Amaç: Bu çalışma infertilite tedavisi alan çiftlerin yaşadıkları toplumsal cinsiyet rolü stresi ve infertilite stresi düzeylerini belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, ilişki arayıcı tipte yürütülen çalışmanın evrenini, Ağustos 2022-2023 tarihleri arasında İzmir’de bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinin üremeye yardımcı tedavi merkezine başvuran infertil çiftler oluşturmuştur. Araştırma primer infertilite tanısı alan, Türkçe konuşup, anlayabilen, psikiyatrik rahatsızlığı olmayan, çift olarak çalışmaya katılmayı kabul etmiş 88 infertil çiftle (88 erkek, 88 kadın) yürütülmüştür. Veriler Birey Tanıtım Formu, Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği, Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ve İnfertilite Stresi Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Bağımsız Örneklem T testi, ANOVA, Kruskal Wallis, Post Hoc Bonferroni, Pearson Ki-Kare, Fisher’s Exact ve Spearman korelasyonu testi kullanılmıştır. Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 33,84±6,42 yıl ve evlilik süresi ortalama 4,89±2,89 yıl, %39,8’i üniversite ve üstü düzeyde eğitim seviyesine sahip, %48,9’u çalışmakta ve %90,9’u çekirdek aileye sahiptir. Erkeklerin yaş ortalaması 35,8±6,11 yıl, %42’si üniversite ve üstü düzeyde eğitim seviyesine sahiptir. Çiftlerin %35,2’si infertilitenin kadın kaynaklı olduğunu ifade etmiş, %58’i daha önce tedavi girişiminde bulunmuş, %72,7’si tedavi olmaya çift olarak karar vermiş, %51’i daha önce 1-2 kez tedavi denemiş ve kadınların %98,9’u, erkeklerin ise %90,9’u infertilite ile ilgili durumunu biriyle paylaşmıştır. Çocuk sahibi olmayı kadınlar ‘anne olmak’ olarak, erkekler ‘aile olmak’ olarak, infertilite ve tedavi sürecini kadınlar ‘umut veren bir süreç’, erkekler ‘zor bir süreç’ olarak tanımlamıştır. Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stres Ölçeği’nin puan ortalaması 66,86±21,89 ve Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stres Ölçeği’nin puan ortalaması 65,52±20,99 olarak belirlenmiş, puanlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0,05). Kadınların v İnfertilite Stresi Ölçeği’nin Kişisel Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 10,52±4,55, Sosyal Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 2,97±2,79 ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu puan ortalamasının 3,34±3,55 olduğu, erkeklerin Kişisel Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 4,57±3,62, Sosyal Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 1,23±1,65 ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu puan ortalamasının 2,17±2,56 olduğu saptanmıştır ve aralarındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı olarak bulunmuştur (p<0,05). Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ile İnfertilite Stresi Ölçeği alt boyutları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ile İnfertilite Stresi Ölçeği alt boyutları olan Kişisel Alanda Stres ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu (r= 0,492 ve r= 0,328) puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü ve orta düzeyli ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç: İnfertil çiftlerin toplumsal cinsiyet rollerine ve infertiliteye ilişkin stres yaşamakta olduğu, kadınların erkeklerden daha fazla infertilite stresi yaşadığı bulunmuştur. Erkeklerin yaşadığı toplumsal cinsiyet rolü stresinin infertilite stresiyle ilişkilendirilebileceği belirlenmiştir. Hemşireler infertil çiftlere bakım verirken toplumun sosyo-kültürel yapısını, cinsiyet rollerine ait algısını ve bireylerde stres oluşturabilecek faktörleri tanımalı, bireyleri bütüncül olarak değerlendirmelidir.
Eser ady (dc.title) | İNFERTİL ÇİFTLERDE TOPLUMSAL CİNSİYET ROLÜ STRESİ İLE İNFERTİLİTE STRESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ |
Eser Sahibi (dc.contributor.author) | AYŞE GÜLEŞÇİ |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | Simge EVRENOL ÖÇAL |
Publisher (dc.publisher) | Sağlık Bilimleri Enstitüsü |
Görnüş (dc.type) | Yüksek Lisans |
Gysga Maglumat (dc.description.abstract) | Amaç: Bu çalışma infertilite tedavisi alan çiftlerin yaşadıkları toplumsal cinsiyet rolü stresi ve infertilite stresi düzeylerini belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, ilişki arayıcı tipte yürütülen çalışmanın evrenini, Ağustos 2022-2023 tarihleri arasında İzmir’de bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinin üremeye yardımcı tedavi merkezine başvuran infertil çiftler oluşturmuştur. Araştırma primer infertilite tanısı alan, Türkçe konuşup, anlayabilen, psikiyatrik rahatsızlığı olmayan, çift olarak çalışmaya katılmayı kabul etmiş 88 infertil çiftle (88 erkek, 88 kadın) yürütülmüştür. Veriler Birey Tanıtım Formu, Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği, Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ve İnfertilite Stresi Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Bağımsız Örneklem T testi, ANOVA, Kruskal Wallis, Post Hoc Bonferroni, Pearson Ki-Kare, Fisher’s Exact ve Spearman korelasyonu testi kullanılmıştır. Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 33,84±6,42 yıl ve evlilik süresi ortalama 4,89±2,89 yıl, %39,8’i üniversite ve üstü düzeyde eğitim seviyesine sahip, %48,9’u çalışmakta ve %90,9’u çekirdek aileye sahiptir. Erkeklerin yaş ortalaması 35,8±6,11 yıl, %42’si üniversite ve üstü düzeyde eğitim seviyesine sahiptir. Çiftlerin %35,2’si infertilitenin kadın kaynaklı olduğunu ifade etmiş, %58’i daha önce tedavi girişiminde bulunmuş, %72,7’si tedavi olmaya çift olarak karar vermiş, %51’i daha önce 1-2 kez tedavi denemiş ve kadınların %98,9’u, erkeklerin ise %90,9’u infertilite ile ilgili durumunu biriyle paylaşmıştır. Çocuk sahibi olmayı kadınlar ‘anne olmak’ olarak, erkekler ‘aile olmak’ olarak, infertilite ve tedavi sürecini kadınlar ‘umut veren bir süreç’, erkekler ‘zor bir süreç’ olarak tanımlamıştır. Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stres Ölçeği’nin puan ortalaması 66,86±21,89 ve Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stres Ölçeği’nin puan ortalaması 65,52±20,99 olarak belirlenmiş, puanlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0,05). Kadınların v İnfertilite Stresi Ölçeği’nin Kişisel Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 10,52±4,55, Sosyal Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 2,97±2,79 ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu puan ortalamasının 3,34±3,55 olduğu, erkeklerin Kişisel Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 4,57±3,62, Sosyal Alanda Stres alt boyutu puan ortalamasının 1,23±1,65 ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu puan ortalamasının 2,17±2,56 olduğu saptanmıştır ve aralarındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı olarak bulunmuştur (p<0,05). Kadın Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ile İnfertilite Stresi Ölçeği alt boyutları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Erkek Toplumsal Cinsiyet Rolü Stresi Ölçeği ile İnfertilite Stresi Ölçeği alt boyutları olan Kişisel Alanda Stres ve Evlilik Alanında Stres alt boyutu (r= 0,492 ve r= 0,328) puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü ve orta düzeyli ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç: İnfertil çiftlerin toplumsal cinsiyet rollerine ve infertiliteye ilişkin stres yaşamakta olduğu, kadınların erkeklerden daha fazla infertilite stresi yaşadığı bulunmuştur. Erkeklerin yaşadığı toplumsal cinsiyet rolü stresinin infertilite stresiyle ilişkilendirilebileceği belirlenmiştir. Hemşireler infertil çiftlere bakım verirken toplumun sosyo-kültürel yapısını, cinsiyet rollerine ait algısını ve bireylerde stres oluşturabilecek faktörleri tanımalı, bireyleri bütüncül olarak değerlendirmelidir. |
Täzelenenç Düzümleniş Senesi (dc.date.accessioned) | 2024-03-27 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2024-03-27 |
Neşir senesi (dc.date.issued) | 2024 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İnfertilite |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Çift |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Stres |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Toplumsal Cinsiyet Rolü |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Hemşire |
Iňleýin Görnüşli Salgysy (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/11469/4064 |