Filtreler
Bor ve düşük doz lazer uygulamalarının distraksiyon osteogeneziste yeni kemik oluşumu üzerine etkilerinin radyografik olarak incelenmesi

Cıcık, Muhammet Furkan

Doktora Tezi | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETDistraksiyon Osteogenezis (DO), 1992 yıllından itibaren maksillofasiyal bölgedeki kemik deformitelerinde etkin bir tedavi seçeneği olarak yerini almıştır. Bu sayede kademeli olarak belli bir sürede büyük kemik hareketlendirmeleri yapılabilmekte ve aynı zamanda yumuşak dokuların da adaptasyonu için yeterli zaman sağlanmaktadır. DO’ da konsodilasyon (pekiştirme) süresinin operasyondan önce tam olarak tahmin edilememesi ve 12 haftaya kadar uzayabilmesi DO’ nun en büyük dezavantajı olarak görülmektedir. Ayrıca konsolidasyon süresi boyunca, operasyon bölgesi, distraksiyon apareyinin veya rezidüel kemiğin fraktürü ve enfeksiyonu gibi . . .komplikasyonlar açısından risk altındadır. Bu yüzden son dönemde yapılan çalışmalar bu konsolidasyon süresinin kısaltılmasını hedeflemektedir.ABSTRACTDO has been used since 1992 to overcome these problems and correct the deformities on maxillofacial region efficiently. Thus, large bone movements can be done gradually and the soft tissues are given enough time to adapt concurrently. The most important disadvantage of DO is that the consolidation period can not be predicted before DO and it can be lasted about 12 weeks. Additionally, the operation field is at risk of fracturing the distraction appliance or residual bone and infection during the consolidation period. Therefore, the consolidation period should be shortened Daha fazlası Daha az

Atmosferik soğuk plazma uygulaması ve RGD peptid konjügasyonu ile yüzey modifikasyonu sağlanan dental implantların osseointegrasyon sürelerinin değerlendirilmesi

Kelebek, Seyfi

Doktora Tezi | 2017 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTIn this study, modification of the surface energy and physicochemical structure of same SLA surfaced dental implants by ACP, RGD peptid conjugation and the combination of these two technique, histological and biomechanical evaluation of osseointegration of these implants at 2, 4 and 8 weeks were aimed. Today, dental implants are used routinly in treatment of edentuolisim. It is needed a period of 3-6 months for the osseointegration of the inserted dental implants into jaw bone. To reduce this long time of osseointegration different techniques, implant designs and surface modifications are applied and implants can be provided . . . to jointhe prosthetic functions in an earlier time. In this study, we aim to shorten the 3-6 months osseointegration period. In literature, this study is the first which apply together ACP and RGD peptide to the same implant. At the end of this study, after obtaining favourable results it is aimed to produce new dental implants which are osseointegrated in an earlier time, can solve the patients problems related to edentuolisim in a shorter time and are more economic and prosthetically more convenient for the patientsÖZETBu çalışmada aynı yüzey yapısına sahip SLA yüzeyli dental implantlar kullanarak implantların yüzey enerjileri ve fizikokimyasal yapsını ASP, RGD peptid konjugasyonu ve bu iki tekniğin birlikte uygulamasıyla modifiye edilerek implantların osseointegrasyonunu 2, 4 ve 8 haftalık zaman periyotlarında biyomekaniksel ve histolojik olarak değerlendirmek amaçlanmıştır. Dental implantlar günümüzde eksik dişlerin tedavisinde rutin olarak kullanılmaktadır. Çene kemiğine yerleştirilen implantların osseointegrasyonu için 3-6 ay süreyle beklemek gerekmektedir. Bu süreyi kısaltmak adına birçok teknik, farklı implant dizaynları ve farklı yüzey modifikasyonları uygulanarak implantların protetik fonksiyonlara daha erken katılması sağlanmaktadır. Bu çalışmada 3-6 aylık osseointegrasyon süresini kısaltabilmek hedeflenmiştir. Literatürde aynı implant yüzeyine ASP ve RGD peptidi birlikte uygulayan bir çalışma olmaması bakımından bu çalışma bir ilktir. Çalışmanın sonunda elde edilen olumlu veriler ışığında klinik olarak daha kısa sürede osseointegre olan, hastaların dişsizliğe bağlı sorunlarını dahaerken sürede çözebilen ve protetik olarak daha uygun, daha ekonomik dental implantların üretilebileceği bilimsel bir kaynak ortaya çıkmıştır Daha fazlası Daha az

Kemik greftine uygulanan enjekte edilebilir trombositten zengin fibrinin yeni kemik oluşumuna ve greft rezorbsiyonuna etkisinin immünohistokimya, histomorfometri ile değerlendirilmesi

Kuru, Keremcan

Doktora Tezi | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETAmaç: Düşük santrifüj hızı konsepti ile elde edilen i-TZF likidinin allogreft ile karıştırılmasıyla oluşan putty greftin kemik oluşumuna ve yeni oluşan kemiğin kalitesine etkilerinin çekim soketi koruma modeli kullanılarak histomorfometri ve immünohistokimya ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır.ABSTRACTAim: The aim of this study is to evaluate the effects of new bone formation by histomorphometry and immunohistochemistry of the putty graft which is formed by mixing allograft with i-PRF liquid which is obtained with low speed centrifugation concept.

Gömülü 3. molar dişlerin cerrahi çekimi sonrası uygulanan düşük doz lazer tedavisinin ödem, trismus ve ağrı üzerine etkisinin değerlendirilmesi

Görgülü, Harun

Doktora Tezi | 2017 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTEvaluation of the Effect of Low-Level Laser Therapy on Edema, Trismus and Pain after Surgical Extraction of Impacted 3. Molar TeethObjectıves: The aim of this study is to evaluate the effects of low-level laser therapy(LLLT) applied on edema, pain, and trismus with 3dMD after mandibular third molar teeth surgery.Materials and Methods: Thirty patients with bilateral, symmetric, impacted mandibular third molar teeth were included in the study. Patients were included in the laser group on one side according to the arrival order of the clinic the other party was designated as the control group. Pain assessment, post-operative 3r . . .d and 6th hours and 1st, 2nd and 7th days were performed with VAS. Edema and trismus measurements were performed on postoperative 2nd and 7th days.Results: In the evaluation of pain, pain severity was less in the laser group on postoperative 1 st and 2 nd days but it is not statistically significant. In the evaluation of trismus, mouth opening in the laser group was not found to be statistically significant but it was found more on days 1 and 2. There was no statistically significant difference between the flexible ruler and 3DMD evaluation in the edema increase.Conclusions: It is not possible to come to a definite conclusion about the use of laser treatment to prevent post-operative complications. Different parameters and methods can be used in future studies.ÖZETGömülü 3. Molar Dişlerin Cerrahi Çekimi Sonrası Uygulanan Düşük Doz Lazer Tedavisinin Ödem, Trismus ve Ağrı Üzerine Etkisinin DeğerlendirilmesiAmaç: Çalışmanın amacı mandibular gömülü üçüncü molar dişlerin cerrahi olarak çekimi sonrası uygulanan düşük doz lazer terapisinin(DDLT) ödem, ağrı ve trismus üzerine etkilerinin 3dMD ile değerlendirilmesidir.Gereç-Yöntem: Çalışmamıza bilateral, simetrik, gömülü mandibular üçüncü molar dişleri bulunan 30 hasta dâhil edilmiştir. Hastalar kliniğe geliş sıralarına göre bir tarafı lazer grubuna dâhil edilirken diğer taraf kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Ağrı değerlendirmesi, post-operatif 3. ve 6. saat ile 1., 2. ve 7. günler VAS ile yapılmıştır. Post-operatif 2. ve 7. günlerde ödem ve trismus ölçümü yapılmıştır.Bulgular: Ağrı değerlendirmesinde post-operatif 1. ve 2. günlerde lazer grubunda ağrı şiddeti daha az ancak istatistiksel olarak anlamlı değildir. Trismus değerlendirilmesinde lazer grubunda ağız açıklığı istatistiksel olarak anlamlı olamamakla birlikte 1. ve 2. günlerde daha fazla bulunmuştur. Ödem artışında ise hem esnek cetvel hem de 3dMD değerlendirmesinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.Sonuçlar: Lazer uygulamasının post-operatif komplikasyonları önlemek için kullanımı hakkında kesin bir yargıya varmak mümkün değildir. Sonraki çalışmalarda farklı parametreler ve yöntemler kullanılabilir Daha fazlası Daha az

Ratlarda mental sinir hasarının tedavisinde farklı santrifüj değerleri ile elde edilen trombositten zengin fibrinin (PRF) etkilerinin histolojik olarak incelenmesi

Efeoğlu, Bayram Efe

Doktora Tezi | 2019 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETAmaç: Bu çalışmada farklı santrifüj değerleri ile elde edilen PRF’nin sinir hasarı tedavisi üzerinde etkilerinin histolojik olarak incelenmesi amaçlanmıştır.Materyal ve Metot: Bu çalışmada Wistar Albino cinsi 30 rat kulanıldı. Ratlar, kontrol L-PRF ve A-PRF olmak üzere 3 gruba rastgele seçildi. Kontrol, L-PRF ve A-PRF gruplarındaki ratların sol mental sinirinde ezilme tipi hasar oluşturuldu. L-PRF grubunda, ratlardan otolog olarak alınan kandan elde edilen L-PRF hasarlı sinire uygulandı. A-PRF grubunda, ratlardan otolog olarak alınan kandan elde edilen A-PRF hasarlı sinire uygulandı. Dört hafta sonunda ratlardan alınan sinir dok . . .usu örnekleri ile immünohistokimyasal incelemeler yapıldı.ABSTRACTAim: The aim of this study was to investigate the effects of different centrifugation protocols of PRF on nerve injury treatment.Material and Metot: In this study, Wistar Albino 30 rats were used. The rats were randomly selected into three groups as control, L-PRF and A-PRF. In the control, LPRF and A-PRF groups, crush type damage was created in the left mental nerve of rats. In L-PRF group, L-PRF obtained from the rats' own blood was applied to the damaged nerve. In A-PRF group, A-PRF obtained from the rats' own blood was applied to the damaged nerve. At the end of four weeks, immunohistochemical examination was performed with samples of nerve tissue taken from rats Daha fazlası Daha az

Bilateral gömülü mandibular yirmi yaş cerrahisi sonrası uygulanan manuel lenfatik drenaj yönteminin ödem, ağrı ve trismusa olan etkisinin değerlendirilmesi

Ünal, Nuri

Doktora Tezi | 2019 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETAmaç: Çalışmamızın amacı mandibular gömülü 20 yaş cerrahileri sonrası uygulanan Manuel Lenfatik Drenaj yönteminin ağrı, ödem ve trsimusa olan etkisini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza bilateral kemik retansiyonlu mandibular üçüncü molar dişi bulunan 46 hasta dahil edildi. Split-Mouth olarak planlanan çalışmada hastalara bir tarafın çekimini takiben Manuel Lenfatik Drenaj terapisi uygulandı. Diğer tarafta ise rutin postoperatif önerilerde bulunuldu. İki grupta da post-operatif antibiyotik, ağrı kesici ve gargara reçete edildi. Çekimleri takiben, alınan kayıtlar istatistiksel olarak karşılaştırılarak post-operatif 3. . . . ve 7. günlerde ağrı, ödem, trismus parametreleri değerlendirildi.ABSTRACTAim: The aim of this study was to evaluate the effect of Manual Lymphatic Drainage on pain, edema and trismus after mandibular third molar surgery.Materials and Methods: 46 patients with bilateral impacted mandibular third molar teeth were included in our study. In the study which was planned as Split Mouth, the patients were followed-up with manual therapy in study group and in control group followed by routine postoperative recommendations and drug treatment. After extractions, the records were compared statistically and pain, edema and trismus parameters were evaluated on the 3rd and 7th days Daha fazlası Daha az

Tavşan kalvaryumu modelinde yeni kemik oluşumu üzerine stromal vaskuler fraksiyon ile lokal ve sistemik ozon kullanımının etkinliğinin karşılaştırmalı olarak araştırılması

Özen, Emrullah

Doktora Tezi | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTThe aim of this study is investigate the efficacy of ozone and stromal vascular fraction (SVF) on guided bone regeneration model in rabbit calvarium. Thirty adult male New Zealand rabbits were used in this study. The study included ten groups, one of which was a control group. Two titanium barriers were fixed on each rabbit’s calvarium. Synthetic bone graft was placed under the titanium barriers after decortication application in the control group. Local ozone, systemic ozone, SVF application and combinations of these procedure following decortication into the titanium barriers in the experimental group. The rabbits were sac . . .rificed after 30 days and samples were obtained. New bone, connective tissue and capillary volume were measured stereologically in the samples. Immunohistochemical staining was also performed in the samples. It has been understood that local and systemic ozone administration accelerates bone maturation compared to the control group. Our findings suggest that, the fastest maturation was observed in the SVF group, then in the stem cell group among all groups. SVF application provides much faster and better maturation than stem cell application in this study.ÖZETBu çalışmanın amacı tavşan kalvaryumunda yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu modelinde, antioksidan özelliğe sahip ozon ve stromal vasküler fraksiyon(SVF) etkinliğinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada 30 adet erişkin, erkek Yeni Zelanda cinsi tavşan kullanıldı. Tavşanlar biri kontrol diğerleri deney grubu olmak üzere 10 gruba ayrıldı. Kontrol grubunda, kemikte sadece dekortikasyon yapılarak titanyum bariyerlerin altına sentetik kemik grefti yerleştirildi. Deney grubundaki titanyum bariyerlerin içerisine dekortikasyonu takiben lokal ozon uygulaması, sistemik ozon uygulaması, SVF ve bu uygulamaların kombinasyonları kullanılmıştır. Tavşanlar 30. günde sakrifiye edilerek, örnekler elde edildi. Elde edilen örneklerde yeni kemik, bağ dokusu ve kapiller hacim stereolojik olarak ölçüldü. Ayrıca örneklerde immünohistokimyasal boyama yapıldı. Kontol grubuna göre, lokal ve sistemik ozon uygulamasının kemik matürasyonunu hızlandırdığı anlaşıldı. Tüm gruplar içerisinde en hızlı maturasyon SVF grubunda, daha sonra kök hücre grubunda gözlendi. Çalışma sonuçlarımıza göre SVF uygulaması, kök hücre uygulamasına göre çok daha hızlı ve kaliteli maturasyon sağladığı anlaşıldı Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms