Modern devletin örgütlenme süreci incelendiğinde, sürecin başlangıcının feodal dönemin bitişine tekabül ettiğini, öne süren fikirler mevcuttur. Esas olarak, tarihteki önemli diğer gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğinde ise; Klise’nin otoritesinin zayıflayarak, feodal sistem yapısının çözülmeye başlamasına, yeni teknolojik gelişmelerin meydana gelmesine neden olan Rönesans ve Reform hareketlerinin, modern devletin biçimlenmesinde, önemi yadsınamayacak şekilde bir rol oynamış olduğu düşünülmektedir. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde, modern devletin asıl şekline, XVI. ve XVII. yüzyıllarda kavuştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Etienne de La Boétie’nin de Rönesans döneminin getirdiği siyasal ve toplumsal sorunlara ve bunların sonuçlarına tanıklık etmiş olması, nev-i şahsına münhasır olarak tabir edebileceğimiz fikirlerini, “Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev” adlı eserine yansıtarak, siyaset felsefesi literatüründe, tarihin her döneminde önemini muhafaza edebileceği, önemli bir yer edinmesine neden olmuştur. La Boétie eserinde, iktidar ve devlet olgusunun özünü, meşruiyetini sorgularken, bir yandan da insan doğasının, özgür ve eşit olduğu hâlde, insanların gönüllü olarak iktidara kulluk ettiklerini ifade ederek, aslında devlet aygıtının niteliğini ve nasıl kendisini tekrar üretebildiğini ele almış ve iktidara kulluk eden halka da seslenmiştir. Eserde, insanların, siyasal iktidara neden boyun eğme arzusu içerisinde oldukları ve bu siyasal iktidara itaat etmeye niye devam ettikleri tartışılmaktadır. Wilhelm Reich de “Dinle Küçük Adam” adlı eserinde, iv sahip olduğu iktidar gücünü, yönetilen toplum ve insanlığın faydasına kullanmak yerine, aleyhine kullanmayı tercih etmiş olan; Hitler, Stalin, Himmler, Robespierre gibi siyasi figürlerden örnekler sunarak, sorgulamadan ve çoğunluğa uyarak, popülist olarak tabir edebileceğimiz bir tavırla, bu siyasi figürlerin iktidarına boyun eğen, onların kölesi hâline gelmiş küçük adamları eleştirir ve onlara öğütler verir. Reich’in, “Kişilik Çözümlemesi” adlı eserinde ise ifade edilen “mazoşist karakter” kavramı, Fromm ve Adorno’nun, otoritaryenizm ile ilgili literatüre kazandırmış oldukları eserlerinde önemli bir yer edinerek, Freudyen ve Marksist bir otoritaryenizm kavramı kullanan, Frankfurt Okulu düşünürlerini de önemli bir ölçüde etkilemiştir. Bu çalışmanın amacı; La Boétie’nin ve Wilhelm Reich’in insana ve insan doğasına bakış açılarının, N. Machiavelli ve toplum sözleşmeci düşünürlerin görüşleri ile karşılaştırılarak, devlet ve iktidar olgusunun, insan doğasına dair görüşler esas alınarak, insanların neden iktidara gönüllü olarak itaat ettiklerinin incelenmesidir.
Eser ady (dc.title) | MODERN DEVLETİN İNŞASINDA, İNSANLARIN İKTİDARA GÖNÜLLÜ İTAATİNİN, BATILI DÜŞÜNÜRLERİN GÖRÜŞLERİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ |
Eser Sahibi (dc.contributor.author) | Seda Didem AKKUŞ |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | Akif TABAK |
Publisher (dc.publisher) | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Görnüş (dc.type) | Yüksek Lisans |
Gysga Maglumat (dc.description.abstract) | Modern devletin örgütlenme süreci incelendiğinde, sürecin başlangıcının feodal dönemin bitişine tekabül ettiğini, öne süren fikirler mevcuttur. Esas olarak, tarihteki önemli diğer gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğinde ise; Klise’nin otoritesinin zayıflayarak, feodal sistem yapısının çözülmeye başlamasına, yeni teknolojik gelişmelerin meydana gelmesine neden olan Rönesans ve Reform hareketlerinin, modern devletin biçimlenmesinde, önemi yadsınamayacak şekilde bir rol oynamış olduğu düşünülmektedir. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde, modern devletin asıl şekline, XVI. ve XVII. yüzyıllarda kavuştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Etienne de La Boétie’nin de Rönesans döneminin getirdiği siyasal ve toplumsal sorunlara ve bunların sonuçlarına tanıklık etmiş olması, nev-i şahsına münhasır olarak tabir edebileceğimiz fikirlerini, “Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev” adlı eserine yansıtarak, siyaset felsefesi literatüründe, tarihin her döneminde önemini muhafaza edebileceği, önemli bir yer edinmesine neden olmuştur. La Boétie eserinde, iktidar ve devlet olgusunun özünü, meşruiyetini sorgularken, bir yandan da insan doğasının, özgür ve eşit olduğu hâlde, insanların gönüllü olarak iktidara kulluk ettiklerini ifade ederek, aslında devlet aygıtının niteliğini ve nasıl kendisini tekrar üretebildiğini ele almış ve iktidara kulluk eden halka da seslenmiştir. Eserde, insanların, siyasal iktidara neden boyun eğme arzusu içerisinde oldukları ve bu siyasal iktidara itaat etmeye niye devam ettikleri tartışılmaktadır. Wilhelm Reich de “Dinle Küçük Adam” adlı eserinde, iv sahip olduğu iktidar gücünü, yönetilen toplum ve insanlığın faydasına kullanmak yerine, aleyhine kullanmayı tercih etmiş olan; Hitler, Stalin, Himmler, Robespierre gibi siyasi figürlerden örnekler sunarak, sorgulamadan ve çoğunluğa uyarak, popülist olarak tabir edebileceğimiz bir tavırla, bu siyasi figürlerin iktidarına boyun eğen, onların kölesi hâline gelmiş küçük adamları eleştirir ve onlara öğütler verir. Reich’in, “Kişilik Çözümlemesi” adlı eserinde ise ifade edilen “mazoşist karakter” kavramı, Fromm ve Adorno’nun, otoritaryenizm ile ilgili literatüre kazandırmış oldukları eserlerinde önemli bir yer edinerek, Freudyen ve Marksist bir otoritaryenizm kavramı kullanan, Frankfurt Okulu düşünürlerini de önemli bir ölçüde etkilemiştir. Bu çalışmanın amacı; La Boétie’nin ve Wilhelm Reich’in insana ve insan doğasına bakış açılarının, N. Machiavelli ve toplum sözleşmeci düşünürlerin görüşleri ile karşılaştırılarak, devlet ve iktidar olgusunun, insan doğasına dair görüşler esas alınarak, insanların neden iktidara gönüllü olarak itaat ettiklerinin incelenmesidir. |
Täzelenenç Düzümleniş Senesi (dc.date.accessioned) | 2023-11-02 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2023-11-02 |
Neşir senesi (dc.date.issued) | 2023 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İktidar |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Modern Devlet |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İnsan Doğası |
Iňleýin Görnüşli Salgysy (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/11469/3806 |