FARKLI İSKELETSEL YÜZ TİPLERİNE SAHİP BİREYLERİN MAKSİLLER KEMİK BOYUT DEĞERLERİNİN, MAKSİLLER DERİNLİK VE MAKSİLLER SİNÜS HACMİ İLE KORELASYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Amaç: Farklı iskeletsel yüz tiplerinde, respiratuar sistem ve büyüme gelişim paternlerinden etkilenen yüz iskeleti yapılarından maksiller kemikte yapılan ölçümler ile maksiller sinüs hacim ölçümlerinin korelasyonunun değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı arşivindeki KIBT verileri taranarak dahil edilme kriterlerine uygun bulunan 51 kadın (%56,7) ve 39 erkek (%43,3) olmak üzere 90 hastanın KIBT verileri dahil edildi. KIBT arşiv verileri ölçümü Dolphin® 3D versiyon 11.95 premium programı kullanılarak yapıldı. Seçilen hastalar iskeletsel sagital ve vertikal gruplara ayrıldı. Bu sınıflarda ise hacimsel (maksiller sinüs) ve doğrusal (maksiller bazal genişlik, palatinal bazal genişlik, palatal derinlik) ölçümler yapıldı. Bulgular: Bireylerde maksiller sinüs hacim ölçümleri değerlendirildiğinde, sagital iskeletsel gruplar arasında anlamlı fark olmadığı (p>0,05), vertikal iskeletsel gruplarda arasında ise anlamlı farklılık olduğu (p<0,05) tespit edildi. Doğrusal ölçümler değerlendirildiğinde, sagital iskeletsel gruplarda, maksiller bazal genişlik arasında anlamlı bir fark bulunmadığı (p>0,05), palatinal bazal genişlik ve palatal derinlik bakımından anlamlı farkın olduğu (p<0,05) bulundu. Korelasyon analizinde ise, vertikal iskeletsel sefalometrik ölçümler ile maksiller sinüs hacmi ve palatal derinlik arasında anlamlı pozitif yönlü ilişki bulunurken, palatinal bazal genişlik ile anlamlı negatif yönlü orta derece bir ilişki bulundu. Maksiller sinüs hacmi ile maksiller bazal genişlik arasında anlamlı pozitif yönlü orta derece ilişki tespit edildi. Palatinal bazal genişlik ile palatal derinlik arasında anlamlı negatif yönlü orta derece ilişki tespit edildi. Sonuçlar: Üç boyutlu görüntüleme teknikleri sinüslerin ve nazomaksiller kompleks yapıların doğru bir şekilde incelenmesine olanak sağlamaktadır. Farklı yüz tiplerinde maksiller kemik ve maksiller sinüs bölgelerindeki değişimlerin bilinmesi tedavi planlamalarında ve ilerleyişinde yardımcı olacaktır.