Filtreler
İyonize olmamış amonyak azotunun (NH3-N) Yunus Çiklit (Cyrtocara moorii) balıkları üzerine akut toksik etkileri

Ceylan, Onur

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

İYONİZE OLMAMIŞ AMONYAK AZOTUNUN (NH3-N) YUNUS ÇİKLİT (Cyrtocara moorii) BALIKLARI ÜZERİNE AKUT TOKSİK ETKİLERİ ÖZET Akvaryum balığı yetiştiriciliği günden güne artış göstermekle birlikte, üretilen tür sayısında da çok ciddi artış görülmektedir. Çiklit balığı türlerinden biri olan yunus çiklit balığı ülkemizde son zamanlarda üretimi yaygınlaşan bir tür olup, günümüzde akvaryumlar için en fazla popüler olan türler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Akvaryum sistemleri genellikle statik olarak çalışan sistemler olduğundan, su parametreleri ile ilgili sorunlar çok sık yaşanmakta ancak üreticiler bu sorunların kaynağını bilem . . .emektedirler. Bu çalışma ile yunus ciklit balığı yavrularının (0.84±0.1 g) toksik azotlu bileşiklerden olan iyonize olmamış amonyağına toleransları 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri belirlenerek PROBİT analizi ile ortaya konulmuştur. Ayrıca iyonize olmamış amonyağın kan hücrelerinden eritrositlerin büyüklüğüne olan etkileri incelenmiştir. Sonuçta 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri sırası ile 1.18, 1.03, 0.91, 0.83 mg/L olarak hesaplanmıştır. Eritrositlerin büyüklükleri kısa ve uzun eksen olarak ölçülmüştür. Deneme grubunda uzun eksen 12.78±0.044 µm ve kısa eksen 6.87±0.025 µm ve kontrol grubunda uzun eksen 11.80±0.042 µm kısa eksen 6.72±0.026 µm bulunmuştur Amonyağa maruz kalan balıkların eritrositlerinin büyüdüğü istatiksel olarak ortaya konulmuştur ( Daha fazlası Daha az

Cüce karides (Neocaridina davidi) yetiştiriciliğinde sıcaklığın üremeye etkisi

Atalar, Mehmet Sina

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Tüm dünyada insanların akvaryumlara karşı olan ilgisi oldukça artmaktadır. Akvaryum hobicileri balıklara ve bitkilere alternatif olarak omurgasız canlılara da yönelmişlerdir. Omurgasız canlıların en popüler olanları ise cüce karideslerdir. Karideslere olan bu ilgi üreticilerin de dikkatini çekmiş ve böylece cüce karidesler ticari bir önem kazanmışlardır. Bu türlerin en önemlilerinden biri de kiraz karides olarak bilinen Neocaridina davidi’dir. Ticari amaç düşünüldüğünde dişi sayısı büyük bir önem kazanmaktadır ve bu sebeple canlıların sıcaklığa bağlı olarak cinsiyetlerinin şekillenip şekillenmediği araştırmacıların her zaman ilgisin . . .i çekmiştir. Yapılan bu denemede; yaşama koşulları ve üretimi kolay olduğu için Neocaridina davidi türü ele alınmıştır. Çalışma; üç farklı sıcaklıkta (20, 23 ve 26°C) muhafaza edilen kiraz karideslerde (N. davidi) sıcaklığın; cinsiyet oluşumuna, yaşama oranına, fekonditeye ve kuluçka süresine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Denemelerde toplam 270 dişi, 90 erkek olmak üzere 360 adet kiraz karides (N. davidi) kullanılmıştır. Öncelikle yumurta tutan dişiler ana tankla aynı sıcaklıktaki anaç kaplarına alınmıştır ve yumurtlama gerçekleşene kadar bu kaplarda tutulmuştur. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra adetleri belirlenerek yavru kaplarına alınmış ve gelişmeleri bu kaplarda gözlenmiştir. Periyodik olarak sıcaklık, pH, iletkenlik ve TDS (toplam çözünmüş madde) değerleri ölçülmüştür. Yavruların kuluçka süreleri ve cinsiyet belirlenme süreleri bulundukları sıcaklığa göre değişim göstermiştir. Yaşama oranları cinsiyet belirleme esnasında yapılan sayımda belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre; 20ºC’de alınan yavrularda %17,25 erkek, %82,75 oranla dişi, 23ºC’de alınan yavrularda %47,84 erkek ve %52,16 dişi, 26ºC’de alınan yavrularda %79,27’lik oranla erkek, %20,73 dişi olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma ile sıcaklık değişiminin kiraz karideslerde dişi/erkek sayısını etkilediği, sıcaklık arttıkça yumurtadan çıkış süresinin kısaldığı ancak sıcaklığın fekonditeyi etkilemediği belirlenmiştir. Sıcaklık artışının popülasyonun dişi sayısını azalttığı açıktır. Bu çalışma göstermektedir ki, sıcaklık değerlerine müdahale ederek ticari üretimde istenilen yüksek dişi birey sayısının elde edilmesi mümkün olabilecektir. Bunun yanısıra; küresel ısınmanın söz konusu olduğu günümüzde doğal ortamda oluşacak sıcaklık artışının popülasyonun dişi sayısını azaltması kaçınılmazdır. Dolayısıyla gelecekte türün neslinin tehlike altına girme riski bulunmaktadır Daha fazlası Daha az

Kontrollü Tıbbi Sülük yetiştiriciliğinde farklı ortamların yavru ve koza sayısına etkisi

Atalar, Mehmet Sina

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Teze konu olan tıbbi sülükler, Hirudinea sınıfına ait Hirudo verbana türü olup, uzun yıllar boyunca benzerliği nedeni ile Hirudo medicinalis türü ile karıştırılmıştır. Sülüklerin antik zamanlarda çeşitli tıbbi uygulamalar için kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Genellikle alternatif tedavi kapsamında kullanılan tıbbi sülüklerin, son yıllarda özellikle Avrupa’daki hastanelerde mikro-cerrahi operasyonlar sonrası iyileşme sürecinin hızlandırılması amacıyla kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Ayrıca klinik ve tedavi merkezleri bünyesinde glokom, migren, varis, kapanmayan yaralar gibi birçok hastalığın tedavisinde de tıbbi sülükler kul . . .lanılmaktadır. Tıbbi sülük türlerinin salgı bezlerinde 100'ün üzerinde bio-aktif madde bulundurduğu bilinmektedir. Tıbbi sülükler aynı zamanda ilaç ve kozmetik sanayi için hammadde kaynağı olarak kullanılmakta ve sahip oldukları bio-aktif maddelerden dolayı tıbbi sülüklerden yararlanılmaktadır Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms