Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 1.977 Adet 0.002 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Filtreler
Filtreler
Bulunan: 1.977 Adet 0.002 sn
Koleksiyon [20]
Tam Metin [2]
Eser Sahibi [19]
Yayın Türü [9]
Yayın Tarihi [20]
Yayıncı [20]
Kayıt Giriş Tarihi [20]
Tez Danışmanı [20]
Dergi Sayısı [20]
Yayın Dili [4]
Konu Başlıkları [20]
Dergi Adı [20]
Editör/Editörler [19]
Haber Türünün Belirlenmesinde Makine Öğrenmesi Yöntemlerinin Performans Analizi

Güzel Başpınar

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

İnternetin en büyük bilgi kaynağı olarak kabul edildiği bilgi çağında, elektronik ortamdaki metinlerin sayısının giderek artması, metin madenciliği ve makine öğrenimi konularının önemini arttırmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bu alanlarda da sürekli olarak yeni gelişmeler olmaktadır. Geliştirilen yeniliklerle, herhangi bir platformda düzensiz olarak bulunan metinlerin anlamlı bir şekilde birleştirilerek sınıflandırılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, farklı makine öğrenimi yöntemi kullanılarak haber metinleri sınıflandırıldı ve makine öğrenimi tekniklerinin performansı incelendi. Veri seti olarak kategoril . . .ere ayrılmış haber metinleri kullanıldı Daha fazlası Daha az

Finans Kurumlarında Aykırı Gözlem Tespiti

Ömercan KURT

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Türkiye’de KOBİ, OBİ işletmelerin nakit akışına ihtiyacının pik yaptığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönemde finans sektöründeki işlemlerin sayısının artması beraberinde farklı riskleri ve denetleme maliyetlerini de getirmiştir. Bu riskler sahtecilikten kredi riskine, veri tabanı hatalarından, operasyonel problemler ve müşteri kayıplarına kadar çok farklı alanlarda gerçekleşebilir. Bu çalışmada faktoring işlemleri için istatistiksel yöntemler ile aykırı gözlemleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. Aykırılık analizi bağlamında karakteristikleri ana kümeden büyük sapma gösteren çek, müşteri adedi, işlem adedi, ya da işlem türü gözlemleri . . .aykırı olarak tanımlanmaktadır. Çalışmada kullanılan veritabanı bir faktoring şirketinin 2021 ile 2023 yılı 1. çeyreği itibariyle yapmış olduğu faktoring işlemlerinden elde edilen Çek, Müşteri, Keşideci, Pazarlama ve Operasyon personeli ile ilgili bilgiler toplanarak veri seti oluşturulmuştur. Oluşturulan veriler ile Kredi Kayıt Bürosu’ndan (KKB) keşideciler ve müşteriler için Çek Raporu ve Risk Raporu’ndan elde edilen verilerle birleştirilmiş ve 2 farklı aykırı gözlem tespiti yöntemi kullanılmıştır Daha fazlası Daha az

Makine Öğrenmesi Uygulaması İle Türkiye’deki Yıllık Enflasyon Oranlarının İncelenmesi

Yunus Emre Burhan Büyükçapar

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Türkiye, coğrafi konumu, nüfusu ve ekonomik potansiyeliyle önemli bir Orta Doğu ve Avrupa ülkesidir. Son yıllarda hızlı bir ekonomik büyüme ve gelişme süreci yaşamıştır. Ancak, ekonomik büyümenin yanında Türkiye'nin karşılaştığı önemli zorluklardan biri de enflasyondur. Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli bir artışı ifade eder ve ekonomik istikrarı tehdit eden önemli bir faktördür. Türkiye'nin enflasyon sorunu, ekonomik politikaların merkezinde uzun yıllardır yer almıştır. Yüksek enflasyon oranları, fiyat istikrarını bozarak tüketici güvenini zedeler, yatırımları olumsuz etkiler ve ekonomik büyümeyi sınırlar. Bu ned . . .enle, Türkiye ekonomisinin enflasyon konusu üzerinde odaklanması ve etkin politikalar geliştirmesi önemlidir. Bu bitirme projesi, Türkiye ekonomisi ve enflasyon ilişkisi incelenerek makine öğrenmesi yöntemlerinin kullanımıyla yıllık enflasyon oranlarının analizi ve tahmini amaçlanmaktadır. Bu çalışmanın genel amacı, Türkiye ekonomisinin enflasyon sürecini daha iyi anlamak, etkileyen faktörleri belirlemek ve enflasyon tahminlerinin doğruluğunu artırmaktır. Bu bölümde, Türkiye ekonomisi ve enflasyon konusu hakkında genel bir bakış sunulacaktır. İlk olarak, Türkiye'nin ekonomik yapısı ve büyüme performansı ele alınacak. Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik büyüme hızı, sanayileşme, dış ticaret ve turizm gibi faktörler üzerinde durulacaktır. Ardından, enflasyonun Türkiye ekonomisindeki önemi ve etkileri incelenecektir. Yüksek enflasyonun ekonomik istikrar üzerindeki olumsuz etkileri ve tüketici davranışları üzerindeki etkileri ele alınacak. Ayrıca, Türkiye'deki enflasyonun nedenleri ve geçmiş dönemlerdeki eğilimleri de analiz edilecektir. Son olarak, makine öğrenmesi yöntemlerinin enflasyon analizi ve tahminindeki potansiyeli hakkında bir genel bakış sunulacaktır. Makine öğrenmesi teknikleri, büyük veri setlerinin analiz edilmesi ve karmaşık desenlerin tanımlanması için güçlü bir araç seti sunar. Bu çalışma, Türkiye'deki yıllık enflasyon oranlarının incelenmesinde makine öğrenmesi yöntemlerinin nasıl kullanılabileceğini ve enflasyon tahminlerinin doğruluğunu artırabileceğini araştıracaktır. Bu bölüm, bitirme projesinin genel amacını ve kapsamını belirtirken aynı zamanda Türkiye ekonomisi ve enflasyon konularına giriş yapmaktadır. Ardından, makine öğrenmesi yöntemlerinin kullanımının önemi vurgulanarak çalışmanın temel motivasyonu açıklanmaktadır Daha fazlası Daha az

Effect of Coating Material on High Temperature Oxidation of Inconel 738LC Superalloy

Simge AVCI

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Inconel 738LC alaşımı nikel bazlı bir süperalaşımdır ve genellikle gaz türbinlerinde, türbin nozullerinde ve türbin bıçaklarında kullanılmaktadır. Gaz türbin motoru bileşenlerinde kullanımı yaygın olan Inconel 738LC çalışma ortam koşulları sebebi ile yüksek sıcaklık ile birlikte yüksek korozyona da maruz kalmaktadır. Bu sebeple, bu malzemenin yüksek sıcaklık mukavemet değeri ve yüksek sıcaklık oksidasyon direnci büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada karbon elementinin Inconel 738 alaşımında mekanik ve mikroyapısal etkileri incelenmiştir. Oda sıcaklığında ve iki farklı yüksek sıcaklıktaki çekme testlerinin sonuçları karşılaşt . . .ırılmıştır. Mikroyapı çalışmaları ile faz yapısına olan etkileri değerlendirilmiştir. 760 ve 982°C'de mekanik özellikler için, düşük karbonlu numuneler daha yüksek akma mukavemeti, çekme mukavemeti ve uzama değerleri vermiştir. Bu sonuçların nedenleri öncelikle γ ve γ' fazlarının azalmasına, dolayısıyla MC ve M6C karbürlerin artmasına ve ayrıca daha düşük karbon içeriği ile tane boyutunun küçülmesine bağlanmıştır. Çalışmanın devamında düşük karbonlu olarak bilinen Inconel 738LC alaşımının iki farklı kaplama türü ile yüksek sıcaklık oksidasyonuna direnci yorumlanmıştır. Kaplama türlerinin, ana metal olan Inconel 738LC ile uyumunun yüksek sıcaklık korozyon testi sonrası yapılan SEM analizleri ile değerlendirmesi yapılmıştır. SEM analizi ile iki farklı kaplama toz alaşımının etkinliği karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. 850°C'de yapılan oksidasyon testinde yüzeydeki oksijen oranı kaplanmamış numunede %23 iken, kaplanmış numunelerde %33-36'ya yükselmiştir. Uygulanan iki kaplama türününde Inconel 738 düşük karbonlu malzemesinin çalışma ortam sıcaklığına uygun bulunmadığı görülmüştür. Kaplama alaşımında bulunan baz elementin oksijen afinitesinin sıcaklığa bağlı davranışları da göz önünde bulundurulduğunda refrakter metal olarak bilinen krom bazlı kaplamanın, oksidasyon direncinin daha yüksek olduğu görülmüştür Daha fazlası Daha az

Experimental Investigation and Numerical Modeling of Fiber Reinforced Concrete Beams for Different Failure Modes

Marwan AL SAMAN

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu çalışma temel olarak, Beton Plastikleşme Hasar modelinin (ing. Concrete Damaged Plasticity CDP) ve Değiştirilmiş Basınç Alanları Teorisi (ing. Modified Compression Field Theory, MCFT) formülasyonlarının doğrusal olmayan sonlu elemanlar yöntemine uygulanmasının etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Farklı boyutlar, kullanılan çelik lif miktarı, beton dayanımı ve çekme donatısı oranı gibi geniş ölçekli değişkenleri kapsayan iki kiriş grubu üzerinde incelemeler gerçekleştirilmiştir. Birinci grup kirişler literatürden alınmış, ikinci grup kirişler ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Yapı Mekaniği Laboratuvarında tasarlan . . .mış, imal ve test edilmiştir. Temel olarak gruplar, kirişlerin eğilmede veya kesmede kritik davranışa yol açacak tasarımlara sahip olmasına göre ayrılmıştır. Birinci grup, üçü çelik lifli ve ikisi lifsiz olmak üzere beş kiriş numunesinden oluşmuştur. Bu grup eğilmeye bağlı bir göçme tipine neden olacak şekilde tasarlanmıştır. İkinci grup kirişler ise, lif veya etriye içermediklerinde gevrek kesmeden kırılacak şekilde tasarlanmıştır. Yapılan deneysel ve sayısal çalışmalar yük-deplasman davranışı, süneklik ve hasar durumları bağlamında incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, CDP modeli ve MCFT formülasyonu genel olarak eğilmede kritik kirişlerin davranışını belirlemede başarılı olurken, MCFT formülasyonu kesmede kritik olan kiriş davranışını yakalamada yeterli başarıyı gösterememiştir. This study mainly aims to assess the efficiency of implementation of Concrete Damaged Plasticity model and Modified Compression Field Theory formulations into the nonlinear finite element method. The investigation was carried out on two groups of beams in order to cover a wide range of geometry, amount of steel fibers used, concrete strength, and tensile reinforcement ratio. Beams of the first group were taken from the literature and the second group beams were designed, constructed, and tested at the İzmir Katip Çelebi University Structural Mechanics Laboratory. Basically, the groups were separated considering the behavior being either critical in flexure or shear. The first group consisted of five beam specimens, three including steel fibers and two w/o fibers. This group was designed to fail from flexure. On the other hand, the second group of beams were designed to fail from brittle shear when did not contain fiber or stirrups. An investigation and analyze was made on the load-deflection behavior, ductility and crack patterns for the conducted experimental and numerical work. According to the findings, the CDP model and MCFT formulations were generally capable of determining of the behavior of the beams critical in flexure while MCFT formulations provided limited accuracy to capture the shear-critical beam behavior. Daha fazlası Daha az

Comparison of the Methods Used in Acquisition of Private Property in the Scope of Public Interest

Tolga Kahyaoğlu

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Public institutions need movable and immovable property, resource and altitude rights in order to perform their duties and services imposed on them by the constitution and laws. It is possible for public institutions to obtain these needs by renting or purchasing them by making a contract like all other real and legal legal persons. However, if the person who owns the properties or rights required by the Public Institutions does not want to make a contract, or if the price cannot be agreed upon, it will lead to the disruption or non-fulfillment of the duties and services required to be fulfilled by the public institution. For . . . this reason, Public Institutions may have to use the public power witnessed by the Constitution in order to have the properties or rights they need in order to perform their duties and services. Article 35 of the Constitution states that "the property right can only be limited by law for the purpose of public benefit", in accordance with the provision, it is possible with the decision of public interest to own the immovable properties owned by private and legal law persons who are needed and not belonging to the public. In this thesis study; the methods of private owned immovable property acquisition required by the Public Institutions in the scope of public interest decision will be outlined and these methods will be compared according to various criteria and various recommendations will be made as a result. Kamu Kurumları, kendisine anayasa ve kanunlarla yüklenen görev ve hizmetlerini gerçekleştirmek için taşınır ve taşınmaz mallar ile kaynak ve irtifak haklarına ihtiyaç duyarlar. Kamu kurumlarının bu ihtiyaçlarını, tüm öteki gerçek ve tüzel hukuk kişileri gibi sözleşme yaparak kiralamak ya da satın alarak elde etmesi mümkündür. Ancak Kamu Kurumlarının ihtiyaç duyduğu mal ya da hakkın sahibi olan Kişi, sözleşme yapmak istememesi, ya da bedel konusunda anlaşılamaması durumu kamu kurumunca yerine getirilmesi gereken görev ve hizmetlerin aksaması veya hiç yerine getirilememesine yol açacaktır. Bu nedenle Kamu Kurumları görev ve hizmetlerini yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu mal veya haklara sahip olabilmek için Anayasanın kendisine tanığı kamu gücünü kullanmak zorunda kalabilir. Anayasanın 35. Maddesi “mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir” hükmü uyarınca, gereksinim duyulan ve kamuya ait olmayan özel ve tüzel hukuk kişilerinin sahibi olduğu taşınmazların kamuya mal edilmesi kamu yararı kararı ile mümkün olabilmektedir. Bu tez çalışmasında; Kamunun ihtiyaç duyduğu özel mülkiyetteki taşınmazları, kamu yararı kararına istinaden elde etme yöntemlerine ana hatlarıyla değinilecek ve çeşitli kriterlere göre bu yöntemler karşılaştırılacak ve sonucunda çeşitli önerilerde bulunulacaktır Daha fazlası Daha az

Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi Araçları ile Elektrik Tüketimi Tahmini

Umut Yıldız

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu çalışma, stratejiler oluşturabilmeleri ve gerekli önlemleri alabilmeleri için çeşitli işletmeler için elektrik kullanımının tahmin edilmesi gibi kritik bir konuya odaklanmaktadır. Çalışmanın özel amacı, elektrik kullanımını kaydeden cihazların yanı sıra termokupl içeren sensörler ve analizörlerden elde edilen verileri kullanarak bir üretim hattındaki makinelerin elektrik tüketimini tahmin etmektir. Bunu yapmak için, tahmin modellerinde zaman serisi verilerinin temel özelliklerini yakalama becerisiyle dikkat çeken Prophet tekniği kullanıldı. Ayrıca, çalışma, sıcaklık verilerinin hem kullanımını hem de hariç tutulmasını dikkate ala . . .rak güç kullanımını tahmin etmede Prophet yaklaşımının yararlılığını araştırmaktadır. Hem tek değişkenli hem de çok değişkenli senaryolar için tablo ve şekillerde gösterilen bulgular, Prophet yönteminin etkinliğini göstermektedir. RMSE, MAE ve SMAPE puanlarının karşılaştırılması, sıcaklık verilerinin kaldırılmasının, sıcaklık verilerine sahip olmaktan daha iyi tahminlere yol açtığını da gösterir. Prophet tekniğine ek olarak, bu çalışma güç kullanımını tahmin etmek için LSTM ve ARIMA modellerinin kullanılmasını önermektedir. LSTM modelleri, zaman serisi verilerindeki önemli kalıpları tanıma yetenekleriyle tanınır ve bu da onları bu bağlamda paha biçilmez bir araç haline getirir. LSTM modelleri, uzun vadeli ilişkileri yakalama kapasitelerinden yararlanarak güç kullanımı için güvenilir tahminler sağlayabilir. Otoregresif, hareketli ortalama ve fark bileşenlerini birleştiren ARIMA modelleri, zaman serisi analizinde sağlam bir temele sahiptir ve trendleri ve mevsimsellik kalıplarını verimli bir şekilde yakalayabilir. LSTM ve ARIMA modellerinin gelecekteki çalışmalara dâhil edilmesi, performansları hakkında ek bilgiler sağlayacak ve güç kullanımını tahmin etmek için en iyi tekniğin belirlenmesine yardımcı olacaktır Daha fazlası Daha az

Belirlenmiş Mühendislik Problemlerinin Tasarımı, Modellenmesi ve Optimizasyonu için Çoklu-Stokastik Nonlineer NöroRegresyon Analizi ve Geleneksel Olmayan Arama Algoritmaları Tabanlı Yeni Bir Sistematik Yaklaşım

Melih Savran

Doktora Tezi | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Tez çalışmasında, mühendislik problemlerinin çözüm aşamasında; deney tasarımı, matematiksel modelleme ve optimizasyon metotlarının en etkili ve verimli bir biçimde kullanımı için araştırmalar yapılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, gerek literatürden seçilen, gerekse tezde tanımlanan orijinal problemler olmak üzere 14 farklı problemin çözümünde deney tasarımı, matematiksel modelleme ve optimizasyon süreçlerinin problem çözümü üzerindeki etkileri incelenmiştir. Deney tasarım metodu olarak literatürde de en sık rastlanan Central Composite, Full Factorial, Taguchi, Box Behnken, D-Optimal metotları kullanılmış ve bu metotlarla elde edilen . . . veri setlerinin matematiksel model oluşturmada etkileri araştırılmıştır. Matematiksel modelleme sürecinde yine literatürde sıklıkla kullanılan Regresyon, Yüzey Yanıt Yöntemi ve Yapay Sinir Ağları gibi metotların değerlendirmesine yer verilip bu tez çalışması kapsamında yeni modelleme metotları olarak tanıtılan nöro regresyon ve stokastik nöro regresyon metotlarının farklı problemler üzerinde uygulamaları gösterilmiştir. Tez çalışması kapsamında ortaya konulan orijinal iki modelleme metodundan; nöro regresyon, yapay zeka ve regresyonun avantajlarından yararlanarak matematiksel model oluşturmayı hedeflerken, stokastik nöro regresyon gerçek ve tahmin edilen değerler farkını minimize etmek ve en uygun model katsayılarını belirlemek için yapay zeka ve regresyona ek olarak stokastik optimizasyon tekniklerinden faydalanır. Bir diğer başlık olan optimizasyon sürecininde; Differential Evolution, Nelder Mead, Random Search ve Simulated Annealing metotları tez çalışmayı boyunca problem çözümlerinde tercih edilen optimizasyon algoritmaları olmuştur. Tez çalışmasında; deney tasarımı, modelleme ve optimizasyon için Mathematica, Matlab, Design Expert, Minitab programları kullanılmıştır. Uygulama alanına sahip olan orijinal problem üzerinden deney tasarım metotları; Full Factorial, D-Optimal, Central Composite, Taguchi ve Box Benhken’ın birbirleriyle karşılaştırmaları yapılmıştır. Nöro Regresyon ve Stokastik Nöro Regresyon metotlarının; Yapay Sinir Ağları, Yüzey Yanıt Yöntemi ve Regresyon metotları ile karşılaştırıldıklarında, bir çok avantaja sahip oldukları ve bu metotlara alternatif olarak kullanılabilecekleri gösterilmiştir. Matematiksel modellemede, data setinin eğitim ve test olarak ayrılması aşamasında takip edilen farklı metotların modelleme ve model başarısı üzerine etkileri hold out, k-fold cross validation ve bootstrap data ayırma teknikleri kullanılarak araştırılmıştır. Matematiksel modellerin başarısını ölçmede farklı model değerlendirme kriterlerinden yararlanılmaktadır. Doktora tez çalışması kapsamında, literatür araştırması sonucu tespit edilen 22 farklı model değerlendirme kriteri kullanılarak model başarısı ölçülmüş ve başarı ölçütlerinin birbirleri ile karşılaştırması yapılmıştır. Bu tez çalışması kapsamında ortaya konulan boundedness check kriteri diğer tüm model başarı değerlendirme kriterlerinden farklı olarak modelin kullanılabilir olup olmadığı ile ilgili direk bilgi verebilen tek kriter olmuştur. Tez çalışmasında bir başka araştırma konusu; özel fonksiyonların matematiksel modellemede alternatif model tipi olarak kullanılabilir olup olmadığı ile ilgili olmuştur. Bessel, ChebyShevT, Erf, ExpIntegralIE, Fresnel, Hermite, HyperGeometric, LegendreP, RamanujanTauTheta, RiemannSiegelThetaözel fonksiyon tipleri modelleme amaçlı kullanılmış ve tez kapsamında kullanılan temel matematiksel fonksiyonlar ile karşılaştırmaları yapılmıştır. Bu doktora tezi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda; deney tasarımı, matematiksel modelleme ve optimizasyon süreçlerinin bir bütün olarak düşünülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bir problemin çözümünde aktif rol oynayan bu üç aşama tamamıyla birbirleriyle bağlantılıdır ve birinde ortaya çıkan olumsuzluk diğer süreçleri de etkiler. Tez çalışmasında, bahsedilen bu üç aşama ile ilgili detaylı çalışmalar yürütülmüş ve her bir aşamanın sonuçlar üzerinde direk etkiye sahip olduğu görülmüştür. Tez çalışmasının; deney tasarımı, modelleme ve optimizasyon ile ilgili aşağıdaki sorulara cevap ürettiği düşünülmektedir: ▪ Bir matematiksel modelleme metodu olarak literatürde farklı tip problemlerin çözümünde sıklıkla tercih edilen YSA’nın kısıtları ve sınırlamaları nelerdir? ▪ Model başarısını ölçmede en fazla tercih edilen kriterlerden biri olan R2 ‘nin tek başına bir değerlendirme kriteri olarak kullanılıp model için başarılı veya başarılı değil şeklinde bir karar verilmesi ne kadar anlamlıdır? ▪ Regresyon ve YYY modelleme metotlarında kullanılan polinom yapılar girdi ve çıktı parametreleri arasındaki ilişkiyi açıklamak için yeterli olur mu? Yoksa farklı matematiksel fonksiyonlar kullanımına da ihtiyaç duyulabilir mi? ▪ Taguchi’nin bir deney tasarım metodu olarak kullanılmasının modelleme üzerindeki etkisi nedir? ▪ Matematiksel modellemede, data setinin eğitim ve test olarak ayrılması aşamasında takip edilen farklı metotların modelleme ve model başarısı üzerine etkileri nelerdir? ▪ Model başarısını ölçmede hangi kriterleri kullanmak anlamlıdır? ▪ Deney tasarım metodu seçilirken nelere dikkat edilmelidir? Hangi deney tasarım metodunu kullanmak daha avantajlıdır? ▪ Özel matematiksel fonksiyonların modellemede kullanımı ne kadar anlamlıdır Daha fazlası Daha az

İzmir İli Aliağa İlçesi Sorunlarının ve Çözüm Önerilerinin Karma Araştırma Yöntemi ile Belirlenmesi

Murat GÜMÜŞ

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu proje çalışmamızda, İzmir ilinin Aliağa ilçesinde kamu tarafından yapılan/ yapılmayan çalışmalar ve uygulamaların şehirde yaşayan halk nezdinde nasıl bir karşılık bulduğunu, yine bu sorunlara halk gözüyle nasıl çözümler üretildiğini tespit edebilmek amaçlanmıştır. İzmir ili Aliağa ilçesinin sorunlarını ve çözüm önerilerini nitel ve nicel kısımları içeren karma araştırma yöntemiyle belirleyerek belediyeye, siyasi kurum ve kuruluşlara, üniversite ve derneklere, yapacakları çalışmalarda ışık tutmaya çalıştık. Anketimizde ilk olarak, küçük bir grup ile yazılı ve sözlü mülakat yapılarak nitel araştırma kısmı gerçekleştirilmişti . . .r. Bu araştırma ile belirlenen –ilçenin temel sorunlarını da içeren- nicel araştırma soruları sosyal medya aracılığı ile daha büyük bir grup ile paylaşılmış ve ankete katılmaları istenmiştir. Nitel araştırmaya 23 kişi, nicel araştırmaya 75 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda en önemli sorunların hava kirliliği, otopark ve hastane sorunu olduğu tespit edilmiştir. Diğer sorunlar ise, yanlış yapılmış şehir imar planları, imara aykırı yapılar, trafik sorunu, altyapı yetersizliği, binalarda engelli giriş ve yollarının bulunmaması, yol inşaatlarının çok uzun sürmesi, devlet hastanesi yetersizliği, okul çevresi güvenlik önlemlerindeki zafiyet, bitişik nizam yapılar, yeşil alan/piknik alanı yetersizliği, özel hastane yetersizliği, deniz kirliliği, düğün ve toplantı salonu yetersizliği, çocuk kreşi yetersizliği, hayvan barınaklarının yetersizliği, plaj alanı yetersizliği, sosyal kültürel alan eksikliği, ilçe otogarı olmaması ve kötü yapılmış park bahçe peyzajı olarak belirlenmiştir. Daha fazlası Daha az

Yapay Zeka Yöntemleriyle Araç Fiyat Tahmini

Adem GERÇEK

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu çalışma kapsamında yapay zeka yöntemleriyle araç fiyat tahmini hesaplanmış ve bu yöntemler de birbirleriyle kıyaslanmıştır. Otomotiv endüstrisi ülkemizin ekonomisi içerisindeki payı oldukça önemlidir. Otomotiv endüstrisindeki her şirket araç fiyat tahminini doğru tahminde bulunabilmesi, o şirketin hayata devam edebilmesi için mecburiyetler arasında yerini almaktadır. Firma yöneticileri, pazar payı ile beraber şirketin pazar içerisindeki otomotiv fiyatının nasıl olacağına dair doğru tahmini yapmak mecburiyetindedir. Bu çalışma kapsamında fiyat tahmininin tanımlanması ile fiyat tahmininde tercih edilen yöntemlerin sınıflandırılması . . . da bulunmaktadır. Talep tahmini yöntemlerinden kalitatif ve kantitatif olanlar ve alternatif yöntemler olarak yapay zeka yöntemlerinin kullanıldığına değinilmiştir. Son olarak yapay zeka açıklanmış, ayrıntılı olarak ifade edilmiştir. Uygulama modeli ve bu kapsamda yapılan çalışmalar ayrıntılı olarak anlatılmıştır Daha fazlası Daha az

Alüvyonel Zeminlerde Farklı Geometri ve Metotlarda İmal Edilen Kazıkların Laboratuvar Modeli ve Analizi

Taylan Ulaş Dinç

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Mühendislik özellikleri bakımından yetersiz zeminlerde inşası planlanan yüksek taban basınçlarına sahip yapı temellerinde yaygın olarak kazıklı temel sistemleri kullanılmaktadır. Kazıkların; yük, uygulama yöntemi, malzeme özelliği gibi parametrelere bağlı davranışlarının belirlenmesi saha ve laboratuvar çalışmaları ile yapılabilmektedir. Bu çalışmada, alüvyonel zeminlerdeki farklı kesit ve yanal alana sahip plastik özellikli beton kazıkların farklı uygulama metotlarına bağlı basınç ve çekme etkileri altındaki uzun ve kısa vadeli davranışları incelenmiştir. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin de içinde bulunduğu Gediz Deltası . . .bölgesinden alınan alüvyonel zeminin mühendislik parametreleri; Standart Proctor, kıvam limit, özgül ağırlık, direkt kesme testleri ve ıslak-kuru elek ve hidrometre analizleri ile belirlenmiştir. Alüvyonel zemin, deplasman kontrollü kazık model ünitesi içerisine optimum su içeriği ve kuru birim hacim ağırlığının %85’i oranında sıkıştırılarak yerleştirilmiştir. Foraj ve çakma metotları ile yerleştirilen kazıklara basınç ve çekme yükleri etkitilmiştir. Silindir ve kare kesitli plastik beton kazıkların davranışları, uzun ve kısa vadeli yüklemeler altında incelenmiştir. Yapılan çalışmalar; kazık geometrisi, uygulama yöntemi, üzerine etkiyen yükleme çeşidi ve yükleme süresinin kazık davranışını doğrudan etkilediğini göstermektedir. Çekme etkisi altında, kare kazıkların silindir kazık davranışına kıyasla çok daha az deplase olduğu görülmüştür. Basınç etkisi altında, uygulama yönteminin oluşan deplasman üzerinde önemli bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Zemine penetre edilerek yerleştirilen deplasman kazıklardan 40 x 40 mm ebatlı kare kazıkların en az deplase olduğu, ancak foraj uygulama yönteminde ise silindir kesitli kazıkların minimum deplasmana uğradığı görülmüştür. Kazık davranışları ile ilgili laboratuvar çalışmalarının ardından sonlu elemanlar yöntemi (FEM) yazılımı kullanılarak nümerik analizler gerçekleştirilmiştir. Nümerik analiz modeli oluşturulurken, deney sistemi 1:1 ölçekli olarak kullanılmıştır. Nümerik analizlerdeki malzeme model parametrelerinde deneysel çalışmalar ve literatürde kabul gören yaklaşımlardan yararlanılmıştır. Nümerik ve deneysel çalışmalardaki basınç etkisi altındaki davranış sonuçları foraj uygulama yöntemine yüksek oranda benzerlik göstermektedir. Elde edilen nümerik deplasman sonuçlarının deneysel çalışma bulguları ile yakınsadığı görülmektedir. Daha fazlası Daha az

GIS-Based Real Estate Legislation Information System Design: The Case of İzmir, Foça

Mert Kayalık

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Dünya nüfusunun 2025 yılında 8.5 milyara, 2050 yılında ise 9.7 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bahsedilen nüfus artışından kaynaklı gelecekte arazinin daha yoğun kullanılacağı öngörülmektedir. Bu sebeple sınırlı ve yenilenemeyen arazinin yönetimi bir zorunluluktur. Söz konusu arazinin yönetiminden bahsederken, bütünleşik parçası durumundaki taşınmazların (ör. Bina, parsel) ve bu taşınmazlara ilişkin mevzuatın (ör. Yasa, yönetmelik) yönetimi de planlanması gereken diğer hususlardandır. Geçmişten günümüze taşınmaz, sahip olduğu ekonomik değerden dolayı vatandaşlar için bir gelir kaynağı olurken, devletler için verginin . . .konusu olmuştur. Dolayısıyla taşınmazın yasal olarak ölçülmesi, tanımlanması ve kayıt altına alınması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaç Kadastro 2014 vizyonunda da yerini almıştır. Tam da bu amaca hizmet eden mevcut çalışmada temel motivasyon, taşınmazlara ait il, ilçe, mahalle/köy, ada, parsel bilgilerini kullarak ya da taşınmazların üzerine tıklayarak farklı kriterlerden dolayı (ör. Maliki, konumu, türü, kullanım amacı, iktisap şekli, takyidatı) tabi olduğu yasal düzenlemeleri tek bir uygulama üzerinden sunmaktır. Bu kapsamda pilot bölge olarak seçilen İzmir ilinin Foça ilçesinde CBS tabanlı bir taşınmaz mevzuatı bilgi sistemi tasarlanmıştır. Bunun için taşınmazla ilgili aktif yasalar (genel ve özel) belirlenerek kapsamlı bir ulusal mevzuat envanteri çıkarılmıştır. Çalışmanın devamında taşınmazlar, konumu ve öznitelikleri dikkate alınarak mevzuatlarla ilişkilendirilmiştir. Bahsedilen ilişkilendirme sonucunda mevzuat bilgisi, yönlendirici link ile birlikte öznitelik tablosundaki yerini almıştır. Bu sayede serbest piyasadaki alım-satım süreçlerinin ardından paydaşların mağduriyet yaşamasının önüne geçileceği öngörülmektedir. Yanlış mevzuata göre yürütülen dava, işlem ve faaliyetlerde ortaya çıkabilecek maddi ve manevi kayıplar da (ör. Para cezası, kullanım kısıtı, taşınmazın kaybı) büyük ölçüde azaltılacaktır. Tüm bunlara ek olarak, bilgi sisteminde kullanılan verilerin güncellenmesini otomatikleştirmek için bir model kurulmuştur. Sonuç olarak her bir taşınmaz için hizmet çeşitliliğini arttırıp, daha doğru kararlar verilmesini sağlayacak mevzuat bilgisi, sade bir ara yüz ile sorgulanabilir şekilde kullanıcıya sunulmuştur It is estimated that the world population will reach 8.5 billion in 2025 and 9.7 billion in 2050. It is foreseen that the land will be used more intensively in the future due to the mentioned population increase. For this reason, the management of limited and non-renewable land is a necessity. While planning the land management, the management of the real estates (e.g. building, parcel) and the legislations (e.g. law, regulation) are other issues that need to be planned. While the real estate is a source of income for the citizens due to its economic value, it has been the subject of tax for the states. Therefore, the need to legally evaluate, define and registry real estates has appeared. This need is also present in the Cadastre 2014 vision. In the current study, the main motivation is to present the legal legislations that real estates are subject to due to different criteria (e.g. owner, location, type, intended purpose, acquisition form, encumbrance). This presentation can be made both by using the province, county, neighborhood/village, block, parcel information of the real estates and by clicking on the real estates. In this context, a GIS-based real estate legislation information system was designed in the Foça/İzmir, which was selected as the study area. For this purpose, a comprehensive national legislation inventory was prepared by determining active laws (general and private) regarding real estate. In the continuation of the study, the real estates were associated with the legislation, taking into account their location and attributes. As a result of the mentioned association, the legislation information is located in the attribute table together with the guiding link. In this way, it is foreseen that the stakeholders will be prevented from experiencing aggrievements after the purchase and sale processes in the free market. Pecuniary loss and intangible damages (e.g. penalties, usage constraints, loss of immovable) that may arise in lawsuits, transactions and implementations will be minimized. In addition to all these, a model has been established to automate the updating of the data used in the information system. At the end of the study, the diversity of services for each real estate has been increased. As a result, legislative information, which will enable more accurate decisions to be made, is presented to the user in a inquirable form with a simple interface Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms