Canıbek, Cihan
Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETİki veya daha fazla akarsuyun birleşerek kavşak noktası oluşturmaları, açık kanal hidroliği alanında sık karşılaşılan bir durumdur. Kavşaklar, hidrolik açıdan önemli kontrol noktalarıdır. Kavşak içinde memba ve mansap derinliklerinin bilinmesi yüzey profilinin belirlenebilmesi açısından önem arz etmektedir. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Hidrolik Laboratuvarı'nda gerçekleştirilmiş olan bu çalışmada, mansap derinliği ve yan kollardan gelen debiler değiştirilerek farklı koşullar oluşturulmuş ve kavşak içi ve yakınındaki akım derinlikleri ölçülmüştür. Birbirine simetrik 90° açıyla birleşen yan kolların ve ana kanalın genişliği sır . . .asıyla 1 m ve 2 m'dir. Kavşak noktasında yan kollar ile ana kanalın taban kotları eşit olacak şekilde düzenlenmiştir. Çalışmada, ana kanalda ve yan kollarda Froude sayıları 1'den küçük olup tüm deneyler nehir rejiminde olmuştur. Reynolds sayısı 2000'den büyük olduğundan tüm deneyler türbülanslı akım koşulunda gerçekleşmiştir. Yan kol ve ana kanal debileri arasındaki oran ile akımın nehir rejiminde olmasına bağlı olarak akım derinlikleri incelenmiştir. Bu çalışma kapsamında yapılmış olan deneylerde ana kanalda taban eğimi 0 ve akım derinliği kritik akım derinliğinden büyük (h>hc) olup çalışmalar nehir rejiminde yapıldığından ana kanalda H2 profili gözlenmiştir. Yan kollarda ise ve taban eğimi 0,002, kanal taban eğimi kritik eğimden küçük (S0h0>hc) olup M1 profili gözlenmiştir. Momentum denklemi, birleşimde seçilen noktalarda uygulandığında bu noktalarda ölçülmüş olan deneysel değerlerle, momentum denkleminin uygulanmasıyla elde edilen veriler arasında uyumluluk olduğu tespit edilmiştir. Birleşimlerin membasında akım derinliklerinin eşit olduğu varsayımı doğrulanmıştır.ABSTRACTIn the open channels it is common that the flows of two or more channels merge into a single downstream channel forming a confluence. In terms of hydraulics, confluences are important control points. In addition to this, it is very important to know upstream and downstream flow depth in a confluence in terms of determining water surface profile. In this study which is conducted in İzmir Katip Çelebi University Hydraulics Laboratory, with different downstream flow depths and tributary channel flow rates the flow depths are measured in the vicinity of confluence. Width of tributary channels and main channel are 1 m and 2 m respectively and the angle between the tributary channels is 90°. Bed elevation of main channel and tributary channels are equal, i.e. they are concordant. The Froude numbers are less then 1, so the flow regime is subcritical at all experiments. The Reynolds number is more than 2000 which means the flow is turbulent. Depending on discharge ratios between tributary channels and main channel the flow depths are investigated. In main channel bed slope is 0, flow depth is greater than critical flow depth (h>hc) and flow regime is subcritical so H2 profile was observed in the main channel. In tributary channels bed slope is 0,002, bed slope is less than critical slope (S0h0>hc) so M1 profile was observed in lateral channels. Flow depth in the confluence observed higher than downstream flow depth on each experiment set. When momentum equation applied in selected points in the confluence, experimental values and values obtained from momentum equation shows well conformality. Assumption of flow depth equality on upstream of confluences was confirmed Daha fazlası Daha az
Camara, Youssouf
Yüksek Lisans | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences
ÖZETAntropolojik eylemler nedeniyle arazi kullanımı zaman içinde değişmektedir. Bu değişiklikler hem arazi yönetimini hem de çevre koruma düzenlemelerini etkiler ve dolayısıyla yaşam koşullarını olumsuz yönde değiştirir. Bu değişiklikleri izlemek, devasa mühendislik projeleri ve sermaye karar verme süreçleri geliştirmenin bel kemiği haline gelmiştir. Özellikle finansal kaynakların çok sınırlı olduğu gelişmekte olan ülkelerde. Uzaktan algılayıcı sensörler ve açık erişim programları aracılığıyla, AKAÖ özellikleri bu tür ülkeler için bir miktar kolaylıkla gerçekleştirilebilir. Sentinel 2 MSI, 10m yer örnekleme aralığı ve 5 günlük zamas . . .al çözünürlük ile bu tür bir çalışmayı gerçekleştirmek için kullanılabilir. Ülkenin göç merkezi olarak kabul edilen Gine'nin başkenti Conakry'ye yakın bir yerde bulunan 585 km2'lik ve 240000 civarında nüfusa sahip bir bölge olan Forecariah'ın Sentinel 2 görüntüsü kullanılmıştır. Globeland30, su, sulak alan, tarım, bitki örtüsü, çıplak arazi, yapılaşma gibi alan AKAÖ özelliklerini sınıflandırmak için kullanılmıştır. Amacımıza en uygun ve ücretsiz olarak kullanılabilecek kümeleme algoritmasını bulmak için denetimsiz yöntem olarak K-means, denetimli yöntem olarak RF, SVM, DL4J kullanıldı. Denetimsiz yöntem için yineleme sayısı 30 ve sınıf sınırı 6 olarak ayarlandı. Çalışmada 10 kat çapraz doğrulama ile yapılmış, eğitim ve test poligonlarını seçmek için Google Earth görüntüsü kullanılmıştır. Bunun sonucunda tematik haritalar elde edilmiştir. K-means, Sentinel veri işleme yazılımı SNAP altında çalıştırılmıştır, RF ve SVM için EnMAP-Box ve DL için WEKA kullanılmıştır. Genel doğruluk olarak K-means, RF, SVM ve DL4J için sırasıyla 78, 83, 86 ve 91 elde edilmiştir. Diğer 3 sınıflandırıcıya kıyasla DL ile ilgili olduğu için beklendiği gibi en iyi sonucu vermiştir. Bu nedenle, mühendislik ve çevre koruma projelerinde ve güçlü karar verme sistemlerinin oluşturulmasında DL algoritmalarının kullanılmasını önerebiliriz. Özellikle, gelecek nesillerin yaşamını etkileyebilecek ve çoğunlukla düşük gelirli bölgelerde LULC özelliklerinin değişmesinin izlenmesi söz konusu olduğunda açık kaynak veri ve yazılımlardan yararlanılması tavsiye edilmektedir.ABSTRACTDue to anthropological actions, land usage changes within time. Those changes impact both land management and environment safe keeping regulations which therefore adverse living conditions. Tracking those changes have become the backbone for developing huge engineering projects and capital decision making processes. Especially in developing countries, where financial resources are very limited. Through remote sensors and open access programs, LULC features motoring can be performed with some ease for such countries. Sentinel 2 MSI with its 10m ground sampling and 5 days revisit frequency can be used to perform such study. We used Sentinel 2 image of Forecariah, a region with 585 sqkm and a population around 240000, located in a close proximity to Conakry the capital city of Guinea recognized to be the most mass migration center of the country. Globeland30 was used to classify the area LULC features such as water, wetland, agriculture, vegetation, bare-land, built-up. K-means was performed as unsupervised method and RF, SVM, DL4J were used as supervised method for finding the clustering algorithm that best fit our purpose and can be used free of charge. Iteration number was set to 30 and class limit to 6 for the unsupervised method. For the supervised case, Google Earth image of data were used to set train and test polygons, assessed with 10-fold cross validation. As a result, thematic maps were obtained. K-means was run under SNAP, the sentinel data processing software, RF and SVM under EnMAP-Box a python plugin for QGIS and DL4J under WEKA which provides access to both SQL database and DL through DL4J. As overall accuracies, we obtained 78, 83, 86 and 91 respectively for K-means, RF, SVM and DL4J. DL4J gave best result as expected because relevant to DL compared to other 3 classifiers. Therefore, we can advise the usage of DL algorithms in engineering and environment protecting projects as well as in the building of a decision making systems. Especially, when it comes to monitoring LULC features change that can impact the life of future generations and mostly in low-income regions Daha fazlası Daha az
Egeli, Saadet Sena
Yüksek Lisans | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences
ÖZETTıbbi görüntüleme, herhangi bir invaziv işlem olmaksızın vücudun içinin görüntülerini oluşturmaktır. X-ışınlarının keşfi, tıbbi görüntülemenin temelini oluşturur. Zamanla yeni görüntüleme yöntemleri de geliştirilmiştir. Manyetik rezonans görüntüleme, pozitron emisyon tomografisi bu yöntemlerin örnekleri olabilir. Bununla birlikte, x-ışınları bir temel uygulama olarak kalmıştır. Her görüntüleme yöntemi gibi, x-ışınları da dezavantajlara sahiptir ve geliştirmeye ihtiyaç duyar. Üreteç temelli sorunların üstesinden gelme amacıyla yeni x-ışını üretim metotları geliştirilmeye çalışıldı. X-ışını üretimi için piroelektrik kristal kullan . . .ımı, yeni x-ışını oluşturma yöntemlerine bir örnektir. Piroelektrik kristaller, termal döngü ile bir elektrik alanı oluşturabilir. Bu elektrik alanı, bir hedef malzeme ile x-ışınları elde etmek için kullanılır. Piroelektrik ile X-ışını üretimi, geleneksel yönteme göre birçok avantaja sahiptir. Piroelektrik kristallerle yapılan çalışmalar, x-ışını verimini etkileyen tüm faktörler için hala net değildir. Üretim sürecini iyi anlayarak, piroelektrik x-ışını jeneratörleri tıbbi görüntülemenin bir parçası olabilir. Özellikle dental radyografi cihazları küçük cihaz tasarımlarından yararlanabilir. Bu çalışmada, minyatür boyutlu, hafif ve düşük maliyetli bir dental radyografi cihazı geliştirmek için piroelektrik x-ışını oluşturmada kristalin döngü sayısının etkisi eğri uydurma yöntemleri ile araştırılmıştır.ABSTRACTMedical imaging is creating images of the interior body without any invasive operation. The discovery of x-rays establishes the foundation of medical imaging. Over time, new imaging modalities developed. Magnetic resonance imaging, positron emission tomography can be examples of these modalities. However, x-rays remained a cornerstone application. Like every imaging modality, x-rays also have disadvantageous features and need developments. New methods tried to generate x-rays to overcome generator-based issues. Pyroelectric crystal usage for x-ray generation is an example of novel x-ray generation methods. Pyroelectric crystals can create an electric field by thermally cycling. This electric field is used to obtain x-ray beams with a target material. X-ray generation with pyroelectricity has many advantages over the traditional method. Studies with pyroelectric crystals are still not clear for all the factors which affect x-ray yield. By understanding the generation process well, pyroelectric x-ray generators can be a part of medical imaging. Dental radiography devices especially can take advantage of small device designs. In this study, effect of count number of the crystal for pyroelectric x-ray generation was investigated with curve fitting methods to develop a miniature size, lightweight and low-cost dental radiography device Daha fazlası Daha az
Kumaş, Kaan
Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETYetiştiriciliği yapılan balık türlerinde Gram-negatif ve Gram pozitif bakteriler farklı coğrafi bölgelerde hastalık etkeni patojen olarak tespit edilmiştir. Balık çiftliklerinde oluşan hastalıklar yüksek üretim, iklim değişiklikleri, çiftlikler arası gerçekleşen balık ve yumurta transferleri gibi faktörlerin etkisiyle ortaya çıkarak ciddi ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Balık patojenlerinin hızlı teşhis edilmesi ile hastalıkların tedavi edilerek balıkların sağlığına kavuşturulması en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle patojenlerin hızlı identifikasyonunun yapılabildiği serolojik yöntemlere olan ihtiyaç artmıştır. Polikl . . .onal antikorlar tek bir antijen üzerinde birden fazla epitopu tanıyabilmelerinden dolayı bakteriyel balık hastalıklarının serolojik identifikasyonunda sıklıkla tercih edilmektedir. Bu çalışmada antiserum elde etmek için uygulanan immunizasyonda Lactococcus garvieae, Vibrio anguillarum, Yersinia ruckeri'nin referans suşlarından antijenler hazırlanmıştır. Yeni Zelanda tavşanlarına antijenler ardışık dozlarda verilerek gerçekleştirilmiştir ve tavşanın kulak veninden kan alınarak antiserumlar ayrı ayrı toparlanmıştır.ABSTRACTGram-negative and Gram-positive bacteria have been identified as disease-causing pathogens in different geographical regions in farmed fish species. Diseases in fish farms cause serious economic losses due to factors such as high production, climatic changes, fish and egg transfers between farms. Rapid diagnosis of fish pathogens and treatment of diseases is one of the most important factors associated with fish health. Therefore, the need for serological methods for rapid identification of pathogens has increased. Polyclonal antibodies are frequently preferred for the serological identification of bacterial fish diseases because they can recognize more than one epitope on a single antigen. In this study, antigens were prepared from reference strains of Lactococcus garvieae, Vibrio anguillarum, Yersinia ruckeri for the immunization process to obtain antiserum. Antigens were gived consetutive doses to New Zealand rabbits and antisera were collected separately by taking blood from the rabbit's ear vein Daha fazlası Daha az
Omar, Abdirahman Ahmed
Doktora Tezi | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences
ÖZETBu çalışma Etiyopya Somali Bölgesinde Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar ve çalışanlar arasındaki örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Bu kuruluşlardaki algılanan liderlik tarzları ve çalışanların örgütsel bağlığını anlatmak için bir açıklayıcı ardışık karma yöntem uygulanmıştır. Sonuçları örneklerle açıklamak için 17 farklı Kar Amacı gütmeyen kuruluşta çalışan 136 çalışan ve denetçilere yapılan niceliksel ankette alınan cevaplar ve 7 liderle yapılan geniş kapsamlı mülakatlar kullanılmıştır. Niceliksel veriler SPSS 21 versiyon yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın ana değişkenlerinin tanımlayıcı duruml . . .arı ve demografik özelliklerinin özetleri elde edilmiş ve daha sonra sunulmuştur. Ayrıca araştırmacı bağımsız değişkenleri temsil eden liderlik tarzları ve bağımsız bir değişken olarak çalışanların örgütsel bağlılığı ile korelasyon analizleri aracılığıyla çalışma değişkenleri arasındaki ilişkinin gücü ve yönünü incelemiştir. Niceliksek veriler geniş kapsamlı görüşmelerin katılımcıları tarafından verilmiş olan cevapların içerik analizi yoluyla incelenmiştir ve daha sonra elde edilen sonuçlar doğrudan alıntı ve açıklamalı yorumlar olarak sunulmuştur. Bu kuruluşlardaki çalışanlar ilgili liderlerinin dönüşümsel davranışlardan daha çok etkileşimsel ve serbest bırakıcı (laissez-faire) davranışlar sergilediğini algılama eğilimindedirler. Hem niceliksel hem de niteliksel geniş kapsamlı görüşmelerden elde edilen kanıtların üstünlüğü kar amacı gütmeyen kuruluşlarda liderlik tarzları ve çalışanlar arasındaki örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi oluşturmaktadır.ÖZETThe present study investigates the relationship between leadership styles and organizational commitment among employees working at NGOs in the Ethiopian Somali Region. An explanatory sequential mixed method has been used to disclose the dominant style and corresponding employees' organizational commitments. The responses from quantitative survey of 136 employees and supervisors working in 17 different NGOs and in-depth interviews held with 7 leaders have been used to illustrate results. The quantitative data were analyzed by using the SPSS 21 version software. Summaries of demographic characteristics and descriptive states of main variables of the study were obtained and then presented. Moreover, the researcher examined the directions and strengths the association among the study variables through correlation analyses with leadership styles representing the independent variables and employees' organizational commitment as a dependent variable. The qualitative data were examined through content analyses of the responses provided by the participants of the in-depth interviews and results obtained thereafter were presented in the form of direct quotation and explanatory interpretations. Employees in these organizations tend to perceive that their respective leaders were displaying more of transactional and laissez-faire than transformational behaviors. The preponderance of evidences from both quantitative survey and qualitative in-depth interviews establish the connection between the leadership styles and organizational commitment among employees working in these NGOs Daha fazlası Daha az
Görüş, Volkan
Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETBoru bükme işlemi sanayide, uzay-havacılık, otomotiv, inşaat, denizcilik, vb. birçok sektörde yoğun olarak kullanılmaktadır. Boru bükme işlemi manuel ve CNC kontrollü tezgâhlarda yapılmaktadır. Kullanılan malzemeye ve müşterinin isteği veya kullanım yerinin hassasiyetine göre çeşitli boru bükme yöntemleri kullanılmaktadır. Sanayide en çok kullanılan boru bükme yöntemleri çekerek boru bükme yöntemi, sararak boru bükme yöntemi, basarak boru bükme yöntemi ve üç makaralı boru bükme yöntemidir. Boru bükme işleminde kullanılan borunun malzemesine, borunun dış çapına, et kalınlığına, bükme derecesine, bükme yarıçapına bağlı olarak fark . . .lı problemler oluşturmaktadır. Bu nedenlere bağlı olarak en çok karşılaşılan problemleri, borunun iç kısmında oluşan deformasyon (marullanma), borunun dış kısmında oluşan deformasyon (potlaşma), boru üzerinde oluşan izler, borunun çatlaması, borunun kırılması olarak sıralayabiliriz. Bu çalışmada boru büküm işlemleri sonucunda ortaya çıkan problemleri önceden tahmin edebilmek için makine öğrenme (yapay zekâ) algoritmaları kullanılmıştır. İlk önce sabit ve değişken değerler tanımlanmıştır. Sabitler malzemenin cinsi ve büküm yarıçapı olarak değişkenler ise borunun dış çapı, borunun et kalınlığı, büküm açısı, malafanın büküm eksenine uzaklığı ve malafa çeşidi olarak belirlenmiştir. Sabit ve değişken değerlere ait 150 adet deneyi içeren deneysel veri tablosu hazırlanmıştır. Deneysel veri tablosunda sonuçları verilen deneyler Mutlu Metal A.Ş.' deki CNC boru bükme makinesinde gerçekleştirilmiştir. Deneysel veri tablosundaki testler yapıldıktan sonra sonuçları listelenmiştir. Bu sonuçlar makine öğrenme algoritmasının ham verileri olarak kullanılmıştır. Altı farklı makine öğrenme algoritması kullanılarak sonuçlar tahmin edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma sayesinde boru bükme işleminde ilk seferde doğru üretim yapılması sağlanarak, ön seri üretim maliyeti önemli ölçüde azaltılabilecektir.ABSTRACTPipe bending is extensively used in aerospace, automotive, construction, marine, and in many other industries. Pipe bending is done manually and on CNC controlled workbenches. Various pipe bending methods are used according to the material used and the customer's request or the sensitivity of the place of use. The most commonly used pipe bending methods in the industry are tube bending by pulling method, tube bending by wrapping method, tube bending by pressing method and three-roller tube bending method. Pipe bending creates different problems depending on the material of the pipe used, the outer diameter of the pipe, the wall thickness, the degree of bending, and the bending radius. Depending on these reasons, we can list the most common problems as deformation (surface warping) in the inside of the pipe, deformation on the outside of the pipe, traces on the pipe, cracking of the pipe, breakage of the pipe. In this study, machine learning (artificial intelligence) algorithms are used to predict the problems that arise as a result of pipe bending operations. First, constant and variable values are defined. Constants values are material type and bend radius variable values are the outer diameter of the pipe, the wall thickness of the pipe, the bending angle, the distance of the mandrel from the bending axis and the mandrel type. An experimental data table containing 150 experiments was prepared based on constant and variable values. The experiments, the results of which are given in the experimental data table, were carried out on the CNC pipe bending machine of Mutlu Metal A.Ş. The results are listed after the tests in the experimental data table are performed. These results were used as the raw data of the machine learning algorithm. The results were tried to be estimated using six different machine learning algorithms. By means of this study, it will be possible to reduce the pre-series production cost significantly by ensuring the correct production at the first time in the pipe bending proces Daha fazlası Daha az
Gündüz, Hatice
Doktora Tezi | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETListeria monocytogenes önemli bakteriyel gıda patojenlerinden birisidir. Tütsülenmiş su ürünlerinin tuz içeriği, nem içeriği, pH ve su aktivitesi değerleri bu patojenin gelişimi için oldukça elverişlidir Ayrıca, tütsüleme aşamasından sonra ürünlerin dilimlenmesi veya paketlenmesi sırasında kontaminasyon meydana gelebilmektedir. Bu şekilde kontamine olan ürünlerin, ısıl işlem uygulanmadan tüketilmesi listeriozis açısından risk teşkil etmektedir. Bu patojenin kontrolü için gıda sanayisinin yeni yöntemlere ihtiyacı vardır. L. monocytogenes açısından riskli ürünlerde bakteriyofajların kullanımı alternatif bir yaklaşım sunmaktadır. B . . .u çalışmada, su ürünlerinde Listeria spp. varlığını belirlemek, L. monocytogenes’e etkili bakteriyofaj izolasyonunu gerçekleştirmek, bakteriyofaj içeren uygulamaların (film içerisine ilave-direkt uygulama) tütsülenmiş alabalıkta L. monocytogenes üzerine etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. İlk aşamada, toplam 100 adet taze ve tüketime hazır su ürünü analize alınarak, Listeria türlerinin bulunma oranları araştırılmıştır. İkinci aşamada, su ürünleri örneklerinde ve su ürünleri işleme fabrikası atıklarında Listeria bakteriyofajlarının varlığı araştırılmıştır.ABSTRACTListeria monocytogenes is one of the important bacterial food pathogens. Salt content, moisture content, pH, and water activity values in smoked seafood are very proper for the development of this pathogen. In addition, contamination may occur in these products during the slicing or packaging of the products after the smoking step. Contaminations occurring in this step pose a risk in terms of listeriosis as these products are consumed without reprocessing after purchase.The food industry needs new methods for the control of this pathogen. The use of bacteriophages in products at risk for L. monocytogenes offers an alternative approach. This study was carried out to determine the presence of Listeria spp. in seafood, perform bacteriophage isolation effective against L. monocytogenes and determine the effect of bacteriophage applications (adding to the film and applying directly to the surface) on the smoked trout. In this context, a total of 100 fresh and ready-to-eat seafood products were analyzed and the rates of Listeria species were investigated. In the second stage, Listeria bacteriophage was isolated from seafood samples and seafood processing factory waste Daha fazlası Daha az
Yancı, Mesut
Yüksek Lisans | 2021 | Sosyal Bilimler Enstitüsü
ÖZETBu çalışmada 16. yüzyıl Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) öne çıkmış sanatçı ve bilim adamı Matrakçı Nasuh’un Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı minyatürlü el yazmasında yer alan bazı Anadolu kent tasvirleri incelenmiştir. El yazmasında tasvir edilen çok sayıdaki kent arasından Kütahya, Konya, Kayseri, Erzurum, Bitlis, Adana ve Eskişehir kent tasvirleri seçilip bu tasvirlerde her bir kentte betimlenen anıtsal yapılar tespit edilmeye çalışılmıştır. Tespit edilen yapıların kentteki hangi yapıyı görsel olarak temsil ettiğine dair fikirler ortaya atılmış ve aynı zamanda kentlerin 16. yüzyıldaki d . . .urumlarına ilişkin kent okumaları yapılmıştır. Kentlerde yer alan savunma, ibadet, sosyal, siyasi ve eğitim yapıları tasvirleri belirlenmiş ve bunların nasıl bir tipolojiye sahip olduğu ve temsil ettiği yapıların plan özellikleriyle ne kadar örtüştüğü tartışılmıştır. Ayrıca yapılan tespitler sonucu günümüze ulaşabilen, kısmen ulaşabilmiş ve ulamamış yapıların da tespitleri yapılarak yapıların 16. yüzyıldaki görünümlerinden günümüze kadar olan süreçte değişimleri ve orijinal görüntüleri üzerinden çıkarımlarda bulunulmuştur.ABSTRACTIn this study, some depictions of Anatolian cities were examined in the miniature manuscript of Matrakci Nasuh, an artist and scientist who stood out during the 16th century Kanuni Sultan Süleyman period (1520-1566). Among the many cities depicted in the manuscript, the depictions of Kütahya, Konya, Kayseri, Erzurum, Bitlis, Adana and Eskişehir were selected and the monumental structures depicted in each city were tried to be identified. Ideas were put forward about which structures were visually represented in the city and at the same time, urban readings were made about the conditions of the cities in the 16th century. Depictions of defense, worship, social, political and educational structures in these cities were determined and how they had a typology and how much the structures they represented corresponded to the planning characteristics. As a result of the determinations made, the structures that survived, those that partially reached and did not reach the present day were also determined and inferences were made on the changes and original images of the structures from their appearance in the 16th century to the present day Daha fazlası Daha az
Mehmet Emin Satır
Makale | 2021 | Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi13 ( 24 ) , pp.116 - 129
Tarihsel süreçte öncelikli olarak yurda duyulan özlem olarak kavramsallaştırılan nostalji, anlamsal olarak farklılaşmaya başlamış ve geçmiş zamana yönelmeye başlamıştır. Nostalji çerçevesinde bireyler sıkça geçmişe yönelirler ve geçmişi idealize ederler. Bu çerçevede nostaljik bakış açısının işlerliğinin temelde geçmişin idealize edilmesi ve şimdiki zamanın değersizleştirilmesi noktasında önemli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Nostaljik bakış açısının gündelik hayattaki görünürlüğü noktasında yeni medya teknolojilerinin gelişim göstermesi önemli bir eşik oluşturmaktadır. Yeni medya araçları sayesinde geçmiş, bugüne sıklıkla siraye . . .t edebilmektedir. Bu çerçevede yapılmış olan çalışmada, nostaljik bakış açısının yeni medyadaki görünümlerini ortaya çıkartmak amaçlanmaktadır. Çalışmada TRT Arşiv’in YouTube kanalı üzerinden paylaşmış olduğu içerikler, yargısal örnekleme tekniği ile belirlenmiş olup bu videolara yönelik olarak yapılmış olan yorumlar, netnografi yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen veriler, geçmişin idealize edilmesi ve şimdiki zamanın anlamsızlaştırılması çerçevesinde değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında incelenen verilerin de göstermiş olduğu üzere nostaljik bakış açısı, geçmiş ve şimdiki zaman arasında bir diyalektik sürecin sonucunda ortaya çıkmaktadır ve geçmiş idealize edilirken; şimdiki zaman değersizleştirilmektedir Daha fazlası Daha az
Muhammet Çiftci
Makale | 2021 | Bilimname ( 45 ) , pp.121 - 153
Allah hakkında kullandığımız terimler zorunlu olarak gücümüzün ve ifadelerimizin sınırlılığıyla ilişkilidir. Bunun en önemli sebebi sözcüklerimizin dünyaya ve tecrübelerimize ait olmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla O’nun hakkında yaptığımız nitelemeler gerçekte O’nun isimleri değil, anlayışımızı yükseltmeyi kamçılayan sözcüklerdir denilebilir. Beşerî düzlemde dahi objesini tam olarak temsil edemeyen sözcükler Aşkın olana transfer edildiğinde/tatbik edildiğinde bu “eksiklik/kusur” tebellür etmektedir. Din dilinin kendine has sorularının ve sorunlarının olması oldukça tabiidir. Hususiyetle konuşulanın Aşkın, konuşanın ve sözün sınırlı ol . . .duğu gerçeği dikkate alındığında Tanrı hakkında konuşmanın çeşitli çıkmazları/sorunları/zorlukları muhtevi olduğunu söylemek işten bile değildir. Hal böyle olunca düşünce geleneğinde O’nun hakkında konuşmaya dair tenzih, teşbih, temsil, tenzih-teşbih cemi gibi pek çok yaklaşımlar/teklifler geliştirilmiş ve özellikle de felsefe, Kelam ve tasavvuf alanlarında kaleme alınmış eserlerde bu konular etraflıca tartışılmıştır. Makalemizde ise biz, din dili veya teolojik dil diye isimlendirilen mevzu hakkında ortaya konulmuş önerilerden biri olan ve başta Felsefe ve Kelam geleneğinin benimsediği tenzihi dilin ne olduğuna kısaca değindikten sonra, tenzihî dile yöneltilen tenkitleri ele almaya çalışacağız. Bu çalışmanın asıl meselesi ise teşbihten bütünüyle ayrı bir tenzihi dilin mümkün olup olmadığı hakkında birkaç soru ortaya atmak ve bu sorulara cevap bulmaya çalışmaktır Daha fazlası Daha az
Mehmet Emin Satır
Makale | 2021 | Medeniyet ve Toplum Dergisi5 ( 2 ) , pp.126 - 140
Hafıza, bireyin sahip olduğu en temel özellikler arasında yer almaktadır. Birey, hafızası sayesinde var olabilmekte, kimlik kazanabilmekte ve toplumsal yaşama ayak uydurabilmektedir. Dolayısıyla hafıza ve birey arasındaki önemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişkinin bir benzeri toplum ve hafıza arasında da bulunmaktadır. Toplumsal hafıza da toplumsal yaşamın sürekliliği açısından önem arz etmektedir. Toplumsal yaşamda yer alan bireylerin ortak hatırlama ve unutma edimlerinin toplamı olarak kabul edilen toplumsal hafıza, bireysel yaşamı çevrelemektedir. Dolayısıyla toplumsal hafıza ve birey arasında etkileşimsel bir ilişki bulunmak . . .tadır. Toplumsal hafızanın sosyal olarak inşa edildiği tezinden hareket edilecek olursa, toplumsal hafızanın şekillendirilmesi noktasında iktidar olgusunun da önemli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Dolayısıyla toplumsal hafıza, iktidarlar için bir mücadele alanı olarak kabul edilebilir. Bu bağlamda Michel Foucault’un kavramsallaştırdığı karşı hafıza olgusu dikkat çekmektedir. İktidar mekanizmaların inşa ettiği toplumsal hafızaya karşıt olarak geliştirilen karşı hafıza olgusu, azınlıklar tarafından resmî tarihe ve anlatılara karşı bir alan olarak değerlendirilebilir. Bu çerçevede yapılmış olan çalışmada bir karşı hafıza alanı olarak grafiti sanatı üzerinde durulmuştur. Banksy isimli grafiti sanatçısının çalışmaları, göstergebilim yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışma, Banksy’nin beş eseri ile sınırlandırılmış olup, incelemeye konu olan grafitiler, yargısal örnekleme tekniği aracılığıyla belirlenmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, grafiti sanatının bir karşı hafıza alanı olduğunu ortaya koymaktır Daha fazlası Daha az
HATİCE MERVE ÇALIŞKAN BAŞER
Makale | 2021 | Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 12 ) , pp.255 - 272
Nüzûl ortamından zaman ve zihinsel olarak uzaklaştığımız için Kur’an’ın ne dediğini anlamak zorlaşmıştır. Bulunduğumuz çağın zihin dünyası ve kelimeleriyle geçmişi okumaya çalışmak yanlış anlamalara sebebiyet verebilmektedir. Çünkü kavramlar farklı dönemlerde farklı anlamlar ifade edebilmektedir. Dolayısıyla doğru anlamı yakalama yolunda kavram çalışmaları önem arz etmektedir. Bu çalışmada cehl kelimesi üzerinden “cehâletle günah işleyen” ifadesini barındıran üç ayete anlam verilmiştir. Kur’an öncesi şiirlerden, sözlüklerden çıkarılan sonuca göre c-h-l kökü, “sefeh, küfür, bağy ve tuğyan” kelimeleriyle eş, “tecrübe, hilm, sekinet ve . . . müsamaha” kelimeleriyle zıt anlamlıdır. Kelimenin anlamları düşünüldüğünde “doğal eğilimlerin terbiye edilmemesi, eğitilmemesi durumunda ortaya çıkan davranış” manasına gelebileceği sonucuna varılmıştır. Bu bağıntılardan ve tefsir verilerinden hareketle özellikle meallerdeki “bilmeyerek günah işleyen” şeklinde çevirinin doğru olmayacağı ve bu anlamın “bilerek işlenen günahın tövbesinin kabul olmayacağı” gibi hatalı sonuca götürebileceği ve “kişinin yanlış davranıştan sonra tövbe ederse affedileceğini” söyleyen ayetlerle çelişkili görüneceği tespit edilmiştir. Bu ayetlerdeki cehâletin “şehvete, nefsin arzularına” uymak anlamında kullanıldığı sonucuna varılmıştır. It has become difficult to understand what the Quran says, as we have moved away from the nuzûl environment in time and mentally. Trying to read the past with the mental world and words of our age can cause misunderstandings. Because concepts can mean different meanings in different periods. Therefore, concept studies are important to catch the right meaning. In this study, three verses containing the expression “who committed sins by ignorance” are given meaning through the word jehl. According to the result extracted from pre-Quranic poems and dictionaries, the root c-h-l is synonymous with the words “sefeh, kufur, bagy and tugyan”, and the words “experience, hilm, sekinet and tolerance” have the opposite meaning. Considering the meanings of the word, it has been concluded that it can mean “behavior that occurs when natural tendencies are not trained or taught”. Especially in the translations, the translation as “unknowingly sinning” leads to the conclusion that “repentance of a sin committed deliberately is unacceptable”. It has been observed that this situation creates a contradiction with the verses that say “if a person repents after wrong behavior, she will be forgiven”. It has been concluded that the ignorance in these verses is used to mean obeying “lust, the desires of the human soul” Daha fazlası Daha az
- Arama alanına arayacağınız kelime veya kelimeleri girin.
- Arama sonucunda gelen listeyi daraltmak için kelime sayısını artırınız. Arama motoru birden fazla kelime varsa ikisininde geçtiği kayıtları getirir.
- Aramalarda büyük-küçük harf ayrımı yoktur. (Dizinler Türkçedir. Türkçe dışındaki kelime aramalarında I karakterinin küçüğünün i olmayacağını aklınızda bulundurunuz.)
- Kelime içinde geçen bazı harflerden emin değilseniz, o karakterin esnek olduğunu belitmek için ?(tek harf), *(çok harf) kullanınız.
- Aramalarda kelime kökü esas alınır. Örnek; kitap kelimesi arandığında kitap, kitaplar, kitaplık, kitabın, kitapçı vb sonuçlar da listelenir.
- Eğer aramanın bire bir eşlenmesi isteniyorsa çift tırnak içide arayınız.
- Aralık aramaları harf ve sayı karışık ise { } karakterleri içinde, Örnek;{başlangıç ... bitiş} eğer aradığınız aralık sayılardan ibaret ise köşeli parantez kullanınız, Örnek;[1926 ... 2015]
- Arama sonuçlarından bazı kelimeleri içeren kayıtları elemek istiyorsanız o kelimenin başına - karakterini yazınız, o kelime geçen kayıtlar listeden elenir.