Filtreler
Filtreler
Bulunan: 11 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [2]
Yayın Dili [1]
Avrupalılaşma temelinde Avrupa Birliği enerji politikaları

Can, Pelin Pınar

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETAvrupalılaşma Avrupa Birliği’nin kendi norm ve kurallarının, değerlerinin diğerülkelere çeşitli politikalar ve stratejiler yoluyla aktarılma süreci olaraktanımlanmaktadır. Bu çalışmada Avrupa Birliği’nin ortak enerji politikalarınınAvrupalılaşma ile aday, üye ve komşu ülkelerin ulusal politikalarında yer alma süreciincelenmektedir. AB, önceleri üye ve aday ülkeler için bu süreci uygulamaktaydı şimdiise sadece kendi enerji politikalarını değil komşu ülkelerin enerji politikalarını daAvrupalılaştırmaktadır. Enerji güvenliği, rekabet ve sürdürülebilir kalkınma enerjininAvrupalılaşma kriterleri olup AB’nin oluşturduğu politikaların . . .odak noktalarıdır.Bu çalışma AB’nin enerji konusunda yaşadığı ekonomik ve siyasi sorunlarıenerji bağımlılığı temelinde incelemektedir. Ayrıca AB’nin ekonomik kalkınma amacıile enerji bağımlılığını en aza indirmek için yaptığı girişimler, uzun vadede oluşturduğuenerji stratejileri ve enerji alanında daha fazla bütünleşmeyi sağlayacak olan EnerjiBirliği politikaları ve sonuçları değerlendirilmektedir. Avrupalılaşan enerji fikri ileAB’nin izlediği yöntem, stratejiler ve sürecin sonuçları irdelendiğinde enerji bağımlılığısorununun önümüzdeki yıllarda da devam edeceği ancak yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanım oranın da artacağı anlaşılmaktadır.ABSTRACTThe Europeanisation Known as The European Union’s own norms and rules beingtransferred to the countries through various policies and strategies. In this study, thecommon energy policies of the European Union and The process of participation in the national policies of neighboring countries is examined. The European Union has been implementing this process for its member and candidate cuntries, not only their own energy policies but it also Europeanisation the energy policies of neighboring countries. Energy security, competition and sustainable development in Europe are the focal points of EU policies.This study examines the economic and political problems of the EU on the basis ofenergy dependence. In addition, with the aim of economic development of the EUinitiatives to reduce energy dependency to the lowest level, To be more integrated into the energy field, energy strategies and energy Union politics and its results wereevaluated. It is understood that the European energy idea and EU methodology,strategies and process. The issue of energy dependence will continue in the comingyears, but the use of renewable energy resources will also increase Daha fazlası Daha az

Siyasi partilerin elit seçimi : Ak Parti Örneği

Yazgan, Halide

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETSiyasi partilerin elit seçimi tezimizde, ilçe teşkilat yapısı içindeki ilçe başkanlarıbaz alındı. İlçe başkanları bağımlı değişkenimiz ile 2015 genel oylama sonuçları, 2017referandum sonuçları ve okuma yazma oranı bağımsız değişkenleri nicel veriyöntemiyle çapraz tablo, grup istatistiği ve t-Testi yöntemiyle değerlendirildi. Buçalışmayla yerel elitlerin seçiminde nelerin etkili olduğunun anlaşılmasıhedeflenmektedir. Çalışmamızda öncelikle literatür söylemleri içerisinde en kuvvetliöncelik olan seçim kaygısı ele alındı. Seçim kaygısı ölçütü, ilçe başkanları değişimindede etkili olan ölçüt olmaktadır. İkinci olarak literatürde idd . . .ia edilen klientalist bağlarınkaygısı da ölçülerek ilçe başkanlarının değişiminde etkili olduğu bulundu. Üçüncüolarak İlçe başkanları değişiminde etkisinin olup olmadığını görmek için incelediğimizil başkanları değişiminde seçim kaygısı söz konusu olmadığı ortaya çıkmaktadırBunun yerine sadakat, parti içi hesaplar, gelecek seçim kaygısı ve klientalist bağlarınetkili olduğu söylemleri kuvvet kazanmıştır.ABSTRACTElite Selection of political parties in our thesis focus ondistrict party leader within district organization framework. Our dependent variablewith 2015 general election voting results, 2017 plebiscite results,literacy rate as independent variables evaluated with cross table, group statistics, t test method that is quantitative data method. This study aims understanding what iseffective in the selection of local elites. Firstly Our study examined election concernwhich is the strongest priority among the discourses of literatüre. It is also the criterion effective in the change of district party leader. Secondly Measuring effect of the clientalist network professed in the literature found to be effective in the change ofdistrict party leaders too. Thirdly, Election concern in the provincial party leadersExchange we examined to see whether it had an impact on the change district partyleader turned out to be out of the question. İnstead of that, The rhetoric to be effective loyalty, in-party accounts, next election concern, the clientalist network has gained strength Daha fazlası Daha az

Teknoloji politikası araştırma alanının evrimsel incelenmesi : Bilimetrik bir yaklaşım

Baysallar, Sibel

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETTeknoloji politikası araştırma alanı farklı disiplinler içerisinde yer alan interdisipliner araştırma alanı olarak görülmektedir. İnterdisipliner bir çalışma alanı olarak kabul edilen teknoloji politikası alanı bilim, teknoloji ve inovasyon kavramlarından beslenmekte ve söz konusu kavramların nitelikleri ile eş değer özellikler taşımaktadır. Teknoloji politikası araştırmacıları, geçmişten günümüze teori ve uygulamaları farklı iktisadi yaklaşımlar bağlamında ele almış ve anlamaya çalışmıştır. Ön planda tutulan ekonomik öz ile birlikte teknoloji politikaları taşıdıkları sosyal, toplumsal ve kamusal nitelikleri ile aynı zamanda kam . . .u politikası olarak da kabul edilmektedir. Bu kabul teknoloji politikası alanı ile kamu yönetimi alanı arasındaki ilişki bağını tanımlamaktadır.Kamu yönetimi alanı ile teknoloji politikası alanı arasındaki ilişki bağının ise teknoloji politikalarının kamu politikası olarak kabul edilmesine, devletin varlığına ilişkin olarak ortaya çıkan görev ve sorumluluklarına ve bilim, teknoloji ve inovasyon kavramlarının taşıdığı kamusal öze ilişkin olduğu düşünülmektedir.ABSTRACTThe field of technology policy research is perceived as an interdisciplinary field of study which supports the concepts of science, technology, and innovation research within different disciplines. Technology policy researchers have tried to understand and concede the theories and practices in the context of different economic approaches. In conjunction with the economic essence, technology policies are also regarded as public policies with their social, societal, and public features. This assumption defines the relationship link between the field of technology policy and the field of public administration. The relationship between the field of public administration and the field of technology policy is thought to be related to the acceptance of technology policies as public policy and administrative responsibilities where the concerning of existence of the state and the public principles of the science, technology, and innovation policies arises.It is known that the technology-based practices, which are widespread by the digitalization process that is undergone today along with the public foundations thought to exist, position the technology policy area as the pre-eminence public policies. This study aims to determine the place of technology policy field, which is accepted as a public policy within the field of public administration. In line with this aim, the study focuses on the evolutionary analysis of the field of technology policy research Daha fazlası Daha az

Bağımsızlık sonrası dönemde Baltık Ülkelerinin Avrupa Birliği ile bütünleşme süreci : Litvanya örneği

Yılmaz, Suheyla

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETAvrupa tarihi boyunca uzun ve yıpratıcı savaşlara maruz kalmıştır. İkinciDünya Savaşı sonrasında, Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya veHollanda Avrupa'da kalıcı barışı temin etmek için 1951 yılında Avrupa Kömür veÇelik Topluluğunu (AKÇT) kurmuştur. Daha sonra 1957 yılında Roma Antlaşması ileAvrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu(EURATOM) kurulmuştur. 1965 yılında Birleşme Antlaşması’yla bu topluluklarAvrupa Toplulukları adını almıştır. 1992 yılında Avrupa Topluluklarının kurucuantlaşmalarında değişiklik yapılmasını amaçlayan Avrupa Birliği Antlaşması(Maastricht Antlaşması) ile Avrupa . . .Topluluğu, Avrupa Birliği (AB) olarak anılmayabaşlanmıştır. Başlangıçta ekonomik amaçlarla kurulan Birlik yapılan antlaşmalarlahem ekonomik hem de siyasi amaçları barındıran Avrupa Birliği haline gelmiştir.Birlik hem dikey hem de yatay genişlemeleriyle etki alanını genişletmiştir.Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) 1991 yılındaparçalanmasıyla uluslararası arenaya yeni aktörler çıkmıştır. SSCB’ninparçalanmasının ardından Rusya Federasyonu (RF), Birleşmiş Milletler (BM)güvenlik konseyinde SSCB’nin yerini temsil etmeye başlamıştır.ABSTRACTThroughout its history, Europe has been subjected to long and devastatingwars. After the Second World War, Belgium, Federal Germany, Luxembourg, France,Italy and the Netherlands established the European Coal and Steel Community (ECSC) in 1951 to ensure lasting peace in Europe. The European Economic Community (EEC) and the European Atomic Energy Community (EURATOM) were established in 1957 under the Treaty of Rome. In 1965, the Fusion Treaty, these communities were called European Communities. In 1992, the European Union (the Maastricht Treaty) and the European Community (EU), which aims to amend the founding treaties of the European Communities, have started to be called the European Union (EU). The union, which was initially established for economic purposes, has become a European Union with both economic and political goals. The Union has expanded its scope with both vertical and horizontal expansions.With the collapse of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) in 1991,new actors emerged in the international arena. Following the disintegration of theUSSR, the Russian Federation (RF) began to represent the position of the USSR at the UN Security Council. The Baltic States, which declared their independence by thedisintegration of the USSR Daha fazlası Daha az

Soğuksavaş sonrası Ukrayna: Ulusal bağımsızlıktan uluslararası rekabete

Girgin, Elif

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETEnerjinin giderek önem kazanması ile Ukrayna’nın jeopolitik konumusiyasetinin belirlemesinde etkili olmuştur. Değişen dünya siyasetinin enerjiyebağımlılığının artmasıyla Ukrayna’ya olan ilgiyi arttırmıştır. Ukrayna’nın tarihsahnesine çıktığı ilk andan itibaren jeopolitik konumu sadece RF için değil, diğerülkeler içinde önemli bir yere sahip olmuştur. Enerji konusunda RF’ye bağlı olanAvrupa ülkeleri ve RF’nin bu bölgedeki yükselişini engellemek isteyen ABD bölgedeAB ve NATO ile varlıklarını pekiştirmek istemiştir.ABSTRACTEnergy importance is increasing day by day and Ukraine’s geopolitics hasalso affected to determination of poli . . .tics. In the changing of world politics, greatpowers have focus on the Ukraine with the frame of energy supply and dependency.Ukraine geopolitics is always important for every country. The European Unioncountries which is dependent to Russia’s natural gas wanted to play active role andUSA wanted to prevent Russia Federation’s so EU and NATO is activated on thisarea by establishing relationship with Ukraine Daha fazlası Daha az

Avrupa’da yükselen popülizmin göçmen politikalarına etkisi : İngiltere örneği

Özdel, Tuğba

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETAvrupa son on yılda popülist partilerin ve hareketlerin yükselişe geçişine şahit olmaktadır. Avrupa ülkelerinde İkinci Dünya Savaşı sonrasında, savaş öncesi aşırı sağcı politikaların popülerliği azalmıştır. Bu dönemden sonra liberal demokrasinin hâkim olduğu yüksek insani değerler çerçevesinde yönetilen ve dünyaya demokrasi dersi veren Avrupalı devletlerde aşırı sağcı popülist söylemleri olan partilerin güç kazanması şok etkisi yaratmıştır. Büyük oranda ekonomik krizler ve dünya çapında göç hareketliliği ile bağdaştırılan siyasal değişim ülkelerin göç politikalarında önemli değişiklikler yapmalarına sebep olmuştur. Orta Doğu ülk . . .elerinde yaşanan iç savaşlar sonrasında insanların ülkelerini terk etmek zorunda kalmasıyla dünya genelinde önemli bir mülteci krizi yaşanmıştır. Bu bağlamda ülkeler ulusal sınırlarını korumaya yönelik önlemler almıştır. 28 Avrupa ülkesinin üye olduğu ve insanların, hizmetlerin, sermayenin ve malların serbest dolaşımına yönelik unsurlar barındıran Avrupa Birliği (AB), sınırların korunmasını zorlaştırmaktadır. Göç AB üyesi ülkelerin, Birliğe üye olmaları sebebiyle birlikte hareket etmelerini ve ortak politikalar yürütmelerini gerektiren konulardan bir tanesidir. AB yasalarında antlaşmalar ve mevzuatlarla düzenlenen göç politikaları üye devletler tarafından pratikte her zaman uygulanabilir bulunmamaktadır. ...ABSTRACTEurope has witnessed the rise of populist parties and movements in the last decade. The popularity of pre-war far-right policies in the European countries has declined after World War II. After this period, the strengthening of parties with extreme right-wing populist rhetoric in European states, which have been governed by liberal democracy dominated by developed human values and taught democracy to the world, has caused a shock. Political change, largely associated with economic crises and world-wide migration mobility, has led countries to make significant hanges in their migration policies. After the civil wars in the Middle East countries, people were forced to leave their countries and there was a major refugee crisis worldwide. In this context, countries have taken measures to protect their national borders. The European Union (EU), which is composed of 28 European countries as member states and includes elements for the free movement of people, services, capital and goods, makes the protection of borders difficult. Migration is one of the issues requiring EU member states to act together and to implement common policies as members of theUnion. Immigration policies regulated by treaties and legislation in EU law are not always practically applicable by the member states. In this period when the populist movements have been on the rise, the EU's top-down arrangements, which were thought to undermine national sovereignty, put member states like Britain in a difficult position in domestic politics. .. Daha fazlası Daha az

Batı Balkanların Avrupa Birliği bütünleşmesi

Taşkın, Özge

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETİkinci Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa devletleri istikrarsız ve savaşlara yolaçan imajından sıyrılmak, eski güçlerini tekrar kazanmak, barış ve refahı sağlamakamacıyla Avrupa Birliği’ni (AB) kurmuştur. Bu doğrultuda altı kurucu devlet ileoluşturulan AB zamanla bünyesine yeni ülkeleri ekleyerek 28 üyeli uluslarüstü(supranasyonel) bir yapı haline gelmiştir. AB’nin hem yeni üye kabul etmesianlamına gelen hem de en güçlü dış politika araçlarından biri olarak kabul edilengenişleme, AB kurulduğu andan itibaren yedi kez gerçekleşmiş ve bugün BatıBalkan ülkeleri ile devam eden bir süreç haline gelmiştir.Bu tez çalışmasında, AB’nin Bat . . .ı Balkanlara genişleme sürecini etkileyenfaktörler araştırılmıştır. Çünkü AB’nin Batı Balkanlara genişlemesi sonucu sadeceHırvatistan AB üyesi olmuş, başka bir Batı Balkan ülkesinin AB üyeliği henüzgerçekleşmemiştir.ABSTRACTAfter the Second World War, European states established the European Union(EU) to change the image of instability and wars, regain old strengths, and ensurepeace and prosperity. In this respect, the EU, formed by six constituent states, hasgradually become a supranational structure with twenty-eight members. The EUenlargement, considered to be one of its strongest foreign policy instruments, hastaken place seven times since the EU was established and it has recently beenexpanded to the Western Balkan countries.This thesis aims to examine behind the affecting factors of the EU enlargementprocess to the Western Balkans. Croatia remains so far the only Western Balkancountry that successfully completed EU acession negotiations and became an EUmember Daha fazlası Daha az

Kamu diplomamsisi bağlamında Türk dış politikasında diaspora diplomasisi

Çakır, Durmuş Çağlar

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETBilginin kolay ve hızlı dolaşımı küresel siyasette kamu diplomasisi kavramının popülerliğini artırmıştır. Diplomaside yeni bir uygulama alanı olarak rol üstlenen kamu diplomasisinde “kalplerin ve akılların fethedilme” düşüncesi dış politikanın öncelikleri arasında yer almaya başlamıştır. Küresel ve bölgesel düzeyde dış politikanın geliştirilmesi noktasında yumuşak gücün bir aracı olarak kullanılan kamu diplomasisinin, politika yapım sürecine etki eden faktör haline dönüştüğü görülmüştür.Bu tez çalışmasında, kurumlarla beraber Türk dış politikasında bir araç olarak kullanılan kamu diplomasisinin politikalara olan etkisi incelenme . . .ye çalışılmıştır. Kamuoyunun bu süreçte sahip olduğu konum, yeni kamu diplomasisi anlayışı içerisinde diaspora olarak adlandırılan toplulukların giderek önem kazanmasına neden olmuştur. Türkiye’nin sahip olduğu tarihsel ve kültürel mirası, yürütülecek olan kamu diplomasisi stratejilerinde sahip olduğu önemli kaynaklar arasındadır. Sahip olunan tarihsel ve kültürel kaynakların hedef kamuoylarına aktarılmasıyla oluşabilecek iletişim ve diyalog ortamında Türk diasporası, dış politika gündeminde yer almaya başlamıştır.ABSTRACTThe easy and rapid circulation of information has increased the popularity of the concept of public diplomacy in global politics. In public diplomacy as a new field of diplomacy practice, the idea of “the conquest of hearts and minds” has begun to take place among the priorities of foreign policy. Public diplomacy which is used as a tool of soft power at the betterment of foreign policy at the global and regional level has turned into a power that influences the policy making process.In this thesis study, the effect of public diplomacy, which is used as a tool in Turkish foreign policy together with established institutions, was tried to be examined. The position that the public has in this process has led to the increasing importance of communities called diaspora within the new public diplomacy approach. Turkey’s historical and cultural ties are important sources for the public diplomacy strategy to be followed. Turkish diaspora has begun to take place in the foreign policy agenda in the communication and dialogue environment that is formed by transferring the historical and cultural resources to the target public. At first, the concept of diaspora that emerged as a different practice area in the new public diplomacy approach has been defined in this study. After that, it has been tried to be explained internal and external reasons of Turkey’s politics on Turkish diaspora. Internal and external factors that shape Turkey’s policy have been examined through theoretical analysis of diaspora and public diplomacy Daha fazlası Daha az

Antroposentrik küresel çevre politikaları ve çevre koruma yaklaşımlarının ekosentrik görüş çerçevesinde değerlendirilmesi

Poyraz Çini

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETÇevre sorunlarının Sanayi Devrimi’nin ardından baş göstermiş olduğu düşünülsede aslında bu sorunlar insanın doğa ile kurduğu ilişkinin başlangıcına kadar tarihlenebilmektedir. Çevre sorunlarını yaratan başlıca sebep olarak görülen insanfaaliyetlerinin temelinde başka bir etken yatmaktadır. İnsanın doğayla kurduğu ilişkiyeyön veren düşünce yapısına çevre etiği denilmektedir. Doğanın insana hizmet etmek için var olan bir araç olduğu fikrini karşılayan antroposentrik (insan merkezci) çevre etiği ise çevre sorunlarının temelinde yatan asıl sebeptir. Bu görüşün karşısında doğanın kendinden değeri olduğunu savunan ve çevrenin bütünsel . . .liğine vurgu yapan ekosentrik (çevre merkezci) etik yaklaşım yer almaktadır.ABSTRACTEven though it is thought that environmental problems first appeared after theIndustrial Revolution, in fact these problems are dated back the start of the relationsbetween human and nature. It is also thought that human activities are the main reasons for these problems but actually there underlies another factor. The structure of thought which gives direction to the relationship between human and nature is called environmental ethics. Anthropocentric environmental ethics, which is the thought that nature occuring as a tool for only serving for human usage, is the main reason that creates environmental problems. In the contrast of this view, there is ecocentric ethic approach that defends nature has an intrinsic value and ecosystem is a whole Daha fazlası Daha az

Sykes-Picot düzeninin oluşturduğu başarısız devletler : Irak ve Suriye örnekleri

Abdullah Şahinoğlu

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETBaşarısız devlet kavramı, uluslararası toplumun bir üyesi olma konusundayetersiz kalan ve kendi kendini yönetme işlevini yerine getiremeyen devletleri ifadeetmek için 1993’te Gerald B. Helman ve Steven R. Ratner tarafından kullanılmıştır.Irak ve Suriye’nin uluslararası ilişkilerdeki başarısızlığı aşamalı bir şekilde olmuştur.Kuruldukları dönemden bu güne istikrarlı bir yapıya kavuşamayan bu devletlerinbaşarısızlıklarına neden olan en önemli gelişmelerden biri XX. yüzyılın başındayaşanmıştır. İngiltere ve Fransa tarafından Sykes-Picot Protokolü ile 16 Mayıs1916’da temelleri atılan Orta Doğu düzeni, bölgenin yerel unsurları ve ger . . .çekleridikkate alınmadan oluşturulduğu için bu düzenin ürünü olan, Irak ve Suriyegünümüzde birer başarısız devlet olarak varlığını devam ettirmektedir. İngiltere veFransa’nın böl ve yönet sömürgecilik politikasıyla Suriye ve Irak’tan ayırdığı Lübnan, Filistin, İsrail, Ürdün ve Kuveyt gibi devletler ise sadece sınırlarıyla değil,var olma haklarıyla bile zaman zaman bölgesel sorunlara neden olmuştur.ABSTRACTThe concept of the failed state was used firstly in 1993 by Gerald B. Helmanand Steven R. Ratner, in order to describe the states which fell short of becoming amember of international society and which failed to function as a self-governed state.The failure of Iraq and Syria in the international relations was a gradual process. Oneof the main developments which can be held responsible fort he failure of these twostates, from their foundation to the present day, took place at the beginning of XX.century. Because the order of the Middle East, which England and France started tocreate with the Protocol of Sykes-Picot, did not take into account the local elementsand the realities of the region, Iraq and Syria the products of this order continue toexist as failed states. States such as Lebanon, Palestine, İsrael, Jordan and Kuwait,which were separeted from Syria and Iraq by the divide and role policies Englandand France are able to cause regional problems, sometimes not only with theirborders, but with their rights for exsistence as well Daha fazlası Daha az

Soğuk Savaş Dönemi doğu-batı blokları arasındaki mücadelede propaganda

Gizem Özgür

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETPropaganda ile ilgili çeşitli tanımlamalar olmasına karşın genel olarak kabul edilen, insanların davranışlarını etkilemeyi amaçlayan kasıtlı ve bilinçli bir eylem olduğudur. Soğuk Savaş döneminde sıcak çatışmaların yerini ideolojik mücadelelerin almasıyla birlikte devletlerin dış ilişkilerinde yararlandığı politika araçlarından biri olması bağlamında önemli bir mefhum olagelmiştir. Kitle iletişim araçlarının insanların hayatına daha fazla girmesiyle birlikte propaganda içerikli mesajlara kolaylıkla maruz kalınmıştır.Bu çalışma, Soğuk Savaş döneminde Washington merkezli Batı Bloku ve Moskova merkezli Doğu Bloku faaliyetlerinde pr . . .opagandaya ne denli başvurulduğunu gösterme amacı taşımaktadır. Bu meyanda, bu çalışmada kimi çatışma alanları örnek seçilerek analiz edilmiştir. Bunlara ek olarak, Soğuk Savaş’ın askeri ve siyasi çatışmaların ötesinde teknolojik üstünlük gibi yeni durumlara da yol açtığını gösteren Uzay Yarışı analiz edilmiştir. Bu doğrultuda her iki blok da füzeler geliştirmek, yapay uyduları yörüngeye yerleştirmek, uzay araçları inşa etmek, astronotları/kozmonotları eğitmek, insanlı uzay görevlerini başlatmak ve sonunda Ay'a insan gönderip güvenli bir şekilde geri getirmek için çaba harcamıştır. Her bir yenilik, test veya buluş, kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.ABSTRACTAlthough there are various definitions related to propaganda, generally accepted tendency points that it is a deliberate and conscious action aimed at influencing the behavior of people. It owes its elevation of significance to the fact that states begin to use it as an external policy tool followed by hot conflicts being replaced by ideological struggles during the Cold War period. While mass-media penetrating individuals’ daily life, masses were exposed to propaganda-related messages more than ever.This work aims to demonstrate to what extent was propaganda exerted in activities of US-led Western Bloc and Soviet-led Eastern Bloc. In this sense, a number of conflict zones are cited as examples and scrutinized in this work. In addition, Space Race, which led to new levels of technological supremacy apart from military and political encounters, is analyzed as well. Accordingly, two Blocs spared no effort to develop missiles, placing artifical satellites into space orbit, building space vehicles, training astronatus/cosmonauts, launching manned space duties, sending a human to the moon and bringing back them home safely.Each single innovation, test or discovery were brought to the public attention. While USSR gained the victory at launching the very first satellite, sending the first satellite with a creature, sending the first human into space, first steps in the space Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms