Bu çalışmada Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin (ö. 986/1561) Şifa Risalesi’nde ele aldığı salgın hastalıklar ve salgın hastalıklarla mücadelede tevekkül anlayışı ve zamanının tedavi yöntemlerini kelamî bakış açısıyla incelemeye çalıştık. Her ne kadar tevekkül denince ilk olarak tasavvuf, tedavi denince tıp ilmi akla gelse de konunun itikad, dolayısıyla kelam ilmini ilgilendiren bir yönünün olduğu aşikardır. Böylesi bir çalışma ile henüz hakkında yeterli çalışma olmayan Şifa Risalesi’ni tanıtarak, bu risale örneğinden hareketle salgın hastalıkların, depremler ve sel felaketlerinin çokça yaşandığı ve büyük yıkımlara sebep olduğu zamanımızda inanan bireylerin itikadî açıdan istikamet üzere kalmalarının ana ilkesi olan Fâil-i Muhtâr inancını gündeme taşımayı amaçlamaktayız. Çalışma, insan ve toplum davranışlarını inceleme konusu yapan, olay ve olguları gerçekçi bir ortamda bütüncül bir şekilde incelemeyi esas alan nitel araştırma yöntemi kullanılarak yapıldı. Çalışma temelde tek esere dayandığından gerekli görüldüğünde başvurulan eserler de çalışmanın başında toplanabildiğinden çalışma belgesel (dokümana dayalı) veri toplama şekliyle gerçekleştirildi. Çalışmada öncelikle problem alanlarının tespiti yapıldı. Daha sonra Taşköprîzâde’nin Şifa adlı risalesi esas alınarak; bulaşıcılık, bulaşıcılığın ilk kaynağı, bulaşıcılıkla ilgili rivayetlerin değerlendirilmesi gibi konular ele alındı. Salgın hastalıkların sebepleri ve maddî tedavi yöntemleri üzerinde durulduktan sonra bir kelam problemi olarak salgın hastalıklar değerlendirme konusu yapıldı. Son bölümde iv ise Taşköprîzâde’nin salgın hastalıklarla mücadelede dua ve tevekkül anlayışı ortaya konularak güncel problemler bağlamında değerlendirmeler yapıldı. Sonuç olarak literatürde tıp eseri olarak zikredilen, içerdiği kavramlar açısından tasavvufun alanına girdiği söylenebilecek, tartıştığı konular açısından hadis ve tefsir alanlarına girdiği düşünebilecek olan Şifa Risalesi’ni kelamî açıdan ele almaya çalıştık. Çünkü birbirinden bağımsız düşünülemeyen İslâmî ilimlerin öncelikli maksadının bid’atlardan uzak bir itikadı temellendirmek ve bu itikada paralel bir yaşam sürecini bina etmek olduğu söylenebilir.
Eser Adı (dc.title) | TAŞKÖPRÎZÂDE’NİN ŞİFA RİSALESİ’NDE SALGIN HASTALIKLARLA MÜCADELEDE TEVEKKÜL VE TEDBİR ANLAYIŞI |
Eser Sahibi (dc.contributor.author) | Ayhan SAVAŞ |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | İbrahim KAPLAN |
Yayıncı (dc.publisher) | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Tür (dc.type) | Yüksek Lisans |
Özet (dc.description.abstract) | Bu çalışmada Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin (ö. 986/1561) Şifa Risalesi’nde ele aldığı salgın hastalıklar ve salgın hastalıklarla mücadelede tevekkül anlayışı ve zamanının tedavi yöntemlerini kelamî bakış açısıyla incelemeye çalıştık. Her ne kadar tevekkül denince ilk olarak tasavvuf, tedavi denince tıp ilmi akla gelse de konunun itikad, dolayısıyla kelam ilmini ilgilendiren bir yönünün olduğu aşikardır. Böylesi bir çalışma ile henüz hakkında yeterli çalışma olmayan Şifa Risalesi’ni tanıtarak, bu risale örneğinden hareketle salgın hastalıkların, depremler ve sel felaketlerinin çokça yaşandığı ve büyük yıkımlara sebep olduğu zamanımızda inanan bireylerin itikadî açıdan istikamet üzere kalmalarının ana ilkesi olan Fâil-i Muhtâr inancını gündeme taşımayı amaçlamaktayız. Çalışma, insan ve toplum davranışlarını inceleme konusu yapan, olay ve olguları gerçekçi bir ortamda bütüncül bir şekilde incelemeyi esas alan nitel araştırma yöntemi kullanılarak yapıldı. Çalışma temelde tek esere dayandığından gerekli görüldüğünde başvurulan eserler de çalışmanın başında toplanabildiğinden çalışma belgesel (dokümana dayalı) veri toplama şekliyle gerçekleştirildi. Çalışmada öncelikle problem alanlarının tespiti yapıldı. Daha sonra Taşköprîzâde’nin Şifa adlı risalesi esas alınarak; bulaşıcılık, bulaşıcılığın ilk kaynağı, bulaşıcılıkla ilgili rivayetlerin değerlendirilmesi gibi konular ele alındı. Salgın hastalıkların sebepleri ve maddî tedavi yöntemleri üzerinde durulduktan sonra bir kelam problemi olarak salgın hastalıklar değerlendirme konusu yapıldı. Son bölümde iv ise Taşköprîzâde’nin salgın hastalıklarla mücadelede dua ve tevekkül anlayışı ortaya konularak güncel problemler bağlamında değerlendirmeler yapıldı. Sonuç olarak literatürde tıp eseri olarak zikredilen, içerdiği kavramlar açısından tasavvufun alanına girdiği söylenebilecek, tartıştığı konular açısından hadis ve tefsir alanlarına girdiği düşünebilecek olan Şifa Risalesi’ni kelamî açıdan ele almaya çalıştık. Çünkü birbirinden bağımsız düşünülemeyen İslâmî ilimlerin öncelikli maksadının bid’atlardan uzak bir itikadı temellendirmek ve bu itikada paralel bir yaşam sürecini bina etmek olduğu söylenebilir. |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2023-11-02 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2023-11-02 |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2023 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Tâûn |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Taşköprîzâde |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Şifa |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/11469/3812 |