Eser, editörlüğünü Prof. Dr. Sıddık KORKMAZ’ın yaptığı, alanında uzman olan dokuz yazarın tebliğ olarak sundukları yazılarının, akademik olarak düzenlenerek makale biçimine getirilmesiyle oluşmuştur. Kitaba, İslam dininin aşırılıktan uzak, orta yolu tavsiye eden “vasat ümmet” ve faydalı, adaletli olan “hayırlı ümmet” olduğu takdim edilerek başlanmaktadır. Bu amaçla özgür düşünmeyi ve akletmeyi esas alan, mezhep aşırılıklarını eleştiren, İslami ilimlerin pek çok sahasında eser vermiş olan Mâtürîdî’nin fikirleri ve ilim düşüncesi çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Kitabın hazırlanmasındaki esas ...Daha fazlası
Bu makale, hukuk sosyolojisi bağlamında bir inceleme olarak değerlendirilebilir. Asırları kapsayan bir hukuk sisteminin doğru anlaşılması için
onun tarihi, coğrafik, sosyolojik arka plandan bağımsız incelenemeyeceği
tabiidir. En azından bu unsurları dikkate alan çalışmaların daha aydınlatıcı
olacağı söylenebilir. Bu araştırmada, sosyal koşulların önemli oranda değişiklik arz ettiği dönemlerde fıkıh usulünde farklı görüşlerin ortaya çıktığı
tezi savunulmaktadır. Makalede iki farklı dönem incelenecektir. Bunlardan
birincisi, Moğol istilası ve Endülüs’ün işgalinin yaşandığı zaman dilimidir.
...Daha fazlası
Bu araştırma, Türk tarihinde ordu, ihtilal ve din etkileşimini din sosyolojisi
ve yapı-kültür ilişkisi bağlamında konu edinmektedir. Askerî ihtilallerin
yapısal ve kültürel sürekliliği problemi analiz edilmektedir. Araştırma,
askerî darbeleri güdüleyen dinî, toplumsal ve kültürel yapıların değişimini
veya süreklik kazanan kalıpları anlamayı ve açıklamayı amaç edinmektedir.
Bu amaç doğrultusunda araştırma, Osmanlı toplumunda gerçekleşen
askeri darbelerin nispeten standartlaşmış, süreklilik kazanmış kültürel
yapılaşmaları, değişimleri ve farklılaşmaları betimlemeye ve zaman zaman
da bunl ...Daha fazlası
Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1973) eserinden bu
yana, tarihçiler arasında 1600’lerden sonra, büyük oranda tutucu Kadızâdelilerin yükselişinin bir etkisi olarak Osmanlı ulemasının akli ilimlere olan
merakının kaybolduğu görüşü kabul edilmiştir. Bu makalede, 17. yüzyıl
Osmanlı uleması arasında akli ilimlere olan ilgide aslında düşüş olmadığını
savunmaktayım. Bilakis mantık, diyalektik, felsefe ve kelâma olan ilgi yükselişte gibi görünmektedir. Safevi İran’dan kaçan Sünni Fars, Azeri ve Kürt
âlimler kendileriyle birlikte akli ilimlerdeki yeni ilmi çalışmalarını getirmiş ...Daha fazlası
Batı Anadolu’nun önemli şehirlerinden Bergama’nın Türk-İslâm
şehri olma süreci XIV. yüzyıl sonlarından başlamaktadır. Bu tarihten
itibaren çok sayıda medrese, kütüphane, han, lonca gibi sosyal ve ekonomik hayata yön verecek eser yapılmıştır. XIX. yüzyıla geldiğimizde
Bergama, yönetimde olan Karaosmanoğlu ailesinin zengin vakıflarıyla
desteklenen eğitim kurumlarına sahipti. Öğrencilerin ve hocalarının
her türlü ihtiyacı karşılanan medreseler, hem öğrencilerin hem de halkın faydalanabileceği kütüphaneler, iktisâdi işletme olmasının yanı sıra
meslekî eğitimlerin de verildiği han ve loncalar ...Daha fazlası
Dünya barışının sac ayaklarından biri olan sevgi hakkında konuşmak önce manasız gibi gelebilir. Herkes düşmanlık, savaş ve çatışmanın, sevgi ve dostluğun arasına girerek sonlarını getireceğini kabul eder. Ancak sevgi ve barış arasındaki ilişkiye daha dikkatli bir inceleme, durumun göründüğü kadar açık olmadığını göstermektedir. Bütün insanlığa hatta kâinattaki her şeye karşı sevgi ve şefkat beslemek çoğu dinin temel öğretisi olduğunu biliyoruz fakat dinler tarihi pek çok savaşa hatta soykırımlara tanıklık etmiş durumdadır. Zamanımızda terör eylemleri dinî hedefler uğruna yapılmaktadır. Olanlar ...Daha fazlası
Bu makalenin amacı, modern hukuk ve Hanefî mezhebinde yer alan öldürme türlerini maddî ve manevî unsurlar açısından mukayese ederek aralarındaki farklılıkları ortaya koymaktır. Maddî ve manevî unsurun etkisi, özellikle failin cezaî mesuliyetinin tespiti noktasında görülmektedir. Bu araştırmada, cezaî sorumluluğun tespitinde, modern hukukta manevî unsurun belirleyici olduğu, Hanefî mezhebinde ise daha ziyade maddî unsurun etkili olduğu tezi savunulmaktadır.
The aim of this article is to show the differences between the types of homicide in Hanafi and contemporary criminal law in terms of materi ...Daha fazlası
Kitabın başlığı hangi İslam felsefî geleneğinin kastedildiğini açık bir şekilde ortaya koymakla birlikte, Meşşâî felsefenin analitik olarak nitelendirilmesi alışılagelen bir tercih değildir. Buna ilaveten yazar, Önsöz bölümünün ilk satırlarında felsefe çevrelerinde hâlihazırda tedavülde olan ve yaklaşık yüz senedir genel kabul gören analitik felsefe ve kıta Avrupa felsefesi ayırımını temelsiz bulduğunu ifade etmektedir. Ona göre bu ayırım, iki gelenek arasında esaslı bir farkın (substantial distinction) varlığından ziyade, felsefe yapma tarzına ve birtakım sosyal/ideolojik nedenlere dayanmakta ...Daha fazlası
Eserin müellifi Ebu’l-Abbâs Ahmed Zerrûk el-Burnusî (ö. 899/1493) Fas’ta doğmuştur (846/1442). Fas, Cezayir, Mısır, Mekke ve Libya’da dönemin ünlü âlimlerinden ilim tahsil etmiştir. Fıkıh, hadis, tefsir, akâid, kelam, tasavvuf ilimlerinde derin bir birikim kazanan Ahmed Zerrûk, elli beş yıllık ömründe bilinen yaklaşık altmış eser vermiştir. Ahmed Zerrûk’un yirmi dört yaşında kaleme aldığı ilk eseri olan Tuhfetü’l-Mürîd’in el yazması nüshası Rabat Milli Kütüphanesi no: 2785’de bulunmaktadır. Bu tercüme Şeyh Ahmed Zerrûk’un torunu Muhammed Tayyib’in tahkikli basımı (Beyrut 2010) esas alınarak ya ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.