Filtreler
Arap Baharı sonrası Akdeniz’de yaşanan göçün Avrupa Birliği kapsamında güvenlik boyutu ve uluslararası hukuk açısından incelenmesi

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Göç Avrupa’nın ve dünyanın en önemli gündem maddelerinden birini teşkil etmektedir. İç karışıklıklardan ve savaştan kaçan göçmenlerin mülteci krizini oluşturduğu söylenmektedir. Fakat bu durum Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan insan hakları savunuculuğu ile Birlik ülkelerinin çıkarlarını uzlaştıramadığı için kriz ortamına dönüşmüştür. Göç yönetiminde başarısız olunması sonucu küçücük bedenler kıyıya vurmakta, sığınmacı çocuklara çelme takılarak Avrupa’nın insani değerlerden uzak tepkisi görülmekte ve Kale Avrupası’nın etrafına dikenli teller örülmektedir. Güvenlik odaklı ve ulusal çıkarlar kapsamında oluşturulmuş dar bir stratej . . .inin göçmen olgusunda işlevsel bir hale dönüşmesini beklemek yaşanan göçmen trajedisini iyi analiz etmemek anlamına gelmektedir Daha fazlası Daha az

Demografik özelliklerin İran jeopolitiğine etkisi

Eroğlu, Yunus

Yüksek Lisans | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

İran; Asya ve Avrupa gibi çok önemli kıtaların kesişim noktasında yer almaktadır. İran’ın bu denli önemli bir coğrafyada yer alması, İran’a bir yandan bazı avantajlar sunmuşken bir yandan da bazı sorumluluklar yüklemiştir. İran’ın üzerinde bulunduğu bölgenin en önemli özelliği olan heterojen bir yapıya sahip olması, İran coğrafyasına da doğrudan etki etmiştir. Farklı etnik grupların yer aldığı İran coğrafyasında aynı zamanda farklı dinlere ve farklı mezheplere mensup gruplar da yer almaktadır. Bu çalışmada İran demografisinin homojen yapısının İran’ın siyasi yapısı, jeopolitik yapısı üzerine olan etkisi ele alınmıştır. Özellikle 19 . . .26 Şah Rıza Pehlevi dönemi ile başlayan üniter devlet modeli yaratma çalışmaları, Fars etnik kökenini esas almıştır. Şah rejiminin devrilmesine ve İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasına neden olan halk hareketlerinin de başlamasına neden olan bu politikalar 1979 İslam devriminden sonra da devam etmiştir. Bu çalışmada elde edilen bulgular ışığında, bazı etnik grupların İran jeopolitiğini sarsıcı ve İran coğrafyasının parçalanmasına neden olacak tehditler barındırdığı gözlemlenmiştir. Bu etnik gruplardan bazıları, Arap Baharı sonrası bölgede nüfuz mücadelesi içinde yer almak ve bölgenin karmaşık yapısından faydalanmak istemektedirler. İran’ın bu hareketlere karşı baskı ve şiddet yolunu tercih etmesi bu ayrılıkçı hareketlerin daha fazla yayılmasını tetikleyecektir. İran’ın bu hareketleri, farklılıkları tanıma ve farklılıkları yönetebilme gibi daha yapıcı politikaları, etnik grupların İran’dan kopuşunu engelleyecektir. Alan yazın tarama yöntemiyle hazırlanan bu çalışmanın amacı; yedi farklı etnik gruba sahip olan İran coğrafyasının, bölgede yaşanan gelişmeler neticesinde nasıl bir gelişme göstereceğinin belirlenmesidir. İran’da kimlik bilincinin oluşmaya başladığı ve İran’da etnik politikaların uygulanmaya geçildiği 1926 Şah Dönemi ve günümüze kadar devam eden etnik ve kimlik oluşumlu sorunlar ve gelişmeler, bu çalışma kapsamında yer almaktadır Daha fazlası Daha az

Başkan Barack Obama dönemi Amerikan Birleşik Devletlerinin Ortadoğu politikaları

Tutar, Necmiye

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

2009 yılında başkanlığı George Bush’tan devralan Obama, ilk iş olarak Amerika’nın dünyada “sarsılmış” imajını düzeltmek için hazırlık çalışmaları yapmış ve değişim yanlısı olarak başkanlığı devralmıştır. Anakra ve Kahire’de yaptığı konuşmalar ile Orta Doğu konusundaki değişim yanlısı politikalarının ilk temelini atmıştır. Obama “yumuşak güç” politikasına dayalı doktrinler geliştirmiştir. Bu çalışmanın amacı, Obama’nın kendi geliştirdiği doktrinler çerçevesinde Orta Doğu’da meydana gelen olayları ele alış biçimini incelemektir. ABD’nin genel olarak Orta Doğu politikası, önemi ve özelde de bölgesel müttefikleri ile geliştirdiği işb . . .irlikleri ve barışı sağlamak için müttefiki olmayan diğer unsurlarla (İran, Suriye ve Taliban) ilişkilerinin analizi yapılmıştır. Obama döneminde gerçekleşen “Arap Baharı”nda izlenen politikalar incelenmiştir. Obama yönetimi, Bush döneminden farklı olarak olayları öncelikle diplomatik yollarla çözmeyi tercih etmiş; mümkün olmayan durumlarda ise NATO, BM gibi çok uluslu örgütlerin onayı ile çözüm yolu arayışına gitmiştir. İster yumuşak güç kullanılsın isterse de sert güç, ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket edilen tek bir politikanın, iktidara gelen parti ya da başkan gözetmeden uygulandığı tezi öne sürülmüştür Daha fazlası Daha az

Avrupa Birliği’nin komşuluk politikası ve normatif güç tartışmaları: Arap baharı örneği

Siypak, İsa

Yüksek Lisans | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Uluslararası ilişkilerde önemli bir aktör olan Avrupa Birliği(AB)’nin yapısı ve uluslararası alanda oynadığı rol üzerine birçok tartışma yürütülmüştür. Bu tartışmalardan birisi de AB’nin nasıl bir güç olduğuna dairdir. AB’nin gücünün niteliği üzerine yapılan bu tartışmalarda Ian Manners tarafından ortaya atılan “normatif güç Avrupa” kavramı önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda AB’nin normatif gücü temelinde üretmiş olduğu politikalar da uluslararası politikada önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir. AB’nin normatif güç temelinde hayata geçirdiği en önemli ve güncel dış politikalarından biri 2000’li yıllarda Birliğin doğu ve . . .güney komşularına yönelik olarak geliştirdiği Avrupa Komşuluk Politikasıdır. Bu politika bir taraftan Birliğin komşuları ile ilişkilerini yeniden şekillendirirken diğer taraftan da dış ilişkilerinde normatif gücünü yansıtabileceği bir alan oluşturmuştur. Bu bağlamda, özellikle 2010 yılında başlayan ve sonrasında uluslararası literatürde yerini alan “Arap Baharı” süreci Avrupa Komşuluk Politikası ve AB’nin normatif gücü açısından büyük bir sınav olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda tez çalışması, AB’nin Komşuluk Politikası çerçevesinde Arap Baharına yaklaşımını ve bu süreçteki tutumunu inceleyerek normatif güç tartışmaları temelinde değerlendirme amacı taşımaktadır. Çalışmada üç bölümden oluşup ilk bölümde uluslararası ilişkilerde güç kavramı ve AB bağlamında normatif güç kavramı incelenmiş, ikinci bölümde Birliğin normatif gücünü yansıtmayı hedeflediği iv bir politika olarak ağırlıklı olarak Arap Baharı sürecinden etkilenen ülkeleri kapsayan Avrupa Komşuluk Politikasının güney boyutu ele alınmıştır. Son bölümde ise AB’nin Arap Baharı sürecine yaklaşımı ve bu bağlamda Birliğin normatif gücüne ilişkin tartışmalar değerlendirilmiştir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms