Bu araştırma; retorik imgeyi, teknik bir şekilde analiz etmek için, en
ideal gördüğü bakış açısını sunmayı amaçlamakta ve bir taraftan imge yaratma sürecini, diğer taraftan da bu imgenin alıcı üzerindeki etkisini ele
almaktadır. Araştırma, retorik imge çalışmasının problematiği etrafında
şekillenen bir girişle başlamakta, “İmgenin Edebî Söylemdeki Etkisi” başlıklı ilk konu ve “Dış Dünyanın Taklidi ile Duygu ve İçsel Vicdan Dünyasının
Taklidi Arasında Hayalî İmge” başlıklı ikinci konuyla devam etmektedir.
Çalışma, sonuç kısmı ve önerilerle de bitirilmektedir.
The research aims to present a ...Daha fazlası
İlletin tahsîsi, İslam hukuk usulünün önemli konularından birini teşkil etmektedir. İslam hukukçularının ilgili konuda iki farklı yaklaşım sergiledikleri, bir kısmı bunu tecviz ederken; diğerlerinin karşı çıktığı görülmektedir. Bu makalede illetin tahsisi, ona onay veren Gazzâlî ve reddeden Serahsî’nin düşünceleri temelinde incelenmiştir. Serahsî’nin fukaha metoduna, Gazzâlî’nin ise mütekellimin metoduna bağlı hukukçular olmaları, her iki mezhebin konuya yaklaşımları hakkında bilgi vermesi açısından önem arz etmektedir.
Osmanlı döneminin, zamansal olarak tefsir yazma faaliyetlerinin en
önemli safhalarından birini oluşturduğu muhakkaktır. Fakat ne yazık ki
çok kıymetli müfessirlerin yetiştiği ve eserlerin meydana getirildiği bu dönem yeterince tanınmamaktadır. Bu makalede, bu yolda küçücük de olsa bir
adım atılması gerektiği düşüncesiyle, Osmanlı’nın son dönem ilim adamlarından tamamen unutulmuş bir müfessir olan Muhammed Sâbit Efendi,
tefsir ilmindeki yeri ve eseri ele alıp incelemiştir. Müfessirin, tefsire dair elimizde sadece müstakil olarak kaleme almış olduğu Fatiha tefsirinden başka
bir eseri yoktur ...Daha fazlası
Eleştirmenler, şiirdeki sanatsal imgeyi incelediklerinde, genellikle, Beyan ilminin (Teşbîh, İstiâre, Kinâye ve tüm çeşitleriyle Mecâz) yöntemlerini kullanma eğilimindedirler.
Bu çalışma ise şunu anlatmaktadır: Maani ilminin yöntemleri, sanatsal imgeyi şekillendirmede Beyân ilminin yöntemlerinden daha az önemli değildir.
Biz, “İstifhâm üslubunu”, Maani ilminin yöntemleri için örnek olarak seçtik ve Ebu Temmam ile el-Buhteri şiirleri üzerine uygulamalı bir çalışma yaptık.
Araştırmamızın şekillenişi şöyledir:
- Ön söz, imgenin edebî söylemdeki etkisi (ve bu iki şairin seçilme sebebi) ...Daha fazlası
Herhangi bir konuda araştırma ve inceleme yapmadan önce oalanda yapılmış diğer çalışmaları bilmenin faydası büyüktür. Buhem konu seçiminde hem de seçilen konunun mümkün olduğu kadar eksiksiz incelenebilmesinde önemli bir yere sahiptir. Tespit edilecek bilimsel çalışmaların başında ise akademik olmaları hasebiyle tezler gelmektedir. Bu tespit işi her alan için olduğu gibi hadis alanı için de söz konusudur. Hadis sahasında 2012 yılından sonra yapılan tezlerin bir arada verildiği ve değerlendirildiği bir çalışmanın eksikliği bu makalenin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu araştırma hadis alanın ...Daha fazlası
Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi
konulara ait anlayışları ana hatlarıyla ortaya konuldu. Daha sonra İslâm
dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana
ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el-
Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler,
Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular
ele alındı. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan
Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran
kavram ve görüşler ile ...Daha fazlası
Osmanlı dönemi medreselerini ve bilhassa dârülhadisleri tarih, kültür ve sanat tarihi açısından ele alan çalışmalar mevcutsa da sırf hadis ilmi ve seviyeleri
açısından değerlendiren nitelikli ve kapsamlı çalışmalar pek azdır. Dolayısıyla
Osmanlı medreselerindeki hadis öğretimi, müfredat ve ilmî seviye hakkındaki
bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Bu çalışmanın konusu, kuruluş amaçlarını merkeze
alarak XVI ve XVII. yüzyılda açılan dârülhadislerin müfredatını, hadis öğretimini,
diğer medreseler arasındaki konumlarını ve ilmî seviyelerini değerlendirmektir.
Çalışmamızın temel amacı, konumuzun ...Daha fazlası
Bu makale, hukuk sosyolojisi bağlamında bir inceleme olarak değerlendirilebilir. Asırları kapsayan bir hukuk sisteminin doğru anlaşılması için
onun tarihi, coğrafik, sosyolojik arka plandan bağımsız incelenemeyeceği
tabiidir. En azından bu unsurları dikkate alan çalışmaların daha aydınlatıcı
olacağı söylenebilir. Bu araştırmada, sosyal koşulların önemli oranda değişiklik arz ettiği dönemlerde fıkıh usulünde farklı görüşlerin ortaya çıktığı
tezi savunulmaktadır. Makalede iki farklı dönem incelenecektir. Bunlardan
birincisi, Moğol istilası ve Endülüs’ün işgalinin yaşandığı zaman dilimidir.
...Daha fazlası
Bu araştırmada sözlü iletişimin iki yönü (dinleme ve konuşma) açısından Türk öğrencilerin
Arap dili öğrenimindeki sorunlarını ele alınmaktadır. Bu çalışmada yapılacak
anket ve saha çalışmalarına İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi hazırlık
sınıfı öğrencileri örnek olarak seçilmiştir. Bu inceleme boyunca hazırlık sınıfındaki
öğrencilerin başka kişilerle yaptıkları sözlü iletişimin iki yönü açısından (dinleme
ve konuşma) karşılaştıkları zorluklar, Arap dili öğrencilerinin şikâyetleri de göz önüne
alınarak, açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Böylece araştırmada bir ...Daha fazlası
Bu araştırma, Türk tarihinde ordu, ihtilal ve din etkileşimini din sosyolojisi
ve yapı-kültür ilişkisi bağlamında konu edinmektedir. Askerî ihtilallerin
yapısal ve kültürel sürekliliği problemi analiz edilmektedir. Araştırma,
askerî darbeleri güdüleyen dinî, toplumsal ve kültürel yapıların değişimini
veya süreklik kazanan kalıpları anlamayı ve açıklamayı amaç edinmektedir.
Bu amaç doğrultusunda araştırma, Osmanlı toplumunda gerçekleşen
askeri darbelerin nispeten standartlaşmış, süreklilik kazanmış kültürel
yapılaşmaları, değişimleri ve farklılaşmaları betimlemeye ve zaman zaman
da bunl ...Daha fazlası
Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1973) eserinden bu
yana, tarihçiler arasında 1600’lerden sonra, büyük oranda tutucu Kadızâdelilerin yükselişinin bir etkisi olarak Osmanlı ulemasının akli ilimlere olan
merakının kaybolduğu görüşü kabul edilmiştir. Bu makalede, 17. yüzyıl
Osmanlı uleması arasında akli ilimlere olan ilgide aslında düşüş olmadığını
savunmaktayım. Bilakis mantık, diyalektik, felsefe ve kelâma olan ilgi yükselişte gibi görünmektedir. Safevi İran’dan kaçan Sünni Fars, Azeri ve Kürt
âlimler kendileriyle birlikte akli ilimlerdeki yeni ilmi çalışmalarını getirmiş ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.