,5 - %1 - %3 - %5 oranlarında ayrı ayrı magnezyum oksit ve çin ...Daha fazlası

Erişime Açık

Atmosferik basınçlı soğuk plazma güç kaynağının diş beyazlatma etkinliği, renk stabilitesi ve mine dokusu üzerine etkisi

Yılmaz, Fatma

Özet:Bu in vitro çalışmanın amacı atmosferik basınçlı soğuk plazma (ABSP) güç kaynağının diş beyazlatma etkinliği, renk stabilitesi ve mine dokusu üzerine etkisinin değerlendirilmesidir. Bu çalışmada 40 hidrojen peroksit (HP) (Opalasence® Boost PF 40, ABD) ve deiyonize su (DS) ABSP ile aktive edildi. Kontrol grubu olarak ABSP ile aktive edilmemiş DS grupları kullanıldı. Çalışma grupları (1) 5 dk HP (HP-5), (2) HP-10, (3) HP-20, (4) Plazma (P) HP (P-HP-5), (5) P-HP-10, (6) P-HP-5/HP-15, (7) P-HP-10/HP-10, (8) P-DS-5, (9) P-DS-10, (10) DS-5, (11) DS-10, (12) DS-20 şeklinde belirlendi.Summary:Thi ...Daha fazlası

Erişime Açık

Klorheksidin içerikli bonding ajanın bağlanma dayanımının, antibakteriyel etkinliğinin ve klinik performansının değerlendirilmesi

Altıntop, Hülya

Özet:Giriş-Amaç: İn vivo ve in vitro olarak iki temel aşamada gerçekleştirilen bu çalışmada klorheksidin içeren dentin bonding ajanın (i) klinik başarısının değerlendirilmesi, (ii) klinik şartlarda dental plak ve dental plak bakterileri üzerine olan etkisinin belirlenmesi ile laboratuvar ortamında materyalin (iii) immediat ve yaşlandırılmış örneklerdeki mikrogerilim bağlanma dayanımının, (iv) antibakteriyel etkinliğinin araştırılması amaçlandı.Summary:Introduction: The present study was designed as a two-stage (in vivo and in vitro) analysis of chlorhexidine-containing dentin bonding agent, wh ...Daha fazlası

Erişime Açık

Tavşan kalvaryumu modelinde yeni kemik oluşumu üzerine stromal vaskuler fraksiyon ile lokal ve sistemik ozon kullanımının etkinliğinin karşılaştırmalı olarak araştırılması

Özen, Emrullah

ABSTRACTThe aim of this study is investigate the efficacy of ozone and stromal vascular fraction (SVF) on guided bone regeneration model in rabbit calvarium. Thirty adult male New Zealand rabbits were used in this study. The study included ten groups, one of which was a control group. Two titanium barriers were fixed on each rabbit’s calvarium. Synthetic bone graft was placed under the titanium barriers after decortication application in the control group. Local ozone, systemic ozone, SVF application and combinations of these procedure following decortication into the titanium barriers in the ...Daha fazlası

Erişime Açık

Bor ve düşük doz lazer uygulamalarının distraksiyon osteogeneziste yeni kemik oluşumu üzerine etkilerinin radyografik olarak incelenmesi

Cıcık, Muhammet Furkan

ÖZETDistraksiyon Osteogenezis (DO), 1992 yıllından itibaren maksillofasiyal bölgedeki kemik deformitelerinde etkin bir tedavi seçeneği olarak yerini almıştır. Bu sayede kademeli olarak belli bir sürede büyük kemik hareketlendirmeleri yapılabilmekte ve aynı zamanda yumuşak dokuların da adaptasyonu için yeterli zaman sağlanmaktadır. DO’ da konsodilasyon (pekiştirme) süresinin operasyondan önce tam olarak tahmin edilememesi ve 12 haftaya kadar uzayabilmesi DO’ nun en büyük dezavantajı olarak görülmektedir. Ayrıca konsolidasyon süresi boyunca, operasyon bölgesi, distraksiyon apareyinin veya rezidü ...Daha fazlası

Erişime Açık

Diş destekli, diş doku destekli ve kemik destekli hızlı üst çene genişletme yöntemlerinin havayolu üzerine etkisinin değerlendirilmesi

Gökçe, Gökçenur

Özet:Diş Destekli, Diş Doku Destekli ve Kemik Destekli Hızlı Üst Çene Genişletme Yöntemlerinin Havayolu Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi Maksiller darlığa sahip bireylerde iskeletsel genişletmeyi sağlamak ve ağız solunumunu azaltarak nazo-respiratuar problemleri çözmek amacı ile sıklıkla hızlı maksiller genişletme (RME) tedavisi uygulanmaktadır. Üst çenede sıklıkla kullanılan apareyler genel olarak diş destekli ve diş doku destekli olmak üzere 2 tiptir. Son zamanlarda ise, dişlerde istenmeyen yan etkileri ortadan kaldırmak amacı ile bu apareylerin yerini kemik destekli maksiller genişletme ...Daha fazlası

Erişime Açık

Farklı periodontal hastalıklara sahip bireylerin tükürük ve dişeti oluğu sıvısı çözünebilir ürokinaz plazminojen aktivatör reseptör (supar), galectin-1 ve TNF-α düzeylerinin değerlendirilmesi

Taşdemir, İsmail

Özet:Giriş ve Amaç: Bu klinik çalışmanın amacı periodontal olarak sağlıklı (K), gingivitisli (G) ve kronik periodontitisli (KP) bireylerin tükürük ve diş eti oluğu sıvısındaki (DOS) çözünebilir ürokinaz plazminojen aktivatör reseptörü (SuPAR), Galectin-1 ve tümör nekroz faktör alfa (TNF-α) seviyelerinin tespiti ve bu moleküllerin birbirleriyle ve klinik parametrelerle olan ilişkilerinin incelenmesidir.Summary:Introduction-Aim: The aim of this study is detection of soluble urokınase plasminogen activator (SuPAR), galectin-1 and tumor necrosis factor alpha (TNF-α) levels in saliva and GCF sample ...Daha fazlası

Erişime Açık

Sendromsuz dudak damak yarıklı hastalarda MSX1 gen polimorfizminin yarık bölgesindeki etkinliğinin incelenmesi

Kızıltekin, Rana

ÖZETBu çalışmada, herhangi bir sendromu bulunmayan yalnızca damak yarıklı (YDA) veya dudak damak yarıklı (DDY) hastalardan alınan tükürük örneklerinin DNA analizinin yapılması, taranan örneklerdeki MSX1 gen varyantları tespit edilip, değişkenlerin yarık bölgesinin fenotipine bir etkisinin olup olmadığını incelenmesi hedeflenmiştir.ABSTRACTWithin this study, salivary samples were obtained from the individuals with non-syndromic cleft palate (CP) or cleft lip and palate (CLP). It was aimed to analyse DNA from the samples, to detect MSX1 gene variants in the samples and to investigate whether the ...Daha fazlası

Erişime Açık

Bilateral gömülü mandibular yirmi yaş cerrahisi sonrası uygulanan manuel lenfatik drenaj yönteminin ödem, ağrı ve trismusa olan etkisinin değerlendirilmesi

Ünal, Nuri

ÖZETAmaç: Çalışmamızın amacı mandibular gömülü 20 yaş cerrahileri sonrası uygulanan Manuel Lenfatik Drenaj yönteminin ağrı, ödem ve trsimusa olan etkisini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza bilateral kemik retansiyonlu mandibular üçüncü molar dişi bulunan 46 hasta dahil edildi. Split-Mouth olarak planlanan çalışmada hastalara bir tarafın çekimini takiben Manuel Lenfatik Drenaj terapisi uygulandı. Diğer tarafta ise rutin postoperatif önerilerde bulunuldu. İki grupta da post-operatif antibiyotik, ağrı kesici ve gargara reçete edildi. Çekimleri takiben, alınan kayıtlar istatistiksel o ...Daha fazlası

Erişime Açık

HK-2 HÜCRE HATTINDA ANTİ-HLA ANTİKORLARININ MİRNA EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

ASLI ELDEM

Amaç: Son dönem böbrek hastalarının en kesin tedavi yöntemi böbrek nakli olarak bilinmektedir. Bu hastalarda kan transfüzyonu, nakil geçmişi ve gebelik öyküsüyle meydana gelen anti-insan lökosit antijeni (HLA) antikorları oluşabilmektedir. Anti- HLA antikorları vericiye özgü (DSA) ise antikor aracılı rejeksiyona (AAR) sebep olmaktadır. Kompleman proteinleri AAR gelişiminde ve organ kaybının ortaya çıkmasında önemlidir. Son yıllarda, miRNA olarak adlandırılan kısa RNA dizilerinin hücrelerde gen ifadesinin (ekspresyonunun) düzenlenmesine katkı sağladığı saptanmıştır. Böbrek naklinde bazı miRNA’l ...Daha fazlası

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms