İnsanın haysiyet ve şerefini koymuş olduğu kurallarla koruma altına alan İslâm dini,
onun; canına, malına ve ırzına yapılacak saldırıları büyük günahlardan saymış ve bunlarakarşı işlenecek suçları engellemek adına bir takım müeyyideler getirmiştir. Mala yöneliksuçlar arasında yer alan hırsızlık eylemi İslâm ceza hukukunda had suçları içerisinde yer almakta olup bu suçu işleyen faile el kesme cezası öngörülmektedir. Ancak İslâm hukukçuları bu suçun oluşumu ve cezanın uygulanması için; suçun konusu olan mal, bu malın bulunduğu mahal, suçun icrası ve eylemi gerçekleştiren kişi ile ilgili birtakım şartlar aramışlar ve bazı hususlarda farklı görüşler ortaya koymuşlardır.
İslâm hukuk tarihinde nasların zahirlerindeki hükümlerle yetinmeyi ilke edinen tek
yaklaşım olan Zâhirî mezhebi fıkıhta re’ye ne ölçüde yer verilmesi gerektiği konusunda ortaya çıkan ayrışmada re’y/kıyas karşıtlığının vardığı nihâî noktayı temsil etmektedir. Bu mezhebin zahirciliği, şer’î hükümlerin elde edilmesinde nasların yalnızca lafız anlamları ile yetinmeleri anlamına gelir. Zâhirîlerin bu özellikleri hırsızlık suçuna yaklaşımlarında net bir şekilde görülmektedir. Çünkü onlar hırsızlık suçu ile ilgili âyetin zahiriyle yetinmektedirler. Bu sebeple de hırsızlıkta malın yakın akrabadan, devlet hazinesinden veya korunaklı alandan çalınmış olması vb. durumlarında diğer mezheplerden farklı olarak hırsıza had cezasının
uygulanması gerektiği görüşünü savunmuşlardır
Eser Adı (dc.title) | Zâhiri Mezhebine göre hırsızlık haddinin teşekkülü |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | Mehmet DİRİK |
Yayıncı (dc.publisher) | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Tür (dc.type) | Yüksek Lisans |
Özet (dc.description.abstract) | İnsanın haysiyet ve şerefini koymuş olduğu kurallarla koruma altına alan İslâm dini, onun; canına, malına ve ırzına yapılacak saldırıları büyük günahlardan saymış ve bunlarakarşı işlenecek suçları engellemek adına bir takım müeyyideler getirmiştir. Mala yöneliksuçlar arasında yer alan hırsızlık eylemi İslâm ceza hukukunda had suçları içerisinde yer almakta olup bu suçu işleyen faile el kesme cezası öngörülmektedir. Ancak İslâm hukukçuları bu suçun oluşumu ve cezanın uygulanması için; suçun konusu olan mal, bu malın bulunduğu mahal, suçun icrası ve eylemi gerçekleştiren kişi ile ilgili birtakım şartlar aramışlar ve bazı hususlarda farklı görüşler ortaya koymuşlardır. İslâm hukuk tarihinde nasların zahirlerindeki hükümlerle yetinmeyi ilke edinen tek yaklaşım olan Zâhirî mezhebi fıkıhta re’ye ne ölçüde yer verilmesi gerektiği konusunda ortaya çıkan ayrışmada re’y/kıyas karşıtlığının vardığı nihâî noktayı temsil etmektedir. Bu mezhebin zahirciliği, şer’î hükümlerin elde edilmesinde nasların yalnızca lafız anlamları ile yetinmeleri anlamına gelir. Zâhirîlerin bu özellikleri hırsızlık suçuna yaklaşımlarında net bir şekilde görülmektedir. Çünkü onlar hırsızlık suçu ile ilgili âyetin zahiriyle yetinmektedirler. Bu sebeple de hırsızlıkta malın yakın akrabadan, devlet hazinesinden veya korunaklı alandan çalınmış olması vb. durumlarında diğer mezheplerden farklı olarak hırsıza had cezasının uygulanması gerektiği görüşünü savunmuşlardır |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 15.02.2018 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2018-02-15 |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2017 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Zâhirîler |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Had suçu |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Had cezası |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Cumhur |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Hırz |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | Http://hdl.handle.net/11469/268 |