Filtreler
Investigation of changes in the formation and types of non-metallic inclusions in the steel production process Çelik üretim sürecinde oluşan metal olmayan kalıntıların oluşumu ve değişimlerinin incelenmesi

Bakar, İbrahim

Yüksek Lisans | 2018 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTIt is not possible to produce steel without inclusions as the process for steel production requires. Based on this fact, the researches on clean steel are concentrated on the reduction of inclusions and transformation of inclusions into harmless state by modification. The definition of steel cleanness is related to final product application. Non-metallic inclusion, in the liquid steel, causing many problems and production lost in steel production process and final application. Aluminum killed steels mostly contain Al2O3 and MnS inclusions. Al2O3 inclusions are formed during de-oxidation or re-oxidation steps in steel making . . .and continuous casting process. Alumina inclusions cause nozzle clogging in the continuous casting machine and show dendritic fracture during hot rolling.ÖZETÇelik üretiminin süreci gereği inklüzyonsuz çelik üretmek mümkün değildir. Bu gerçekten yola çıkan araştırmacılar, daha temiz çelik üretmek için inklüzyonların sayısını azaltmak ve daha zararlı yapılara dönüştürmeye odaklanmışlardır. Çeliğin temizliği en son kullanılacağı ürünle ilgilidir. Sıvı çelik bünyesinde ki inklüzyonlar üretim sürecinde üretim kayıplarına neden olurken, nihai üründe de birçok sebeb olurlar. Al elementi ile deokside çeliklerde çoğunlukla Al2O3 ve MnS inklüzyonları görülür. Al2O3 inklüzyonları deoksidasyon ve reoksidasyon aşamlarının olduğu çelik üretimi süreci ve sürekli döküm sürecinde oluşur. Alümina inklüzyonları sürekli döküm sürecinde nozul tıkanmalarına sebeb olurlarken, haddeleme sürecince dentiritik kırılmalar gösterirler Daha fazlası Daha az

İşletmelerde kişiler arası iletişim, iş verimliliği ve iş doyumu değerlendirme ölçeği geliştirilmesi

Kına, Barış

Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETÇalışma yaşamı kalitesi, bir çalışanın işyeri ile ilgili farklı konulardaki algılamasını ortaya koymaktadır. İşyeri ile ilgili bu algılamaların, çalışanın işinden memnun olma, çalıştığı işletmede uzun yıllar çalışma arzusu ve iş verimliliği üzerinde etkileri olacaktır. Bu araştırmanın amacı, işletmelerde çalışan bireylerin kişilerarasındaki iletişimlerini, iş verimliliği ve iş doyumunu ortaya koyacak değerlendirme ölçeği geliştirilerek, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapmaktır. “İşletmelerde Kişiler Arası İletişim, İş Verimliliği ve İş Doyumu Değerlendirme Ölçeği” hazırlanmıştır. Otuz beş maddeden oluşturulmuş anket 100 çalışa . . .n üzerinde yapılan pilot uygulama ile 21 maddeye indirgenmiştir. Ölçekte 7’li likert kullanılarak katılımcıların memnuniyet ve önemlilik düzeyi ayrı ayrı sorgulanmıştır. Ölçeğin alt faktörleri belirlenerek dört alt boyuta (iş kalitesi ve geliştirme, iş tatmini, işte eşitlik, kişilerarası iletişim) ayrılmıştır. Ölçeğin hem tümü için hem de alt faktörleri için güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır. Ölçeğin tümüne ilişkin toplam madde korelasyonu Kaiser-Meyer-Olkin ,907, Barlett küresellik testi (X21297,451 Serbestlik derecesi 210 p,000), güvenirlik katsayıları Cronbach Alfa ,934 bulunmuştur. Çalışmanın ikinci aşamasında 350 hastane çalışanı üzerinde anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS veri analiz programı ile analiz edilmiştir. Ayrıca katılımcıların cinsiyet, yaş, medeni durum, çalışma durumu, gelir düzeyine göre ölçek alt başlıklarında farklılıkları belirlenmiştir. Geliştirilen ölçeğin farklı işletmelerde kullanılarak İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamında analiz ve takiplerin yapılabileceği görüşündeyiz.ABSTRACTThe quality of work life reveals an employee's perception of the workplace in different contexts. These perceptions about the workplace, being satisfied with the work of the employee, will have long-term desire to work and effects on the work efficiency. The aim of this study was to develop an assessment scale that will reveal the communication between individuals working in enterprises, job productivity and job satisfaction and to conduct validity and reliability studies. “Interpersonal Communication, Business Efficiency and Job Satisfaction Rating Scale” was prepared. The questionnaire, composed of thirty-five items, was reduced to 21 items by piloting over 100 employees. Satisfaction and importance of the participants were questioned separately using a 7-point Likert scale. Four sub-dimensions (job quality and development, job satisfaction, equality, interpersonal communication) were identified by determining the sub-factors of the scale. It was concluded that the scale was reliable for both all and sub factors. The total item correlation for the whole scale was found by Kaiser-Meyer-Olkin, 907, Barlett sphericity test (X2 1297,451, degree of freedom 210 p .000), and reliability coefficients CronbachAlfa, 934. In the second phase of the study, the questionnaire was applied to 350 hospital workers. The obtained data were analyzed by SPSS data analysis program. In addition, the participants' gender, age, marital status, working status, income level differences in the sub-headings were determined. We believe that the developed scale can be used in different enterprises to make analyzes and follow-ups in the context of Occupational Health and Safety Daha fazlası Daha az

Carbon based heating elements and their practical applications Karbon bazlı ısıtma elemanları ve pratik uygulamaları

Yavaş, Ahmet

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTCarbonaceous materials have attracted a tremendous amount of attention during the last decades due to their outstanding properties for a variety of applications. Among them, carbon fibers are state of the art materials with excellent physical, mechanical, electrical, thermal and chemical properties. Especially the thermal and electrical properties of carbon fibers combined with other prominent characteristics enable them to be employed as an effective heating element. Regarding to this motivation, in this study, it is mainly aimed to fabricate carbon fiber based heating elements and to evaluate them as fabric based heating e . . .lements with heat retention. With this regard, initially, alumina powders (Al2O3) with varying concentrations (0 wt, 1 wt, 5 wt, and 10 wt) were added in to epoxy based resins. A continuous coating equipment was designed and utilized to deposit Al2O3/epoxy composite films on carbon fibers. Alumina with its superior thermal properties most particularly heat retention abiliy was chosen to increase heating performance of the heating element. After that, structural, morphological and thermal properties of coated carbon fiber samples were characterized by X-ray diffraction (XRD), scanning electron microscope (SEM), and thermal gravimetric analysis (TGA), respectively. Electrical and heating properties of the coated carbon fiber samples were also investigated and this investigation was performed using a multimeter and an experimental setup consisting of a thermal camera and a 60-V DC power supply, respectively. Additionally, thermal aging characteristics of the heating element were tested to estimate the service life-time. Heating fabrics designed and developed by means of this research were applied as plain heaters in a midibus of Anadolu Isuzu Automotive Industry and Trade Inc. (TURKEY) in the scope of the project (1010 STZ 2016). The performances of the fabrics, as a part of the Santez Project, were evaulated in the PhD thesis supervised by Assoc. Prof. Dr. Vollan Kırmacı who is the manager of the project. Finally, two different carbon fiber based heating fabrics for comparison, with and without Al2O3/epoxy film, were prepared to act as plain heaters under 12V potential. The results pointed out that carbon fiber based heating fabric modified by Al2O3/epoxy film exhibited improved heating performance thanks to the synergistic effects between carbon fiber and alumina structure.ÖZETSon birkaç on yıl içinde karbon içerikli malzemeler sahip oldukları üstün özellikleri sayesinde çeşitli uygulamalar için çok büyük bir miktarda ilgi görmüştür. Onların arasında, muhteşem fiziksel, mekanik, elektriksel, termal ve kimyasal özellikleriyle karbon fiberler teknoloji harikası malzemelerdir. Özellikle termal ve elektriksel özelliklerinin diğer seçkin karakteristikleriyle birleşmesi karbon fiberlerin etkili bir ısıtma elemanı olarak kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Bu motivasyonla bağlantılı olarak bu çalışmada ana olarak karbon fiber bazlı ısıtma elemanlarının üretilmesi ve onların kumaş bazlı ısıtma elemanı olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda ilk olarak değişen konsantrasyonlarda (0, 1, 5, and 10) alumina tozları (Al2O3) epoksi bazlı reçineye eklenmiştir. Özel bir sürekli kaplama ekipmanı tasarlanmış ve karbon fiberlerin üzerine Al2O3/epoksi kompozit filmleri depozit etmede kullanılmıştır. Üstün termal özellikleri ve bilhassa ısı tutma kabiliyetinden dolayı alümina ısıtma elemanının ısıtma performansını artırmak için seçilmiştir. Daha sonra kaplanmış karbon fiber örneklerinin yapısal, morfolojik ve termal özellikleri sırasıyla X ışını difraksiyonu (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve termal gravimetrik analiz (TGA) yöntemleriyle karakterize edilmiştir. Ayrıca kaplanmış karbon fiber örneklerinin elektriksel ve ısıtma özellikleri araştırılmış ve bu araştırma sırasıyla bir multimetre ve bir termal kamera ile 60V doğru akım güç kaynağı içeren bir deneysel düzenek kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ek olarak, ısıtma elemanının termal yaşlanma karakteristikleri servis kullanım ömrünü tahmin etmek için test edilmiştir. Bu araştırma vasıtasıyla tasarlanan ve geliştirilen ısıtma kumaşları proje (1010 STZ 2016) kapsamında Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin bir midibüsünde düzlemsel ısıtıcılar olarak uygulanmıştır. Projenin bir bölümü olarak kumaşların performansları, proje yöneticisi Doç. Dr. Volkan Kırmacı danışmanlığındaki doktora tezinde değerlendirilmiştir. Son olarak, karşılaştırma amacıyla Al2O3/epoksi film içeren ve içermeyen iki farklı karbon fiber bazlı ısıtma kumaşı, 12V potansiyel altında yüzey ısıtıcısı olarak kullanılması için hazırlanmıştır. Sonuçlar, Al2O3/epoksi filmi ile modifiye edilmiş karbon fiber bazlı ısıtma kumaşının, karbon fiber ile alümina yapısının sinerjistik etkileri sayesinde gelişmiş ısıtma performansı sergilediğini göstermiştir Daha fazlası Daha az

Biomechanics of acetabular fractures with low energy trauma via finite element modeling and analysis Düşük enerji travmalı acetabular kırıklarının sonlu elemanlar modeli ve analizi

SAMET ÇIKLAÇANDIR

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

The skeletal system undertakes many tasks such as the movement of the body, mineral storage, and protection of soft tissues. Damage to this structure affects human life negatively. Fractures that occur in the human body is damage to mainly to the bone structure and associated surrounding tissues. Therefore, it is necessary to understand how the fractures are formed and the fracture mechanism. Furthermore, the mechanism of fracture is complicated and worthy of investigation. However, the examination of the bone is difficult because it is a structure covered with tissues like veins and muscles. It is not possible to perform mechanical . . . tests of the bones over a living body. On the other hand, these experiments might be carried out on cadavers with permits received. Finding the cadaver and obtaining the necessary permissions is a very demanding task due to ethical regulations.As a more practical solution, biomechanical models have been alternative due to the advantages in computer technologies. Computer built models are utilized for simulating the effects over biomechanical mechanism in silico. The validations and verifications are performed to compare the results with the experimental test results. To perform computational analyzes, first of all, the 3D image of the region of interest is required. With the development of technology, radiological imaging methods have been developed and imaging of the bone without any surgery has been provided. Devices such as Computed Tomography (CT), Magnetic Resonance Imaging (MRI) offer the possibility to view morphology of the human without any operation. These devices provide much useful information as well as disease diagnosis. With the help of the devices, the material properties of the human bone could be determined for a realistic model to mimic the behaviour of the human body in a computer environment.ÖZETİskelet sistemi vücudun hareketi, mineral deposu, yumuşak dokuların korunması gibi pek çok görevini üstlenmiştir. Bu yapının hasar görmesi insan hayatını olumsuz etkilemektedir. İnsan vücudunda meydana gelen kırıklar, temel olarak kemik yapısına ve etrafındaki dokulara zarar verir. Bu nedenle kırıkların nasıl oluştuğunu ve kırık mekanizmasını anlamak gerekir. Ayrıca kırık mekaniği karmaşıktır ve araştırmaya değerdir. Fakat kemiğin etrafı damar ve kaslar ile örtülü olduğu için incelemek zordur. İnsan hayatta iken kemiklerin mekanik testlerini üzerinde gerçekleştirmek mümkün değildir. Diğer yandan bu deneyler ancak kadavra üzerinde, alınan izinler ile gerçekleştirilebilir. Kadavrayı bulmak ve gerekli etik izinleri almak oldukça zahmetli bir iştir.Pratik bir çözüm olarak biyomekanik modeller, bilgisayar teknolojilerinin avantajları nedeniyle altenatif olmuşlardır. Bilgisayar modellerinde simülasyonlardan faydalanılmıştır. Validasyon, model sonuçlarını deneysel test sonuçları ile kıyaslanarak yapılır. Analizleri gerçekleştirmek için öncelikle ilgi alanının 3D görüntüsü gereklidir. Teknolojinin gelişmesiyle beraber radyolojik görüntüleme yöntemleri gelişmiş ve kemiğin herhangi bir operasyon olmadan görüntülenmesi sağlanmıştır. CT, MR gibi cihazlar, herhangi bir işlem olmaksızın insanın morfolojisini görüntüleme olanağı sunar. Bu cihazlar hastalık teşhisinin yanı sıra birçok yararlı bilgi sağlar. Günümüz teknolojisinin görüntüleme teknikleri, insan kemiğinin malzeme özellikleri, insan vücudunun bilgisayar ortamındaki davranışını taklit edecek şekilde modelin gerçekliğini artırmak için kullanılabilir Daha fazlası Daha az

Gemi geri dönüşüm sanayiinde örnek bir risk değerlendirmesi

Yıldırım, Yunus Emre

Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETRisk değerlendirmesi işletmenin ve çalışanların korunması açısından çok önemli bir parametredir. Bir işletmede potansiyel olarak var olan tehlikeler ancak risk değerlendirme metotlarıyla görünür hale gelmektedirler. Bu görünür hale gelen tehlikeler için kaynağında çözümler üretilir ise işletmenin ve işçilerin iş kazalarından korunması sağlanacaktır. İş kazası minimuma indirilmiş bir işletmede verimlilik, karlılık ve huzur tesis edilmiş olacaktır.Ülkemizde ekonomimize ve istihdamımıza çok büyük katkısı olan gemi geri dönüşüm sanayisi 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun dokuzuncu maddesi uyarınca iş yerlerinin iş sağlığı . . . ve güvenliği açısından yer aldığı tehlike sınıfları tebliğ ekinde yer alan iş yeri tehlike listesinde “ çok tehlikeli” işler sınıfında yer almaktadır. Bu durum maalesef sektörde iş kazalarına ve meslek hastalıklarına sıkça rastlanmasına sebebiyet vermektedir. Sektörün rehber niteliğinde bir risk değerlendirme uygulamasına ihtiyacının varlığı kesindir.ABSTRACTRisk assessment is a very significant parameter for the protection of the employees and the bussiness. In an enterprise, potentially existing hazards are only visible through risk assessment methods. If solutions are produced at the source for these visible hazards, it will be ensured that the workers and operators are protected from these work accidents. In a business with a minimum of work accidents efficiency, profitability and peace of mind will be established.In our country, the ship building industry, which has a great contribution to our employment and economy in accordance with the ninth article of the Law No. 6331 on occupational health and safety, belongs to the very dangerous class of work on the work place hazard list in the annex of the hazard classes for work place health and safety. In the sector, this situation unfortunately causes frequent occurrence of occupational accidents and occupational diseases. The need for a risk assessment application as a guideline of the sector is certai Daha fazlası Daha az

The effect of antibacterial photodynamic therapy on healthy fibroblast and keratinocyte cells Antibakteriyel fotodinamik terapinin sağlıklı fibroblast ve keratinosit hücreleri üzerindeki etkisi

GÜLCE KADIKÖYLÜ

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTAntibacterial photodynamic therapy is a treatment that occurs in the presence of light, photosensitizer and oxygen. The photosensitizer reacts with the molecular oxygen in the environment when it is stimulated by light at the appropriate wavelength, causing reactive oxygen species at the end. Reactive oxygen species show high cytotoxic effects on cells and cause necrosis or apoptosis. In recent years, the resistance of bacteria to antibiotics has caused infection treatments to become more difficult. This situation has become a threat to human and animal health. Therefore, antibacterial photodynamic therapy has been an altern . . .ative approach for the photoinactivation of pathogens in the treatment of infection. The only important issue in this method is not how high rate of pathogens are killed, but how healthy cells that play an important role in wound healing are affected by antibacterial photodynamic therapy. From this perspective, in this study the effects of indocyanine green and 808-nm wavelength diode laser whose lethal effect on some pathogens has previously been proven, on healthy skin fibroblast and healthy skin keratinocyte cells have been investigated. Photodynamic therapy which is intended to be used in clinics, the main objective of this study is to determine the dose of light and drug concentrations that will not harm healthy cells but will have cytotoxic effects on pathogens.ÖZETAntibakteriyel fotodinamik terapi ışık, ışığa duyarlı ilaç (fotosensitizer) ve oksijenin varlığında gerçekleşen bir tedavidir. Fotosensitizan uygun dalga boyundaki ışık ile uyarıldığında ortamdaki moleküler oksijen ile reaksiyona girerek reaktif oksijen türlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Reaktif oksijen türleri hücrelerde oldukça sitotoksik etkiler gösterir ve hücrelerin ölmesine neden olur. Son yıllarda bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi enfeksiyon tedavilerinin zorlaşmasına neden olmuştur. Bu durum insan ve hayvan sağlığını tehdit eden bir sorun haline gelmiştir. Bu sebeple antibakteriyel fotodinamik terapi, enfeksiyon tedavisinde patojenlerin fotoinaktivasyonunu sağlayan alternatif bir yaklaşım olmuştur. Bu yöntemde tek önemli konu patojenlerin yüksek oranda öldürülmesi değil, yara iyileşmesinde önemli rolü bulunan sağlıklı hücrelerin antibakteriyel fotodinamik terapiden nasıl etkilendiğinin de bilinmesidir. Bu bakımdan, bu çalışmada bazı patojenler üzerindeki öldürücü etkisi daha önce kanıtlanmış olan indosiyanin yeşil maddesinin ve 808-nm dalga boyunda ışıma yapan diyot lazerin sağlıklı deri fibroblast ve sağlıklı deri keratinosit hücreleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Kliniğe taşınmak istenen fotodinamik terapi yönteminde sağlıklı hücrelere zarar vermeyecek ama patojenler üzerinde sitotoksik etkiler gösterecek ışık dozu ve ilaç konsantrasyonlarının belirlenmesi bu çalışmanın temel amacıdır Daha fazlası Daha az

Çimento sektöründe uygulanan iş sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarının incelenmesi ve değerlendirilmesi

Çelik, Naz

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBetonun en önemli hammaddesi olan çimentonun üretimi, başta inşaat sektörü olmak üzere hazır betonun kullanıldığı tüm alanlarda büyük önem taşır.Çimento, kullanım alanının çeşitliliği nedeni ile, ülkemizde ve dünyada, üretimine en çok ihtiyaç duyulan ürünlerden birisidir. Bu ihtiyaç da zorlu üretim koşullarında, durmaksızın çalışan fabrikalarda, daha fazla iş kazası ihtimalini beraberinde getirmektedir. Ayrıca çimento üretiminde kullanılan makine ve ekipmanların, büyüklüğü ve çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda fabrikalarda olacak iş kazalarının ciddi sonuçlar doğurabileceği ön görülebilir.Çimento üretim aşamalarında yaşana . . .bilecek kazaların insan hayatı ve sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için çimento fabrikalarında yapılacak işe göre planlanan iş güvenliği uygulamaları mevcuttur. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile çalışmalarda iş güvenliği kavramının önemi daha iyi anlaşılmıştır.ABSTRACTThe production of cement, the most important raw material of concrete, is of great importance in all areas where ready-mixed concrete is used, especially construction sector.Cement is one of the most demanded products in our country and in the world, due to the diversity of usage area. This need also in difficult manufacturing conditions, in non-stop factories, it leads to the possibility of more work accidents. Also, considering the size and diversity of the machinery and equipment used in cement production, it can be predicted that the business accidents in the factories may have serious consequences.There are a number of occupational safety practices planned according to the work to be done at cement factories in order to minimize the adverse effects of human accidents and accidents on the human life and health. With the Law No. 6331 on Occupational Health and Safety, the importance of the concept of work security has been better understood Daha fazlası Daha az

Tattoo dye removal using cold athmospheric plasma (CAP) Soğuk atmosferik plazma (SAP) kullanarak dövme boyası silme

ELİF ÇUKUR

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTTattoo has been used as a method of self-expression of mankind since ancient times. The tattoo removal process with primitive methods is based on the process of peeling the skin layer on which the tattoo is placed. Besides being used today, laser is preferred by more people. The tattoo removal with laser is based on disintegration into smaller pieces by breaking the target tattoo pigment by absorbing the transmitted beam. It is then transferred to the nearest lymph node or disintegrated by the macrophages by means of blood or lymph circulation. The most common difficulty with laser tattoo removal application is that the lase . . .r wavelength is designed to ensure that the wavelength is not matched with the melanin pigment in red, yellow and green colors close to the skin color. In addition, tattoo dyes containing iron and titanium (mostly red and black tattoo paints), instead of absorbing most of the laser beam onto it, reflects both darkening of the tattoo dye and thermal side effects in the surrounding tissue. Except in these special cases, laser tattoo removal can cause skin rashes, hyperpigmentation, hypopigmentation, itching, allergic reactions, wound formation and bleeding.ÖZETDövme antik çağlardan beri insanoğlunun kendini ifade etme yöntemi olarak kullanılmıştır.İlkel metotlar ile dövme silme işlemi, dövmenin yerleştirildiği deri katmanının soyulması işlemine dayanmaktadır. Günümüzde hala kullanılmalarının yanı sıra lazer daha fazla kişi tarafından tercih edilmektedir. Lazer ile dövme silme işlemi, hedef olan dövme pigmentinin gönderilen ışını absorbe etmesi ile parçalanıp daha küçük parçalara ayrılır. Daha sonra kan veya lenf dolaşımı yardımı ile en yakın lenf noduna aktarılır veya makrofajlar tarafından parçalanır. Lazer ile dövme silme işlemlerinde en çok karşılaşılan zorluk, lazer dalga boyunun melanin pigmenti ile eşleşmemesini sağlayacak şekilde tasarlanmasından dolayı deri rengine yakın kırmızı, sarı ve yeşil renklerde görülmektedir. Ayrıca demir ve titanyum içerikli, üzerine gelen lazer ışınının çoğunu absorbe etmek yerine yansıtan dövme boyası pigmentleri (daha çok kırmızı ve siyah renkli dövme boyaları) hem dövme renginin koyulaşmasına hem de çevre dokuda termal yan etkilere sebep olmaktadır. Bu özel durumlar haricinde lazer ile dövme silme işlemi deride kızarıklıklara, deri renginin koyulaşmasına veya açılmasına, kaşıntı ve alerjik reaksiyonlara, yara oluşumuna ve kanamalara sebep olabilmektedir Daha fazlası Daha az

Urban regeneration projects in squatter settlements, the case of Izmir, Bayraklı urban regeneration project Gecekondu alanlarında kentsel dönüşüm projeleri, İzmir örneği, Bayraklı kentsel dönüşüm projesi

MERVE ÖZKAN

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTUrban regeneration projects studied extensively in the world and Europe is a new subject in Turkey. When we look at the examples in the world, their main focus has always been human-oriented. These types of projects should take into account the city's authentic memory and texture, depending primarily on the physical, social, cultural and economic structure. The theme of the project should be determined considering local, social, cultural and physical principles. Ecological values should be decisive in the project's outset, course and outcome. Regeneration projects can actually be considered as reconciliation projects. Organi . . .zations should be based on the grassroots and all partnerships should be under public leadership. The opinions of the people living in that region should be taken into consideration and the process should be continued by including the people of the region in the project.ÖZETDünyada ve Avrupa’da uzun yıllardır üzerinde çalışmalar yapılan kentsel dönüşüm projeleri, Türkiye’ye yeni giren bir kavramdır. Dünya üzerindeki örneklerine baktığımız zaman ana merkezi hep insan odaklı olmuştur. Kentsel dönüşüm projeleri öncelikle kentin fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısına bağlı olarak, kentin özgün belleğini ve dokusunu dikkate almalıdır. Projenin temasını, yerel sosyal, kültürel ve fiziksel ilkeler belirlemeli, ekonomik ve ekolojik değerler proje başlangıcı, süreci ve sonucunda belirleyici olmalıdır. Dönüşüm projeleri aslında uzlaşma projeleridir. Örgütlenmeler tabana dayalı ve tüm ortaklıklar kamu önderliğinde olmalıdır. O bölgeden yaşayan halkın görüşleri önerileri alınarak kısacası bölge halkı projeye dahil edilerek süreç devam ettirilmelidir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms