Filtreler
Filtreler
Bulunan: 12 Adet 0.002 sn
Tam Metin [1]
Tür [2]
Yayın Tarihi [1]
Dergi Sayısı [3]
Yayın Dili [1]
Ayak ve Ayak Bileği Patolojilerinin ve Aksesuar Kemiklerinin Manyetik Rezonans Görüntüleme ile Değerlendirilmesi

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.295 - 298

Amaç: Ayaktaki patolojilerin ve aksesuar kemiklerin ayak ve ayak bileği manyetik rezonans (MR) ile incelenmesi ve sonuçlarının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2015 ile 31 Aralık 2015 tarihleri arasında Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ile Ortopedi polikliniğine başvuran, ayak ve ayak bileği MR uygulanan 18 yaş üstü olgular retrospektif olarak değerlendirildi. 462 olgu, 255 kadın ve 207 erkek çalışmaya dahil edildi. Ayak patolojileri ve aksesuar kemikler MR resmi okuma raporlarından değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 462 olgu dahil edildi. Ayak patolojilerinin %49,1 sağ tarafta ve %50,9 sol tarafta tespit edildi. Akse . . .suar kemikler; os trigonum (%1,9), aksesuar naviküler kemik (%0,4) olarak belirlendi. MR bulguları; tibiotalar efüzyon (%50), intramedüller lezyon (%14,3), fleksör hallusis longus tendiniti (%21), anterior talofibular ligament yaralanması (%6,5), posterior talofibular ligament yaralanması (%5,4), osteomiyelit (%0,4), morton nöroma (%13,6), aşil tendiniti (%3,2), kist ( % 12,1), halluks valgus deformitesi (%2,2), avasküler nekroz (%1,7), peroneal tendinit (%5), ekstansör tendinit (%2,4), yeni kırık (%2,2), tibialis posterior tendinit (%6,1), fleksör digitorum longus tendinit (%5), retrotalar bursit (%4,3), koalisyon (%0,2), tümör (%1,3), tibiotalar tendinit (%5,4))olarak tanımlanmıştır. Sonuç: Ayağın patolojilerinin ve aksesuar kemiklerin sıklığı ile dağılımı MR kullanarak saptandı. Bu çalışmada, en sık görülen aksesuar kemik os trigonum olarak belirlendi. Ayrıca, çalışma sonuçlarına göre en yaygın patoloji tibiotalar efüzyon olarak tespit edildi. Bu çalışmada önceki çalışmaların aksine, aksesuar kemikler küçük bir grup olarak belirlenmiştir. MR, aksesuar kemikler ve yumuşak doku lezyonlarını değerlendirmek için yararlıdır. Objective: Examination of foot pathologies and accessory bones with foot and ankle magnetic resonance imaging (MRI) and determining the results. Material and Method: The results of the cases over the age of 18 who applied to the Physical Medicine and Rehabilitation and Orthopedics outpatient clinic between January 1, 2015 and December 31, 2015 and underwent MRI of the foot and ankle were evaluated retrospectively. 462 cases, 255 women, and 207 men were included in the study. All results were evaluated. Foot pathologies and accessory bones were evaluated from MR official reading reports. Results: A total of 462 cases were included in the study. 49.1% of the foot pathologies were detected on the right side and 50.9% on the left side. Accessory bones were determined as os trigonum (1.9%) and accessory navicular bone (0.4%). MRI findings were defined as; tibiotalar effusion (50%), (20.1%), intramedullary lesion (14.3%), flexor hallucis longus tendinitis (21%), anterior talofibular ligament injury (6.5%), posterior talofibular ligament injury (5.4%), osteomyelitis (0.4%), Morton's neuroma (13.6%), Achilles tendinitis (3.2%), cyst (12.1%), hallux valgus deformity (2.2%), avascular necrosis (1.7%), peroneal tendinitis (5%), extensor tendinitis (2.4%), recent fracture (2.2%), tibialis posterior tendinitis (6.1%), flexor digitorum longus tendonitis (5%), retrotalar bursitis (4.3%), coalition (0.2%), tumor (1.3%), tibiotalar tendinitis (5.4%). Conclusion: The frequency and distribution of foot pathologies and accessory bones were determined using MRI. In this study, the most common accessory bone was determined as os trigonum. In addition, according to the results of the study, the most common pathology was tibiotalar effusion. In this study, in contrast to previous studies, accessory bones were identified as a small group. MRI is useful for evaluating accessory bones and soft tissue lesions Daha fazlası Daha az

6th International Students Science Congress Proceedings Book, 20-21 May 2022

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi

Kitap | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi

Değerli Katılımcılar, Meslektaşlarım ve Uluslararası Öğrenciler, 6. Uluslararası Öğrenciler Fen Bilimleri Kongresi Tam metin Kitabını etkinliğin yazarlarına ve katılımcılarına sunmak bizler için büyük bir onur ve ayrıcalıktır. Bunu yararlı, heyecan ve ilham verici bulacağınızı umuyoruz. Son beş yıldır çeşitli bilim dallarında çalışan genç uluslararası araştırmacıları bir araya getirmek amacıyla kongrelerimizi düzenledik ve bu hepimizi gerçekten motive etti. Küresel Covid-19 pandemisinin ardından altıncı kongreyi, yüz yüze canlı ve çevrimiçi sanal oturumları birleştirerek karma bir etkinlik olarak düzenledik. Kongrenin ilk günü olan . . .20 Mayıs’ta, 100'den fazla katılımcıyı bir araya getiren ve tamamen yüz yüze sekiz oturum gerçekleştirildi. Bu ilk günün sabahında davetli konuşmacılarımız tarafından iki ilgi çekici sunum yapıldı: Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç “Covid-19 Aşıları” ve Gebze Teknik Üniversitesi'nden Dr. Yakup Genç “Metaverse” hakkında konuştular. Etkinliğin ikinci gününde dokuz çevrimiçi oturum Zoom üzerinden gerçekleştirildi ve YouTube üzerinden canlı olarak yayınlandı; bu oturumların videolarına Youtube kanalımızdan ulaşabilirsiniz. Altıncı kongremizi de yine büyük bir istek ve heyecanla gerçekleştirdik. İki gün süren kongrede, yirmi sekiz farklı ülkeden yüz elliyi aşkın genç araştırmacı ve akademisyen bir araya geldi ve on yedi oturumda toplam doksan yedi bildiri sunuldu. Bildirilerin kırk yedi tanesi canlı yüz yüze, elli tanesi ise çevrimiçi olarak sunuldu. Öte yandan, elli iki bildiri uluslararası (Türk olmayan) katılımcılar tarafından, kırk beş bildiri ise Türk katılımcılar tarafından sunuldu. Kongre, özellikle fen bilimleri alanında eğitimlerine devam eden uluslararası öğrencilerin ve genç akademisyenlerin önlerindeki akademik camia ile etkileşimlerini gayet samimi bir ortam sunarak teşvik ederken, yeni ve güncel çalışmalarını sunmaları ve tartışmaları için de güzel bir fırsat sağlamış oldu. Onların katkıları sayesinde Kongre olabildiğince seçkin ve nitelikli bir düzeye ulaşmış oldu. Kongre, Ziraat Mühendisliği, Mimarlık, Biyoloji ve Biyomühendislik, Kimya ve Kimya Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği, Elektrik, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği, Enerji, Gıda Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Matematik, Malzeme Bilimi, Metalürji ve Malzeme Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği, Nanoteknoloji, Fizik, Tekstil Mühendisliği, Kentsel ve Bölgesel Planlama, vb. çok çeşitli konulardaki son gelişmeleri tartışmak için keyifli bir ortam sağladı. Tüm katılımcılara kongre programımıza ve dolayısıyla tam metin kitabımıza yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ederiz. Ayrıca verdikleri destek ile bu kongrenin gerçekleşmesine katkı sağlayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ne, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu’na (UDEF), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) ve ana organizatörümüz İzmir Uluslararası Misafir Öğrenci Derneği'ne teşekkürlerimizi arz ederiz. Organizasyon komitemize ve etkinlik süresince gönüllü olarak çalışan tüm öğrencilere içten şükran ve takdirlerimi sunuyorum. Bu kongre dizisinin devam eden başarısı, 2023'te düzenlenmeyi hedeflediğimiz 7. Uluslararası Öğrenciler Fen Bilimleri Kongresi için planlamanın artık güvenle ilerleyebileceği anlamına geliyor; bu kongremiz de muhtemelen hem çevrimiçi hem de yüz yüze olacak. Katkılarından dolayı tüm yazarlara, katılımcılara ve gönüllülere teşekkür ederiz. Prof. Dr. Mehmet Çevik Kongre Başkan Daha fazlası Daha az

Şehir Kültür Medeniyet Çaka Bey'den Günümüze İzmir 1. cilt

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Malum olduğu üzere, içinde bulunduğumuz yıl 15 Mayıs 1919’da işgal edilen İzmir’in 9 Eylül 1922’de kazandığı istiklâlinin 100. Yılı olması bakımından önemli bir zaman dilimini oluşturmaktadır. Öncelikle, proje tabanlı araştırma kapasitesini geliştirerek, bilimsel bilgi üretmeyi, üretilen bilgiyi değere dönüştürmeyi, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde yürüttüğü programlarda kayıtlı öğrencilerini bu süreçlere dâhil ederek kaliteli eğitim vermeyi hedefleyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, aynı zamanda topluma hizmet hususunu da önemsemektedir. Bu münasebetle yıl içinde gerçekleştirilmek üzere planlanan çeşitli etkinliklerle bir t . . .araftan toplumun ihtiyacı olan bilimsel bilgi üretimine uygun zemin oluşturarak, değerli bilim insanlarını ortak bir platformda toplamaya çalışırken, diğer taraftan da toplumun “şehir, kültür, medeniyet” perspektifinden tarih bilincini canlı tutmak için üzerine düşeni yapmaya gayret göstermektedir. 24-27 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen “Şehir Kültür Medeniyet: Çaka Bey’den Günümüze İzmir” başlıklı sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan dört ciltlik kitap da bu gayretin ortaya koyduğu sonuçlardan biridir Daha fazlası Daha az

Şehir Kültür Medeniyet Çaka Bey'den Günümüze İzmir 3. cilt

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Çevrimiçi (1045-1578 Sayfa: resim, harita; 26 cm.).

Tıbbi Biyoloji ve Genetik Laboratuvar Kılavuzu

İBRAHİM PİRİM | MELEK PEHLİVAN | TÜLAY KILIÇASLAN AYNA | MUSTAFA SOYÖZ

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Çevrimiçi (70 sayfa: şekil; 26 cm.)

Yoğun Bakım Biriminde Tedavi Alan COVID-19 Hastasının Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu

İBRAHİM PİRİM | MELEK PEHLİVAN | TÜLAY KILIÇASLAN AYNA | MUSTAFA SOYÖZ

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.447 - 456

Yoğun bakım ünitelerinde COVID-19 ile enfekte olan kritik hastaların yönetim sürecinde hemşirelik bakımının çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Hemşireler tarafından güvenli ve kaliteli hasta bakımının uygulanması ve sürdürülmesi amacıyla, hastalara ait verilerin doğru, eksiksiz ve sistematik bir şekilde toplanması ve analiz edilmesi çok önemlidir. Yoğun bakımlarda hasta tedavi aşamalarının başından sonuna kadar rol oynayan hemşireler, pandemi sürecinde de bilimsel temellere dayanan model ve kuramlar ışığında, hemşirelik sürecini kullanarak hastalara etkin ve bütüncül bir bakım vermektedir. Bu olgu çalışmasında COVID-19 testi pozitif . . . olan bir yoğun bakım hastasının verileri Gordon’un fonksiyonel sağlık örüntüleri modeline göre toplanarak, Kuzey Amerikan Hemşirelik Tanıları Birliği’ne göre hemşirelik tanıları belirlenmiş ve bu doğrultuda hemşirelik bakımının sonuçları değerlendirilmiştir. Nursing care has a very important place in the management process of critically ill patients infected with COVID-19 in the intensive care units. It is very important to collect and analyze patient data accurately, completely and systematically in order to implement and maintain safe and quality patient care by the nurses. Nurses, who play a role from the beginning to the end of the patient treatment stages in the intensive care units, provide effective and holistic care to the patients by using the nursing process in the light of scientific models and theories during the pandemic process. In this case study, the data of an intensive care patient with a positive COVID-19 test result were collected according to Gordon's functional health patterns model, nursing diagnoses were determined according to the North American Nursing Diagnosis Association, and the results of nursing care were evaluated accordingly Daha fazlası Daha az

Şehir Kültür Medeniyet Çaka Bey'den Günümüze İzmir 2. cilt

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Çevrimiçi (497-1044 Sayfa: resim, harita; 26 cm.).

Moğolistan Kültürel Mirası İçinde Türk Yazıtlarının Bugünü ve Geleceği Çalıştayları Bildiriler Kitabı/

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Moğolistan Hükümetinin 2019 tarih ve 69 sayılı kararı ile “Taştan Yapılmış Kültürel Miras Ulusal Programı” onaylanmış; Eğitim, Kültür, Bilim ve Spor Bakanının 2019 tarih ve A/368 Sayılı Kararı ile programın uygulanmasına yönelik eylem planı yürürlüğe girmiştir. Bahse konu eylem planının 2. maddesinin 4. fıkrasında risk altında olduğu değerlendirilen eserlerin güvenli alanlara taşınacağı hükmü yer almaktadır. Bahse konu mevzuata dayanılarak hazırlanan proje çerçevesinde 17 Ekim 2020’de Moğolistan’daki Türk yazıtları içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan Şine Us yazıtı bulunduğu yerden alınarak Moğolistan Kültürel Miras Merkez . . .ine nakledilmiştir. Kurum sadece Şine Us yazıtını değil, Ötüken Uygur Kağanlığının başkenti Karabalgasun’un kalıntıları yakınındaki 1. Karabalgasun yazıtından geriye kalan ejderha tepelik ve diğer parçaları da taşımıştır. Eserlerin taşınma işlemi 14 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Moğolistan Tarih ve Arkeoloji Enstitüsü depolarında bulunan Tes ve Taryat yazıtları da 26 Haziran 2021 tarihinde Moğolistan Kültürel Miras Merkezine getirilmiş böylece Köktürk harfli Türk yazıtlarından dördü Merkezde kendileri için hazırlanan alana nakledilmiştir. Moğolistan Kültürel Miras Merkezi yetkilileriyle yapılan görüşmelerde yetkililere Türkiye Cumhuriyeti’nin konuyla ilgili makamlarının Moğolistan’daki Türk yazıtlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda hassas oldukları; projenin Türk yazıtlarını da kapsaması sebebiyle Moğolistan’daki Türk yazıtlarıyla ilgili iş ve işlemlerde Türkiye’deki uzmanların da görüşlerinin alınmasının faydalı olacağı ifade edilmiş ve kendilerinden olumlu cevap alınmıştır. Moğolistan Kültürel Miras Merkezi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine gönderdiği resmi yazıda projeyle ve Türk yazıtlarının geleceğine ilişkin çalışmalarla ilgili olarak birisi Türkiye’de diğeri Moğolistan’da olmak üzere iki ortak çalıştay düzenlemeyi teklif etmiştir. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, İKÇÜ-MUIS Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü, TİKA, Türk Dil Kurumu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Moğolistan Kültürel Miras Merkezi ortaklığında 27.05.2022-01.06.2022 tarihleri arasında Türkiye’de; 01.08.2022-07.08.2022 tarihleri arasında Moğolistan’da iki çalıştay düzenlenmiş, çalıştaylarda Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülmekte olan projenin tüm detayları projeyi yürüten Merkez yönetici ve uzmanlarından dinlenmiş; Moğolistan Kültürel Miras Merkezi yönetici ve uzmanlarına Moğolistan’daki Türk yazıtlarının Türk dili, tarihi ve kültürü açısından önemi anlatılarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu eserlere ilgisiz olmadığı mesajı 2 verilmiştir. Çalıştaylarda Moğolistan’daki Türk yazıtlarının bugünü ve gelecekleri üzerine verimli tartışmalar yapılmış; yazıtlar Türk dili, kültürü ve tarihi bakımlarından değerlendirilmiştir. Çalıştaylarda 13’ü İzmir’de 12’si Moğolistan’da olmak üzere toplam 25 bildiri sunulmuştur. Okuyucuların istifadesine sunulan bu kitapta bildiri sunumlarını gerçekleştiren katılımcıların yayımlanmak üzere tarafımıza ulaştırdıkları 18 bildiri metni yer almaktadır. İlgili metinler Çalıştay Bilim Kurulu tarafından incelenerek raporlanmıştır. Çalıştaylara sunumlarıyla katılan ve bu kitaba da destek veren katılımcı ve yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. Bildirilerin ardından projeye dair tartışmalar yapılacak, Türkiye’den alan uzmanı akademisyenlerin projeye dair düşünceleri Moğolistan Kültürel Miras Merkezi yetkilileriyle paylaşılacaktır. Moğolistan’da yapılacak çalıştayda amaçlanan Türkiye’nin bu ülkedeki yazıtlarla yakından ilgilendiğini Moğol makamlarına göstermek; Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülen (yukarıda zikrettiğimiz dört yazıtın taşınmasını da içeren) projeyi incelemek, yazıtların ve yazıtların alındığı alanların son durumlarını görerek varsa eksiklik ve aksaklıkları rapor etmektir. İki çalıştayda sunulacak bildiri ve tartışmalar kitap olarak da yayımlanacak; sonuç bildirgeleri Türk ve Moğol makamlarıyla paylaşılarak Türk yazıtlarının ya da diğer eserlerin taşınmasını içeren/içerecek projelerde Türk ve Moğol makamlarının ortak hareket etmesinin yerinde olacağı vurgulanacaktır Daha fazlası Daha az

Besin Gruplarının Meme Kanseri Gelişme Riski Üzerine Etkileri Var Mıdır?

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 7 ( 2 ) , pp.339 - 343

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Genetik, davranışsal ve çevresel faktörler meme kanseri etiyolojisinde yer almaktadır. Bu derlemede çevresel ve davranışsal bir faktör olan beslenme kapsamında süt ve süt ürünleri; et ve et ürünleri; sebze ve meyve; tahıl, yağ tüketimi ile meme kanseri riski arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Süt ve süt ürünlerinin bileşiminde bulunan kalsiyum ve D vitamini meme kanseri riskinde koruyucu role sahip olabilir. Ancak kırmızı ve işlenmiş etlerde genellikle pişirme sırasında oluşan bileşikler meme kanseri riskini artırabilir. Sebze ve meyveler ise zengin vitamin, polifen . . .ol, karotenoid ve posa içerikleri sayesinde meme kanseri riskini azaltabilir. Benzer şekilde tam tahılların bileşiminde bulunan fitoöstrojenler, fenolik asitler, antioksidan vitaminler ve posa meme kanseri riskini azaltabilir. Diyet yağ alımı ve yağ asitleri ile meme kanseri riskini inceleyen çalışmaların sonuçları ise farklılık göstermektedir. İncelenen bu besin gruplarının meme kanseri riski üzerine etkisinin araştırılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Breast cancer is the most common type of cancer in women. Breast cancer is caused by a combination of genetic, behavioral, and environmental factors. In this review, it is aimed to examine the relationship between nutrition which is behavioral and enviromental factors and breast cancer risk. Within the scope of nutrition, milk and product, meat and product, vegetables and fruit, cereal, oil food groups is discussed. Calcium and vitamin D, which are found in milk and dairy products, may reduce the risk of breast cancer. Compounds commonly formed during cooking in red and processed meats, on the other hand, can increase the risk of breast cancer. Vegetables and fruits can reduce the risk of breast cancer thanks to their rich vitamin, polyphenol, carotenoid and fiber content. Similarly, phytoestrogens, phenolic acids, antioxidant vitamins and fiber found in the composition of whole grains can reduce the risk of breast cancer. The results of studies examining on dietary fat intake, fatty acids and breast cancer risk differ. More research is needed to investigate the effects of these food groups on breast cancer risk Daha fazlası Daha az

Şehir Kültür Medeniyet Çaka Bey'den Günümüze İzmir 4. cilt

Kitap | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Çevrimiçi (1579-2090 Sayfa: resim, harita; 26 cm.).

Cerrahi Kliniğinde Yatan Hastaların Sağlık Okuryazarlığı Düzeylerinin Sağlık Algısı ve Ameliyat Korkusuna Etkisi

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi1 ( 7 ) , pp.61 - 67

Amaç: Araştırma cerrahi kliniğinde yatan, safra kesesi ameliyatı yapılacak hastalarda sağlık okuryazarlığının sağlık algısı ve ameliyat korkusuna etkisini incelemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki bu araştırmaya Türkiye'nin batı bölgesindeki bir devlet hastanesinin cerrahi kliniğinde planlı safra kesesi ameliyatı yapılacak 130 hasta dahil edildi. Verilerin toplanmasında hastalara yönelik kişisel bilgi formu, Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği, Sağlık Algısı Ölçeği ve Cerrahi Korku Ölçeği kullanıldı. Araştırma öncesinde etik kurul izni alındı. Veriler tanımlayıcı istatistikler (sayı-yüzde, ortalama±standar . . .t sapma) ve Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Araştırma kapsamında alınan hastaların yaş ortalaması 50,03±11,42 yıldır. Araştırmaya katılan hastaların ölçeklerden aldıkları puan ortalamaları Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği için 100,82±15,62, Sağlık Algısı Ölçeği için 49,50±7,97 ve Cerrahi Korku Ölçeği için 36,76±20,31 olarak saptandı. Araştırmaya katılan hastaların sağlık okuryazarlığı düzeyleri yüksek, sağlık algısı ve cerrahi korku düzeyleri orta düzey bulundu. Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği ile Cerrahi Korku Ölçeği puanları arasında negatif yönlü zayıf ilişki saptandı (rs=- 0,226, p=0,010). Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği toplam puanı ile Sağlık Algısı Ölçeği toplam puanı arasında bir ilişki saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Araştırma sonucunda ameliyat olacak hastaların sağlık okuryazarlığı düzeyinin yüksek, cerrahi korku ve sağlık algısı düzeylerinin orta derecede olduğu ve sağlık okuryazarlığının cerrahi korkuyu azalttığı saptandı. Hastaların sağlık algısı düzeylerini arttırmaya ve cerrahi korkuyu azaltmaya yönelik eğitim programlarının yararlı olacağı düşünülmektedir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms