Filtreler
Filtreler
Bulunan: 61 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [1]
Yayın Dili [1]
Hile denetimi ve tespitinde lojistik regresyon analizinin kullanımı : Sağlık sektöründe bir uygulama

Boztepe, Engin

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Hile; yöneticiler, çalışanlar veya üçüncü taraflardan bir veya birden fazla kişinin, haksız veya yasalara aykırı bir menfaat elde etmek amacıyla yaptığı aldatma içeren kasıtlı eylemleri olarak tanımlanabilir. Yapılan araştırmalara göre hilenin ortalama maliyeti toplam gelirlerin %5’i olarak belirlenmiştir. Mali bir buzdağı gibi sonuçları olan hile, doğrudan kayıplarının yanı sıra itibar kaybı, müşteri ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi gibi birçok yıkıcı etkiye de sahiptir. Bu denli büyük etkilere sahip olan hilenin denetimi ve tespiti çok büyük önem arz etmektedir. Çalışmamızın birinci bölümünde hile teorisi anlatılmış ve hile ile . . . ilgili genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmış, ikinci bölümde hilenin sınıflandırılması ve hile türleri, üçüncü bölümde hilenin tespiti ve denetimine yönelik teknikler, dördüncü bölümde ise hilenin önlenmesine yönelik usuller anlatılmıştır. Beşinci bölümde ise sağlık sektöründe uygulanan performans esaslı ek ödeme sistemine yönelik suistimallerin lojistik regresyonla tespitine yönelik bir model geliştirilmiştir. Bunun için bir kamu hastanesinde 2015 yılında gerçekleştirilen laparoskopik kolesistektomi operasyonlarına ait gerçek ameliyat verilerinin içine gerçek olmayan veriler dâhil edilmiş ve oluşturulan lojistik regresyon modelinin bu gerçek olmayan verileri tespit etme başarısı test edilmiştir. Test sonucunda modelin sahte verileri tespit etme başarısının % 83,30 olduğu görülmüştür Daha fazlası Daha az

Diaspora girişimcilik: Türkiye’deki Suriyeli girişimcilerin profili

Boztepe, Engin

Doktora Tezi | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

2010 yılında Tunus’ta başlayan Arap Baharı birçok bölge ülkesini etkilemiş ve milyonlarca insanın kendi ülkelerinde daha güvenli bölgelere veya başka ülkelere göç etmesine neden olmuştur. Arap Baharı’nın sonuçlarından en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen Suriye’den beş milyonun üzerinde Suriyeli başka ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Suriyelilerin göçünün kendi ülkelerinde olduğu gibi göç ettikleri ülkenin de demografik, sosyal ve ekonomik yapısına da önemli etkileri olmuştur. Türkiye bugün üç milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye iş piyasasına girişimci olarak dâhil olan Suriyelilerin sayısı, . . . resmi kayıtlara göre her geçen yıl artış göstermektedir. Sosyal bir olgu olan göç hareketleri neticesinde, farklı nedenlerle kendi ülkelerinden göç ederek başka bir ülkede girişimcilik faaliyetinde bulunan yabancıların girişimcilik faaliyetleri ile ilgili çalışmaların son yıllarda girişimcilik literatüründe önemi giderek artmıştır. Bu çalışma ile 2014 yılında Hatay, Kilis, Gaziantep ve Mersin illerinde girişim kurmuş olan Suriyeli girişimcilerin sahip olduğu özellikler ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yüz yüze görüşme ile gerçekleştirilen anket çalışması sonucunda elde edilen bazı bulgularla; Suriyeli girişimcilerin hayatlarını devam ettirme güdüsüyle beraberlerinde getirdikleri sermayeleri ile Suriyeli nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kurdukları mikro ölçekli girişimlerle hem Türk hem de Suriyeli müşterilerin taleplerini karşılamaya çalıştıkları söylenebilir Daha fazlası Daha az

Beş büyük kişilik modeli kapsamında çok kriterli karar verme teknikleri aracılığıyla işgören sınıflandırma

Akpınar, Huriye

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İşletmeler rekabette üstünlük sağlayabilmek için işin gerektirdiği özelliklere sahip işgörenleri istihdam etmek zorundadırlar. Bu süreçte, bireyleri kişilik özelliklerine göre sınıflandıran Beş Büyük Kişilik Modeli işletmelere büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Modelde bireyler; dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk, dengelilik ve deneyime açıklık boyutları açısından değerlendirilmektedir. Çok Kriterli Karar Vermede ise birbirleri ile çatışan birden fazla kriterin ve amacın, eş zamanlı ele alınarak karar verilmesi durumu söz konusudur. Bu çalışmada amaç, bir hizmet işletmesi işgörenlerinin, Beş Büyük Kişilik Modeli kapsamında Çok . . . Kriterli Karar Verme tekniklerinden biri olan VIKOR tabanlı VIKORSORT yöntemiyle sınıflandırılmasıdır. VIKORSORT yöntemi, işgörenlerin sınıflandırılmasında ilk kez bu çalışmada kullanılmıştır. Bu yönüyle çalışma özgündür. Araştırma kapsamında, özel bir işletmenin şubelerinde çalışan 21 işgören sınıflandırılmıştır. Her bir kişilik boyutu için iki kriter belirlenmiş ve VIKORSORT yönteminin adımları takip edilerek, 21 işgören, beş boyut ve 10 farklı kritere göre değerlendirilmiştir. Bu süreç sonucunda işgörenler, kısa, orta ve uzun vadeli işgörenler olarak gruplara atanmıştır. Uzun vadeli işgörenler, işletmenin istediği kriterleri en çok karşılayan gruptur. Böylece, yönetici konumundaki karar vericiler, işgörenlere yönelik kararlarında etkinliği sağlama imkânı bulmuşlardır Daha fazlası Daha az

Bankacılık sektöründe operasyonel risk kapsamında gerekli sermayenin hesaplanmasına ilişkin alternatif yöntemler: Bir banka uygulaması

Çört, Kurtuluş

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Risk genel olarak tüm sektörlerde veya daha geniş bir ifadeyle yaşamın herhangi bir kısmının doğasında olan bir olgudur. Son on yıl kadar bankalar herhangi bir işlem yaparken olası risklerini göz önüne alarak atak hareket alanlarına sahipken son yıllarda aynı rekabet içerisinde olan sektörel kurumlar karşısında ayakta kalabilmek ve oldukça çeşitlendirilmiş finansal enstrümanlar ile işlem yapabilmek için risk konusuna daha fazla eğilmeye başlamışlardır. Önceki yıllara göre risk kavramı, ardından risk yönetimi oluşumunu gerektirmiş, gerek içsel bankacılık faaliyetleri gerekse dışsal faaliyetlerin oluşturmuş olduğu risk unsurla . . .rının tespiti, ölçümü, raporu ve denetlenmesi ile planlı yönetim anlayışına geçilmiştir. Maruz kalınan riskler arasında yerini yeni almış olan operasyonel risk kavramı ise, bankaların son yıllarda dikkatini üzerine çekmiştir. Basel II Uzlaşısı’nın da yayınlanmasından sonra bankaların maruz kaldıkları operasyonel riskleri ölçerek kayıpları en aza indirgeme eğilimi ve sermaye karşılığı ayırmalarını öngörmüş ve çeşitli hesaplama yöntemleri oluşturmuştur. Bu çalışmanın amacı; risk tanımı, kavramı, bankalarda risk yönetimi, risk azaltımı ve önlenmesi hususunda kullanılacak yöntemleri belirlemek, beraberinde önerilerde bulunmak ve Türk Bankacılık Sektörü’nde risk ölçüm yaklaşımı olarak kullanılan temel gösterge yaklaşımı, standart yaklaşım ve alternatif standart yaklaşım metotlarına göre sermaye gereksinimleri hesaplanarak sektördeki bankaların içsel yapılarına uyumluluğu açısından kullanılacak yöntemin belirlenmesindeki nedenleri ortaya koymak ve açıklamaktır Daha fazlası Daha az

Kadın muhasebe meslek mensuplarında stres kaynaklarının belirlenmesi üzerine İzmir ilinde bir araştırma

Kapcı, Sinem Duygu

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Stres günümüz koşullarında çalışanları ve iş dünyasını etkileyen en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Çalışma hayatındaki bireyler; bireysel, örgütsel ve çevresel kaynaklar sebebi ile stresle karşı karşıya kalmaktadır. Bu doğrultuda, bireyde stres yaratan faktörler; kişilik yapısından, genel çevre unsurlarından ve çalışma hayatının niteliğinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte bazı meslek gruplarında diğerlerine göre daha fazla stres yaşanmaktadır. Muhasebe mesleği de, işin niteliği itibariyle stres unsurunun çok fazla olduğu meslek gruplarından biridir. Bu çalışmada, mesleğin genel olarak karşılaşılan ve stres yaratan ko . . .şullarının yanı sıra kadın çalışan olarak karşılaşılan stres kaynaklarını belirlemek amaçlamıştır. İzmir ilinde faaliyet gösteren 220 adet kadın muhasebe meslek mensubuna yapılan anket ile meslek mensuplarının stres kaynakları belirlenmiş ve stres kaynaklarının demografik özelliklere (yaş, medeni hal, eğitim, unvan, çalışma süresi, çalışma şekli, kişilik yapısı) göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği saptanmıştır. Ankete katılan muhasebe meslek mensuplarının demografik özellikleri frekans yöntemiyle çözümlenmiştir. Meslek mensuplarının stres kaynakları ile demografik özellikler arasındaki farklılıklar Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri uygulanarak ölçülmüştür. Araştırma sonucunda, muhasebe meslek mensuplarını etkilediği tespit edilen stres kaynakları sıralanmıştır. Muhasebe meslek mensuplarını etkileyen stres kaynakları ile demografik değişkenler arasındaki ilişkiye bakıldığında “eğitim düzeyi” ve “mesleki unvana” göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Kadın çalışanlara karşı mesleki açıdan negatif bir bakış açısı varlığı sorgulandığında genel düşüncenin böyle bir durumun söz konusu olmadığı yönünde çıktığı görülmüştür Daha fazlası Daha az

Kadın girişimcilerin iş-yaşam dengesi üzerine bir araştırma: İzmir ili örneği

Ödemiş, Gizem

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Girişimcilik; her türlü ekonomik, psikolojik, teknolojik, sosyal ve kültürel gelişmenin yaşanmasında en etkin faktörlerden biridir. Girişimcilik faaliyetlerinin kadınlar tarafından yerine getirildiği kadın girişimciliği, kadınların geleneksel rollerinin dışına çıkmasına ve küresel iş ortamının bir parçası haline gelmesine neden olmuştur. Aile ortamındaki rollerini sürdürmesi beklenen girişimci kadınların, iş yaşam dengesini kurması ve koruması oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı, kadın girişimcilerin iş yaşam dengesini, kendi bakış açıları ile ortaya koymak ve demografik faktörlerin iş-yaşam dengesi üzerinde etkili olup ol . . .madığını belirlemektir. Dört bölümden oluşan çalışmada, birinci bölümde girişim, girişimcilik ve girişimci kavramları; ikinci bölümde, kadın girişimciliği; üçüncü bölümde, iş yaşam dengesi ele alınmıştır. Son bölümde kadın girişimcilerin iş yaşam dengesi üzerine yapılan saha araştırmasının sonuçları yer almaktadır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, 40 ve üzeri yaş aralığında olan kadın girişimciler ile boşanmış kadın girişimcilerin diğer gruplara göre iş yüklerinin fazla olduğu, sağlık kalitesi ve aile desteğinin daha düşük olduğu ve iş yaşam dengesini sağlayamadıkları bulgulanmıştır. Ayrıca, bakmakla yükümlü ve bakıma muhtaç kişi varlığı kadın girişimcilerde iş yükünü arttırmakta ve iş yaşam dengesini sağlamayı zorlaştırmaktadır Daha fazlası Daha az

Kara para aklama ve Türkiye boyutu

Ödemiş, Gizem

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Kara para aklama, ülkelerin hem hukuki hem de iktisadi açıdan yozlaşmasına sebep olduğundan önemi gittikçe artan bir konudur. Günümüzde gelişen teknoloji ve küreselleşme ile birlikte internet bankacılığının hız kazanması, kara para aklama faaliyetlerini arttırmaktadır. Yoğun işlemler sonucunda mali sisteme enjekte edilen bu paralar ülkeler üzerinde sosyal, ekonomik ve siyasi yönden olumsuz izler bırakmaktadır. Bu alanda alınan ulusal ve uluslararası önlemler kara para aklamayla etkin mücadelede yetersiz kalmaktadır. Yapılan çalışmalar doğrultusunda, aklanan kara paranın sadece çok az bir kısmı tespit edilebilmektedir. Bu da . . .kara para kaynaklarının büyüklüğüne ilişkin önemi ciddi bir biçimde artırmaktadır Daha fazlası Daha az

Stratejik insan kaynakları yönetimi ve liyakat ilkesi : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi örneği

Tunçer, Murat

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İşletmeler birbirlerine rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için, işin gereklerini yerine getirebilecek, nitelikli, iyi yetişmiş, donanımlı personel istihdam etmek istemektedir. Örgütlerde istihdam edilen personelin, örgütsel verimliliği, kârlılığı ve kaliteyi etkileme potansiyeline sahip olması, onları işletmeler için vazgeçilmez bir kaynak haline getirmiştir. İşletmelerin uyguladıkları çeşitli stratejiler yanında asıl önemli olan gücün, etkin işleyen stratejik insan kaynağı yönetimi olduğunun farkına varılmıştır. İşletmeler, kurumlar ve örgütler açısından, istihdam edilecek insan kaynağının seçilmesi, en uygun işe yerleştirilmesi, eği . . .tilmesi, daha donanımlı hale getirilmesi, terfi ettirilmesi gibi işlevlerin yerine getirilmesinde liyakat ilkesine uyulması hem bireysel, hem de örgütsel performans açısından oldukça önemlidir Daha fazlası Daha az

Türk bankacılık sektörünün Basel III Kriterleri perspektifinde değerlendirilmesi

Kandemir, İltan

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler, yalnızca finans dünyasını şekillendirmekle ve değiştirmekle kalmayıp, toplum refahına direkt etki etmektedir. Günümüzde finans dünyasının sunduğu imkanların artması ve kullanılan enstrümanların çeşitliliği gerek devletler, gerekse özel girişimciler adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Finans dünyasının derinliği ile ilişkilendirilebilecek bu imkanlar, teknolojik gelişmeler ışığında günümüze kadar çoğalarak gelmiş ve toplumsal refahın artmasında etkin rol oynamıştır. Aynı şekilde finans dünyasının yaşadığı krizler ise kümülatif anlamda refah kayıplarına yol açmıştır. Böyle bir . . . düzende, kar iştahının yaratabileceği yıkıcı etkiler son yüzyılda birçok kriz ile kendini göstermiş ve finans dünyasının temel aktörü olan bankaların sorgulanmasına yol açmıştır. Bankaları denetlemek için birçok yerel düzenleyici kurumun ortaya çıkması ise yeni bir problem yaratmıştır. Yerel kurumların uygulamalarında ortaya çıkan farklar globalleşen dünyada rekabet eşitsizliğine neden olmuştur. Bunların sonucu olarak ilk basel kriterleri hazırlanmış ve dünyada kabul gören uygulamalar haline gelmiştir. Bu çalışmada öncelikle dünyada ve Türkiye’de bankacılığın tarihsel gelişim süreci irdelenmiştir. Daha sonra basel kriterlerinin ortaya çıkışı ve getirdiği yenilikler ortaya konmuştur. Çalışmanın uygulama bölümünde ise Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğüne göre % 75’inin oluşturan ve bu nedenle sektörü temsil edebileceğini düşündüğümüz yedi bankanın Basel III kriterlerine uyumu değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında Basel III kriterlerinin Türk bankaları üzerinde yaratabileceği muhtemel etkiler tartışılmıştır Daha fazlası Daha az

Zâhiri Mezhebine göre hırsızlık haddinin teşekkülü

Kandemir, İltan

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İnsanın haysiyet ve şerefini koymuş olduğu kurallarla koruma altına alan İslâm dini, onun; canına, malına ve ırzına yapılacak saldırıları büyük günahlardan saymış ve bunlarakarşı işlenecek suçları engellemek adına bir takım müeyyideler getirmiştir. Mala yöneliksuçlar arasında yer alan hırsızlık eylemi İslâm ceza hukukunda had suçları içerisinde yer almakta olup bu suçu işleyen faile el kesme cezası öngörülmektedir. Ancak İslâm hukukçuları bu suçun oluşumu ve cezanın uygulanması için; suçun konusu olan mal, bu malın bulunduğu mahal, suçun icrası ve eylemi gerçekleştiren kişi ile ilgili birtakım şartlar aramışlar ve bazı hususlarda f . . .arklı görüşler ortaya koymuşlardır. İslâm hukuk tarihinde nasların zahirlerindeki hükümlerle yetinmeyi ilke edinen tek yaklaşım olan Zâhirî mezhebi fıkıhta re’ye ne ölçüde yer verilmesi gerektiği konusunda ortaya çıkan ayrışmada re’y/kıyas karşıtlığının vardığı nihâî noktayı temsil etmektedir. Bu mezhebin zahirciliği, şer’î hükümlerin elde edilmesinde nasların yalnızca lafız anlamları ile yetinmeleri anlamına gelir. Zâhirîlerin bu özellikleri hırsızlık suçuna yaklaşımlarında net bir şekilde görülmektedir. Çünkü onlar hırsızlık suçu ile ilgili âyetin zahiriyle yetinmektedirler. Bu sebeple de hırsızlıkta malın yakın akrabadan, devlet hazinesinden veya korunaklı alandan çalınmış olması vb. durumlarında diğer mezheplerden farklı olarak hırsıza had cezasının uygulanması gerektiği görüşünü savunmuşlardı Daha fazlası Daha az

Havacılık ulaşımında Niş Pazarlama stratejilerinin kullanılması: Panjet (Pan Aviation) örneği

Bedir, Bedrettin

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İkinci Dünya savaşından sonra işletmeler, tüketici istek ve ihtiyaçlarının değişkenlik göstermesi ile yeni pazarlar bulma konusunda güçlük çekmişler, farklı pazarlama stratejileri bulmaya çalışmışlardır. Geliştirilen bu pazarlama stratejilerinden biriside niş pazarlamadır. Niş pazarlamanın temel amacı, müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde anlamak ve karşılamak, ayrıca uzun vadeli ve güçlü müşteri ilişkileri geliştirmektir. Bununla beraber niş pazarlama işletmelere rekabetten kaçınmak ve yüksek karlılık fırsatları sunmaktadır. Bu bağlamda niş pazarlama stratejileri, her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Niş paz . . .arlama stratejisinde, işletmenin belirlemiş olduğu hedef kitleye farklılaştırılmış bir pazar karması ile ulaşılması gerekmektedir. Başka bir deyişle, diğer pazarlama stratejileri ile karşılaştırıldığı zaman, daha küçük tüketici gruplarını daha yüksek fiyatlar ödemeye ikna edecek doğru farklılaştırmalar yapılmalıdır. Niş pazarlama stratejisi, doğru uygulanmadığı zaman işletmeleri ciddi zararlara uğratabilirken, doğru uygulandığı takdirde ciddi kar getirisi sağlayabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de bulunan iş jeti şirketlerinin niş pazarlama stratejilerini incelemektir. İş jeti şirketleri niş pazarlarda faaliyet gösteren nispeten küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Bundan dolayı iş jeti şirketleri rakiplerinden farklılaşmak, müşteri ilişkilerini elinde tutmak ve müşteri sadakati sağlamak için sunulan hizmetlerde niş pazarlama stratejilerine önem vermek zorundadır. Bu sebeple yapılan çalışmada, Türkiye’de faaliyet gösteren PANJET (Pan Aviation) isimli bir iş jeti firmasının yapısı incelenmiş ve yasalar çerçevesinde gerçekleştirilen çalışma şartları ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra Türkiye iş jeti pazarı değerlendirilerek pazar yapısı hakkında bilgi sağlanmıştır. Sonrasında ise, PANJET’in niş pazarda uyguladıkları stratejiler adım adım incelenmiştir. Sonuç olarak, niş pazarlama stratejilerinin iş jeti işletmeleri için karlılık ve devamlılığı sağlayan önemli bir strateji olduğu görülmüştür. Çalışmada kalitatif araştırma yöntemlerinden vaka analizi uygulanmıştır Daha fazlası Daha az

Yeni dönem Türk dış politikasında kamu diplomasisinin yeri : Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı örnekleri

Bayraktar, Demet

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Türkiye’nin kamu diplomasisi çalışmaları, çalışmada yeni dönem olarak adlandırılmakta, bu kapsamda 2000’lerde açılan 1990’lardan beri etkisini sürdüren kurumları kapsamaktadır. Özellikle Türkiye’nin kamu diplomasisi boyutunu oluşturan kültürel diplomasisi ve diaspora diplomasisi, iki yeni kurum olan olan Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Kamu diplomasisi çalışmaları, dijital diplomasisi, medya diplomasisi, kamuoyu diplomasisi, siber diplomasisi gibi türleri bulunmakta ve çalışmada teorik boyutta ele alınmaktadır. Devletler bu aktörler vasıtasıyla im . . .aj çalışmalarında bulunmakla birlikte, bu aktörlerin yardımıyla olumsuz tutumlarını da geri plana atmaktadır Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms