Filtreler
Siyasi partilerin elit seçimi : Ak Parti Örneği

Yazgan, Halide

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETSiyasi partilerin elit seçimi tezimizde, ilçe teşkilat yapısı içindeki ilçe başkanlarıbaz alındı. İlçe başkanları bağımlı değişkenimiz ile 2015 genel oylama sonuçları, 2017referandum sonuçları ve okuma yazma oranı bağımsız değişkenleri nicel veriyöntemiyle çapraz tablo, grup istatistiği ve t-Testi yöntemiyle değerlendirildi. Buçalışmayla yerel elitlerin seçiminde nelerin etkili olduğunun anlaşılmasıhedeflenmektedir. Çalışmamızda öncelikle literatür söylemleri içerisinde en kuvvetliöncelik olan seçim kaygısı ele alındı. Seçim kaygısı ölçütü, ilçe başkanları değişimindede etkili olan ölçüt olmaktadır. İkinci olarak literatürde idd . . .ia edilen klientalist bağlarınkaygısı da ölçülerek ilçe başkanlarının değişiminde etkili olduğu bulundu. Üçüncüolarak İlçe başkanları değişiminde etkisinin olup olmadığını görmek için incelediğimizil başkanları değişiminde seçim kaygısı söz konusu olmadığı ortaya çıkmaktadırBunun yerine sadakat, parti içi hesaplar, gelecek seçim kaygısı ve klientalist bağlarınetkili olduğu söylemleri kuvvet kazanmıştır.ABSTRACTElite Selection of political parties in our thesis focus ondistrict party leader within district organization framework. Our dependent variablewith 2015 general election voting results, 2017 plebiscite results,literacy rate as independent variables evaluated with cross table, group statistics, t test method that is quantitative data method. This study aims understanding what iseffective in the selection of local elites. Firstly Our study examined election concernwhich is the strongest priority among the discourses of literatüre. It is also the criterion effective in the change of district party leader. Secondly Measuring effect of the clientalist network professed in the literature found to be effective in the change ofdistrict party leaders too. Thirdly, Election concern in the provincial party leadersExchange we examined to see whether it had an impact on the change district partyleader turned out to be out of the question. İnstead of that, The rhetoric to be effective loyalty, in-party accounts, next election concern, the clientalist network has gained strength Daha fazlası Daha az

Teknoloji politikası araştırma alanının evrimsel incelenmesi : Bilimetrik bir yaklaşım

Baysallar, Sibel

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETTeknoloji politikası araştırma alanı farklı disiplinler içerisinde yer alan interdisipliner araştırma alanı olarak görülmektedir. İnterdisipliner bir çalışma alanı olarak kabul edilen teknoloji politikası alanı bilim, teknoloji ve inovasyon kavramlarından beslenmekte ve söz konusu kavramların nitelikleri ile eş değer özellikler taşımaktadır. Teknoloji politikası araştırmacıları, geçmişten günümüze teori ve uygulamaları farklı iktisadi yaklaşımlar bağlamında ele almış ve anlamaya çalışmıştır. Ön planda tutulan ekonomik öz ile birlikte teknoloji politikaları taşıdıkları sosyal, toplumsal ve kamusal nitelikleri ile aynı zamanda kam . . .u politikası olarak da kabul edilmektedir. Bu kabul teknoloji politikası alanı ile kamu yönetimi alanı arasındaki ilişki bağını tanımlamaktadır.Kamu yönetimi alanı ile teknoloji politikası alanı arasındaki ilişki bağının ise teknoloji politikalarının kamu politikası olarak kabul edilmesine, devletin varlığına ilişkin olarak ortaya çıkan görev ve sorumluluklarına ve bilim, teknoloji ve inovasyon kavramlarının taşıdığı kamusal öze ilişkin olduğu düşünülmektedir.ABSTRACTThe field of technology policy research is perceived as an interdisciplinary field of study which supports the concepts of science, technology, and innovation research within different disciplines. Technology policy researchers have tried to understand and concede the theories and practices in the context of different economic approaches. In conjunction with the economic essence, technology policies are also regarded as public policies with their social, societal, and public features. This assumption defines the relationship link between the field of technology policy and the field of public administration. The relationship between the field of public administration and the field of technology policy is thought to be related to the acceptance of technology policies as public policy and administrative responsibilities where the concerning of existence of the state and the public principles of the science, technology, and innovation policies arises.It is known that the technology-based practices, which are widespread by the digitalization process that is undergone today along with the public foundations thought to exist, position the technology policy area as the pre-eminence public policies. This study aims to determine the place of technology policy field, which is accepted as a public policy within the field of public administration. In line with this aim, the study focuses on the evolutionary analysis of the field of technology policy research Daha fazlası Daha az

Bağımsızlık sonrası dönemde Baltık Ülkelerinin Avrupa Birliği ile bütünleşme süreci : Litvanya örneği

Yılmaz, Suheyla

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETAvrupa tarihi boyunca uzun ve yıpratıcı savaşlara maruz kalmıştır. İkinciDünya Savaşı sonrasında, Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya veHollanda Avrupa'da kalıcı barışı temin etmek için 1951 yılında Avrupa Kömür veÇelik Topluluğunu (AKÇT) kurmuştur. Daha sonra 1957 yılında Roma Antlaşması ileAvrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu(EURATOM) kurulmuştur. 1965 yılında Birleşme Antlaşması’yla bu topluluklarAvrupa Toplulukları adını almıştır. 1992 yılında Avrupa Topluluklarının kurucuantlaşmalarında değişiklik yapılmasını amaçlayan Avrupa Birliği Antlaşması(Maastricht Antlaşması) ile Avrupa . . .Topluluğu, Avrupa Birliği (AB) olarak anılmayabaşlanmıştır. Başlangıçta ekonomik amaçlarla kurulan Birlik yapılan antlaşmalarlahem ekonomik hem de siyasi amaçları barındıran Avrupa Birliği haline gelmiştir.Birlik hem dikey hem de yatay genişlemeleriyle etki alanını genişletmiştir.Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) 1991 yılındaparçalanmasıyla uluslararası arenaya yeni aktörler çıkmıştır. SSCB’ninparçalanmasının ardından Rusya Federasyonu (RF), Birleşmiş Milletler (BM)güvenlik konseyinde SSCB’nin yerini temsil etmeye başlamıştır.ABSTRACTThroughout its history, Europe has been subjected to long and devastatingwars. After the Second World War, Belgium, Federal Germany, Luxembourg, France,Italy and the Netherlands established the European Coal and Steel Community (ECSC) in 1951 to ensure lasting peace in Europe. The European Economic Community (EEC) and the European Atomic Energy Community (EURATOM) were established in 1957 under the Treaty of Rome. In 1965, the Fusion Treaty, these communities were called European Communities. In 1992, the European Union (the Maastricht Treaty) and the European Community (EU), which aims to amend the founding treaties of the European Communities, have started to be called the European Union (EU). The union, which was initially established for economic purposes, has become a European Union with both economic and political goals. The Union has expanded its scope with both vertical and horizontal expansions.With the collapse of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) in 1991,new actors emerged in the international arena. Following the disintegration of theUSSR, the Russian Federation (RF) began to represent the position of the USSR at the UN Security Council. The Baltic States, which declared their independence by thedisintegration of the USSR Daha fazlası Daha az

Avrupa’da yükselen popülizmin göçmen politikalarına etkisi : İngiltere örneği

Özdel, Tuğba

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETAvrupa son on yılda popülist partilerin ve hareketlerin yükselişe geçişine şahit olmaktadır. Avrupa ülkelerinde İkinci Dünya Savaşı sonrasında, savaş öncesi aşırı sağcı politikaların popülerliği azalmıştır. Bu dönemden sonra liberal demokrasinin hâkim olduğu yüksek insani değerler çerçevesinde yönetilen ve dünyaya demokrasi dersi veren Avrupalı devletlerde aşırı sağcı popülist söylemleri olan partilerin güç kazanması şok etkisi yaratmıştır. Büyük oranda ekonomik krizler ve dünya çapında göç hareketliliği ile bağdaştırılan siyasal değişim ülkelerin göç politikalarında önemli değişiklikler yapmalarına sebep olmuştur. Orta Doğu ülk . . .elerinde yaşanan iç savaşlar sonrasında insanların ülkelerini terk etmek zorunda kalmasıyla dünya genelinde önemli bir mülteci krizi yaşanmıştır. Bu bağlamda ülkeler ulusal sınırlarını korumaya yönelik önlemler almıştır. 28 Avrupa ülkesinin üye olduğu ve insanların, hizmetlerin, sermayenin ve malların serbest dolaşımına yönelik unsurlar barındıran Avrupa Birliği (AB), sınırların korunmasını zorlaştırmaktadır. Göç AB üyesi ülkelerin, Birliğe üye olmaları sebebiyle birlikte hareket etmelerini ve ortak politikalar yürütmelerini gerektiren konulardan bir tanesidir. AB yasalarında antlaşmalar ve mevzuatlarla düzenlenen göç politikaları üye devletler tarafından pratikte her zaman uygulanabilir bulunmamaktadır. ...ABSTRACTEurope has witnessed the rise of populist parties and movements in the last decade. The popularity of pre-war far-right policies in the European countries has declined after World War II. After this period, the strengthening of parties with extreme right-wing populist rhetoric in European states, which have been governed by liberal democracy dominated by developed human values and taught democracy to the world, has caused a shock. Political change, largely associated with economic crises and world-wide migration mobility, has led countries to make significant hanges in their migration policies. After the civil wars in the Middle East countries, people were forced to leave their countries and there was a major refugee crisis worldwide. In this context, countries have taken measures to protect their national borders. The European Union (EU), which is composed of 28 European countries as member states and includes elements for the free movement of people, services, capital and goods, makes the protection of borders difficult. Migration is one of the issues requiring EU member states to act together and to implement common policies as members of theUnion. Immigration policies regulated by treaties and legislation in EU law are not always practically applicable by the member states. In this period when the populist movements have been on the rise, the EU's top-down arrangements, which were thought to undermine national sovereignty, put member states like Britain in a difficult position in domestic politics. .. Daha fazlası Daha az

Soğuk Savaş Dönemi doğu-batı blokları arasındaki mücadelede propaganda

Gizem Özgür

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETPropaganda ile ilgili çeşitli tanımlamalar olmasına karşın genel olarak kabul edilen, insanların davranışlarını etkilemeyi amaçlayan kasıtlı ve bilinçli bir eylem olduğudur. Soğuk Savaş döneminde sıcak çatışmaların yerini ideolojik mücadelelerin almasıyla birlikte devletlerin dış ilişkilerinde yararlandığı politika araçlarından biri olması bağlamında önemli bir mefhum olagelmiştir. Kitle iletişim araçlarının insanların hayatına daha fazla girmesiyle birlikte propaganda içerikli mesajlara kolaylıkla maruz kalınmıştır.Bu çalışma, Soğuk Savaş döneminde Washington merkezli Batı Bloku ve Moskova merkezli Doğu Bloku faaliyetlerinde pr . . .opagandaya ne denli başvurulduğunu gösterme amacı taşımaktadır. Bu meyanda, bu çalışmada kimi çatışma alanları örnek seçilerek analiz edilmiştir. Bunlara ek olarak, Soğuk Savaş’ın askeri ve siyasi çatışmaların ötesinde teknolojik üstünlük gibi yeni durumlara da yol açtığını gösteren Uzay Yarışı analiz edilmiştir. Bu doğrultuda her iki blok da füzeler geliştirmek, yapay uyduları yörüngeye yerleştirmek, uzay araçları inşa etmek, astronotları/kozmonotları eğitmek, insanlı uzay görevlerini başlatmak ve sonunda Ay'a insan gönderip güvenli bir şekilde geri getirmek için çaba harcamıştır. Her bir yenilik, test veya buluş, kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.ABSTRACTAlthough there are various definitions related to propaganda, generally accepted tendency points that it is a deliberate and conscious action aimed at influencing the behavior of people. It owes its elevation of significance to the fact that states begin to use it as an external policy tool followed by hot conflicts being replaced by ideological struggles during the Cold War period. While mass-media penetrating individuals’ daily life, masses were exposed to propaganda-related messages more than ever.This work aims to demonstrate to what extent was propaganda exerted in activities of US-led Western Bloc and Soviet-led Eastern Bloc. In this sense, a number of conflict zones are cited as examples and scrutinized in this work. In addition, Space Race, which led to new levels of technological supremacy apart from military and political encounters, is analyzed as well. Accordingly, two Blocs spared no effort to develop missiles, placing artifical satellites into space orbit, building space vehicles, training astronatus/cosmonauts, launching manned space duties, sending a human to the moon and bringing back them home safely.Each single innovation, test or discovery were brought to the public attention. While USSR gained the victory at launching the very first satellite, sending the first satellite with a creature, sending the first human into space, first steps in the space Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms