Filtreler
Osteojenik farklılaşmayı tetikleyen çok işlevli kendiliğinden yapılanan peptit hidrojellerin geliştirilmesi

Gökmen, Oğuzhan

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

Özet:Kemik, kendiliğinden iyileşen ve skar dokusu olmadan yenilenebilen bir doku olmasına rağmen, bu rejenerasyon her zaman tam olarak gerçekleşmez. Büyük defektlerde ve çok parçalı kırıklarda kemiğin yenilenme kapasitesi yetersiz olabilir. Bu gibi durumlarda, kemik defektinin çeşitli materyallerle doldurulması, kemik iyileşmesini tetikleme ve bu süreçte yapısal ve mekanik destek sağlama açısından büyük öneme sahiptir. Doğada bulunan aminoasitlerin yanı sıra, sentetik amino asitler kullanılarak birçok peptit kimyasal sentez yöntemleri ile kolayca oluşturulabilir. Peptitleri oluşturan amino asitlerin çeşitliliği, çok farklı fiziksel . . .ve kimyasal peptit yapılarının edinilmesini sağlar ve bu da geniş bir uygulama yelpazesi elde etmeyi mümkün kılar. Peptit kimyasının bu zenginliği sayesinde, hidrojel oluşturabilen peptitlerin çalışma alanları gittikçe artmaya başlamıştır. Bu çalışmada kütlece farklı oranlardaki fonksiyonel epitoplar ile modifiye edilmiş kendiliğinden yapılanabilen peptit hidrojellerin mekanik özellikleri, hücre canlılığı ve osteojenik farklılaşma üzerinde etkisi araştırılmıştır.Summary:Although bone is a self-healing tissue that can be regenerated without scar tissue, this regeneration does not always occur completely. Bone regeneration capacity may be insufficient in large defects and multi-part fractures. In such cases, filling the bone defect with various materials is of great importance for triggering bone healing and providing structural and mechanical support in this process. In addition to the amino acids found in nature, many peptides can be readily formed by chemical synthesis methods using synthetic amino acids. The diversity of amino acids that make up the peptides allows for the acquisition of very different physical and chemical peptide structures. This makes it possible to obtain a wide range of applications. Thanks to this richness of peptide chemistry, the working range of the hydrogel-forming peptides is gradually increasing. In this study, the effect of self-assembled peptide hydrogels modified with massively different functional epitopes on mechanical properties, cell viability and osteogenic differentiation was investigated Daha fazlası Daha az

Dielectrophoretically alignment of MWCNTs in poly(ethylene glycol) dimethacrylate for neural guiding of PC12 cells PC12 hücrelerinin nöral yönlendirilmesi için ÇDKNT'lerin poli(etilen glikol) dimetakrilat içinde dielektroforetik olarak hizalanması

Seven, Fikri

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTPC12 cell line is widely used as an in vitro model for neuronal diseases and studying cell differentiation behavior. The cell line has the ability to differentiate into neuronlike cells in the presence of nerve growth factor (NGF), resulting in neural extensions called dendrites and axons. Cell patterning is widely used in applications such as neuron network formation, tissue engineering, and cell based biosensors. In this study, the effect of randomly distributed and aligned multi walled carbon nanotubes (MWCNTs) in poly(ethylene glycol) dimethacrylate (PEGDMA) on PC12 cell neuronal differentiation behavior was investigated . . . in the presence of NGF. First, theeffect of randomly distributed MWCNTs in PEGDMA was investigated in terms of neurite length, number of neurite per cell and gene expression profiles of two neuronal differentiation markers. Then, an Au interdigitated electrode array (IDA) microchip was fabricated using contact-lithography. MWCNTs were aligned with dielectrophoresis in PEGDMA using the Au-IDA microchip and, UV treatment was used to polymerize the hydrogel, which helped fixing the position of aligned MWCNTs. The hydrogel containing the aligned MWCNTs was peeled off from the microchip and coated with collagen for PC12 cell seeding. The results clearly demonstrated that PC12 cells fell into microstructures created by the Au-IDA microchip and neurites followed the MWCNT tracks. The results of the study are expected to be useful for guiding neural growth in tissue engineering applications.ÖZETPC12 hücre hattı, nöral hastalıkları ve hücre farklılaşma davranışlarını incelemek için in vitro bir model olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu hücre hattı, sinir büyüme faktörü (NGF) varlığında farklılaşarak nörit, dentrit ve akson adı verilen uzantılar oluşturma yeteneğine sahiptir. Hücre desenleme nöral ağ oluşumu, doku mühendisliği ve hücre bazlı biyosensörler gibi uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Buçalışmada poli(etilen glikol) dimetakrilat (PEGDMA) içerisinde rastgele dağıtılmış ve hizalanmış çok duvarlı karbon nanotüplerin (ÇDKNT) NGF varlığında PC12 hücrelerinin farklılaşması üzerindeki etkileri araştırılmıştır. İlk olarak, PEGDMA içerisinde rastgele dağıtılmış ÇDKNT’lerin nöronal farklılaşma üzerindeki etkisi, nörit uzunluğu, hücre başına nörit sayısı ve iki nöronal farklılaşma belirtecinin ekspresyon profilleri açısından araştırılmıştır. Daha sonra, birbirine kenetlenmiş elektrot dizisine (IDA) sahip Au-mikroçip litografi yöntemiyle üretilmiştir. PEGDMA içerisinde süspanse edilen ÇDKNT’ler, Au-IDA mikroçip üzerinde dielektroforez uygulanarak hizalanmış ve daha sonra hidrojel, polimerizasyon için UV ışığına maruz bırakılmıştır. Hizalanmış ÇDKNT'leri içeren hidrojel mikroçip üzerinden ayırılmış ve PC12hücrelerinin ekimi için kollajen ile kaplanmıştır. Sonuçlar, PC12 hücrelerinin Au-IDA mikroçipi ile oluşturulan mikroyapılara düştüğünü ve hizalanan ÇDKNT’lerin PC12 hücrelerinden uzanan nöritleri yönlendirdiğini açıkça göstermiştir. Çalışma sonuçlarının doku mühendisliği uygulamalarında nöral büyümenin yönlendirilmesinde yararlı olacağı düşünülmektedir Daha fazlası Daha az

Yüksek frekans akım transformatörsüz elektrocerrahi jeneratörü tasarımı ve gerçeklemesi

Eser, Hakan

Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tezde yüksek frekans akım (YFA) transformatörü kullanılmayan elektrocerrahi jeneratör (ECJ) tasarımı ve gerçeklemesi yapılmıştır. ECJ’ler cerrahi operasyonlarda dokuların kesilmesi ve koterizasyonu işlemleri için kullanılırlar. Mevcut ECJ’lerde YFA katında kullanılan radyo frekans (RF) transformatörü ile yüksek frekans anahtarlaması yaparak çıkış gücü düzenlemesi yaparlar. Ancak, yüksek frekansla anahtarlama RF transformatörü çıkışında zıt elektromotor kuvveti etkileri ile oluşan yüksek genlikli ani gerilim değerlerine ve elektrocerrahi kesim kipi işleminde cihaz ucunda alev uzamalarına neden olmaktadır. Bu da cerrahi operasy . . .onlarda istenilmeyen yanık veya doku hasarına neden olabilir. Bu tezde, YFA transformatörü kullanılmadan yüksek gerilimli doğru akım devresi ve anahtarlaması ile çalışan yeni bir ECJ cihazı tasarımı ve gerçeklemesi yapılmıştır.ABSTRACTThe electrosurgical generators (ECJ) are used for cutting and cauterization of tissues in surgical operations. Available ECJs make high frequency switching to regulate the output power with the radio frequency (RF) transformer used in the high-frequency current (HFC) stage. However, this high-frequency switching causes not only high amplitude instantaneous voltage values owing to the effects of opposite electromotive force at the RF transformer output, but also flame elongation at the end of the device in electrosurgical cutting mode. These unwanted results may cause undesirable burns or tissue damage in surgical operations. In this thesis, a new ECJ device has been designed without using an HFC transformer via the developed high voltage direct current circuit. The developed ECJ has been implemented without RF transformer as the monopolar type ve the required direct current source design has been designed for HFC Daha fazlası Daha az

Developing peptide modified novel bioactive materials for bone tissue engineering applications Kemik doku mühendisliği uygulamaları için peptit ile modifiye edilmiş özgün biyoaktif malzemelerin geliştirilmesi

Pulat, Günnur

Doktora Tezi | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETKemik doku mühendisliğinde, hücre dışı matris (HDM) benzeri peptitler kullanılarak biyolojik tanıma yoluyla belirli bir hücresel yanıt ve kemik dokusu oluşturabilen biyobenzer yapı iskeleleri geliştirilebilir. Bu tezin ana odak noktası, kemik dokusu mühendisliği için yapı iskeleleri tasarlamak üzere peptit ile modifiye edilmiş yeni bir biyobenzer yaklaşımın geliştirilmesidir.ABSTRACTIn bone tissue engineering, biomimetic scaffolds that can generate a specific cellular response and form bone tissue through biological recognition can be developed by using extracellular matrix (ECM) mimetic peptides. The main focus of this disserta . . .tion is the development of a peptide-modified novel biomimetic approach to design scaffolds for bone tissue engineering Daha fazlası Daha az

Preparation of novel scaffold systems reinforced with mesoporous silica nanoparticles for BMP-2 delivery and in vitro investigations BMP-2 iletiminde kullanılmak üzere mezoporöz silika nanoparçacıklar ile güçlendirilmiş yenilikçi doku iskelesi sistemlerinin hazırlanması ve in vitro incelenmeleri

Pamukçu, Ayşenur

Yüksek Lisans | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETDoğal hücre dışı matris ortamını taklit edebilen ve biyoaktif maddeleri içeren çok işlevli doku iskelelerinin doku mühendisliği uygulamalarında kullanımı ilgi çekmektedir. Hidrojeller mekanik özellikleri ve biyolojik aktiviteleri biyomalzeme bilimindeki ilerlemeler sayesinde geliştirilebilen umut verici doku iskelesi sınıflarından birisidir. Bu çalışmada, farklı biyomalzemelerin polietilen glikol dimetilakrilat (PEGDMA) hidrojelinin fizikokimyasal ve biyolojik özelliklerine olan etkisi incelenmiştir. Çalışmalar sırasında, hidrojelin mekanik özellikleri yapısına mezoporöz silika nanoparçacıkların entegrasyonu ile modifiye edilmiş . . .tir. Hidrojel yapısına eklenen mezoporöz silika nanoparçacıkları iki fazlı tabakalaşma yaklaşımı ile sentezlenmiş ve taramalı electron mikroskobu, dinamik ışık saçılımı ve por boyut analizleri ile karakterize edilmiştir. Buna ek olarak, mezoporöz silika nanoparçacıkları hidrojel yapısında model biyoaktif molekül olarak kullanılmış olan BMP2 peptidinin taşınımı için kullanılmıştır. Doğal dokulara benzer bir ortam oluşturmak için hidrojeller ayrıca hyalüronik asit ile zenginleştirilmiştir. PEGDMA kompozit hidrojellerinin mekanik özellikleri basma testi ve su tutma kapasitesi analizi ile incelenmiştir.ABSTRACTMultifunctional scaffolds capable of mimicking native extracellular matrix environment and presenting bioactive molecules are attractive for tissue engineering applications. Hydrogels are one of the promising classes of scaffolds of which the mechanical property and biological activity can be improved with the advancements in the biomaterial science. In this study, the impact of the different biomaterials on the physicochemical and biological properties of polyethylene glycol dimethacrylate (PEGDMA) hydrogels were investigated. During studies, the mechanical properties of the hydrogels were tuned with the integration of the mesoporous silica nanoparticles. Mesoporous silica nanoparticles to be incorporated into hydrogels were synthesized by water-oil biphase stratification approach and characterized by scanning electron microscopy, dynamic light scattering and nitrogen sorption analyses. Moreover, mesoporous silica nanoparticles were utilized as reservoirs for the delivery of BMP2-derived peptide as a bioactive molecule in hydrogel structure. To construct an environment similar to native tissues, hydrogels were mixed with the hyaluronic acid derivative. After the fabrication of PEGDMA composite hydrogels, mechanical properties were investigated by compression test and swelling studies Daha fazlası Daha az

Karbon elyaf takviyeli akrilik kemik çimentoları: çeşitli elektrokimyasal yüzey değişikliklerinin mekanik özelliklere etkileri üzerine bir araştırma

Emine Özge Akkaş

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETPolimetilmetakrilat (PMMA) ortopedi ve travmatoloji alanında en sık kullanılanakrilik kemik çimentosudur. Protez implant ile kemik arasındaki yükün aktarılması için, eklem replasman ameliyatlarında derz dolgu malzemesi olarakgörev yapar. Bu tez çalışmasında polimetilmetakrilattan üretilen akrilik kemikçimentosuna, karbon fiber (KF) ve modifiye edilmiş karbon fiberler (KF/Zn ve KF/ZnO) eklenmiş olup, kemik çimentosunun mekanik ve termal özellikleriüzerindeki olası etkileri araştırıldı. Karbon fiberler sırasıyla elektrokimyasalkaplama ve elektrokimyasal anotlama işlemine tabi tutuldu ve karbon fiberlerin yüzeyinde ZnO nanoyapıları . . .n üretilmesi hedeflendi. Karbon fiber yüzeylerinde önce çinko kaplaması gerçekleştirildi.ABSTRACTPolymethylmethacrylate (PMMA) is the most commonly used acrylic bonecement in orthopedics and traumatology. It acts as a joint filling material in joint replacement operations to transfer the load between the prosthetic implant and bone. In this thesis, carbon fiber (CF) and modified carbon fibers (CF/Zn and CF/ZnO) were added to the acrylic bone cement produced from polymethylmethacrylate, and possible effects on the mechanical and thermal properties of bone cement were investigated. Carbon fibers were subjected to electrochemical coating and electrochemical anodizing, respectively, and the aim was to produce ZnO nanostructures on the surface of the carbon fibers. Zinc coating was carried out on carbon fiber surfaces first Daha fazlası Daha az

Evaluation of neural differentiation of PC12 cells grown on graphene coated ITO microchips Grafen kaplanmış ITO mikroçip üzerinde büyütülen PC12 hücrelerinin nöronal farklılaşmasının değerlendirilmesi

Gölcez, Tansu

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTNervous system diseases occupy a very large place among diseases without treatment today. One of the major challenges in nervous system diseases is achieving functional connection between nerve cells. A neuronal network is a very complex structure consisting of connections between neuronal cells through dendrites and axons. In this context, a human brain can be described as a complex neuron network. Platforms capable of creating a neuronal network have the potential to be used in a variety offields, such as modeling neuron-related diseases, finding new treatments, building biological computers with the self-renewable capacit . . .y of living cells, as well as pharmacology. The design of different drugs requires testing in the same model. The biggest challenge in building a well-characterized neural network is the formation of desired bonds between cells and the absence of long enough and durable synapses. Synapse formation between cells provides communication and signals can be receivedfrom these cells to investigate some diseases and treatments. The first step of forming such connections is to induce spreading of neuronal extensions. In this study, the impact of graphene on neuronal differentiation of PC12 cells into neuron-like cells was evaluated in conjunction with electrical stimuli.ÖZETSinir sistemi hastalıkları günümüzde tedavisi olmayan hastalıklar içerisinde hayli büyük bir yer kaplamaktadır. Sinir sistemi hastalıklarındaki en büyük zorluklardan biri, sinir hücreleri arasında fonksiyonel bağlantılar kurabilmektir. Bir nöronal ağ, dendritler ve aksonlar vasıtasıyla nöronal hücreler arasındaki bağlantılardan oluşan çok karmaşık bir yapıdır. Bu bağlamda, bir insan beyni karmaşık bir nöron ağı olarak tanımlanabilir. Bir nöronal ağ oluşturma kapasitesine sahip platformlar, nöronla ilişkili hastalıkların modellenmesi, yeni tedavilerin bulunması, canlı hücrelerin kendi kendini yenileyebilen kapasitesine sahip biyolojik bilgisayarların inşası ve ayrıca farmakolojigibi çeşitli alanlarda kullanım potansiyeline sahiptir. Farklı ilaçların tasarımı, aynımodelde test edilmesini gerektirir. İyi karakterize bir sinir ağının inşasında en büyük zorluk, hücreler arasında istenen bağların oluşturulması ve yeterince uzun ve dayanıklı sinaps oluşumunun olmamasıdır. Hücreler arasındaki sinaps oluşumu iletişim sağlar ve bazı hastalıkların ve tedavilerin araştırılması için bu hücrelerden sinyal alınabilir. Nöronal hücreler arasında bu tür bağlantıların oluşturulmasının ilk adımı nöronal uzantıların yayılmasını indüklemektir. Bu çalışmada, grafenin PC12 hücrelerinin nöron benzeri hücrelere nöronal farklılaşması üzerindeki etkisi elektriksel uyaranlarla birlikte incelenmiştir Daha fazlası Daha az

Optik cımbız yardımı ile kan hücrelerini yakalamak

Cangören, Baha

Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETSon yıllarda, özellikle kök hücre üzerine yapılan çalışmaların artması ve küresel pandeminin getirdiği sağlık krizi, kan bileşenlerinin tedavi amaçlı kullanılmasını yaygınlaştırdı. Kan hücrelerinin ayrıştırılması, gruplanması, sayılması, manipüle edilmesi gibi uygulamaların önemi de bu duruma bağlı olarak artmıştır. Optik cımbız tekniği, kan hücreleri için etkili ve güvenli bir seçenek olarak ön plana çıkmaktadır.Gerçekleştirdiğimiz çalışmada, optik cımbız deney düzeneğinin kurulması için gereken optik elemanlar ile hücreler üzerine uygulayacağı kuvvetlerin hesapları yapılarak teorik altyapı hazırlanmış, gerçekleştirilen laborat . . .uvar deneylerinde ise tam kan preparatı üzerinde farklı hücrelerin yakalanması uygulaması gösterilmiştir.ABSTRACTRecently, the use of blood components for therapeutic purposes significantly increased due to many studies on stem cells and the health crisis caused by the global pandemic. Applications such as sorting, grouping, counting, manipulating blood cells has gained value due to this situation. The optical tweezers stand out as an effective and safe option for blood cells.In this study, the theoretical background was prepared by calculating the optical elements required for the establishment of the optical tweezer setup and the forces to be applied on the cells. Then the application of trapping different cells on the whole blood preparate was demonstrated in the laboratory experiments Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms