Çağdaş İslam dünyasındaki tefsir hareketi, daha geniş ufuklu,
daha derin yansımaları olan, çağdaş düşünceye daha uygun ve tefsir mirasına daha çok katkısı olan bir yönelişe tanık olmuştur. O da belâğat,
fesâhat, ses ve ifade güzelliği yönünden Kur’ân’ın beyânî i‘câzını ortaya
koyan beyânî tefsir yönelişidir. Kur’ân’ın ifade üslubuna dair incelikleri açıklayan beyânî tefsir, genel tefsirden bir cüz olup sanatsal açıdan
takdîm-te’hîr, hazif-zikir, teşâbüh-ihtilaf ve bir lafzı diğerine tercih etme
gibi ifade üslubuyla ilgili incelikleri ortaya çıkaran bir tefsir çeşididir.
Beyânî tefs ...Daha fazlası
Hedefi Müslüman çocuk olan kültürel projelerin tamamının, kültür ve medeniyetimizi
oluşturan, geleceğimizi teminat altına alan sağlam İslâmî değerler üzerine
kurulu olması gerekmektedir. Çünkü çocuklar, günümüz ve geleceğimizdir. Bu nedenle
çocukların eğitimi ve İslami değerlerimiz ışığında hayata hazırlanmaları kaçınılmazdır.
Onlara sunulan edebiyat, özellikle de tercüme edebi eserler bu hazırlığın bir
parçasıdır. İslami eğilimlerimizle bağdaşmayan kavram ve değerler ithal etmememiz
için bu edebiyatın seçiminde ve çevirisinde bazı standart ölçüler koymalıyız. Bu
makale, müslüman çocuğa ...Daha fazlası
Yaşayan eski dillerden biri olan Arapça, insanların yazı ve konuşma dili olarak kullandığı, farklılıklarıyla ve tezatlıklarıyla birlikte kurallarına da bağlı bir dildir. Yazı ve konuşma dili arasındaki farklılık, bu iki dil arasında uyuşmazlıklara ve zaman zaman tartışmalara neden olmaktadır. Bu tartışmalar, modern çağda İslam medeniyetinin gerilemesi, Arapların batının egemenliği altına girmesi ve şiirde modernleşme hareketi ekseninde gelenekten kopmaya çağıran davet ile daha da yoğunlaşmıştır. Fasih Arapça, günlük dilden onu farklı kılan ve ayıran fesahat ve belagatını hala korumasına rağmen ...Daha fazlası
Çalışma, Mâverâünnehir bölgesinde yetişen Hânefî fakihi Burhânülislâm ez-Zernûcî (ö. 593/1196 sonrası) ve onun Taʿlîmü’l-müteʿallim başlığını taşıyan eseri hakkındadır. Kitap, müellifinin fakih olmasının yanında eğitim alanında yazılan ilk eserlerden olması bakımdan önemlidir. Ayrıca kitabın mukaddimesinde ifade edildiği üzere müellif, ilim yoluna girenlerin yaptığı hataları görmüş, onların neden amaçlarına ulaşamadıklarını teşhis etmiş ve bu yolun nasıl tahsil edilmesi gerektiği üzerine eğilmiştir. Bir diğer tabir ile Zernûcî, eğitimin ahlaki boyutuna yönelmiştir. Araştırmanın amacı eğitimci ...Daha fazlası
Evlilik, insan hayatının en önemli olaylarından kabul edilir. Ancak evlenmek isteyen kişilerin gerek akıl gerek fiziksel olarak olgunlaşması gerekmektedir. Bu sebeple dünyada birçok hukuk sisteminde evlenmek için minimum yaş sınırı belirlenmiştir. İslam hukukunda fiili evlilik hayatı için belirli bir olgunluk şart görülmüşse de hukuki evlilik için evlenme yaşının herhangi bir alt sınırı bulunmadığı kabul edilmektedir. Klasik İslam hukuku kaynaklarında hukuki olarak kabul gören çocuk evlilikleri ilk olarak Hukûk-ı Âile Kararnâmesi’nde (1917) yasaklanmıştır. Müslüman toplumlardaki kanunlaştırma ...Daha fazlası
Arap nahviyle alakalı çalışmalar erken dönemlerden itibaren başlamıştır.
Arapların diğer milletlerle irtibata geçmesi farklı milletlerden insanların
İslâm’a girmesine vesile olmuştur. Bu durum ise Arap olmayan
Müslümanların, Ku’rân dili olan Arapçayı öğrenmeye meyletmelerine
zemin hazırlamıştır. Bu çalışmamızda Mısır’daki gramer faaliyetleri ve
burada yetişen dilciler üzerinde durulmuştur. Mısır Dil Ekolü, Basra ve
Kûfe ekolü gibi orijinal görüşler ortaya koyamamış, bu iki ekol arasından
tercihlerde bulunmuş eklektik bir yapıya sahiptir. Mısır Dil Ekolü
Gramer faaliyetlerinin öğretilme ...Daha fazlası
İslam düşünce tarihinin en önemli simalarından biri olan İmam Mâtürîdî’nin başta şahsı olmak üzere, yetiştiği ilmî çevre, hocaları ve öğrencileri, mensup olduğu “gelenek” ve de İslam dünyasında pek çok Müslümanın mensubu olduğu bir mezhep olarak Mâtürîdîlik hakkında bilgilerimiz yakın geçmişe kadar oldukça sınırlıydı diyebiliriz. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalarla birlikte bu eksiklik giderilmeye başlanmıştır. Sıddık Korkmaz’ın “İmam Mâtürîdî ve Mezhep Eleştirileri” isimli eseri de bu gaye ile kaleme alınmıştır. Bu çalışma da “İmam Mâtürîdî ve Mezhep Eleştirileri” adlı kitabın tanıtımı iç ...Daha fazlası
Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1973) eserinden bu
yana, tarihçiler arasında 1600’lerden sonra, büyük oranda tutucu Kadızâdelilerin yükselişinin bir etkisi olarak Osmanlı ulemasının akli ilimlere olan
merakının kaybolduğu görüşü kabul edilmiştir. Bu makalede, 17. yüzyıl
Osmanlı uleması arasında akli ilimlere olan ilgide aslında düşüş olmadığını
savunmaktayım. Bilakis mantık, diyalektik, felsefe ve kelâma olan ilgi yükselişte gibi görünmektedir. Safevi İran’dan kaçan Sünni Fars, Azeri ve Kürt
âlimler kendileriyle birlikte akli ilimlerdeki yeni ilmi çalışmalarını getirmiş ...Daha fazlası
Kendi âlimlerinin de ifade ettikleri üzere Şiî âlimlerin hadis usûlünü Ehl-i sünnet’ten aldığı ve kendi mezheplerine uyarlandığı bilinen bir gerçektir. Ancak mezkûr usûl, Şîa’ya uyarlanırken İmâmet teorisinin merkeze alındığı, hadis terimlerinin tanımından, hadislerin kaynağına, isnad sistemine ve sahih hadiste aranan kriterlere kadar Şiî paradigmanın Şiî hadis usûlüne yansıdığı, ayrıca Ehl-i sünnet hadis usûlünde bulunmayan müvessak, muzmar gibi yeni bazı hadis terimlerinin, cerh ve taʻdîlle ilgili bazı tabirlerin ihdas edildiği görülmektedir. Bu makalenin amacı, Ehl-i sünnet’ten iktibas etti ...Daha fazlası
Kur’ân Okuma ve Tecvîd dersleri, ülkemizde dînî hizmetleri yürüten kadroları yetiştirmekle yükümlü İlâhiyat/İslâmî İlimler Fakülteleri müfredatında yer alan, en önemli derslerdendir. Uygulama esasına dayalı bu derslerde, haftada iki saatle sınırlı sürede talebenin nasıl yeterli hale getirilebileceği, öne çıkan problemlerdendir. Bu çalışmada, öğrencilerin Kur’ân okuma seviyesinin kifâyetli hale gelebilmesi için, derslerin yüzünden okuma mı yoksa müfredat ezberlerini tamamlama üzerine mi bina edilmesi gerektiği meselesi çözümlenmeye çalışılmaktadır. Konu üzerine daha önce yapılmış çalışmalardan ...Daha fazlası
Eleştirmenler, şiirdeki sanatsal imgeyi incelediklerinde, genellikle, Beyan ilminin (Teşbîh, İstiâre, Kinâye ve tüm çeşitleriyle Mecâz) yöntemlerini kullanma eğilimindedirler.
Bu çalışma ise şunu anlatmaktadır: Maani ilminin yöntemleri, sanatsal imgeyi şekillendirmede Beyân ilminin yöntemlerinden daha az önemli değildir.
Biz, “İstifhâm üslubunu”, Maani ilminin yöntemleri için örnek olarak seçtik ve Ebu Temmam ile el-Buhteri şiirleri üzerine uygulamalı bir çalışma yaptık.
Araştırmamızın şekillenişi şöyledir:
- Ön söz, imgenin edebî söylemdeki etkisi (ve bu iki şairin seçilme sebebi) ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.