Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi
konulara ait anlayışları ana hatlarıyla ortaya konuldu. Daha sonra İslâm
dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana
ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el-
Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler,
Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular
ele alındı. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan
Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran
kavram ve görüşler ile ...Daha fazlası
Bu çalışmamızda VIII. yüzyıl İslam âlimlerinden Zerkeşî’nin (öl. 794/1392), Tefsir Usulü olarak telif ettiği el-Burhan fî Ulûmi’l-Kur’an isimli kitabında Kur’an’ın anlaşılmasına yardımcı olması düşüncesiyle, belagat ilminin iki konusu olan hakikat ve mecaz sanatlarını nasıl ele aldığını incelemeye çalıştık. Zerkeşî, tefsir, alandaki boşluğu doldurmak ve hadis usulüne benzer sistematik bir usul kitabı olması amacıyla yazdığı el-Burhan fî Ulûmi’l-Kur’an kitabında genelde dil öğelerine özelde ise belagat sanatlarına büyük önem vermiştir. Çünkü Zerkeşî’ye göre Kur’an bir dil ve belagat mucizesidir ...Daha fazlası
Osmanlı dönemi medreselerini ve bilhassa dârülhadisleri tarih, kültür ve sanat tarihi açısından ele alan çalışmalar mevcutsa da sırf hadis ilmi ve seviyeleri
açısından değerlendiren nitelikli ve kapsamlı çalışmalar pek azdır. Dolayısıyla
Osmanlı medreselerindeki hadis öğretimi, müfredat ve ilmî seviye hakkındaki
bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Bu çalışmanın konusu, kuruluş amaçlarını merkeze
alarak XVI ve XVII. yüzyılda açılan dârülhadislerin müfredatını, hadis öğretimini,
diğer medreseler arasındaki konumlarını ve ilmî seviyelerini değerlendirmektir.
Çalışmamızın temel amacı, konumuzun ...Daha fazlası
Muhammed Abdulhalim Abdullah, Modern Arap romanının teşekkülünde önemli bir yere sahiptir. O, Arap romanını tercüme ve uyarlamalarla bina etmeye çalışan I. kuşak Arap edebiyatçılarından sonra gelen ve Arap romanını asıl kimliğine kavuşturan II. kuşak edebiyatçılar arasında yer alır. Abdullah, Mısır’ın kırsalındaki olayları özümsemiş ve bunu eserlerinde ustaca aksiyona dönüştürmüş bir yazardır. Onun yazarlığının mihenk taşını, çocukluğunun geçtiği kırsaldaki yaşam belirler. Abdullah’ın dinî ve millî duygularla inşa ettiği roman kahramanının dili, fasih Arapçadır. Nitekim onun alelade bir roman ...Daha fazlası
İslam medeniyetinde gerek yaptığı çalışmalarla gerekse yetiştirdiği öğrencilerle sonraki kuşakları etkileyip kayda değer hizmetler ifa eden ilmî şahsiyetler bulunmaktadır. Bunlardan biri Gazzâlî (ö. 505/1111) ve Kiyâ el-Herrâsî (ö. 504/1110) gibi âlimleri yetiştiren, ömrü ilim ve tedrisât ile geçen, kelâm, fıkıh, usûl-i fıkıh gibi alanlarla iştigâl eden hemen herkesin kendisinden bir şekilde yararlandığı İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’dir. (ö. 478/1085) Değerlendirmesini yaptığımız çalışmada da Cüveynî’nin hayatı ve ilmi kişiliği kapsamlı olarak ele alınmaktadır.
Cahiliye Arapları bir portreyi, olay ya da nesneyi başarılı bir şekilde lafız ve anlama sığdırmada üstün bir merhaleye ulaşmışlardı. Öyle ki Cahiliye dönemi şairi, uzun pasajlarla anlatılacak ya da tasvir edilecek herhangi bir temayı anlamı yoğun, lafzı öz birkaç beyitle ifade edebilmekteydi. Ancak Arapların sahip oldukları ve çoğu yerde gurur vesilesi olarak gördükleri beyan ve belagat tasavvurları, Kur’an’ın nüzulüyle beraber vahiy dilinin mu‘cîz/erişilmez üslubu sayesinde farklı bir aşamaya evrilir. Farklı ölçeklerdeki meydan okumalara rağmen erişilmez olan kelâm-ı ilâhî’ye karşı koyan ya d ...Daha fazlası
Hasan Zekâî el-Kâdirî, 20. Yüzyılda yaşamış Molla Çelebi Tekkesi şeyhlerinden Mehmed Eşref Efendi’nin halifesidir. Hasan Zekâî el-Kâdirî’nin “Gül Risâlesi” Kâdirî tâcında kullanılan gül sembolünün dînî-tasavvufî anlamını, tarihî arka planını anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Kâdirî tâcına işlenen gül motifi, Abdülkâdir-i Geylânî’nin Bağdat’a girişi esnasındaki şeyhlerin kendisine gönderdiği su dolu kâseye kış mevsiminde Hakk’ın kendisine ikramıyla gül koyması hadisesine dayanır. Risâlede, gül motifi, Kâdirî gülünün şeklî esasları, tâcda kullanılan iplik ve sembollerin tasavvufî mânâları açıkla ...Daha fazlası
Nişanlılık tarafların birbirlerini tanımalarına, geleceğe yönelik ortak planlamalar yapmalarına, evlilik kararını pekiştirmelerine ve ailelerin kurulacak yuva konusunda fikirlerinin oluşmasına imkân veren bir aşamadır. Evlenme niyetiyle başlansa da bazen nişanlılık evlenmeyle neticelenmemektedir. Taraflardan birinin ölümü, nişanı karşılıklı veya taraflardan birinin tek taraflı iradeyle bozması veya nişanlılardan birinin başka biriyle evlenmesi gibi hallerde nişanlılık evlenmeyle neticelenmemektedir. Nişanlılık sürecinde gerek nişanlılar gerekse aile veya yakınları arasında çeşitli münasebetler ...Daha fazlası
Eserin müellifi Ebu’l-Abbâs Ahmed Zerrûk el-Burnusî (ö. 899/1493) Fas’ta doğmuştur (846/1442). Fas, Cezayir, Mısır, Mekke ve Libya’da dönemin ünlü âlimlerinden ilim tahsil etmiştir. Fıkıh, hadis, tefsir, akâid, kelam, tasavvuf ilimlerinde derin bir birikim kazanan Ahmed Zerrûk, elli beş yıllık ömründe bilinen yaklaşık altmış eser vermiştir. Ahmed Zerrûk’un yirmi dört yaşında kaleme aldığı ilk eseri olan Tuhfetü’l-Mürîd’in el yazması nüshası Rabat Milli Kütüphanesi no: 2785’de bulunmaktadır. Bu tercüme Şeyh Ahmed Zerrûk’un torunu Muhammed Tayyib’in tahkikli basımı (Beyrut 2010) esas alınarak ya ...Daha fazlası
Bu araştırma, Arapça ve Türkçede sıfat konusuyla ilgili ortak ve farklı noktaları incelemektedir. Ayrıca bu konunun öğrenim ve öğretimini kolaylaştıran ve anadili Arapça olmayanlar için hazırlanan kitaplarda nasıl kullanılacağıyla ilgili birtakım önerileri içermektedir. Arapça ve Türkçe dil kitaplarındaki sıfat konusuyla ilgili yaptığımız karşılaştırmalı araştırma neticesinde şu hususları tespit ettik:
Türkçede sıfat, mevsuftan önce gelirken, Arapçada mevsuftan sonra gelmektedir. Bunun da Türkiye’deki Arapça öğrenim ve öğretimi üzerinde büyük etkisi bulunmaktadır. Çünkü öğrenci, dili yazar ...Daha fazlası
Menâr Tefsiri, Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlama yöntemi ve ayetlere getirdiği yeni bakış açılarıyla günümüzde yazılan tefsirleri etkilemiş bir eserdir. İslâm dünyasının karşılaştığı sorunlara Kur’ân’ın rehberliğinde çözüm bulma gayretinin hakim olduğu tefsir, Kur’ân’ın hidayet yönüne ve Kur’ân’ın rasyonel bir akılla yorumlanması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Menâr müfessirleri, Klasik dönem tefsirlerini isrâiliyâta yer verdikleri ve uzun dilsel tahliller yaparak Kur’ân’ın anlaşılmasını zorlaştırdıkları gerekçesiyle tenkit etmektedirler Bu tefsir Mısırlı alim Muhammed Abduh ve öğrencisi Reşid Rıza’n ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.