Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 156 Adet 0.001 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.

Filtreler
Filtreler
Bulunan: 156 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [19]
Tam Metin [1]
Eser Sahibi [20]
Tez Danışmanı [20]
Yayın Türü [5]
Yayıncı [17]
Yayın Dili [2]
Konu Başlıkları [20]
Dergi Adı [6]
Araştırmacılar
Kaynaklı imalatta çalışma ortamını ve çalışan sağlığını etkileyen tehlike ve önlemleri

Ayan, Oğuz

Yüksek Lisans | 2017 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZET19. yüzyıldan itibaren çalışanların üretim faaliyeti sırasında sağlığa zararlı çeşitlikimyasal madde, toz, gürültü ve ışınlarla karşı karşıya kaldıkları ve hastalandıklarıtespit edilme işlemleri başlamıştır.Kaynak çalışanlarında görülen solunum yolu hastalıkları, kanser, cilt ve sinirhastalıkları ile duyma kaybı meslek hastalıklarının en tehlikelilerini oluşturmuştur.İş kazaları, çalışanların kontrolsüz, dikkatsiz, bilinçsiz ve disiplinsizdavranışlarından, ayrıca ortamdaki güvensiz çalışma yöntemlerinden,düzensizliklerden, alet ve makinelerin uygun kullanılmamasından meydanagelmektedir.SUMMARYSince 19th centry, it has ben found . . .that workers have been exposured to hazardouschemicals, dust, noise and beam during manufacturing process which caused toillness.Generally seen on welding workers such as respiratory tract illness, cancer, skin,nerve illness and lose of hear are the most dangerous ones.Work accidents mainly caused because of unawareness, uncontrolled, unconcious ,undisciplined behavours of workers together with unsafe working conditions,irregularity and using unsuitable tools and equipments Daha fazlası Daha az

Y Kuşağının otantik ve bütünleştirici liderlik algılarının ortaya konulmasına yönelik bir araştırma

Kaplan, Çağan

Yüksek Lisans | 2017 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETGünümüz dünyasında değisim, yasamın kaçınılmaz, önemli ve ritmi hızlanan olgularından biri haline gelmistir. Değisimin, insanları, örgütleri, toplumları, bireyler arası iliskileri, özel yasamı, liderlik ve çalısma tarzlarını, dinlenme ve eğlenme biçimlerini etkilediği bir gerçektir. Buna paralel bir biçimde insanların algıları, beklentileri, öncelikleri, hayata bakıs açıları, tercihleri ve davranısları da etkilenmekte ve değismektedir. Belli yas kümelerini olusturan bireylerin, benzer özelliklere, algılara, beklentilere sahip olduğu ve diğer birey kümelerinden farklılık gösterdiği ifade edilmektedir. Bu durum, kusak kavramı ve k . . .usaklar arası farklılıklara ilgiyi arttırmakta ve konuyu arastırmacıların gündemine oturtmaktadır.Kusak kavramı, yaklasık yirmi bes, otuz yıllık yas kümelerini olusturan bireyler öbeğidir. Otantik Liderlik, gerçek ve doğru davranısı sergilemeyi, orijinalliği benimsemeyi bütünlestirici liderlik ise iç ve dıs çevreyi bir bütün olarak ele görebilme ve ona göre hareket edebilmeyi içermektedir. Bugün ve ilerleyen zaman süreci içerisinde liderler, diğer kusaklardan çok Y Kusağına liderlik yapacaklardır. Bu durum dikkate alındığında gelecekte isletme çalısanlarının çoğunu olusturacak Y Kusağı’nın liderlik konusundaki algılarının, hem arastırmacılar hem de örgütteçalısanlar, is arkadasları ve yöneticiler açısından önemli olduğu düsünülmektedir.ABSTRACTIn today’s world, change has become a concept in our lives that is inevitable, important, and rapidly gaining speed. It is a fact that change affects people, organizations, societies, interpersonal relationships, private life, leadership and work ethic, the way people take a break and have fun. In accordance with these, people’s perceptions, expectations, priorities, view of live preferences, and behaviors are affected and change. It has been observed that individuals who are in the same age group have similar preferences, perceptions, expectations, and show differences withdifferent age groups. This increases interest in the concept of generation and differences between them, and sets the subject for many studies. A generation is a group of people who live in 25-30 year time period. While Authentic Leadership includes performing real and proper behavior, originality Integrative Leadership includes seeing the inner and outer environment as a whole. Today and in the future, leaders will be dealing with generation Y more than any other generation. Taking this into consideration, it is thought that the perceptions of leadership of GenerationY, which will form the majority of business people in the future, are important for both researches and organizational employees, colleagues and managers Daha fazlası Daha az

Hizmet Sektöründe Müşteri İlişkileri ve İletişim

Mehmet Emin Satır | YASİN BULDUKLU

Makale | 2017 | Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi1 ( 3 ) , pp.29 - 41

İletişim, toplumsal yaşamın her alanı için önemli bir unsurdur ve yaşamın vazgeçilmez ögesidir. İnsanın toplumsal bir varlık olması, kendisini diğer insanlarla etkileşim kurmaya zorlamaktadır. İnsanlar arasında kurulan bu etkileşim de özünde iletişim aracılığıyla ger- çekleşmektedir. Dolayısıyla insan, iletişim ve etkileşim, birlikte düşünülmesi gereken kav- ramlardır. Sağlıklı bir iletişimin kurulamadığı durumlarda sağlıklı bir etkileşimden de söz edilemez dolayısıyla da birliktelik, toplumsallık olguları işlevselliklerini yitirir. İletişim, bu bağlamda toplumsallık için ne kadar önemli bir yer tutuyorsa t oplumsallığın içerisinde . . .varlık gösteren toplumsal ilişkiler açısından da önemli yer tutmaktadır. Ticaret, müşteri ilişkileri, hizmet veya ürün satın alma gibi toplumsal olgular da iletişim ilişkileri üzerine kuruludurlar dolayısıyla iletişimin etki alanı çok geniştir. Hizmet sektörü de nihayetinde bir ticaret faaliyetidir ve toplumsal yaşam içerisinde önem kazanmaktadır toplumsal bir yapının olmadığı durumlarda ticari faaliyetler de geçerliliğini yitirmektedirler. Toplumsal- lık ve iletişim, önemini toplumsa llığa ait olan her noktada göstermektedir ki ticaret ve eko-nomik sektörler de bu alanlar arasında bulunmaktadır. Ekonomik sektörler arasında yeralan ve iletişime en çok ihtiyaç duyan hizmet sektörü ile iletişim faaliyetleri arasında özel bir ilişki bulunm aktadır. Hizmet, soyut olarak değerlendirme özelliğine sahiptir ve iletişim, bu değerlendirmenin esas belirleyenidir. Bu makale, iletişimin esas unsur olduğu hizmet sektörü ve müşteri ilişkileri konusunda iletişimin işlevlerini ortaya koymayı araştırmakta- d ır. Literatür taraması niteliğindeki bu makalede hizmet sektöründe müşteri ilişkileri yö- netiminde etkili iletişim konusunda önerilere de yer verilmesi amaçlanmaktadır Daha fazlası Daha az

Sâmipaşazâde Sezâi’nin Öykülerinde Anlatıbilimsel Bir Unsur Olarak Karakterizasyon

MUSTAFA TEMİZSU

Makale | 2017 | TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi5 ( 11 ) , pp.318 - 329

Tanzimat edebiyatının ikinci nesline mensup sanatçılarından olan Sâmipaşazâde Sezâi’nin Küçük Şeyler (1892) adlı öykü kitabı, Türk öykücülüğü üzerine yapılan hemen her çalışmada modern veya batılı tarzda Türk öykücülüğünün başlangıcı olarak görülmektedir. Edebiyat tarihi incelemelerinde sıklıkla karşımıza çıkan ve zamanla birlikte belirli normlar haline gelen bu tip tespitlerin çoğunun anlatıbilimsel incelemelerle ne denli gerçeği yansıtıp yansıtmadıkları hususu, metin analizlerinin temel sorunsallarından biridir. Özellikle yeni eleştiri yaklaşımlarıyla beraber, anlatısal metinleri salt kendi özelliklerinden hareketle okuma denemele . . .ri, şüphesiz bu kez sözünü ettiğimiz normların yeniden incelenmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bu yazıda çoğunlukla tarihsel eleştiriye bağlı olarak normlaşan tespitlere karşın, Küçük Şeyler'in ne ölçüde modern/batılı tarzda öykücülüğümüzün başlangıcı olduğu hususunda metin merkezli bir inceleme yapılacaktır. Buna bağlı olarak Küçük Şeyler, -edebiyat bilimi içerisinde sıklıkla karşımıza çıkan bir olgu olan “modern anlatılar bireyi anlatır” vurgusuna dayalı olarak- anlatı denen organizmanın kurgulanma sürecindeki temel unsurlardan olan kişiler ve karakterizasyon bağlamında incelenecektir. Daha fazlası Daha az

Konya-Karatay Müzesindeki Anadolu Selçuklu Dönemi Seramik Kandiller

RAZAN AYKAÇ

Kitap | 2017 | Palet Yayınları

İNSANLARIN yaşamını kolaylaştıran en önemli adımların başında ateşi keşfetmesi gelmektedir. Ateşin yaydığı sıcaklığın ve ışık verme özelliğinin anlaşılmasıyla yapay aydınlatma elemanları arasında yer alan kandillerin üretimi başlamıştır. Kandiller aydınlatmanın yanısıra, tarih boyunca tapınaklara adak, mezarlara ölü hediyesi olarak bırakılmış ve törenlerde önemli bir obje olarak kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in Nur Sûresi 35. ayetindeki “Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki; doğuya . . .da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. Bu, nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir” buyruğu İslam’da ışığın, dolayısıyla kandilin ne denli önemli bir imge olduğunu göstermektedir. Geçmişte insanoğlunun hayatında çok mühim bir yer teşkil eden kandiller, günümüzde bu özelliğini kaybetmesine rağmen gerek farklı formlarıyla, gerekse bezemeleriyle süs eşyası olarak işlevini devam ettirmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti mimaride olduğu gibi seramik sanatında da önemli eserler vermiştir. Bu dönemde üretilen seramikler içerisinde yer alan kandillerin önemli bir kısmı Karatay Müzesinde korunmaktadır. Müze’ye kazı, bağış ve nakil yoluyla gelen bu kandillerin bir kısmı teşhirde, bir kısmı ise depoda korunmakta olup bu kandillerle ilgili bilimsel bir çalışma mevcut değildir. “Konya – Karatay Müzesindeki Anadolu Selçuklu Dönemi Seramik Kandiller” başlıklı çalışmayla ilk kez Selçuklu dönemine ait seramik kandiller bir bütün olarak değerlendirilmeye alınarak dönem içerisindeki yeri saptanmış ve bu çalışmayla Selçuklu dönemi seramik kandillerinin tipolojik tasnifi ortaya konmuştur. Çalışmamın hazırlık aşamasında bana destek olup itina ile yol gösteren, yüreklendiren, sabır ve hoşgörüsüyle çalışmayı tamamlamamı sağlayan saygıdeğer hocam Prof. Dr. Ali Boran’ a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Araştırmalarım sırasında zaman zaman bilgilerine başvurduğum Prof. Dr. Nurşen Özkul Fındık, Doç. Dr. Muharrem Çeken ve Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdemir hocalarıma; müze çalışmalarında yardımlarını esirgemeyen başta Konya Müze Müdürü Yusuf Benli’ ye, Konya Karatay Müzesi Sanat Tarihçisi Mehmet 8 ■ RAZAN AYKAÇ Ali Çelebi’ ye ve tüm çalışanlarına; değerlendirmede kullanılmak üzere yurt içi ve yurt dışında farklı kandil örneklerine ulaşmam konusunda destek olan müze müdür ve çalışanlarına teşekkür ederim. Konya–Karatay Müzesindeki Anadolu Selçuklu Dönemi Seramik Kandiller adlı konuyla ilgili ilk yayın olması sebebiyle bazı eksiklerinin doğal karşılanacağı ve bundan sonraki çalışmalara bir basamak oluşturacağı temennisiyle. Razan AYKAÇ Aralık – 201 Daha fazlası Daha az

Atmosferik soğuk plazma uygulaması ve RGD peptid konjügasyonu ile yüzey modifikasyonu sağlanan dental implantların osseointegrasyon sürelerinin değerlendirilmesi

Kelebek, Seyfi

Doktora Tezi | 2017 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTIn this study, modification of the surface energy and physicochemical structure of same SLA surfaced dental implants by ACP, RGD peptid conjugation and the combination of these two technique, histological and biomechanical evaluation of osseointegration of these implants at 2, 4 and 8 weeks were aimed. Today, dental implants are used routinly in treatment of edentuolisim. It is needed a period of 3-6 months for the osseointegration of the inserted dental implants into jaw bone. To reduce this long time of osseointegration different techniques, implant designs and surface modifications are applied and implants can be provided . . . to jointhe prosthetic functions in an earlier time. In this study, we aim to shorten the 3-6 months osseointegration period. In literature, this study is the first which apply together ACP and RGD peptide to the same implant. At the end of this study, after obtaining favourable results it is aimed to produce new dental implants which are osseointegrated in an earlier time, can solve the patients problems related to edentuolisim in a shorter time and are more economic and prosthetically more convenient for the patientsÖZETBu çalışmada aynı yüzey yapısına sahip SLA yüzeyli dental implantlar kullanarak implantların yüzey enerjileri ve fizikokimyasal yapsını ASP, RGD peptid konjugasyonu ve bu iki tekniğin birlikte uygulamasıyla modifiye edilerek implantların osseointegrasyonunu 2, 4 ve 8 haftalık zaman periyotlarında biyomekaniksel ve histolojik olarak değerlendirmek amaçlanmıştır. Dental implantlar günümüzde eksik dişlerin tedavisinde rutin olarak kullanılmaktadır. Çene kemiğine yerleştirilen implantların osseointegrasyonu için 3-6 ay süreyle beklemek gerekmektedir. Bu süreyi kısaltmak adına birçok teknik, farklı implant dizaynları ve farklı yüzey modifikasyonları uygulanarak implantların protetik fonksiyonlara daha erken katılması sağlanmaktadır. Bu çalışmada 3-6 aylık osseointegrasyon süresini kısaltabilmek hedeflenmiştir. Literatürde aynı implant yüzeyine ASP ve RGD peptidi birlikte uygulayan bir çalışma olmaması bakımından bu çalışma bir ilktir. Çalışmanın sonunda elde edilen olumlu veriler ışığında klinik olarak daha kısa sürede osseointegre olan, hastaların dişsizliğe bağlı sorunlarını dahaerken sürede çözebilen ve protetik olarak daha uygun, daha ekonomik dental implantların üretilebileceği bilimsel bir kaynak ortaya çıkmıştır Daha fazlası Daha az

Gömülü 3. molar dişlerin cerrahi çekimi sonrası uygulanan düşük doz lazer tedavisinin ödem, trismus ve ağrı üzerine etkisinin değerlendirilmesi

Görgülü, Harun

Doktora Tezi | 2017 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTEvaluation of the Effect of Low-Level Laser Therapy on Edema, Trismus and Pain after Surgical Extraction of Impacted 3. Molar TeethObjectıves: The aim of this study is to evaluate the effects of low-level laser therapy(LLLT) applied on edema, pain, and trismus with 3dMD after mandibular third molar teeth surgery.Materials and Methods: Thirty patients with bilateral, symmetric, impacted mandibular third molar teeth were included in the study. Patients were included in the laser group on one side according to the arrival order of the clinic the other party was designated as the control group. Pain assessment, post-operative 3r . . .d and 6th hours and 1st, 2nd and 7th days were performed with VAS. Edema and trismus measurements were performed on postoperative 2nd and 7th days.Results: In the evaluation of pain, pain severity was less in the laser group on postoperative 1 st and 2 nd days but it is not statistically significant. In the evaluation of trismus, mouth opening in the laser group was not found to be statistically significant but it was found more on days 1 and 2. There was no statistically significant difference between the flexible ruler and 3DMD evaluation in the edema increase.Conclusions: It is not possible to come to a definite conclusion about the use of laser treatment to prevent post-operative complications. Different parameters and methods can be used in future studies.ÖZETGömülü 3. Molar Dişlerin Cerrahi Çekimi Sonrası Uygulanan Düşük Doz Lazer Tedavisinin Ödem, Trismus ve Ağrı Üzerine Etkisinin DeğerlendirilmesiAmaç: Çalışmanın amacı mandibular gömülü üçüncü molar dişlerin cerrahi olarak çekimi sonrası uygulanan düşük doz lazer terapisinin(DDLT) ödem, ağrı ve trismus üzerine etkilerinin 3dMD ile değerlendirilmesidir.Gereç-Yöntem: Çalışmamıza bilateral, simetrik, gömülü mandibular üçüncü molar dişleri bulunan 30 hasta dâhil edilmiştir. Hastalar kliniğe geliş sıralarına göre bir tarafı lazer grubuna dâhil edilirken diğer taraf kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Ağrı değerlendirmesi, post-operatif 3. ve 6. saat ile 1., 2. ve 7. günler VAS ile yapılmıştır. Post-operatif 2. ve 7. günlerde ödem ve trismus ölçümü yapılmıştır.Bulgular: Ağrı değerlendirmesinde post-operatif 1. ve 2. günlerde lazer grubunda ağrı şiddeti daha az ancak istatistiksel olarak anlamlı değildir. Trismus değerlendirilmesinde lazer grubunda ağız açıklığı istatistiksel olarak anlamlı olamamakla birlikte 1. ve 2. günlerde daha fazla bulunmuştur. Ödem artışında ise hem esnek cetvel hem de 3dMD değerlendirmesinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.Sonuçlar: Lazer uygulamasının post-operatif komplikasyonları önlemek için kullanımı hakkında kesin bir yargıya varmak mümkün değildir. Sonraki çalışmalarda farklı parametreler ve yöntemler kullanılabilir Daha fazlası Daha az

Şeriye scillerine göre Manisa’da sosyal değişim ve evlilik kalıpları (1710-1750)

Tat, Mahmut

Yüksek Lisans | 2017 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET17. ve 18. yüzyıllar Osmanlı tarihçiliğinde son yıllarda yoğunlaşılan bir dönem olmasına rağmen halen tam aydınlatılamayan meseleleri içerisinde barındırmaktadır. Özellikle çalışmaların esas yoğunluğunun 16. ve özellikle 19. yüzyıllarda olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu durum daha net bir şekilde görülecektir. Osmanlı Manisa’sında evlilik kalıpları, mihr ödemeleri ve demografik trendlere vurgu yapan bu tez, bu anlamda 18. yüzyıl Osmanlı tarihine küçük bir katkı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır. İmparatorluğun kriz ve dönüşüm dönemi olarak adlandırılan yüzyılların, hala içeriği tam olarak doldurulamamış, kriz ve dönüşümün . . . toplumsal katmanlara ne derece yansıdığı tartışılmamıştır. Ancak, İmparatorluğun tarihinin alttan okunmasıyla erken modernlikten, moderniteye geçiş anlaşılabilecektir. Bu anlamda toplumun en küçük birimini yansıtan ailenin anlaşılmasının değeri bir kat daha artmaktadır. Bu sebeple, evlilik kalıpları, çocuk sayıları, kadınların aldıkları ve erkeklerin ödedikleri mihr bedellerindeki değişimler erken modernlikten, moderniteye geçiş aşamasında oldukça önemli roller oynamaktadır. Bireylerin eş seçimlerini yaparken neleri göz önünde bulundurdukları, mihrin hukuki anlamlarından daha ziyade pratik yaşamda ne anlama geldiği çalışmanın temel sorunlarındandır.ABSTRACTDespite being a developing scholarly area in recent years, Ottoman historiography of 17th and 18th centuries still contains great deficiencies. Considering that the main emphasis of existing works is particularly on the developments of the 16th and 19th centuries, the historiographic lacuna regarding the eighteenth century became more visible. With a special emphasis on marriage patterns, mahr payments and demographic trends in Manisa during the 18th century, this thesis, in this regard, aims to provide a small contribution to the Ottoman historiography of 18th century. As most of the existing studies do not discuss the societal patterns of the crisis or transformation period of the Empire in the eighteenth century, they neglect the impact of the political transformation on the social fabric. In fact, the changing demographical patterns and the transition from the early modern period to modernity could be conceptualized through the bottom-up perspective. Understanding the metamorphosis of the family as a smallest unit of the society is thus essential to construct the linkages between the large-scale socio-economic changes and demographic transformation. For this reason, the changing marriage patterns, the number of children, the variances in the mahr payments indeed played important roles in the transition from early modern era to modern age Daha fazlası Daha az

Yeni dönem Türk dış politikasında kamu diplomasisinin yeri : Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı örnekleri

Bayraktar, Demet

Yüksek Lisans | 2017 | Sosyal Bilimler Enstitüsü

Türkiye’nin kamu diplomasisi çalışmaları, çalışmada yeni dönem olarak adlandırılmakta, bu kapsamda 2000’lerde açılan 1990’lardan beri etkisini sürdüren kurumları kapsamaktadır. Özellikle Türkiye’nin kamu diplomasisi boyutunu oluşturan kültürel diplomasisi ve diaspora diplomasisi, iki yeni kurum olan olan Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Kamu diplomasisi çalışmaları, dijital diplomasisi, medya diplomasisi, kamuoyu diplomasisi, siber diplomasisi gibi türleri bulunmakta ve çalışmada teorik boyutta ele alınmaktadır. Devletler bu aktörler vasıtasıyla im . . .aj çalışmalarında bulunmakla birlikte, bu aktörlerin yardımıyla olumsuz tutumlarını da geri plana atmaktadır Daha fazlası Daha az

Karaciğer sirozu olan hastalarda günlük yaşam aktivitelerinin bakım veren yükü üzerine etkisi

FİKRİYE TURABA ERSEL

Yüksek Lisans | 2017 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu araştırma karaciğer sirozlu hastalarda günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme düzeylerinin bakım veren yükü üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir üniversite hastanesinde 1 Kasım 2016 – 1 Şubat 2017 tarihleri arasında yapıldı. Örneklemi ardışık başvuran 57‟si yatan 63‟ü poliklinik hastası olmak üzere toplam 120 hasta ve 120 bakım veren oluşturdu. Araştırma verileri Hasta Bilgi Formu, Barthel Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi, Bakım Veren Hasta Yakını Bilgi Formu, Zarit Bakım Veren Yükü Ölçeği Formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplandı. Verilerin analizinde ortalama ve yüzde, Student t-testi, Mann Whitney . . . U Testi, Kruskal Wallis Testi ve One-way ANOVA testi ve pearson korelasyon analizi kullanıldı. Hastaların yaş ortalaması 63,05±10,16 olup, 51,7‟si erkek, 80‟i evlidir. Hastaların orta düzeyde bağımlı olduğu (Barthel indeksi puan ortalaması 86,20±18,98) ve yaş, çalışma durumu, edinilmiş hastalığı olma, siroz aşaması ve komplikasyonların görülme durumunun günlük yaşam aktivitelerini etkilediği bulunmuştur. Bakım verenlerin yaş ortalaması 51,32±12,43 olup, 73,3‟ü kadın, 81,7‟si evli ve bakım yüklerinin hafif düzeyde (Zarit bakım yükü puan ortalaması 21,31±15,18) olduğu saptanmıştır. Bakım verenin cinsiyet, sağlık sorunu olma durumu ve bakıma ilişkin yaşanan sorunların bakım veren yükünü etkilediği görülmüştür. Günlük yaşam aktiviteleri ile bakım veren yükü arasında anlamlı bir ilişki olduğu, hastaların günlük yaşam aktivitelerindeki bağımlılık düzeyi arttıkça bakım verenin yükünün arttığı saptanmıştır.ABSTRACTThe aim of this study is to investigate effects of daily living activities on caregiver burden in patients with liver cirrhosis. The study is driven between 1 November 2016 – 1 February 2017 in an university hospital. The sample consist of 120 patients, 57 of them from the patient ward and 67 form the outpatient policlinics were included to the study. Data collected with face to face interviews using a demographic data form for patients and caregivers, Barthel Daily Living Activities Index and Zarit Caregiver Burden Scale. Data expressed as mean and percent, also for further statitiscal analysis, Student‟s t test, Mann Withney U-test, Kruskal Wallis test, One-way ANOVA and Pearson Analysis of Corelation were performed. Mean of the patients age was found as 63,05±10,16, 51,7 of them were men and 80 were married. Patients dependency were found as moderate ( Barthel Index Mean 86,20±18,98) and age, working status, having a chronic illness, grade of cirrhosis, and presence of complications were determined as factors effecting Daily living activities. Mean age of the caregivers found 51,32±12,43. Caregiver burden level determined according to the Zarit Burden Scale as mild (21,31±15,18 points), 73,3 of the caregivers were female and 81,7 were found to be as married. Gender, having a health problem and problems originated from care were found factors effecting burden of the caregivers. It was found that there was a significant relationship between activities of daily living and caregiver burden and that the burden of caregivers increasing parallelly with the level of dependence of the patients daily living activities Daha fazlası Daha az

AXSIS - Akademik ve Açık Erişim Bilgi Sistemi'nde arama yaparken:

- Arama alanına arayacağınız kelime veya kelimeleri girin.
- Arama sonucunda gelen listeyi daraltmak için kelime sayısını artırınız. Arama motoru birden fazla kelime varsa ikisininde geçtiği kayıtları getirir.
- Aramalarda büyük-küçük harf ayrımı yoktur. (Dizinler Türkçedir. Türkçe dışındaki kelime aramalarında I karakterinin küçüğünün i olmayacağını aklınızda bulundurunuz.)
- Kelime içinde geçen bazı harflerden emin değilseniz, o karakterin esnek olduğunu belitmek için ?(tek harf), *(çok harf) kullanınız.
- Aramalarda kelime kökü esas alınır. Örnek; kitap kelimesi arandığında kitap, kitaplar, kitaplık, kitabın, kitapçı vb sonuçlar da listelenir.
- Eğer aramanın bire bir eşlenmesi isteniyorsa çift tırnak içide arayınız.
- Aralık aramaları harf ve sayı karışık ise { } karakterleri içinde, Örnek;{başlangıç ... bitiş} eğer aradığınız aralık sayılardan ibaret ise köşeli parantez kullanınız, Örnek;[1926 ... 2015]
- Arama sonuçlarından bazı kelimeleri içeren kayıtları elemek istiyorsanız o kelimenin başına - karakterini yazınız, o kelime geçen kayıtlar listeden elenir.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.