Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 159 Adet 0.001 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.

Filtreler
Filtreler
Bulunan: 159 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [15]
Tam Metin [1]
Eser Sahibi [20]
Tez Danışmanı [20]
Yayın Türü [4]
Yayıncı [18]
Yayın Dili [2]
Konu Başlıkları [20]
Dergi Adı [11]
Araştırmacılar
Demokrat Parti döneminde Menemen (1950-1960)

Yücebaş, Oğulcan

Yüksek Lisans | 2020 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

Özet:Menemen, tarih boyunca birçok farklı devletin egemenliği altına girmiştir. Menemen'in Türk hâkimiyetine giriş süreci ise Saruhanoğulları'nın, bölgeyi topraklarına katmasıyla başlamıştır. İlçenin, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanması 1425 yılında II. Murad döneminde olmuştur. 494 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Menemen, 21 Mayıs 1919 günü Yunan işgaline uğramıştır. 10 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun ilçeye girmesiyle özgürlüğüne kavuşan Menemen, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ise Kubilay Olayı ile gündeme gelmiştir. Menemen ile ilgili farklı dönemler ve olaylar hakkında araştırmalar olmakla birlikte . . ., ilçenin Demokrat Parti dönemindeki durumunu inceleyen bir çalışma bulunmaması tezin konusunun belirlenmesinde etkili olmuştur. 1950 yılında Demokrat Parti'nin Türkiye'de iktidara gelmesinin ardından, Menemen'in önemi başta ekonomi olmak üzere artmıştır. İlçenin iktisadî anlamda ön plana çıkmasında etkili olan gelişmelerden biri, Menemen Ovasında yapılan ziraî sulama faaliyetlerinin daha modern tarımsal aletlerle gerçekleştirilmesi sonucunda ürün çeşitliliğinin artmasıdır. Menemen'in ekonomik anlamda öneminin artması, ilçede yetiştirilen ürünlerden elde edilen ihracat gelirlerinin yükselmesiyle olmuştur. Demokrat Parti'nin ziraat alanında uyguladığı ve tarımda makineleşmeye dayanan politikaları da ilçede yaşanan iktisadî gelişmenin artmasında etkilidir. Menemen'in ekonomik anlamda refah düzeyinin yükselmesiyle birlikte, ilçenin sosyal ve kültürel hayatında da ilerleme yaşanmıştır.Summary:Menemen has been under domination of various states over the history. Menemen's process of getting into the sovereignty of Turks started when Saruhanogulları took the region to its territory. The district was connected to the Ottoman Empire in 1425. Menemen, which was the territory of Ottoman Empire for 494 years, was put under the occupation of Greek on May 21, 1919. Menemen, which was able to earn its freedom when the army of Turks went into the district on September 10, 1922, was recognized with the Kubilay Incident in the first years of the Republic of Turkey. Even though there were researches of different periods and incidents about Menemen, the fact that there were not any studies about the situation of district in Democratic Party period has affected the process of assigning the subject of the thesis. Menemen's importance increased especially in the economical field when the Democratic Party came to power in 1950. One of the developments in making the district stand out in the economic terms is the increase in the agricultural diversity as a result of the agricultural irrigation activities carried out with the modern tools in the Menemen Plain. The increase in economic importance of Menemen has been due to the increase in the export revenues obtained from the growing products in the district. Democratic Party's policies based on machinery in terms of agriculture are also effective in increasing the economic development of the district. With the increasing prosperity level of the district in the economical field, there were also developments in the social and cultural life of Menemen Daha fazlası Daha az

Askeri teknolojideki gelişmelerin Osmanlı idari yapısına etkileri (1593–1717)

Kabacaoğlu, Özgün

Yüksek Lisans | 2020 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

Özet:Osmanlı Devleti'nin idari reformları, birçok çalışmanın konusu olmuştur. Fakat bu çalışmalar içerisinde 17. yy. askeri devrim bağlamında pek konu edilmemiştir. Lakin bu yüzyıl, yaşanan idari ve siyasi dönüşümler açısından oldukça değerlidir. Zira bu dönemde, Osmanlı Devleti'nin klasik olarak adlandırılan ve dış dünya karşısında görece güçlü olmasını sağlayan kurumları değişmiştir. Bu dönüşümün en önemli nedenlerinden birisi de askeri teknolojilerdeki değişimdir. Nitekim Osmanlı Devleti, 1593 tarihinde başlayan Uzun Harp sırasında, askeri teknolojilerdeki değişimi ve sonuçlarını açık bir biçimde kavramıştır. Bu değişim karşısınd . . .a önce silahlı kuvvet yapısını ve ardından askeri finansman modelini değiştirmiştir. Bunun sonucunda da devlet idaresi, gerçekleştirmek zorunda kaldığı değişimlerin yarattığı zincirleme dönüşümleri yönetmek zorunda kalmıştır. Tımarlılar ve kapıkulları arasındaki dengenin çökmesi sonucunda yaşanan çatışmalar ile boğuşmuştur, siyasal ve ekonomik istikrarsızlık yaşamıştır. Nihayetinde 1717 yılında malikane sistemini kabul etmiştir ve bu değişim de âdem-i merkezileşme ile sonuçlanmıştır. Buradan hareketle de bu çalışmada, 1600'lü yıllarda Osmanlı devlet kurumlarının yaşadığı dönüşüm ele alınacak, Türk idari tarihi içerisinde eksik kalan bir alan, askeri teknolojiler ile etkileşim bağlamında incelenecektir.Summary:State reforms of the Ottoman Empire have been the subject of many studies. However, in these studies, the 17th century in the context of the military revolution has not been much examined. But, this century is very valuable in terms of administrative and political transformations. Because, in this period, the classical institutions of the Ottoman Empire had changed. One of the most important reasons for this transformation had been the change in military technologies. As a matter of fact, during the Long Turkish War that started in 1593, the Ottoman Empire had clearly understood the changes in military technologies and their results. Facing these changes, Ottomans first changed the armed force structure and then the military financing model, and as a result, the empire administration have had to manage the chain transformations caused by the changes it had to realize. The empire struggled with clashes as a result of the collapse of the balance between the kapıkulu (Sultan's household troops) and the timariots. It experienced political and economic instability. Finally, in 1717, Ottomans accepted the malikane system permanently and therefore this change had resulted in decentralization. Indeed, in this study, the transformation of Ottoman empire institutions in 1600s was discussed and an area lacking in the administration history of Turkish was examined in the context of interaction with military technologies Daha fazlası Daha az

İmâm Mâtürîdî'nin Şîa'ya yaklaşımı

Celeb, Mehmet Emin

Yüksek Lisans | 2020 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖzetBu tezde, Ehl-i sünnetin temel ekollerinden birinin kurucusu sayılan İmâmMâtürîdî’nin Şiî mezheplere bakışı tespit edilmiştir. Bir giriş ve iki bölümden oluşan tezin giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, metodu ve kaynaklarına yer verilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, araştırmayla ilgili Mâtürîdî’nin yaşadığı dönem, dini, siyasi ve mezhebî yapı incelenmiş ve onun görüşleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise İmâm Mâtürîdî’nin Şiî fikirleri nasıl değerlendirdiği irdelenmiştir. Karşılaştırma yapılarak, onun Şîa fırkaları içerisinden İsmâiliyye ve İmâmîyye’ye olan eleştirileri tespit edilmiştir. Bu . . .çerçevede, İmam’ın Şiî/Bâtınî fikirlere nasıl ulaştığı araştırılmıştır. Ayrıca çağdaş Şiî tefsirlerine müracaat edilmiştir. Tezin sonuç kısmında ise araştırmada ulaşılan sonuçlara ve tespitlere yer verilmiştir.SummaryIn this thesis, the view of Imam Maturidi, who is considered to be the founder of one of the main schools of the Ahl al-Sunnah, about the Shiite sects was determined. In the introduction part of the thesis, which consists of an introduction and two parts, the subject, purpose, method and resources of the study are included. In the first part of the study, the period in which Maturidi lived, the religious, political and sectarian structure related to the research was examined and information was given about his views. In the second part of the study, it was examined how Imâm Maturidi evaluated Shiite ideas. By comparison, his criticisms of Ismâ îliyyaand Imâmîyya were determined among the Shia forts. Within this scope, investigated how the Imam reached the Shiite/esoteric ideas. Also contemporary Shiite tafsirs have been applied. In the conclusion part of the thesis, the results and determinations reached in the research are included Daha fazlası Daha az

Dijitalleşen Biyolojik Yurttaşlık: Change.Org Örneği

Mehmet Emin Satır

Makale | 2020 | İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi7 ( 1 ) , pp.95 - 105

Yeni bir yurttaşlık tipi olarak biyolojik yurttaşlık olgusu, hastalıklar, bedensel kusurlar ve eksiklikler ekseninde bir araya gelen bireylerin oluşturduğu yurttaşlık biçimini nitelendirmektedir. Biyolojik kökenli nedenlerden ötürü bir araya gelerek iktidarlardan, birtakım sosyal haklar talep eden biyolojik yurttaşlar, küreselleşme sonrası çağda oldukça etkili faaliyetler yürütmektedirler. Bu bağlamda biyolojik yurttaşlık olgusunda direkt olarak birey ve iktidar arasında bir ilişki söz konusudur. Yeni medya teknolojilerinin de gelişim göstermesiyle biyolojik yurttaşlık faaliyetleri, internet ortamlarında yürütülmeye başlamıştır. Bu . . .bağlamda yapılmış olan bu çalışmanın amacı, biyolojik yurttaşlık olgusunu yeni medya teknolojileri ekseninde tartışmaktadır. Çalışmada, literatür tarama yöntemi kullanılmış olup, online bir aktivizm platformu olan Change.org’un 2015-2018 yılları arasındaki raporlarda yer alan sağlık konulu kampanyalar ve bu kampanyalara yönelik katılımlar, biyolojik yurttaşlık ekseninde tartışılmıştır Daha fazlası Daha az

Yeni Zelanda’da Meydana Gelen Terör Eyleminin Uluslararası Medyada Sunuluş Biçimleri Üzerine Eleştirel Söylem Analizi

Mehmet Emin Satır

Makale | 2020 | Atatürk İletişim Dergisi ( 19 ) , pp.5 - 22

Toplumsal hayatta meydana gelen olayları, kamuoyuna duyurmak ve bilgi akışını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren medya kuruluşları, haber olgusunun en önemli aktarıcıları konumundadırlar. Bir ürün olarak haber, haber ajansları ve diğer medya kuruluşları tarafından üretilerek, hedef kitle ile paylaşılır. Bu çerçevede üretilen ya da inşa edilen bir şey olarak haber, ideolojiden bağımsız olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla haberlerin içerikleri, sunuluş biçimleri ve taşımış oldukları anlam, belirli iktidar yapılanmalarının ideolojilerini taşımakta ve aktarmaktadırlar. Bu bağlamda medya, iktidar ve ideoloji arasında önemli bir ilişki . . . bulunmaktadır. Medya içerikleri olarak haberlerin taşımış oldukları ideolojiler, kapalı bir şekilde varlık göstermektedir. Dolayısıyla haberlerin ideolojik olarak çözümlenmesi, medya, iktidar ve ideoloji arasındaki ilişkiyi göstermek arasından oldukça işlevseldir. Bu bağlamda yapılmış olan bu çalışmada, 15 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda’da meydana gelen terör saldırısını aktaran haberleri incelenmiştir. Çalışma, Reuters, Anadolu Ajansı, Sputnik, CNN International ve El Cezire haber ajansları ile sınırlandırılmıştır. Çalışma sınırlılığında yer alan ajansların olayın gerçekleştiği gün ve sonraki iki günde olaya ilişkin olarak vermiş olduğu haberler, haber, ideoloji ve iktidar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkartmak amacıyla eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir Daha fazlası Daha az

Metinlerarasılık Bağlamında Mitler ve Sinema: Inside Llewyn Davis (2013) Filmi ve Sisifos Miti

Mehmet Emin Satır

Makale | 2020 | Global Media Journal11 ( 21 ) , pp.1 - 18

Öz Her metin, geçmişte yazılmış olan metinlerden izler taşımakta ve onlarla bir etkileşim içerisine girmektedir. Dolayısıyla bir metni diğer metinlerden bağımsız olarak ele almak, metnin anlamlandırılması noktasında kusurlu bir yaklaşımdır. Bu bağlamda her metnin metinlerarası bir bağlama sahip olduğu söylenebilir. Rus dilbilimci Mikhail Bakhtin'in fikirsel olarak öncülüğünü yaptığı ve sonraki dönemde Julia Kristeva'nın geliştirmiş olduğu metinlerarasılık, metinlerin incelenmesi noktasında oldukça işlevseldir. Temelde metinlerin birbirleriyle olan etkileşimini ve ilişkisini niteleyen bir kavram olarak metinlerarasılık, metin incelem . . .elerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Metinlerarasılık yaklaşımına göre her şey bir metin olarak ele alınabilir. Bu bağlamda sinema filmlerinin de birer metin olduğunu belirtmek gerekmektedir. Yazılı kültüre geçiş yapılmadan önce toplumlar için oldukça önemli yapılar olan mitlerin izlerine birçok metinde rastlanılmaktadır. Dolayısıyla mitler ve diğer metinler arasında metinlerarası bir ilişkiden bahsedilebilir. Bu bağlamda yapılmış olan bu çalışmada Ethan Coen ve Joel Coen (Coen Kardeşler)'in 2013 yılında yapmış oldukları Inside Llewyn Davis filmi, Antik Yunan dünyasına ait bir mit olan Sisifos ile kurmuş olduğu etkileşim ekseninde metinlerarasılık bağlamında incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, sinema ve mitler arasındaki metinlerarası ilişkiyi Inside Llewyn Davis filmi özelinde açığa çıkartmaktır. Each text carries traces of the texts written in the past and interacts with them. Therefore, it is a flawed approach to addressing a text independently from other texts. In this context, it can be said that each text have intertextaulity aspect. The intertextuality developed by the Russian linguist Mikhail Bakhtin, who was the intellectual pioneer and later developed by Julia Kristeva, is highly functional in the analysis of texts. Basically, intertextuality is often used in text analysis as a concept that characterizes the interaction and relationship between the texts. According to Roland Barthes : "Every text is an intertext; other texts are present in him at varying levels, in more or less recognizable forms: the texts of the earlier culture and those of the surrounding culture; all text is a new fabric of old quotations. " In this context, it can be said that movies are text. The traces of myths, which are very important structures for societies, are found in many culture before the transition to written culture. Thus, it can be said that there is intertextual relationship between myths and other texts. In this study, Ethan Coen and Joel Coen (Coen Brothers) who directed, the film Inside Llewyn Davis (2013) was examined in the context of intertextuality on the interaction with Sisifos, a myth of the Ancient Greek world. The aim of this work, is to reveal the intertextual relationship between cinema and myths in the particular Inside Llewyn Davis (2013) movie Daha fazlası Daha az

Development of an effective kinematic synthesis and admittance control methodology for rehabilitation robotics Robotik rehabilitasyon için etkili bir kinematik sentez ve admitans kontrol yönteminin geliştirilmesi

Koçak, Mertcan

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTThroughout the human life, neurological disorders can occur in body areas due to accidents or other biological factors, which negatively affects human life by destroying nerve commands. In these scenarios, continuous and efficient exercises that focus on injured extremities have great benefits in regaining functional losses by retraining motor movements. Rehabilitation procedures need to be applied quickly in order to create neural plasticity and regain affected motor functions. Although theseactions are mostly performed by therapists in current rehabilitation procedures, robotic rehabilitation systems also begin to be inclu . . .ded in these treatments with the help of technological developments. In light of this, not only the accuracy of the exercises, but also the chances of recovery of patients have increased, because thereare a limited number of therapists compared to the increased rehabilitation needs associated with population growth. Given these facts, this thesis provides an effective methodology that includes the steps to be used for lower degrees of freedom robotic rehabilitation system designs and supports them with applications.ÖZETİnsan ömrü boyunca, vücut bölgelerinde kazalar veya diğer biyolojik faktörler nedeniyle nörolojik bozukluklar meydana gelebilir ve bu durum sinir komutlarını yok ederek insan yaşamını olumsuz yönde etkilerler. Bu senaryolar durumunda, yaralı ekstremitelere odaklanan sürekli ve verimli egzersizlerin, motor hareketlerini yeniden eğiterek fonksiyonel kayıpları yeniden kazanma açısından büyük faydaları vardır. Nöral plastisite oluşturulabilmesi ve etkilenen motor fonksiyonlarının yenidenkazanılabilmesi için rehabilitasyon prosedürlerinin hızlıca uygulanmasıgerekmektedir. Bu eylemler çoğunlukla mevcut rehabilitasyon prosedürlerinde terapistler tarafından yapılsa da, teknolojik gelişmeler yardımıyla robotik rehabilitasyon sistemleri de bu tedavilere hızla dahil olmaya başlar. Bunun ışığında, sadece egzersizlerin doğruluğu değil, aynı zamanda hastaların iyileşme şansı da artmıştır, çünkü nüfus artışı ile ilgili artan rehabilitasyon ihtiyaçlarına kıyasla sınırlı sayıda terapist vardır. Bu gerçekler göz önüne alındığında, bu tez düşük serbestlik dereceli robotik rehabilitasyon sistemlerinin tasarımı için kullanılması gerekenbasamakları içeren ve bunları uygulamalarla destekleyen etkili bir yöntemsunmaktadır Daha fazlası Daha az

Surface modification of micronized quartz powders and investigation of additives as filling material in polymer matrix composite materials Mikronize kuvars tozlarının yüzey modifikasyonunun yapılması ve polimer matrisli kompozit malzemelerde dolgu malzemesi olarak incelenmesi

Akyüz, Orhan

Doktora Tezi | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

SUMMARYThe interfacing compatibility of the matrix material with the filler material in composite materials is one of the most important factors affecting the performance of the composite. A wide variety of chemical methods are applied to increase the interfacial compatibility of the matrix material with the filler material. The most important of all is the surface modification technique, in which surface-active agents are used to reinforce the matrix-filler bond and where a chemical process is applied to the surface of the filler material.This technique is based on the chemical treatment of the filler material with surface active a . . .gents to increase the compatibility of the matrix-filler materials by forming chemical bond(s) between the matrix material and the filler as well as a physical strength in their interactions. In this study, micronized quartz (MQ) powders, in order to be used as filling material, were first modified with four different surface modification agents. Then, micronized quartz, commercially available as silanized quartz (SQ) and surface modified micronized quartz powders were mixed with Polypropylene (PP) being used as matrix material by high-speed thermokinetic mixer in order to produce composite materials.ÖZETKompozit malzemelerin performansına etki eden en önemli etkenlerden birisi, dolgu ve matris malzemelerinin arayüzey uyumudur. Her iki malzemenin arayüzey uyumunu artırmak için çeşitli kimyasal yöntemler uygulanmaktadır. Bunların en başında matris-dolgu malzemesi bağını/etkileşimini güçlendirmek için yüzey aktif ajanların kullanıldığı ve dolgu malzemesinin yüzeyine kimyasal bir işlemin uygulandığı yüzey modifikasyon tekniğidir. Bu tekniğin temeli, yüzey aktif ajanlarla kimyasal işleme tabi tutulan dolgu malzemesi ile matris malzemesi arasında fiziksel bir bağ kuvvetinin yanında kimyasal bağ oluşturularak matris-dolgu malzemesi uyumunun artırılmasına dayanmaktadır. Bu çalışmada ilk olarak dolgu malzemesi olarak kullanılan mikronize kuvars (MQ) tozları, 4 farklı yüzey modifikasyon ajanı ile muamele edilerek yüzey modifikasyon işlemi yapılmıştır. Daha sonra mikronize kuvars, ticari olarak temin edilen silanize kuvars (SQ) ve yüzey modifikasyonu yapılmış mikronize kuvars tozları ve matris malzemesi (Polipropilen, PP) birlikte yüksek hızlı termokinetik karıştırıcı ile karıştırılarak kompozit malzeme üretimleri gerçekleştirilmiştir Daha fazlası Daha az

Mürekkep uygulanabilir biyokompozit ambalaj filmlerinin geliştirilmesi

Kavas Akarca, Tuba

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETGünümüzde ambalaj sektöründe, ince filmler, plastikler ve biyobozunur olmayan mürekkepler kullanılmaktadır. Bu filmler ve mürekkepler sentetik polimer ve reçinelerden oluşmaktadır. Yalnız bu sentetik yapıların doğada mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılması oldukça zordur. Bu doğrultuda doğada daha kolay parçalanabilecek biyobozunur materyallere ihtiyaç duyulmaktadır. Tez çalışmasında ambalaj sektöründe yaygın kullanımı olan polietilen (PE) ve kitosan (Ch) polimerleri kullanılarak biyokompozit ambalaj filmleri elde edilmiştir. Kitosan içeren biyokompozit filmler (PE/Ch) ile sektörde kullanım alanı olan ticari ürünlerin karşıl . . .aştırmaları yapılmıştır. PE/Ch biyokompozit filmlerin sürtünme katsayıları ve kalınlıkları ölçülmüş, yapısal ve mekanik özellikleri incelenmiştir. Kitosan partikül boyutu düşürülerek elde edilen homojen görünümlü PE/Ch filmlere sorunsuz bir şekilde mürekkep uygulaması yapılabilmiştir. Bu filmlere sektörde yaygın kullanılan mürekkep ve biyobozunur mürekkep uygulanarak filmlerin biyobozunurluk etkileri araştırılmıştır.ABSTRACTToday, thin films, plastics, and non-biodegradable inks are used in the packaging industry. These films and inks consist of synthetic polymers and resins. However, it is very difficult to decompose these synthetic structures by microorganisms in nature. Accordingly, biodegradable materials are needed which can be broken down more easily in nature. In this thesis, biocomposite packaging films were obtained using polyethylene (PE) and chitosan (Ch) polymers, which are widely used in the packaging industry. Biocomposite films containing chitosan (PE/Ch) were compared with the commercial products used in the industry. Friction coefficients and thicknesses of PE/Ch biocomposite films were measured and both the structural and mechanical properties of films were also examined. Reducing the particle size of chitosan, homogeneous PE / Ch films were obtained and the ink could be applied to the films without any problem. The biodegradability effects of the films were investigated by applying commonly used inks and biodegradable inks to these films Daha fazlası Daha az

112 acil sağlık hizmetlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ve mevcut durum analizi: Manisa ili örneği

Doğan, Emine

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tez çalışması kapsamında İSG kavramları tanıtılarak iş kazaları ve meslek hastalıklarına değinilmiş, güvenli bir iş ortamının oluşturulması amacıyla devletin, ilgili kurum amirlerinin ve çalışanların yasa kapsamında yasal sorumlulukları belirtilmiştir. Mevcut İSG yönetim sistemi olan OHSAS:18001 hakkında bilgilendirmelerin yanı sıra 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının İSG ile ilgili sorunlarına dikkat çekilerek ilgili sorunlara karşı çözüm önerileri konu dahilinde örnekler ve güncel literatüre dayanan istatistik birimlerine dayanarak üretilmiştir. Ayrıca bu tez kapsamında Manisa ili içerisinde gözlenen iş sağlığı proble . . .mlerinin çözümlerine yönelik kapsamlı bir araştırma yapılarak özellikle sorunların çözümüne yönelik, yapılması gereken ve yapılan çalışmalar, uygulamaların niteliği araştırılarak 112 Acil Sağlık Hizmetleri bölüm ve çalışanları içinde İSG’nin önemi araştırılarak özgün nitelikte bir tez içeriği sunulmuştur.ABSTRACTWithin the scope of this thesis Occupational accidents and occupational diseases are introduced by introducing the OHS Concepts, and the legal responsibilities of the state, relevant corporate supervisors and employees are stated in order to create a safe work environment. In addition to informing about OHSAS: 18001, which is the current OHS management system, 112 Emergency Health Services employees' attention to OHS-related problems and solutions to these problems were produced based on examples and statistical units based on current literature. In addition, within the scope of this thesis, by conducting a comprehensive research on the solutions of the occupational health problems observed in Manisa province, by examining the quality of applications especially for the solution of the problems, the success percentages of these applications and the level of satisfaction of the employees from the problems, the importance of OHS in 112 Emergency Health Services Departments and its employees is investigated and presented Daha fazlası Daha az

Üst ekstremite için iki serbestlik dereceli bir rehabilitasyon sisteminin tasarımı ve geliştirilmesi

Ayar, Okan

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tez kapsamında, ileri yaş ve çeşitli hastalıklardan kaynaklanabilen üst ekstremite rahatsızlıklarının rehabilitasyonu için kullanılabilecek iki serbestlik dereceli bir rehabilitasyon sisteminin tasarlanması ve geliştirilmesi hedeflenmiştir. Çalışma boyunca önerilen sistemin kinematik ve yapısal tasarımı gerçekleştirilmiş, rehabilitasyon kontrol çalışmalarında kullanılabilmesi için hasta robot etkileşimini sağlayacak bir uç nokta tutucu kol tasarlanmış ve prototip üretimi gerçekleştirildikten sonra sunulan rehabilitasyon sistemi ile admitans kontrol ve donanım doğrulama çalışmaları yürütülmüştür. Tez kapsamında temel olarak me . . .kanik tasarım, ön kontrol, rehabilitasyon ve kontrol süreçleri yer almaktadır. Mekanik tasarım sürecinde önerilen sistemin ileri ve ters kinematik analizleri, uzuv boyutlandırılması, CAD modelinin tasarımı ve prototipleme süreçlerine odaklanılmıştır.ABSTRACTWithin the scope of this thesis, it is aimed to design and develop two degrees of freedom rehabilitation system that can be used for upper extremity rehabilitation in case of disorders that may result due to aging and/or various diseases. Throughout the study, kinematic and structural design of the proposed system was carried out, an end effector to provide patient robot interaction via control was designed, and following the post prototyping admittance control studies were carried out on the rehabilitation system. This thesis basically includes mechanical design, early control studies, rehabilitation and control processes. During mechanical design process, direct and inverse kinematic analyzes, link dimensioning, CAD model design and prototyping processes were being focused Daha fazlası Daha az

Sürdürülebilir ekoturizm: her zaman mümkün mü?

Nalınçak, Seyyide

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETEkoturizm, doğal çevrenin ve yerel kültürlerin sürdürülebilirliği doğrultusunda turizm faaliyetlerinden fayda sağlama amacı taşımaktadır. Ekoturizm kavramı Türkiye'de yeni tanınmaya başlayan bir kavram olup, resmi kurumların ekoturizm sürdürülebilirliği için gerekli düzenlemeleri henüz yeterli düzeyde gerçekleştirmediği görülmektedir. Ancak son yıllardaki olumsuz uygulamalar, ekoturizm felsefesinin sorgulanmasına ve yeni alternative arayışlarına yol açmıştır. Kavramsal olarak içeriğinde sürdürülebilirliği barındırmasına rağmen ekoturizme alternative olarak sürdürülebilir ekoturizm kavramının ortaya atıldığı gözlemlenmiştir. Ekot . . .urizm faaliyetlerinin doğal kaynaklarda tükenme, yerel kültürde ve kırsal yaşantıda olumsuz değişimlere neden olma gibi sonuçlar, ekoturizmin kendi kendisini tüketmesi ve amacından sapması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve ekoturizm kavramlarının birbiriyle iç içe olan kavramlar olduğu, ancak ekoturizmin her zaman sürdürülebilir olmadığı düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada ekoturizmin her zaman sürdürülebilir olup olmadığına ilişkin olarak Seferihisar ve Kosta Rika örneklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında iki bölgenin coğrafi konumları, tarihi, doğal ve kültürel değerleri, konaklama bilgileri, ekoturizmdeki mevcut durumları ve ekoturizm faaliyetlerinin olası çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik etkileri dikkate alınmıştır. Metodolojik olarak literatür tarama yöntemi kullanılarak her iki bölgeye ait yapılan araştırmalara ve rapolara erişim sağlanmış ve bu kaynaklardan derleme yapılmıştır. Çalışma bulgularına göre Kosta Rika örneğinde ekoturizmin sürdürülebilirlik özelliğinin Seferihisar örneğine göre daha fazla sağlanabildiği, ancak ekoturizmin her zaman sürdürülebilir nitelikte olmadığı kanısına varılmıştır. Özellikle ekoturizmin çevresel ve ekonomik etkilerinin Kosta Rika örneğinde daha iyi yönetildiği belirlenmiştir. Ayrıca Kosta Rikaya özgü olarak ekoturizmin hem çevreyi koruma hem de yerel halkın refahını arttırma işlevinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Milli park ve ekoturizm merkezlerine yönelik yabancı turistlerin yoğun katılımı ile Kosta Rika'nın uluslararası alanda öne çıktığı tespit edilmiştir. Seferihisar örneğinde Cittaslow hareketi sayesinde yerel ürünlerin ön plana çıktığı, yerel halk için alternatif istihdam ve gelir imkanı sağlandığı görülmektedir. Ancak Seferihisar'daki turizmin genellikle uluslararası turizm hareketinden ziyade iç turizm olarak kaldığı, bu nedenle ekoturizmden elde edilen gelirin daha kısıtlı olduğu belirlenmiştir. Türkiye açısından ekoturizmin sürdürülebilir nitelik kazanması için çevreye duyarlılık konusunda eğitimlere, sağlıklı bir altyapıya, ekonomik kaygının azaltılmasına ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkmıştır.ABSTRACTThe purpose of ecotourism is to benefit from tourism activities in accordance with the sustainability of the natural environment and local cultures. The ecotourism term has been emerged to be recognized in Turkey, and it has been considered that official institutions have not met the necessary arrangements yet for the sustainability of ecotourism. However, the negative practices in recent years have led to the questioning of the ecotourism philosophy and to the search for new alternatives. Although it conceptually contains sustainability, the term sustainable ecotourism has been put forward as an alternative to ecotourism. The outcomes of ecotourism activities such as depletion in natural resources, causing negative changes in local culture and rural life mean that ecotourism is self-consuming and deviated from its purpose. Therefore, the idea that sustainability and ecotourism are intertwined, but ecotourism is not always sustainable. The purpose of this study is to examine the cases of Seferihisar and Costa Rica regarding whether ecotourism is always sustainable. For this purpose, geographical locations, historical background, natural and cultural values, accommodation information, their current status in ecotourism and possible environmental, socio-cultural and economic effects of ecotourism activities of two destinations have considered. Methodologically, literature review method was used to access researches and reports related to both cases. According to the findings of the study, it is concluded that the sustainability of ecotourism in Costa Rica can be achieved more appropriate than that of Seferihisar, but the ecotourism is not always sustainable. In particular, environmental and economic impacts of ecotourism have been better managed in the case of Costa Rica. In addition, ecotourism has been shown to have a higher function of both protecting the environment and increasing the well-being of the local people in Costa Rica case. It has been determined that Costa Rica stands out internationally with the intense participation of foreign tourists towards national parks and ecotourism centers. In the case of Seferihisar, it has been considered that local products are highlighted and alternative employment and income opportunities are provided for the local people via Cittaslow movement. However, it was determined that tourism in Seferihisar generally remained as domestic tourism rather than the international tourism movement, so the income from ecotourism was more limited. Also, need for education about environmental awareness, healthier infrastructure and reducing economic concerns have emerged for sustainable ecotourism in Turkey Daha fazlası Daha az

AXSIS - Akademik ve Açık Erişim Bilgi Sistemi'nde arama yaparken:

- Arama alanına arayacağınız kelime veya kelimeleri girin.
- Arama sonucunda gelen listeyi daraltmak için kelime sayısını artırınız. Arama motoru birden fazla kelime varsa ikisininde geçtiği kayıtları getirir.
- Aramalarda büyük-küçük harf ayrımı yoktur. (Dizinler Türkçedir. Türkçe dışındaki kelime aramalarında I karakterinin küçüğünün i olmayacağını aklınızda bulundurunuz.)
- Kelime içinde geçen bazı harflerden emin değilseniz, o karakterin esnek olduğunu belitmek için ?(tek harf), *(çok harf) kullanınız.
- Aramalarda kelime kökü esas alınır. Örnek; kitap kelimesi arandığında kitap, kitaplar, kitaplık, kitabın, kitapçı vb sonuçlar da listelenir.
- Eğer aramanın bire bir eşlenmesi isteniyorsa çift tırnak içide arayınız.
- Aralık aramaları harf ve sayı karışık ise { } karakterleri içinde, Örnek;{başlangıç ... bitiş} eğer aradığınız aralık sayılardan ibaret ise köşeli parantez kullanınız, Örnek;[1926 ... 2015]
- Arama sonuçlarından bazı kelimeleri içeren kayıtları elemek istiyorsanız o kelimenin başına - karakterini yazınız, o kelime geçen kayıtlar listeden elenir.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.