18. yüzyıl Aydınlanma çağı filozoflarından biri olan Immanuel Kant, kendi döneminde hakim bilimsel bir anlayış olan doğa mekanizminin felsefedeki tezahürü olarak determinizm yaklaşımına karşı özgürlüğü ve dolayısıyla ahlakı savunmak adına, doğa mekanizminden bağımsız olan bir alanın olanağını ortaya koymuş ve bunun da bu mekanizmden farklı olarak deneye tâbi olmayan bir biçimde a priori ve sadece pratikte onaylanabileceğini savunmuştur. Ama öte yandan da doğadaki mekanizmi veya nedenselliği reddetmemiştir. “Mundus sensibilis” (duyulur dünya) ve “mundus intelligibilis” (düşünülür dünya) olarak ayrımladığı sistemde, doğa mekanizmi duyulur dünyaya aitken, özgürlük ve ahlak düşünülür dünyaya ait olagelmiştir. Kant bu bağlamda kişilik eğilimi ve kişi kavramlarından ilkini -duyulur dünyaya atıfla- insan doğasının kapsamına, ikincisini -düşünülür dünyaya atıflaahlakın kapsamına almıştır. Bu çalışmada, söz konusu kavramlar üzerinden, Kant’ın, ahlak felsefesinde hayvanlık-insanlık-kişilik olarak yaptığı ayrım içerisinde ahlaki açıdan en üst konuma sahip olan kişi (person) kavramını, ontolojik ve etik bakımdan insan doğası tartışmaları çerçevesinde analiz etmekte; kişi kavramının fiziki bir ayrımdan ziyade, temelde “iki yön” yerine “iki dünya” ayrımının olduğunu kabul etmek suretiyle geçerlilik kazanan ahlaki bir ayrıma dayandığını ortaya koymayı amaçlamaktayım.
Eser Adı (dc.title) | İNSAN ONTOLOJİSİ AÇISINDAN IMMANUEL KANT’TA KİŞİ (PERSON) KAVRAMI |
Eser Sahibi (dc.contributor.author) | SÜMEYYE ŞEN |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | BÜLENT SÖNMEZ |
Yayıncı (dc.publisher) | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Tür (dc.type) | Yüksek Lisans |
Özet (dc.description.abstract) | 18. yüzyıl Aydınlanma çağı filozoflarından biri olan Immanuel Kant, kendi döneminde hakim bilimsel bir anlayış olan doğa mekanizminin felsefedeki tezahürü olarak determinizm yaklaşımına karşı özgürlüğü ve dolayısıyla ahlakı savunmak adına, doğa mekanizminden bağımsız olan bir alanın olanağını ortaya koymuş ve bunun da bu mekanizmden farklı olarak deneye tâbi olmayan bir biçimde a priori ve sadece pratikte onaylanabileceğini savunmuştur. Ama öte yandan da doğadaki mekanizmi veya nedenselliği reddetmemiştir. “Mundus sensibilis” (duyulur dünya) ve “mundus intelligibilis” (düşünülür dünya) olarak ayrımladığı sistemde, doğa mekanizmi duyulur dünyaya aitken, özgürlük ve ahlak düşünülür dünyaya ait olagelmiştir. Kant bu bağlamda kişilik eğilimi ve kişi kavramlarından ilkini -duyulur dünyaya atıfla- insan doğasının kapsamına, ikincisini -düşünülür dünyaya atıflaahlakın kapsamına almıştır. Bu çalışmada, söz konusu kavramlar üzerinden, Kant’ın, ahlak felsefesinde hayvanlık-insanlık-kişilik olarak yaptığı ayrım içerisinde ahlaki açıdan en üst konuma sahip olan kişi (person) kavramını, ontolojik ve etik bakımdan insan doğası tartışmaları çerçevesinde analiz etmekte; kişi kavramının fiziki bir ayrımdan ziyade, temelde “iki yön” yerine “iki dünya” ayrımının olduğunu kabul etmek suretiyle geçerlilik kazanan ahlaki bir ayrıma dayandığını ortaya koymayı amaçlamaktayım. |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2023-03-06 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2023-03-06 |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2022 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Ahlak |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Immanuel Kant |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İnsan Doğası |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/11469/3418 |