İnsanın bir birey olarak tek başına yaşaması sosyolojik açıdan oldukça güç olduğu bilinmektedir. Bireylerin toplumsal hayatı oluşturmasıyla ortaya çıkacak düzensizliği toplumsal düzen kurallarıyla dengelenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla toplumsal düzen kuralları bireyin toplum halinde yaşayabilmesinin önemli altın kuralını oluşturmaktadır. Bununla beraber toplumsal düzen kurallarının farklı biçimleri bulunmaktadır. Din olgusuyla toplumsal bir bütünlük oluşturan toplumların, toplumsal düzen için tanrı temelli sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemler arasında bulunan “şeriat” kavramı, toplumların düzenli bir şekilde yönetilebilmesi ve yaşayabilmesi için geliştirilmiş hukuki bir sistemdir. Geçmişten günümüze kadar şeriat kavramı farklı hacim ve üsluplar ile ele alınmış ve şeriat bağlamında çeşitli literatürler oluşturulmuştur. Bu çalışma, şeriat kavramının kaynağı ve anlamı, İslam’ın altın çağı olarak kabul edilen 9. Yüzyılda yaşamış ünlü filozof Farabi ve 14. Yüzyıl düşünürü, sosyoloğu ve devlet adamı olan İbn Haldun’un ortaya koymuş olduğu eserleri bağlamında tespit amaçlı yapılmıştır. Şeriatın kaynağına dair tespitler için Farabi ve İbn Haldun’un tanrı anlayışları, peygamberlik anlayışları, vahiy ile ilgili görüşlerine, şeriatın anlamı için toplumsal hayata dair açıklamaları, devlet, yönetim, halifelik gibi fikirleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Betimsel analiz yöntemiyle Farabi ve İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamına dair veriler olduğu gibi tespit edilmiştir. Bu veriler karşılaştırma yöntemiyle Farabi ve İbn Haldun’un şeriatın kaynak ve anlamına zıt mana farklılığı yüklemedikleri ortaya konulmuştur. Aynı zamanda şeriat kavramı alt amaçlara iv müsait bir kavram olması nedeniyle kavram Farabi ve İbn Haldun’un görüşleriyle sınırlandırılmıştır. Çalışmada yer alan müelliflerin tercih edilmesinde bazı hususlar bulunmaktadır. Farabi’nin toplum yönetiminde ideal ettiği dünya devleti olgusu ve Yunan felsefe mirasını sentezlemesi Farabi’de şeriatın kaynak ve anlamını merak ettirmiştir. Farabi’nin karşısında ele alınan İbn Haldun ise sosyolojik açılımlarda bulunarak toplum merkezli bir düzen düşünmesi idealist görüşe karşı realist görüşü temsil etmesi bakımından tercih edilmiştir. Farabi ve İbni Haldun’un Şeriat ile ilgili yaklaşımlarını giriş, iki bölüm ve sonuç kısmıyla işlenmeye çalışılmıştır. Giriş kısmında araştırmanın amacı ve metodu hakkında bilgi verilmektedir Birinci bölümde Farabi’de şeriatın kaynak ve anlamı başlıca eserleri bağlamında ortaya konulmuştur. İkinci bölümde İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamı eserleri bağlamında ortaya konulmuştur. Sonuç kısmında çalışmadan elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Farabi ve İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamının büyük oranda benzerliklerin bulunduğunu; aynı kelimeye zıt manalar yüklemek gibi büyük mana farklılıkları bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte şeriat kavramını bakış açılarına göre farklı nosyonların yüklenmesi sonucunda kavramın kapsamının, işlenişinin farklılığı ortaya çıkmıştır. Farabi için şeriatın yorumu felsefi bakış açısıyla şekillenirken İbn Haldun’un sosyolog ve devlet adamı düşünceleriyle şekillendiği tespit edilmiştir.
Eser Adı (dc.title) | FARABİ VE İBN-İ HALDUN’DA ŞERİATIN KAYNAK VE ANLAMI |
Eser Sahibi (dc.contributor.author) | FATMANUR ŞENER |
Tez Danışmanı (dc.contributor.advisor) | HARIS MACIC |
Yayıncı (dc.publisher) | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Tür (dc.type) | Yüksek Lisans |
Özet (dc.description.abstract) | İnsanın bir birey olarak tek başına yaşaması sosyolojik açıdan oldukça güç olduğu bilinmektedir. Bireylerin toplumsal hayatı oluşturmasıyla ortaya çıkacak düzensizliği toplumsal düzen kurallarıyla dengelenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla toplumsal düzen kuralları bireyin toplum halinde yaşayabilmesinin önemli altın kuralını oluşturmaktadır. Bununla beraber toplumsal düzen kurallarının farklı biçimleri bulunmaktadır. Din olgusuyla toplumsal bir bütünlük oluşturan toplumların, toplumsal düzen için tanrı temelli sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemler arasında bulunan “şeriat” kavramı, toplumların düzenli bir şekilde yönetilebilmesi ve yaşayabilmesi için geliştirilmiş hukuki bir sistemdir. Geçmişten günümüze kadar şeriat kavramı farklı hacim ve üsluplar ile ele alınmış ve şeriat bağlamında çeşitli literatürler oluşturulmuştur. Bu çalışma, şeriat kavramının kaynağı ve anlamı, İslam’ın altın çağı olarak kabul edilen 9. Yüzyılda yaşamış ünlü filozof Farabi ve 14. Yüzyıl düşünürü, sosyoloğu ve devlet adamı olan İbn Haldun’un ortaya koymuş olduğu eserleri bağlamında tespit amaçlı yapılmıştır. Şeriatın kaynağına dair tespitler için Farabi ve İbn Haldun’un tanrı anlayışları, peygamberlik anlayışları, vahiy ile ilgili görüşlerine, şeriatın anlamı için toplumsal hayata dair açıklamaları, devlet, yönetim, halifelik gibi fikirleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Betimsel analiz yöntemiyle Farabi ve İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamına dair veriler olduğu gibi tespit edilmiştir. Bu veriler karşılaştırma yöntemiyle Farabi ve İbn Haldun’un şeriatın kaynak ve anlamına zıt mana farklılığı yüklemedikleri ortaya konulmuştur. Aynı zamanda şeriat kavramı alt amaçlara iv müsait bir kavram olması nedeniyle kavram Farabi ve İbn Haldun’un görüşleriyle sınırlandırılmıştır. Çalışmada yer alan müelliflerin tercih edilmesinde bazı hususlar bulunmaktadır. Farabi’nin toplum yönetiminde ideal ettiği dünya devleti olgusu ve Yunan felsefe mirasını sentezlemesi Farabi’de şeriatın kaynak ve anlamını merak ettirmiştir. Farabi’nin karşısında ele alınan İbn Haldun ise sosyolojik açılımlarda bulunarak toplum merkezli bir düzen düşünmesi idealist görüşe karşı realist görüşü temsil etmesi bakımından tercih edilmiştir. Farabi ve İbni Haldun’un Şeriat ile ilgili yaklaşımlarını giriş, iki bölüm ve sonuç kısmıyla işlenmeye çalışılmıştır. Giriş kısmında araştırmanın amacı ve metodu hakkında bilgi verilmektedir Birinci bölümde Farabi’de şeriatın kaynak ve anlamı başlıca eserleri bağlamında ortaya konulmuştur. İkinci bölümde İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamı eserleri bağlamında ortaya konulmuştur. Sonuç kısmında çalışmadan elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Farabi ve İbn Haldun’da şeriatın kaynak ve anlamının büyük oranda benzerliklerin bulunduğunu; aynı kelimeye zıt manalar yüklemek gibi büyük mana farklılıkları bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte şeriat kavramını bakış açılarına göre farklı nosyonların yüklenmesi sonucunda kavramın kapsamının, işlenişinin farklılığı ortaya çıkmıştır. Farabi için şeriatın yorumu felsefi bakış açısıyla şekillenirken İbn Haldun’un sosyolog ve devlet adamı düşünceleriyle şekillendiği tespit edilmiştir. |
Kayıt Giriş Tarihi (dc.date.accessioned) | 2023-03-06 |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2023-03-06 |
Yayın Tarihi (dc.date.issued) | 2022 |
Yayın Dili (dc.language.iso) | tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İbni Haldun |
Konu Başlıkları (dc.subject) | İslam Felsefesi |
Konu Başlıkları (dc.subject) | Farabi |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/11469/3415 |