Filtreler
Filtreler
Bulunan: 11 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Veritabanı [2]
Yayın Tarihi [3]
Dergi Sayısı [4]
Yayın Dili [1]
Editör/Editörler [1]
Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.535 - 562

Ulema ve yönetici ilişkileri tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemini koruyan bir alan olagelmiştir. İlim adamları, bir yönüyle ilmiye sınıfına mensup olmaları bakımından devlet sisteminde belirli bir hiyerarşiye sahipken bir taraftan peygamberlerin varisleri olarak dini hüviyete sahiptir. Çift boyutlu kimlikleri, ulema-ümera ilişkilerinde daha hassas bir denge gözetilmesine yol açmış ve devlet başkanlarıyla ilişkilerinin mahiyeti sorgulanarak ayrıntılarıyla çeşitli araştırmalara konu olmuştur. İlim adamları ve devlet başkanlarının karşılıklı maslahata dayanan bir ilişkileri olduğu tezinden yola çıkarak söz konusu irtibata farklı . . .bir açılım getiren bu çeviride, Yaacov Lev’in “Symbiotic Relations: Ulama and the Mamluk Sultans” isimli makalesi, “Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri” başlığıyla tercüme edilmiştir Daha fazlası Daha az

Ahmed Emrî Yetkin’in Nazireleri

RAŞİT ÇAVUŞOĞLU

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.139 - 171

Son dönem Amasya ulemasından şâir Ahmed Emrî Yetkin, sadece Amasya’da değil başta İstanbul gelmek üzere Anadolu’nun pek çok ilim ve kültür merkezindeki âlim, mütefekkir ve entelektüelleri ile tanışan ve onlar üzerinde olumlu tesirler bırakan bir şahsiyettir. Âlim kişiliğinin yanında şairliği ve eğitimciliği ile de tanınan Ahmed Emrî Yetkin, son iki asırdır Amasya’nın ilim, kültür ve sosyal hayatına yön veren Mecdîzâde ailesine mensuptur. Çok yönlü bir kişiliği olan Ahmed Emrî Yetkin, devrin mühim simaları ile yakın dostluklar kurmuştur. Üç dilde şiir yazabilen bir istidada sahip olan müellifin yayımlanan şiirleri yanında henüz yayın . . .a hazırlanmamış şiir ve mektupları bulunmaktadır. Şiirleri arasında, manzum tercüme, nazire ve tazmin gibi türler de yer alır. Bu çalışmada Ahmed Emrî Yetkin’in yayımlanmamış şiirleri arasında bulunan nazire ve tazmin türündeki manzumeleri yayına hazırlanmıştır. Çalışmanın giriş kısmından sonra Ahmed Emrî Yetkin’in ilmî ve edebî çevresi üzerinde durulmuş ve müellifin devrin âlim, mütefekkir ve şairleriyle olan mektuplaşma ve münasebetleri ele alınmıştır. Diğer başlık altında ise Ahmed Emrî Yetkin’in nazire ve tazmin türünde yazdığı manzumelerinin metni verilmiştir Daha fazlası Daha az

İslam Eserlerinde Kullanılan Altıgen Tabanlı Geometrik Desenlerin Çözümlenmesine Yönelik Yeni Bir Yaklaşım

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ | BAHAR SELİMGİL

Makale | 2021 | İslam Eserlerinde Kullanılan Altıgen Tabanlı Geometrik Desenlerin Çözümlenmesine Yönelik Yeni Bir Yaklaşım ( 12 ) , pp.217 - 254

Geometrik süslemeler tarihin hemen her döneminde kullanılmıştır. İslam eserlerinde Emevi, Abbasi, Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklu dönemlerinde geliştirilmiş, coğrafi bölge ve kullanılan malzemenin türüne bağlı olarak bu alanda farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. İran bölgesinde özellikle tuğla malzemeyle uygulanan kompozisyon biçimleri, Anadolu'ya taşındığında daha çok taş malzemeyle uygulanmıştır. Taşın yanında ahşap ve çinide de geometrik motifler önemli örneklerle zenginleşerek devam ettirilmiştir. Bezemenin her alanında hemen her malzemeyle uygulanmış olan geometrik kompozisyonlar bitkisel, yazı ve figürlü kompozisyonlar il . . .e birlikte, Selçuklu, beylikler ve Osmanlı devirleri boyunca varlığını kesintisiz olarak sürdürmüştür. İslam eserlerinde kullanılan geometrik desenler kare, beşgen, altıgen, yedigen, sekizgen, dokuzgen, ongen, on altıgen, yirmi dörtgen, daire gibi birbirinden farklı geometrik şekillerden oluşur. Konumuzla ilgili yapılmış herhangi bir envanter çalışması olmadığı için bazı kaynak kitaplardan ve internet sayfalarından elde edilen verilerden hareketle Fas, Hindistan, İran, İspanya, Mısır, Özbekistan, Suriye, Türkiye ile İngiltere’deki bazı müze ve kütüphanelerde tespit edilen toplam 223 eserdeki 39 farklı geometrik desen, 13 grup halinde incelenmiştir. Çalışmamızın sınırları gereği kronoloji, coğrafi konum ya da kullanılan malzeme farkı gözetilmeksizin sadece altıgen tabanlı geometrik desenler şekil bakımından incelenmiştir. Bu desenleri daha pratik olarak çizmek için tarafımızdan altıgen tabanlı yeni bir ızgara sistemi oluşturulmuştur. Bahsi geçen yeni yaklaşım budur. Ayrıca birbirine benzer ya da birbirinin varyasyonu kabul edilebilecek desenler gruplandırılmış, ortaya konulan yeni ızgara vasıtasıyla desenlerin çizimleri gösterilmiştir. Makalenin sınırları gereği detaylı desen analizi yapılamamıştır. Sadece desenlerin ızgaraya yerleşme biçimi gösterilmiştir Daha fazlası Daha az

Demirci Camilerindeki Ahşap Tavan Göbekleri

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 12 ) , pp.189 - 215

Demirci Manisa’nın bir ilçesi olup, il merkezine 160 km. mesafede bir yerleşim yeridir. Ahşap tavanlı cami yapma geleneğinin kökeni, Orta Asya Karahanlılar devrine kadar gitmektedir. Bu gelenek Anadolu’da da devam ettirilmiştir. Büyük Selçuklu, Gazneli, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı devirlerinde bu teknikte Anadolu’da birçok cami inşa edilmiştir. 12. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Ankara, Konya, Niğde, Afyon ve Kastamonu çevreleri başta olmak üzere Anadolu’nun birçok bölgesinde ahşap tavanlı ibadet yapıları görmek mümkündür. Türkiye’nin birçok yöresinde olduğu gibi Demirci ilçesinde de tavanlı câmiler inşa edilmiştir. . . . Bunlar daha çok 19. yüzyıla ait örneklerdir. Bu çalışmanın konusu olan Demirci’deki ahşap tavan göbekli 13 adet cami, 18-20. yüzyıl mimarisi ve bezemesi hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Daha önce çalışılmamış olan bu eserler; plan, malzeme ve bezeme özellikleri bağlamında incelenmiştir. İncelenen eserlerin, Türk sanatındaki yeri ve önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca günümüzde kaderine terkedilmiş durumda olan eserlerin korunması yönünde adımlar atılacaktır Daha fazlası Daha az

Isparta Seferağa Camii ve Haziresi

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 12 ) , pp.147 - 188

Anadolu’da hâkimiyet sürmüş ve hâkim olduğu bölgelerde başta cami olmak üzere çok sayıda eser bırakmış olan Selçuku, Beylikler ve Osmanlıların önemli eserlerinin yer aldığı yerlerden biri de Isparta ve çevresidir. Bu yörelerde yer alan camiler başta Osmanlı dönemi olmak üzere Selçuklu ve Hamitoğulları Beyliği’ne aittir. Özellikle Osmanlılar döneminde inşa edilen hemen her caminin bahçesinde ya da civarında bir de hazireye yer verilmiştir. Bu cami ve hazirelerden biri de Isparta iline bağlı Sütçüler ilçesinde bulunan Seferağa Camii’dir. Sonraki dönemlerde çok sayıda onarımlardan geçen ve böylelikle pek çok değişime uğrayan cami halen . . . genel hatlarıyla erken dönem Osmanlı cami mimari üslubunu yansıtmaktadır. Bu çalışmamızda Seferağa Camii ile güneyindeki haziresi ele alınmıştır. Söz konusu eser tarihçe, mimari, plan, malzeme ve tektik ile süsleme özellikleri gibi yönleriyle incelenmiştir. Hazirede yer alan az sayıdaki mezar taşı ise tipoloji, yazı çeşidi ve tezyinat yönüyle incelenmiştir Daha fazlası Daha az

Göstergebilimsel Bir Analiz: Ebü’l Kâsım eş-Şâbbî’nin “Çoban Türküleri” Şiiri

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.433 - 458

Dil, ilk insandan bu yana yeryüzünde bütün insanların birincil iletişim aracı olmuştur. İnsanlık tarihi boyunca dil üzerine pek çok çalışma ve incelemelerin yapıldığı tartışmasız bir vakıadır. Dil olgusu farklı kategorilerde, farklı disiplinler bağlamında çeşitli nitelikleri bakımından dakik ve hassas bir biçimde araştırma konusu yapılmış ve bu özelliği ile birçok araştırma sahasının merkezinde olmuştur. Farklı disiplinlerin başını çeken dil olgusu özellikle dilbilim çalışmalarının başlaması ve ilerlemesinde biricik tetikleyici unsur olmuştur. Çeşitli toplum ve milletlerde farklı dillerde yapılan çalışmalar da bu kanıyı desteklemekt . . .edir. Dil tek başına sözlü bir araç değildir. Sesli birimlerden oluşan dile ek olarak işaret dili, yazı dili, doğal ve yapay diller de bu sistemin bir parçasını teşkil etmektedir. Uzun ve köklü geçmişe sahip olan dil çalışmalarını tetikleyici farklı nedenler bulunmakla birlikte en önemli nedenlerinden biri de dini etkenler olmuştur. Sanskritçe metinleri ve kutsal kitapları anlama çabalarına yönelik yapılan çalışmalar bu savı güçlendirmektedir. Bu nedenle dilbilimin eski bir tarihe sahip olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu çalışmada modern dilbilim çalışmalarının bir parçasını oluşturan göstergebilim maddesini ele alacağız. Metin tahlil yöntemini kullanacağımız şiirde göstergebilimin detay ve inceliklerini örnekler üzerinden vereceğiz. Bu bağlamda özellikle tabiatta göndergesi bulunan göstergeleri irdelemeyi hedeflediğimiz çalışmada, Tunuslu şâir Ebu’l-Kâsım eş-Şâbbi’nin divanından seçtiğimiz ‘Çoban türküleri’ ( من الأغاني الرعاه) adlı pastoral temalı şiiri tercih ettik. Tabiatın ve dış dünyanın tasvir edildiği pastoral şiir üzerinden göstergebilimin inceliklerini ortaya koymaya gayret edeceğiz Daha fazlası Daha az

İmam Ebû Mansûr MÂTURİDÎ: Nasîhatnâme (Pendnâme)

ZEYNEP KIZILYAR

Derleme | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 8 ) , pp.257 - 259

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî, Hanefi mezhebinden olanların itikad imamı, İslam alimi. Kurucusu olduğu kabul edilen i'tikadî mezhep "Matûridilik" olarak anılır.

Ahmed b. Muhammed el-Esedî el-Mekkî ve “İhbâru’l-Kirâm bi Ahbâri’l-Mescidi’l-Harâm”Adlı Eseri Üzerine -I-

ZEYNEP KIZILYAR

Makale | 2022 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 15 ) , pp.297 - 333

Kâbe, Kur’ân-ı Kerim’e göre yeryüzünün ilk mabedidir. O, aynı zamanda Mekke-i Mükerreme ve çevresiyle birlikte, hac ibadeti ve menâsikinin mahallidir. Bu itibarla İslâm dini ve tarihî açısından çok büyük ehemmiyeti hâizdir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’deki pek çok âyet, Hz. Peygamber’in pek çok hadisi ve fıkıh külliyatına dercedilmiş geniş malumat buna işaret etmektedir. Bu arada Kâbe ve Mekke’nin, İslâm tarihçilerinin en câzip konuları arasına girdiği söylenebilir. İslâm’ın ilk dönemlerden itibaren İslam tarihçileri, dinî, siyâsî, ilmî, kültürel ve benzeri yönleriyle Kâbe, Mekke, Harem-i Şerif ve müştemilâtının, önemi, mahiyeti, tarihi . . .ve faziletlerine dair eserler vermişlerdir. Mekke ve Kâbe tarihi hakkında eser telif eden âlimlerden biri de Osmanlı dönemi (11/17. yüzyıl) âlimlerinden Ahmed b. Muhammed el-Esedî el-Mekkî’dir. Bu çalışmada, onun hayatı ve konuya dair “İhbâru’l-Kirâm bi Ahbâri’l-Mescidi’l-Harâm” isimli eserinin muhtevası üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Bu çalışmanın devamı niteliğini taşıyacak ikinci makalede İhbâru’l-Kirâm’ın tahkikli metni neşredilerek, nüsha farklılıkları gösterilecektir Daha fazlası Daha az

Metin And, Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür

BAHAR SELİMGİL

Kitap Bölümü | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.659 - 665

Genel anlatımla yazma eserlerde bahsedilen olayları görsel olarak anlatmak üzere çizilen kitap resimlerine minyatür denilmektedir. İslam minyatürlerinde figürlerde anatomik oranlara bakılmaksızın, perspektiften uzak, ışık ve gölge dikkate alınmadan çizilen resimler söz konusudur. Bu resimler İslam resim sanatının bir kolu olarak kabul edilmiş ve bunun üzerinden araştırmalar yapılmıştır. Bunlardan biri de Metin And’ın Osmanlı Tasvir Sanatları 1:Minyatür adlı kitabıdır. Birinci baskısı 2002 yılında İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan kitabın ikinci ve üçüncü baskısı yazarın 2008 yılındaki vefatından sonra 2014 ve 2021 yıllarında Yap . . .ı Kredi Yayınlarından yayımlanmıştır. Yazar konu üzerine daha önce yayınlanmış çalışmalardan yararlanarak ve çok sayıda minyatür örneğine yer vermeyi amaçlamıştır. Kitabın ebatları 22 x 28 cm olarak büyük ve renkli kuşe kâğıda 600 sayfa olarak basılmış böylece birçok minyatür örneğini bir arada görme ve inceleme imkânı sunulmuştur. Bazı minyatür resimlerin tam sayfa olarak kullanılması sebebiyle ilk baskısı 481 sayfa olan eserin son baskısı 600 sayfa olarak yayımlanmıştır Daha fazlası Daha az

Aydın, Koçarlı Cihanoğlu Camii Duvar Resimleri

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.173 - 193

Duvar resimleri Osmanlı Devleti’nde ilk olarak 18. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'daki mimari eserlerde görülmüş ve kısa sürede Anadolu’da da yayılmıştır. Sivil ve dini nitelikli birçok yapıda karşımıza çıkan resimlerde geleneksel minyatür sanatının etkisi devam ederken bunun yanında batı sanatıınn perspektif, derinlik ve ışık-gölge denemeleri de görülmektedir. Ekonomik ve nüfuz açısından oldukça iyi durumda olan âyanlar Anadolu’da duvar resimlerinin yayılmasında etkin bir rol oynamışlardır. Ege Bölgesi’nin önemli ayanlarından olan Cihanoğulları da Aydın’da birçok mimari eser inşa etmişler ve bu eserleri dönemin özelliklerini ya . . .nsıtan çeşitli tasvirlerle süslemişlerdir. Bu çalışmada Aydın ili Koçarlı ilçesi Cihanoğlu Camii (1835) duvar resimleri ele alınarak tasvirlerin diğer dini yapı örnekleriyle karşılaştırılması yapılmış, süslemelerin Türk mimari süslemeleri içerisindeki yerinin ve öneminin ortaya konulması amaçlanmıştır Daha fazlası Daha az

Gerçekle Kurgu Arasında: Refik Halid Karay’ın Kadınlar Tekkesi Romanında Din Anlayışı

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ

Makale | 2022 | Mîzânü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 15 ) , pp.135 - 177

Cumhuriyet döneminde kapatılan tekke ve zaviyelerin varlıklarını devam ettirdikleri tezinden hareketle cumhuriyetin ilk döneminde yazılan romanlarla aynı düzlemde kaleme alınan romanlardan biri de Kadınlar Tekkesi romanıdır. Dine, dini kurumlara ve dini yaşayış biçimlerine yönelik eleştirel yaklaşımı yozlaşan tekke ve zaviyeler örneği üzerinden kaleme alan eser, ana hatlarıyla Baki adındaki sahte şeyhin kadınları tuzağına nasıl düşürdüğünü ve kadınların ona nasıl razı olduklarını konu edinmektedir. Refik Halid Karay, Kadınlar Tekkesi romanının Başlangıç bölümünde eserin hem gerçek bir hikâyeye dayandırmakta hem de gerçek bir hikâye . . .olarak adlandırdığı Başlangıç kısmını bir romancı taktiği ve konusunun da hayal mahsulü olabileceğini ifade etmektedir. Bu makale, hacimli bir eser olan Kadınlar Tekkesi romanını özetlemeye, karakterlerini tanıtmaya, romanda işlenen din olgusunun hangi karakterlerle hangi kavramlar üzerinden nasıl işlendiğini irdelemeye ve romanın gerçek bir hikâyeye mi dayandığını yoksa hayal ürünü mü olduğunu çözümlemeye çalışmaktadır Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms