Filtreler
Büyüme Hormonu Tedavisi Alan Çocukların Klinik Özellikleri ve Tedaviye Yanıtı Etkileyen Faktörler

BUMİN NURİ DÜNDAR

Makale | 2016 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi1 ( 3 ) , pp.7 - 13

Amaç: Bu çalışmada çocukluk çağında büyüme hormonu (BH) tedavisi alan olguların klinik özelliklerinin incelenmesi ve tedaviye yanıtı etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: BH tedavisi alan olgulara ait veriler geriye dönük olarak incelenmiştir. Olguların tanı, yaş, cinsiyet, BH tedavi dozları ile tedavi öncesi ve sonrasındaki antropometrik ölçümleri, puberte evreleri, büyüme hızları, hedef boyları (HB), tahmini erişkin boyları (TEB) ve kemik yaşları (KY) kaydedilmiştir. Bulgular: Toplam 347 olgudan (232 kız, 115 erkek) 255’nin izole büyüme hormonu eksikliği (İzole BHE), 41’nin çoklu hipofizer hormon . . .eksikliği (Çoklu BHE), 30’nun Turner Sendromu (TS) nedeniyle, 21’nin ise diğer tanılar ile BH tedavisi aldıkları görülmüştür. Ortalama tedaviye başlama yaşları 11.2±2.67 yıl, tedavi süreleri 3.7±1.87 yıl, tedavi öncesi ortalama boy SDS -3.5±1.11, HB SDS -1.16±0.8, tedavi sonrası ortalama boy SDS -2.21±1.01, ∆boy SDS 1.25±1.05, ∆TEB SDS 0.63±1.46 olarak saptanmıştır. Kullanılan ortalama tedavi dozu 0.028 mg/kg/gün olarak bulunmuştur. Olguların tedavi öncesi ve sonrası ortalama boy SDS’leri ve TEB SDS’leri arasında anlamlı fark tespit edilirken, en yüksek yıllık uzama hızının tedavinin ilk yılında olduğu ve sonraki yıllarda kademeli olarak azaldığı saptanmıştır. Tedavi sonrası en yüksek uzama hızı çoklu BHE’li grupta iken, en düşük uzama hızı TS’li olgularda saptanmıştır. En çok boy kazanımının da çoklu BHE’li grupta olduğu görülmüştür. Prepubertal olguların boy kazanımının pubertal olgulara göre daha iyi olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: BH tedavisine en iyi yanıt tedavinin ilk yılında alınmaktadır. BH tedavisine en iyi yanıtı çoklu BHE’li olgular vermektedir. Boy SDS’i düşük, KY geri olan ve tedaviye erken başlanan hastalarda BH tedavisine cevabın daha iyi olduğu görülmektedir Objective: It was aimed to evaluate the clinical characteristics of children treated with growth hormone (GH) and the factors affecting response to the therapy. Material and Method: The data of the cases treated with GH were evaluated retrospectively. Diagnoses, ages, genders, GH treatment doses, pre and post-treatment antropometric measurements, pubertal status, growth rate, height velocity, target adult heights (TAH), predicted adult height (PAH) and bone ages (BA) were recorded. Findings: Among the total of 347 patients (female/male: 232/115), the number of patients treated for isolated GH deficiency, multiple hypophyseal hormone deficiency (MHHD), Turner Syndrome (TS) and other diagnoses were 255, 41, 30 and 21, respectively. The mean beginning age of the treatment, duration of the treatment, SDS of height before the treatment, SDS of height after the treatment, TAH SDS, ∆height SDS and ∆PAH SDS were found as 11.2±2.67 years, 3.7±1.87 years, -3.5±1.11, -2.21±1.01, -1.16±0.8, 1.25±1.05, 0.63±1.46, respectively. The mean GH dose was 0.028 mg/kg/day. Statistically significant differences between height SDSs and PAH SDSs of all patients before and after the treatment were detected. The highest height velocity of the patients was detected during the first year of the treatment and it decreased gradually during following years. While the highest height velocity rate was determined in MHHD group, the lowest height velocity rate was found in patients with TS after treatment. The highest gaining of height was also found in MHHD group. The height gains were better in prepubertal groups compared to pubertal groups. Conclusion: The highest height velocity was detected at the first year of GH treatment. The best response to the GH therapy was obtained in the patients with MHHD. Patients who had lower height SDS and lower BA before the GH treatment, and younger age at the beginning of the treatment have shown better response to GH therap Daha fazlası Daha az

Diyabette Tıbbi Bakım Standartlarında Değişiklikler

ELİF ÜNSAL AVDAL | BUMİN NURİ DÜNDAR | BARIŞ ÖNDER PAMUK

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 1 ) , pp.25 - 29

Özet Tüm dünyada prevalansı giderek artan Diabetes Mellitus; kronik hiperglisemi ile birlikte karbonhidrat, yağ, protein metabolizmasında bozulmayla karakterize metabolik bir hastalıktır. Diyabetin yönetiminde akut ve kronik komplikasyonların önlenmesinde en etkili yöntem diyabetliye kazandırılması gereken öz yönetim eğitimleri olarak literatürde vurgulanmaktadır. Diyabet sonuçlarını iyileştirmek için çeşitli yöntemleri destekleyen pek çok önemli kanıt mevcuttur. Amerikan Diyabet Birliği’nin “Diyabette Tıbbi Bakım Standartları”, sağlık profesyonellerine, klinisyenlere, hastalara, araştırmacılara ve diğer kişilere diyabet b . . .akımının bileşenlerini, genel tedavi hedeflerini sunmayı amaçlamaktadır. Amerikan Diyabet Birliği, tüm bu kişiler için 25 yıldan uzun süredir en güncel bakım standartlarını her yıl kılavuz olarak yayınlamaktadır. Amerikan Diyabet Birliği’nin klinik uygulama önerileri, diyabetli bireylere önem veren sağlık profesyonelleri için önemli kaynaklar olarak görülmektedir. Bu çalışmada amaç ADA’nın 2019 kılavuzunda nelerin değiştiğini ve nelerin ne amaçla eklendiğini ortaya koymaktır. Abstract Diabetes Mellitus, whose prevalence is increasing all over the world, is a metabolic disease characterized by chronic hyperglycemia as well as carbohydrate, fat and protein metabolism disorders. The most effective method to prevent acute and chronic complications in the management of diabetes is emphasized in the literature as selfmanagement trainings that should be taught to diabetics. There is some important evidence supporting various methods to improve diabetes outcomes. The American Diabetes Association’s Standards of Medical Care in Diabetes aims to provide health professionals, clinicians, patients, researchers and others with the components of diabetes care and the overall treatment goals. The American Diabetes Association has published the most up-to-date care standards annually as a guide for these people for more than 25 years. The American Diabetes Association’s clinical practice recommendations are seen as important resources for health professionals who care for diabetic people. This study aims to reveal what has changed in The American Diabetes Association’s 2019 guideline, what has been added, and for what purpose Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms