Eser, editörlüğünü Prof. Dr. Sıddık KORKMAZ’ın yaptığı, alanında uzman olan dokuz yazarın tebliğ olarak sundukları yazılarının, akademik olarak düzenlenerek makale biçimine getirilmesiyle oluşmuştur. Kitaba, İslam dininin aşırılıktan uzak, orta yolu tavsiye eden “vasat ümmet” ve faydalı, adaletli olan “hayırlı ümmet” olduğu takdim edilerek başlanmaktadır. Bu amaçla özgür düşünmeyi ve akletmeyi esas alan, mezhep aşırılıklarını eleştiren, İslami ilimlerin pek çok sahasında eser vermiş olan Mâtürîdî’nin fikirleri ve ilim düşüncesi çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Kitabın hazırlanmasındaki esas ...Daha fazlası
Bu araştırma, Türk tarihinde ordu, ihtilal ve din etkileşimini din sosyolojisi
ve yapı-kültür ilişkisi bağlamında konu edinmektedir. Askerî ihtilallerin
yapısal ve kültürel sürekliliği problemi analiz edilmektedir. Araştırma,
askerî darbeleri güdüleyen dinî, toplumsal ve kültürel yapıların değişimini
veya süreklik kazanan kalıpları anlamayı ve açıklamayı amaç edinmektedir.
Bu amaç doğrultusunda araştırma, Osmanlı toplumunda gerçekleşen
askeri darbelerin nispeten standartlaşmış, süreklilik kazanmış kültürel
yapılaşmaları, değişimleri ve farklılaşmaları betimlemeye ve zaman zaman
da bunl ...Daha fazlası
Bu makale, hukuk sosyolojisi bağlamında bir inceleme olarak değerlendirilebilir. Asırları kapsayan bir hukuk sisteminin doğru anlaşılması için
onun tarihi, coğrafik, sosyolojik arka plandan bağımsız incelenemeyeceği
tabiidir. En azından bu unsurları dikkate alan çalışmaların daha aydınlatıcı
olacağı söylenebilir. Bu araştırmada, sosyal koşulların önemli oranda değişiklik arz ettiği dönemlerde fıkıh usulünde farklı görüşlerin ortaya çıktığı
tezi savunulmaktadır. Makalede iki farklı dönem incelenecektir. Bunlardan
birincisi, Moğol istilası ve Endülüs’ün işgalinin yaşandığı zaman dilimidir.
...Daha fazlası
Kitabın başlığı hangi İslam felsefî geleneğinin kastedildiğini açık bir şekilde ortaya koymakla birlikte, Meşşâî felsefenin analitik olarak nitelendirilmesi alışılagelen bir tercih değildir. Buna ilaveten yazar, Önsöz bölümünün ilk satırlarında felsefe çevrelerinde hâlihazırda tedavülde olan ve yaklaşık yüz senedir genel kabul gören analitik felsefe ve kıta Avrupa felsefesi ayırımını temelsiz bulduğunu ifade etmektedir. Ona göre bu ayırım, iki gelenek arasında esaslı bir farkın (substantial distinction) varlığından ziyade, felsefe yapma tarzına ve birtakım sosyal/ideolojik nedenlere dayanmakta ...Daha fazlası
Şîa hadis kaynaklarında, masum oldukları kabul edilen imamlara isnad
edilen ahbârda birbiriyle çelişen pek çok rivayetin bulunduğu bir gerçektir. İhtilaf; söz konusu rivayetleri Kur’ân’a arz etme, genelde takıyyeye hamlederek
Âmme’nin/Ehl-i sünnet’in görüşüne aykırı olan rivayeti tercih etme; duruma
göre zarurete, müstehaplığa ya da kerahete hamletme, te’vil yoluna gitme gibi
yollarla giderilmeye çalışılmıştır. Kütüb-i Erbaa musanniflerinden Şeyhu’t-Tâife lakaplı Tûsî, el-İstibsâr’ını ihtilaflı rivayetleri gidermeye tahsis etmiştir. Bu
sebeple çalışmamızda, Tûsî’nin el-İstibsâr’ında ihtil ...Daha fazlası
Kur’ân-ı Kerîm’i doğru anlamak onun kullandığı kelimeleri doğru anlamaktan geçer. Bu kelimelerin iyi anlaşılabilmesi için Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûl döneminin bilinmesi gerekir. Bunun için o dönemde yaşamış Arapların hayatını,
düşünme tarzlarını, eşyaya bakış açılarını, olayları anlama biçimlerini bilmek
gerekir. Böyle bir bilgiyi de onların kelamındaki dilsel müfredâtı araştırmakla
elde edebiliriz. Kur’ân’da düşünme anlamında pek çok kavram kullanılmıştır.
Bunun gibi düşünme eylemini gerçekleştiren vasıtalar da çeşitlidir. Bu çalışmada Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan düşünme vasıtaları olarak k ...Daha fazlası
Bu makalenin amacı, modern hukuk ve Hanefî mezhebinde yer alan öldürme türlerini maddî ve manevî unsurlar açısından mukayese ederek aralarındaki farklılıkları ortaya koymaktır. Maddî ve manevî unsurun etkisi, özellikle failin cezaî mesuliyetinin tespiti noktasında görülmektedir. Bu araştırmada, cezaî sorumluluğun tespitinde, modern hukukta manevî unsurun belirleyici olduğu, Hanefî mezhebinde ise daha ziyade maddî unsurun etkili olduğu tezi savunulmaktadır.
The aim of this article is to show the differences between the types of homicide in Hanafi and contemporary criminal law in terms of materi ...Daha fazlası
Arap nahviyle alakalı çalışmalar erken dönemlerden itibaren başlamıştır.
Arapların diğer milletlerle irtibata geçmesi farklı milletlerden insanların
İslâm’a girmesine vesile olmuştur. Bu durum ise Arap olmayan
Müslümanların, Ku’rân dili olan Arapçayı öğrenmeye meyletmelerine
zemin hazırlamıştır. Bu çalışmamızda Mısır’daki gramer faaliyetleri ve
burada yetişen dilciler üzerinde durulmuştur. Mısır Dil Ekolü, Basra ve
Kûfe ekolü gibi orijinal görüşler ortaya koyamamış, bu iki ekol arasından
tercihlerde bulunmuş eklektik bir yapıya sahiptir. Mısır Dil Ekolü
Gramer faaliyetlerinin öğretilme ...Daha fazlası
Arap nahviyle alakalı çalışmalar erken dönemlerden itibaren başlamıştır.
Arapların diğer milletlerle irtibata geçmesi farklı milletlerden insanların
İslâm’a girmesine vesile olmuştur. Bu durum ise Arap olmayan
Müslümanların, Ku’rân dili olan Arapçayı öğrenmeye meyletmelerine
zemin hazırlamıştır. Bu çalışmamızda Mısır’daki gramer faaliyetleri ve
burada yetişen dilciler üzerinde durulmuştur. Mısır Dil Ekolü, Basra ve
Kûfe ekolü gibi orijinal görüşler ortaya koyamamış, bu iki ekol arasından
tercihlerde bulunmuş eklektik bir yapıya sahiptir. Mısır Dil Ekolü
Gramer faaliyetlerinin öğretilme ...Daha fazlası
Arap dilinde ism-i fâil, fiilden türemiş isimlerden birisidir ve sıkça
kullanılır. İsm-i fâil, hem ismin hem de fiilin özelliklerini içinde barındırması
nedeniyle Arapça söz diziminde farklı şekillerde karşımıza çıkar.
İsm-i fâil, fiil ile benzerliği sebebiyle bir fiil gibi işlev görürken aynı zamanda
isim olması nedeniyle de isim tamlamasında tamlanan olarak yer
alabilir. Arap dilinde isim tamlamaları hakikî ve lafzî olmak üzere iki türlüdür.
İsim tamlamaları sözdiziminde önemli görevler üstlenen yapılardır.
Bu yapılar eğer doğru bir şekilde kavranmazsa Arapça sözdiziminin
anlaşılması ...Daha fazlası
Günümüz okuyucusuna İslam düşüncesinin temel unsurlarını tanıtmayı amaçlayan ve kendisinin Yitirilmiş Hikmeti Ararken kitabının bir devamı niteliğinde olan Felsefi Gök Kubbemiz, yazarın çeşitli zamanlarda kaleme alınmış beş adet makalesinden oluşmaktadır. Aynı zamanda İlhan Kutluer’in uzun süren akademik serüveninin bir özeti olma hüviyetini de haiz elimizdeki kitap, İz Yayıncılık tarafından 1000. kitap olarak 2017 yılında yayımlanmıştır.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.