Filtreler
Filtreler
Bulunan: 56 Adet 0.000 sn
Koleksiyon [14]
Tam Metin [1]
Eser Sahibi [20]
Yayın Türü [5]
Yayın Tarihi [1]
Yayıncı [9]
Kayıt Giriş Tarihi [20]
Tez Danışmanı [20]
Dergi Sayısı [2]
Yayın Dili [2]
Konu Başlıkları [20]
Dergi Adı [5]
Editör/Editörler [3]
Doğu Karadeniz’de liman yapılarının balık çeşitliliği

Keskin, Arif Can

Yüksek Lisans | 2015 | Fen Bilimleri Enstitüsü

x, 11-69 sayfa : renkli resim, şekil, çizelge 29 cm.

Osmanlı Döneminde Mora’da Bir Sahil Şehri: Balya Badra/Patra (1460-1715)

KAYAPINAR, AYŞE

Makale | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi1 ( 1 ) , pp.67 - 93

II. Mehmet tarafından fethinden sonra Mora bölgesi, Elvanoğlu Sinan Bey’in idaresinde bir sancağa dönüştürülmüştür. Mora toprakları 17 nâhiyeye bölünmüştür. Bunlar; Balya Badra, Vostiça, Hulumiç, Vumero, Krevukor, Arkadya, Leondar, Korintos, Kalavrita, Minhalu, Bezenik, Kalandriça (Halandriça), Sandomiri (Sandomeri), Grebena (Grevena), Ayo İlia, Gardiçko ve Mistra’dır. Bu nâhiyelerin büyük bir kısmı nâhiye merkezi olan yerleşim birimiyle aynı adı taşımaktadır. Bu durum Balya Badra nâhiyesi için de geçerlidir. Balya Badra nâhiyesi merkezi Balya Badra şehrinin adını taşımaktadır. Bugün Patra/Patras olarak bilinen şehir, Osmanlı . . . döneminde Balya Badra olarak bilinmekteydi. Bu çalışmanın amacı, 1460-1715 yılları arasında Balya Badra şehrinin nüfusunu ve şehrin tarihsel gelişimini incelemektir. Çalışmanın kaynağını Mora Sancağına dair tutulan Osmanlı tahrir defterleri oluşturmaktadır. Kullanılan kaynakların tanıtımından sonra şehirdeki nüfus artışı, büyüme oranı ve Türkleşme ile İslamlaşma sürecine değinilmektedir. Çalışmada ayrıca Patra’daki mahalle isimlerini, vergi mükelleflerinin sayısını ve dini mensubiyetini gösteren tablolara yer verilmiştir. 1514/1515 yılında burada sadece bir Müslüman mahallesi, 20 Hıristiyan, 8 Yahudi, bir Çingene ve bir de Hiristiyan müsellem cemâ’ati vardı. 1715 yılına gelindiğide şehirde 13 Hıristiyan, 4 Müslüman ve bir de Yahudi cemaati bulunmaktaydı. Patra halkının tarımsal üretimi, vergi oranları, Patra sakinlerinin ödedikleri vergiler ve icra ettikleri meslekler üzerinde durulan konular arasındadır Daha fazlası Daha az

Kösem Sultan’a Ait Bir Muhallefât Kaydı

Özer KÜPELİ

Makale | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi1 ( 2 ) , pp.131 - 142

Osmanlı tarihinin en güçlü kadınlarından biri olan Kösem Sultan'ın hayatının ilk yıllarıyla ilgili kaynaklarda pek fazla bilgi bulunmadığından dolayı nerede ve ne zaman doğduğu tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte öldüğünde altmış iki yaşında olduğu bilgisinden hareketle, 1589'da bir Rum papazının kızı olarak dünyaya geldiği ve Bosna taraflarından İstanbul'a getirildiği yönündeki rivayet yaygın kabul görmüştür1. Saraya geldikten sonra Mahpeyker adını alan ve güzelliği ile I. Ahmed'in dikkatini çeken Kösem, sultanın hasekisi olmuş, hatta Venedik arşivlerindeki bir belgeye göre padişahla nikâhlanmıştır2. . . . Daha fazlası Daha az

Modern Türkçede Hayali Bilgi Sorunu ve İslâm Düşüncesinin Tarih-dışılığı

Muhammet ÖZDEMİR

Makale | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.59 - 82

Bu çalışmada, modern Türkçede bilgi sorunsalı soruşturulmaktadır. Dilin statüsü, düşünme ve bilgi süreçleri üzerinde temel ve işlevsel etkilere sahiptir; çünkü o, bilginin tarihsel ve nedensel koşullarını yapılandırmaktadır. Türkçenin felsefi mantığı bakımından ciddi bir sorun bulunmaktadır. Bu sorun, insanların Türkçe kavramlar ile niyetlendikleri anlamlar arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemektedir ve Türkçe düşüncenin özel şartları ile dile getirilebilir. Bu nedenle modern düşüncenin, klasik İslâm düşüncesinin ve aktüel Türk düşüncesinin incelenmesi gerekmektedir. Böylece makale, klasik İslâm düşüncesi üzerine Türkçede kal . . .eme alınmış bazı metinleri tahlil etmektedi Daha fazlası Daha az

Meltem Toksöz, Nomads, Migrants and Cotton in the Eastern Mediterranean: the making of the Adana-Mersin Region 1850-1908, BRILL, Leiden & Boston, 2010, 224 shf. ISBN. 978 90 04 18576 0.

İrfan KOKDAŞ

Makale | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi1 ( 1 ) , pp.199 - 203

Meltem Toksöz’ün bu çalışması, özellikle 1830’lu yıllardan itibaren büyük bir sosyo-ekonomik dönüşüm geçiren Çukurova bölgesi üzerine yoğunlaşmaktadır ve Adana-Tarsus-Ceyhan-Mersin ekseninde, bölgenin tarımsal üretiminin gelişimini ve uluslararası ticarete eklemlenme sürecini çok katmanlı olarak ele almaktadır. Bu noktada “çok katmanlılık” Toksöz’ün çalışmasında özel bir önem arz etmektedir. Toksöz, Osmanlı tarih yazımında, 19. yüzyıl Osmanlı ekonomisinin tanımlanması için kullanılan “bağımlılık” ve “dünya ekonomisine yabancı tüccarlar aracılığıyla eklenme” gibi temel kavramların yeniden ele alınmasını önermektedir.1 Çalışmad . . .a tek bir faktörden ziyade karmaşık etkileşim dinamiklerinin, özellikle de yerel güç odaklarının (tüccarlar, konargöçerler, göçmenler, köylüler, yabancı sermayedarlar) merkez-çevre ilişkilerinin, Tanzimat reformlarının, toplumsal tabakaların ekonomik-siyasi davranışlarının ve nihayet Avrupa ve Amerika merkezli ticari ilişkilerin bir Osmanlı bölgesinde tarımsal üretimi ve politik yapıları nasıl şekillendirdiği başarılı biçimde tasvir edilmektedir. Böylesine bir tasvir, aslında sadece Çukurova ekseninden bölgesel ekonominin yerel faktörler ve imparatorluk dinamikleriyle şekillendirilmesini değil; aynı zamanda Tanzimat reformlarının Osmanlı taşrasında konargöçerlere, tüccarlara, göçmenlere ve yabancı yatırımcılara çok geniş bir manevra alanı yaratıp bu bölgesel ekonomiyi hukuki ve politik olarak desteklemesini de içermektedir. Bu yüzden Toksöz’ün çalışması, bize 19. yüzyıl Osmanlı dünyasının değerlendirilmesinde kullanılan “merkez-taşra, yerel-imparatorluk, Tanzimat öncesi-sonrası, toprak reformu öncesi-sonrası” gibi ayrımların ötesinde değişkenler sunmaktadır. Eserin birçok yerinde vurgulandığı üzere Toksöz, tarihsel kopuşlardan ziyade devamlılıklar üzerinde durmaktadır ve tam da bu yüzden klişeleşmiş ayrımlar yerine uzun dönemli değişkenlerle 19. yüzyıl sonu Çukurova’sının incelenmesi özellikle erken modern dönemden yapıların nasıl dönüştüğünü görmek açısından çok önemlidir Daha fazlası Daha az

Karadeniz Mullidae populasyonlarının taksonomik durumunun belirlenmesi

Akdemir, Tolga

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZET Hem morfolojik hem de genetik taksonomik çalışmalar göstermektedir ki Karadeniz Mullus populasyonu hala tür seviyesindeki belirsizliğini korumaktadır. Bu nedenle günümüze kadar Karadeniz’de yapılan ihtiyofauna çalışmalarında iki türün (M. barbatus, M. surmuletus) ve bir de alt türün (M. barbatus ponticus) varlığından söz edilmektedir. Ayrıca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ticari ve amatör su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde ve bilimsel literatürde bu balıkların Türkçe isimlerinin kullanımıyla da ilgili yanlışlık olduğu görülmektedir. Bu karışıklıklar ise balıkçılık ekonomisinde yüksek öneme sahip bu türlerin . . . stok yönetimlerinin başarısız olmasına neden olmaktadır. Bu çalışma ile; Mullus cinsine ait türlerin Karadeniz, Ege ve Akdeniz popülasyonları morfolojik olarak karşılaştırılarak bahsi geçen karışıklıkların giderilmesine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Bu amaçla Haziran 2013 – Eylül 2014 tarihleri arasında, her mevsim periyodik olarak örnekleme yapılmıştır. Örnekler, Karadeniz kıyılarından Ordu, Ünye, Sinop, Kefken, Şile, İğneada’dan Ege Denizi’nden (Dikili- İzmir, Seferihisar-İzmir) ve Akdeniz ‘den (Taşucu-Mersin) olmak üzere toplam 9 istasyondan trol ve uzatma ağları ile yapılan avcılık faaliyetleri sonucunda ticari boy aralığına denk gelecek şekilde doğrudan balıkçılardan temin edilmişlerdir. Toplamda 180 örneğin laboratuvar ortamında metrik, meristik karakterleri yanısıra farklı morfolojik özellikleri incelenmiştir. Elde edilen veriler PCA analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde meristik karakterlerin hem M. barbatus ve M. surmuletus türlerini ayırmada hem de M.barbatus populasyonlarının ayırmada yetersiz kaldığı gözlemlenmiştir. Ancak, morfometrik karakterlerin meristik karakterlere oranla hem M. barbatus ve M.surmuletus türleri arasındaki farklılığı hem de Karadeniz M. barbatus populasyonları arasındaki farklılıkları tespit etmede daha kararlı bir yapı sergilediği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Barbun, Tekir, Mullus surmuletus, Mullus barbatus, Mullus barbatus ponticu Daha fazlası Daha az

Investigation of tunable wetting properties of modified natural mineral powders = Modifiye edilmiş doğal mineral tozların ayarlanabilir ıslanma özelliklerinin incelenmesi

Alptekin, Hande

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

MODİFİYE EDİLMİŞ DOĞAL MİNERAL TOZLARIN AYARLANABİLİR ISLANMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ ÖZET Bu tezde doğal mineral tozlarından (diatomit ve talk) su tutmayan yüzeylerin hazırlanması için uygulanabilir yöntemler sunulmuştur. Yüzey aşılaması için farklı silan çeşitleri kullanılmış ve en iyi sonuç mono klorosilan ile alınmıştır. Yüzey modifikasyonu yapılmış diatomitlerin su hassasiyet analizleri, parçacık yüzeyi üzerindeki ayarlanabilir ıslanma özelliklerinin incelenmesi için önemli bir çalışmadır. Mineral toz üzerine yapılan aşılanma sonrasında yüzeydeki kovalent bağlanma X-ışını fotoelektron spektroskopisi (XPS) ile teyit edilm . . .iştir. Termogravimetrik analiz, azot adsorpsiyon izotermleri ve temas açısı ölçümleri, aşılama yoğunluğu ve hidrofobik partiküllerin diğer temel özelliklerinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Diatomit minerali yüzey modifikasyonunda etkili bir strateji geliştirmek için prototip olarak seçilmiş ve yapılan çalışmalar suya karşı iki yönlü davranışta bulunan diğer bir doğal mineral olan talk üzerine uygulanmıştır. Bu tez çalışması uygun doğal minerallerden süperhidrofobik tozların üretilmesi için yeni bir yaklaşıma yol gösterici olmuştur Daha fazlası Daha az

İyonize olmamış amonyak azotunun (NH3-N) Yunus Çiklit (Cyrtocara moorii) balıkları üzerine akut toksik etkileri

Ceylan, Onur

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

İYONİZE OLMAMIŞ AMONYAK AZOTUNUN (NH3-N) YUNUS ÇİKLİT (Cyrtocara moorii) BALIKLARI ÜZERİNE AKUT TOKSİK ETKİLERİ ÖZET Akvaryum balığı yetiştiriciliği günden güne artış göstermekle birlikte, üretilen tür sayısında da çok ciddi artış görülmektedir. Çiklit balığı türlerinden biri olan yunus çiklit balığı ülkemizde son zamanlarda üretimi yaygınlaşan bir tür olup, günümüzde akvaryumlar için en fazla popüler olan türler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Akvaryum sistemleri genellikle statik olarak çalışan sistemler olduğundan, su parametreleri ile ilgili sorunlar çok sık yaşanmakta ancak üreticiler bu sorunların kaynağını bilem . . .emektedirler. Bu çalışma ile yunus ciklit balığı yavrularının (0.84±0.1 g) toksik azotlu bileşiklerden olan iyonize olmamış amonyağına toleransları 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri belirlenerek PROBİT analizi ile ortaya konulmuştur. Ayrıca iyonize olmamış amonyağın kan hücrelerinden eritrositlerin büyüklüğüne olan etkileri incelenmiştir. Sonuçta 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri sırası ile 1.18, 1.03, 0.91, 0.83 mg/L olarak hesaplanmıştır. Eritrositlerin büyüklükleri kısa ve uzun eksen olarak ölçülmüştür. Deneme grubunda uzun eksen 12.78±0.044 µm ve kısa eksen 6.87±0.025 µm ve kontrol grubunda uzun eksen 11.80±0.042 µm kısa eksen 6.72±0.026 µm bulunmuştur Amonyağa maruz kalan balıkların eritrositlerinin büyüdüğü istatiksel olarak ortaya konulmuştur ( Daha fazlası Daha az

Nanocellulose-polypropylene composites = Nanoselüloz-polipropilen kompozitleri

Yakkan, Ece

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

NANOSELÜLOZ- POLİPROPİLEN KOMPOZİTLER ÖZET Malzeme seçimi günlük yaşantımımızda önemli bir role sahip olmasının yanısıra mühendislik uygulamalarda ve tasarımlarda ürün sürdürülebilirliği açısından da önemlidir. Özellikle, çevre dostu malzemelerin önemi günümüzde artmaktadır. Bu bağlamda, endüstriyel uygulama alanları ve eşsiz özelliklerinden ötürü doğal elyaf takviyeli kompozit malzemelerin önemi artmaktadır. Doğal elyafların kullanılabilirlik, yenilenebilirlik, düşük yoğunluk ve fiyata sahip olma gibi özelliklerinin yanı sıra tatmin edici mekanik özellikleri onları kompozit üretiminde kullanılan cam, karbon ve diğer insan yapım . . .ı elyafların çekici bir alternatifi yapmaktadır. Bu çalışmada, nanoselüloz polipropilen kompozitleri çift vidalı ekstrüzyon tekniği ile birleştirme maddesi kullanılarak ve kullanılmadan üretilmiştir. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk ve en kapsamlı bölümünde, ağırlıkça % 2 nanocellulose içeren nanocellulose-polipropilen kompozit üretilmiştir. İkinci bölümde, nanoselüloz-polipropilen kompozit iki farklı birleştirme maddesi ile takviye edilmiştir. Son bölümde, kompozit malzemeler mekanik, termal, spektroskopik ve morfolojik özellikleri bakımından karakterize edilmiştir. Kompozitlerin spektroskopik karakterizasyonu nanoselüloz ve polipropilenin arayüz etkileşimini göstermek için gerçekleştirilmiştir. Bundan başka, kompozitlerin termal davranışları ve hidrofobikliği, sırasıyla, termogravimetrik analiz tekniği ve temas açısı ölçümleri ile incelenmiştir. Kompozit morfolojisi taramalı elektron mikroskobu aracılığıyla araştırılmıştır. Son olarak, çekme testi ve dinamik mekanik analiz malzemelerin mekanik özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Sonuçlar, saf polipropilen ile karşılaştırıldığında birleştirme maddesi içeren nanoselüloz ve polipropilenin kompozitinin mekanik dayanımının %38 ve elastik modül değerinin %87 oranında arttığını göstermiştir. Ayrıca, kompozitin termal kararlılığında önemli bir değişiklik olmamıştır fakat bağlama maddelerinin eklenmesi ile az miktarda artış göstermiştir. Kompozit örneklerin spektroskopik karakterizasyonlarına göre, matris ve takviye fazı arasındaki ara etkileşimi bağlama maddesinin eklenmesi ile geliştirilmiştir. Sonuç olarak, nanoselüloz-polipropilen kompozitleri ile gerçekleştirilen bu kapsamlı çalışmada kompozit numunenin özelliklerinin bağlama maddesinin eklenmesi ile geliştirilmiştir olduğu gözlemlenmiştir Daha fazlası Daha az

OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kapsamında otel mutfaklarının ergonomik açıdan incelenmesi: bir uygulama

Çakır, Hacı Ahmet

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET Yüksek Lisans Tezi OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ KAPSAMINDA OTEL MUTFAKLARININ ERGONOMİK AÇIDAN İNCELENMESİ: BİR UYGULAMA Hacı Ahmet ÇAKIR İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Makinelerin insan ile birleştiği üretim alanlarında iş kazalarının artmasıyla iş sağlığı ve güvenliği olgusunu dikkate almak kaçınılmaz olmuştur. Bu tür iş kazalarını ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek için dünya genelinde kabul görmüş bir takım standartlara uyum sağlamak gerekli hale gelmekle kalmayıp devlet tarafından çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği kanu . . .nlarıyla da zorunlu kılınmıştır. Bu standartlar ile işgören verimliliği artarak işletme performansında da optimal iyileşmeler yakalanmış olacaktır. İşletmeler mutfaklarının fiziki tasarımlarında ergonomik standartlara uyum sağlayarak işletmenin performansını artıracakları gibi işgörenlerin de daha güvenli bir ortamda çalışabilmesine katkıda bulunmuş olacaklardır. OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi, dünya çapında genel kabul görmüş risk değerlendirmesine ve çalışma şartlarının iyileştirilmesine dayalı bir yönetim sistemidir. Bu yönetim sistemi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve daha güvenli bir ortamda daha sağlıklı işgörenlerle çalışılmasını amaçlamaktadır. Bunun sağlanabilmesi için ise işgörenlerin çalıştıkları ortamın ergonomik şartlara uygun nitelikte olması, risklerden arındırılmış ve olası kazalara neden olacak etkenlerin yok edilmiş olması gerekmektedir. II OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kapsamında Tokat ve Sivas illerinde dört yıldızlı otel mutfaklarının ergonomik açıdan incelenmesinin amaçlandığı bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümünü kuramsal çerçeve oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmada geçen temel kavramlar tanımlanmış, kuramsal çerçeveye konu olan başlıklar genel hatlarıyla açıklanmıştır. İkinci bölümde ise uygulama ve yöntem bilimi konusuna değinilerek; bu doğrultuda araştırmanın gerekçesi, amacı, varsayımları, modeli, hipotezleri evreni, veri toplama araçları ve bulgulara açıklık getirilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda oluşturulan hipotezler desteklenmiştir. Buna göre toplam ergonomi skoru ile toplam Ohsas skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Manova istatistiksel analizi uygulanan çalışmada, görev ve cinsiyet bakımından katılımcıların, Ohsas, ergonomi ve Ohsas ile ergonomi algıları toplam ortalama skorları arasındaki ilişkinin eşit olmadığı sonucuna varılmıştır Daha fazlası Daha az

Türkiye’de mesleki turizm eğitimi ve zorunlu staj : Turizm Meslek Lisesi örneği

Çakır, Hacı Ahmet

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

TÜRKİYE’DE MESLEKİ TURİZM EĞİTİMİ VE ZORUNLU STAJ: TURİZM MESLEK LİSESİ ÖRNEĞİ Öyküm PAK İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Türkiye’de örgün turizm eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı’nın onaylamış olduğu okullarda lise düzeyinde başlamaktadır. Türkiye’de turizm eğitiminin başlangıç aşamasını oluşturmaları nedeniyle meslek liseleri büyük önem taşımaktadır. Meslek liselerinde meydana gelen yetersizlik ve sorunlar gelecekte turizm sektörüne katılacak olan personeli olumsuz etkileyebilecektir. Bu nedenle turizm eğitimi veren meslek liselerinin eğitim kalitesi çeşitli açı . . .lardan incelenmeyi hak etmektedir. Bunlara örnek olarak müfredat, okulların kuruluş yerleri, öğrenci seçme süreçleri, uygulamalı eğitim konusu ve zorunlu staj uygulamaları sayılabilir. Zorunlu staj uygulaması turizm eğitimi alan lise öğrencilerinin sektörle ilk temasını sağlamaktadır. Turizm meslekleri ile ilgili ilk deneyimler ve izlenimler özellikle zorunlu staj uygulamalarında kazanılmaktadır. Staj uygulamalarının başarılı olması hem işgörenlerin motivasyonu ve verimliliğini arttırabilir hem de gelecekte önemli roller üstlenecek turizm profesyonellerinin sektöre kazandırılmasını sağlayabilir. Türkiye’de genel olarak mesleki eğitim sorunu olduğu kabul edilmektedir. Turizm eğitimi veren meslek liseleri de bu sorunun bir parçasıdır. Zorunlu staj uygulamalarına dair sorunlarla ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırmalara rağmen turizm meslek liselerinde stajyerlerin sorunlarının devam ettiği görülmektedir. Turizm işletmelerinde insan kaynakları planlamasında verimli sonuçlar elde etmek için zorunlu stajlarda görülen eksiklerin giderilmesi IV gerekmektedir. Bu bağlamda, stajyerlerin yaşamış olduğu sorunlar tespit edilmeli ve konuya dair çözüm önerileri geliştirilmelidir. Bu çalışmada stajyerlerin turizm işletmelerinde yaşadıkları sorunlar nicel yöntemle incelenmiştir. 242 stajyerden anket tekniği ile veri toplanmıştır. Yapılan anket çalışmasında stajyer ve staj deneyimi ile ilgili demografik ve tanımsal bilgiler derlenmiştir. Ayrıca anket kapsamında stajyerlerin stajları ile ilgili memnuniyet durumları irdelenmiştir. Bunun yanında açık uçlu sorularla nitel bilgi de toplanmıştır Daha fazlası Daha az

GAZİANTEP’TE GASTRONOMİ TURİZMİ: GAZİANTEP’İ GASTRONOMİ TURİZMİ KAPSAMINDA ZİYARET EDEN YERLİ TURİSTLERİN GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Kargiglioğlu, Şaban

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

GAZİANTEP’TE GASTRONOMİ TURİZMİ: GAZİANTEP’İ GASTRONOMİ TURİZMİ KAPSAMINDA ZİYARET EDEN YERLİ TURİSTLERİN GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Şaban KARGİGLİOĞLU İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Gastronomi turizmine olan talep tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye‟de de ülkenin bulunduğu coğrafya, iklim çeşitliliği ve bunun gibi farklılık yaratıcı etmenlerin etkisiyle artmıştır. Bu çalışmada; Gaziantep‟in gastronomi turizminin hareketlilik durumu incelenmiş ve gastronomi turizminin geliştirilmesi konusunda yapılabilecekler üzerinde durulmuştur. Bu amaçla, Gaziantep ilini ziyare . . .t eden yerli gastronomi turistlerinin deneyimleri ve bu deneyimlerin göstergelerinden yola çıkılarak gastronomi turistlerinin demografik özellikleri ve seyahatleri boyunca yapmış oldukları yiyecek-içecek içerikli aktivitelere bakış açısı, Gaziantep ilinin gastronomi imajına yönelik önermelerle incelenerek Gaziantep ilindeki gastronomi turizmi ve gastronomi turisti profili çıkartılmıştır. Gastronomi turizminin geliştirilmesi adına neler yapılabileceği hakkında görüşler sunulmuş ve kentin gastronomi turizmi potansiyeli ele alınarak gastronomi turistlerinin bölge ekonomisine ve insanların sosyal yaşamlarına ne gibi etkilerinin olabileceği araştırılmıştır. Örnekleme grubu, Gaziantep‟i ziyaret eden yerli gastronomi turistleri, kolayda yöntemle seçilmiş 416 yerli turistten oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak daha önce bu boyutlarda veri toplamak için Shenoy tarafından oluşturulmuş anketten yararlanılmıştır. Toplanan veriler parametrik olmayan test yöntemlerinden olan Mann Whitney U ve Kruskal Wallis H-testleri ile analiz edilmiştir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms