Filtreler
Filtreler
Bulunan: 24 Adet 0.003 sn
Ambargo Durumu [1]
Tam Metin [1]
Veritabanı [1]
Tür [1]
Yayın Tarihi [1]
Tez Danışmanı [1]
Yayın Dili [2]
Editör/Editörler [1]
Erişime Açık

Yaşlı Hastalarda Düşmeler ve Risk Faktörleri

Düşmeler yaşlıları etkileyen yaygın bir problemdir ve önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, 65 yaşın üzerindeki üç yetişkinden biri ve 80 yaşın üzerindeki yetişkinlerin yarısı her yıl düşmektedir. Düşme kaynaklı yaralanma, bakım evlerinde en yaygın beşinci ölüm nedenidir. Tüm riskleri oluşturan en büyük problemler; ayak ve ayakkabı problemleri, duyusal veya algısal eksiklikler ve polifarmasi’dir. İlaç kullanımı, düşme ve düşmeyle ilişkili yaralanmalar için en değiştirilebilir risk faktörlerinden biridir. Düşmeleri ö ...Daha fazlası

Erişime Açık

Soğuk Savaş Döneminde Türkiye’de Sol Basın

Mehmet Emin Satır

Birinci Dünya Savaşının ardından dünya genelinde yeni bir düzen kurulmaya çalışılırken, arka planda Avrupa’da bazı ülkelerin yeni bir savaşa hazırlık yaptığı görülmektedir. Özellikle Versailles antlaşmasının ağır şartları altında ezilen Almanya, kaybettiği gücüne ve Avrupa genelindeki otoritesine tekrar hakim olabilmek adına birtakım girişimlerde bulunmuştur. Birinci Dünya Savaş’ının toplumlar üzerindeki travmatik etkileri sürerken, bir süre sonra ikinci bir dünya savaşının patlak vermesi, başta Avrupa olmak üzere birçok coğrafyayı etkisi altına almıştır. 1939-1945 yılları arasında kapsayan II ...Daha fazlası

Erişime Açık

Attilâ İlhan’ın Şiirinde Bir Poetik “Geçiş” Örneği Olarak “İş Başı” Şiiri

MUSTAFA TEMİZSU

Attilâ İlhan, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli isimlerinden biridir. Genel bir ifadeyle şairin poetik serüveninin üç ana evreden oluştuğunu söylemek mümkündür. Bunlar, toplumcu gerçekçi şiir anlayışı, bireyin kendi varlığını ve evrendeki yerini sorguladığı evre ve son olarak neoklasik dönem olarak sıralanabilir. Şairin yayımlanan ilk şiir kitabı olan Duvar (1948), bu üç ana evre içerisindeki toplumcu gerçekçi dönemin örneklerinden biri olarak kaleme alınmıştır. Duvar’da yer alan “İş Başı” adlı şiir ise ilk bakışta toplumcu gerçekçi sanat anlayışının bir ürünü olarak görülmesine rağmen şa ...Daha fazlası

Erişime Açık

Yeni Araştırmalar Bağlamında Diyarbakır Kalesi

RAZAN AYKAÇ

Diyarbakır farklı din, kültür ve devletlerin hâkimiyeti altında kalmış ve tarihin her döneminde medeniyetlerin ilgi alanı olmaya devam etmiştir. Hıristiyanlık ve İslam bu şehirde hüküm süren iki önemli dindir. Romalılar, Partlar, Sasaniler ve Bizans İslam öncesi dönemin bölgeye hâkim olan devletleri olarak öne çıkmaktadır. Diyarbakır’da İslam fethi Hz. Ömer devrinde gerçekleşir. Hulefâ-i Râşidîn döneminden sonra yönetimi Emeviler devralmış bu dönemde Diyarbakır onların hâkimiyeti altında kalmıştır. Abbasiler dönemi Diyarbakır’da kitabelerine en çok rastlanan dönemlerden biri olarak görülmekted ...Daha fazlası

Erişime Açık

HÂŞİM BEY’İN ŞEHNÂZ İLÂHÎSİ VE UNUTULAN ŞEHNÂZ MEVLEVÎ ÂYÎN-İ ŞERÎFİ

CEM ÇIRAK

Türk müzik târihinin önemli şahsiyetlerinden biri olan Hâşim Bey, Hamâmîzâde İsmâil Dede Efendi’nin meşk silsilesinin bir halkası olmasıyla, hocalığıyla, bestekârlığıyla, saray hizmetleriyle ve yazdığı mecmuayla meşhur olmuş bir sanatkârdır. Mevlevîlik ve Bektâşîlik yollarına müntesîb olduğunu bildiğimiz bestekârın müellifi olduğu mecmuaya dâhil ettiği edvârında aktardığı müzik ve insan vücudu hakkındaki ezoterik bilgiler de kendisinin tasavvuf zevk-i mânevîsine bağlı olduğu fikrini pekiştirmektedir. Buna rağmen bugün geleneksel TSM repertuvarımızda bestekârın müzik yapıtları arasında tek bir ...Daha fazlası

Erişime Açık

“Anlatısal Karşıtlık” Açısından Haldun Taner’in “Fasarya” Adlı Öyküsünde İçerik ve Yöntem

MUSTAFA TEMİZSU

Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden Haldun Taner’in Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu adlı kitabı 1953 yılında yayımlanmıştır. Bu yazıda, kitapta yer alan “Fasarya” adlı öykü, içerik ve yöntem açısından incelenecektir. Genel bir ifadeyle, öykünün anlamsal düzlemini oluşturan konu, tema ve içerik gibi unsurların metnin anlatısal stratejisinde “karşıtlıklar” üzerine inşa edildiği gözlemlenmektedir. Aynı durum yöntem başlığı altında inceleyeceğimiz anlatıcı ve zaman gibi problemlerde de kendini göstermektedir. Anlatısal karşıtlık ifadesiyle kast edilen, salt edebiyatın temel enstrümanlarından olan t ...Daha fazlası

Erişime Açık

Olağanüstü Koşullarda Fıkıh Usulüne Dair Farklı Yaklaşımların Ortaya Çıkışı

AHMET AYDIN

Bu makale, hukuk sosyolojisi bağlamında bir inceleme olarak değerlendirilebilir. Asırları kapsayan bir hukuk sisteminin doğru anlaşılması için onun tarihi, coğrafik, sosyolojik arka plandan bağımsız incelenemeyeceği tabiidir. En azından bu unsurları dikkate alan çalışmaların daha aydınlatıcı olacağı söylenebilir. Bu araştırmada, sosyal koşulların önemli oranda değişiklik arz ettiği dönemlerde fıkıh usulünde farklı görüşlerin ortaya çıktığı tezi savunulmaktadır. Makalede iki farklı dönem incelenecektir. Bunlardan birincisi, Moğol istilası ve Endülüs’ün işgalinin yaşandığı zaman dilimidir. ...Daha fazlası

Erişime Açık

Osmanlı İmparatorluğunda Ordu, İhtilal ve Din

HAKKI KARAŞAHİN

Bu araştırma, Türk tarihinde ordu, ihtilal ve din etkileşimini din sosyolojisi ve yapı-kültür ilişkisi bağlamında konu edinmektedir. Askerî ihtilallerin yapısal ve kültürel sürekliliği problemi analiz edilmektedir. Araştırma, askerî darbeleri güdüleyen dinî, toplumsal ve kültürel yapıların değişimini veya süreklik kazanan kalıpları anlamayı ve açıklamayı amaç edinmektedir. Bu amaç doğrultusunda araştırma, Osmanlı toplumunda gerçekleşen askeri darbelerin nispeten standartlaşmış, süreklilik kazanmış kültürel yapılaşmaları, değişimleri ve farklılaşmaları betimlemeye ve zaman zaman da bunl ...Daha fazlası

Erişime Açık

Toplumsal Gerçekliğin İdeolojik İnşasında Bir Kitle İletişim Aracı Olarak Sinemanın Rolü: Potemkin Zırhlısı Filmi Örneği

Mehmet Emin Satır

İnsanlık tarihi boyunca çeşitli anlatı tekniklerinin toplumsal yaşamda kullanıldığı gözlemlenmektedir. Sinema, bu anlatı tekniklerinden birisidir. Teknolojik gelişmelerle yakından ilişkili olan sinema, gelişimini bilimsel ve teknolojik ilerlemelere borçludur. Sahip olduğu görsel ve işitsel özellikleri sayesinde sinema, anlatı teknikleri arasında özel bir öneme sahiptir. Sinema ayrıca hem bir sanat formu olup, hem de bir kitle iletişim aracıdır. Kitlesel yönünün güçlü olması nedeniyle sinema, iktidarlar tarafından bir araç olarak kullanılabilmektedir. İktidarların ve eg ...Daha fazlası

Erişime Açık

Bilginin Seyirlik Hale Dönüştürülmesi ve Kim Milyoner Olmak İster Programı Özelinde Bilgi Yarışmaları Üzerine Bir İnceleme

Mehmet Emin Satır

Bir medya gösterisi ve televizyon programı olan Kim Milyoner Olmak İster yarışması, gösteri toplumunda bilginin gösteriye dönüştürüldüğü ve bir medya gösterisi olarak bilgi ve kültürün, kültür endüstrisi tarafından kullanıldığı bir yarışma formatıdır. Televizyon yayın formatına uygun hale getirilen bilgi, aynı zamanda kapitalist ekonomizm mantığı içerisinde ödüle giden yolda bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu durum da izler kitle üzerinde kapitalist ve rekabetçi ilkelere uygun kanaatlerin oluşturulmasında etkili olmaktadır. Küresel çapta dev bir gösteriye dönüşen bilgi yarışmalarının aslında ...Daha fazlası

Erişime Açık

Sedasyon Uygulama Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması

ESRA AKIN

Amaç: Bu çalışma, “Sedasyon Uygulama Ölçeği”nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirliğinin incelenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Bu metodolojik araştırmanın çalışma grubunu, iki farklı hastanenin yoğun bakım ünitelerinde görev yapan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 105 hemşire oluşturdu. Veri toplama aracı olarak hemşire tanıtım formu ve hemşirelerin mekanik ventilasyon desteğinde olan hastaların sedasyon yönetimine ilişkin tutum ve davranışlarını değerlendirmesini sağlayan Sedasyon Uygulama Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde; Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı, korelasyon analizleri ...Daha fazlası

Erişime Açık

17. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda “Bağnazlığın Zaferi” Efsanesi

Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1973) eserinden bu yana, tarihçiler arasında 1600’lerden sonra, büyük oranda tutucu Kadızâdelilerin yükselişinin bir etkisi olarak Osmanlı ulemasının akli ilimlere olan merakının kaybolduğu görüşü kabul edilmiştir. Bu makalede, 17. yüzyıl Osmanlı uleması arasında akli ilimlere olan ilgide aslında düşüş olmadığını savunmaktayım. Bilakis mantık, diyalektik, felsefe ve kelâma olan ilgi yükselişte gibi görünmektedir. Safevi İran’dan kaçan Sünni Fars, Azeri ve Kürt âlimler kendileriyle birlikte akli ilimlerdeki yeni ilmi çalışmalarını getirmiş ...Daha fazlası

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms