Keskin, Arif Can
Yüksek Lisans | 2015 | Fen Bilimleri Enstitüsü
x, 11-69 sayfa : renkli resim, şekil, çizelge 29 cm.
Mahmut Belli
Yüksek Lisans | 2015 | Fen Bilimleri Enstitüsü
Bu çalışmada, Fas mercanı (Dentex maroccanus), derin su pembe (çimçim) karidesi (Parapenaeus longirostris) ve istavrit (Trachurus trachurus) türlerinin seçicilik parametreleri Ege Denizi Uluslararası suları demersal trol balıkçılığında kullanılan 44 mm rombik (baklava) gözlü torba ile kullanılması önerilen 40 mm kare ve 50 mm rombik gözlü torbalar için araştırılmıştır. Denemeler, Ege Denizi Uluslararası sularında, 15 Temmuz ve 19 Ağustos 2013 tarihleri arasında ticari bir trol teknesi ile kesimli ağ kullanılarak yürütülmüştür. Seçicilik parametrelerinin hesaplanmasında çemberli örtü torba tekniğinden yararlanılmıştır. Bireysel ve bi . . .rleştirilmiş çekimlerden elde edilen verilerin seçicilik parametreleri CC2000 programı ile tahmin edilmiş, ortalama seçicilik eğrilerinin hesaplanması ise ECModeller programı ile yapılmıştır. Torba tipi, torbadaki ve örtüdeki av miktarı, türlerin torbadaki ve örtüdeki miktarı ve çekim süresi değişkenleri modellenerek seçicilik üzerindeki etkileri araştırılmıştır. 44 mm baklava gözlü torba ile 11; 50 mm baklava gözlü torba ile 14 ve 40 mm kare gözlü torba ile 18 olmak üzere toplam 43 geçerli çekim gerçekleştirilmiştir. 44 mm ve 50 mm baklava ile 40 mm kare gözlü torbalarda ortalama % 50 yakalanma boyları (L50) sırasıyla, Fas mercanı için 10,0; 10,7 ve 10,3 cm total boy (TB); derinsu pembe (çimçim) karidesi için 21,2; 23,2 ve 20,8 mm karapas boyu (KB); istavrit için ise 16,2; 14,2 ve 15,3 cm (TB) olarak hesaplanmıştır. Türün torbadaki miktarı değişkeninin tüm türlerde L50 yakalanma boyu üzerinde etkin olduğu tespit edilmiştir (p < 0,05). Yasal yakalama ve ilk üreme boyları dikkate alındığında üç torbanın da çalışılan türler için seçici olduğu tespit edilmiştir. Demersal trol balıkçılığında ağ göz boyunun arttırılması ve kare gözlü torbaların kullanılması ile Fas mercanı ve derin su pembe (çimçim) karidesi seçiciliklerinin geliştirildiği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Demersal trol, boy seçiciliği, Ege Denizi, uluslararası sular, baklava gözlü torba, kare gözlü torba, Fas mercanı, derin su pembe (çimçim) karidesi, istavrit Daha fazlası Daha az
Nihan Özveren
Yüksek Lisans | 2015 | Fen Bilimleri Enstitüsü
Poliüretan çeşitli polioller ve diizosiyanatların reaksiyonu ile mekanik, termal, kimyasal özellikleri kontrol edilebilen önemli polimerlerdendir. Yalıtım köpükleri, mobilya uygulamaları, otomotiv, kaplama ve biyomedikal gibi geniş uygulama alanına sahiptirler. Bu çalışmada ticari ve biyo-kökenli poliüretan köpükler üretilip özellikleri incelenmiştir. Ticari (polieter) poliol, ham gliserol, metanolü uzaklaştırılmış ham gliserol ve saf gliserol poliol olarak kullanılmıştır. Tüm polioller polimerik difenilmetan diizosiyanat (PMDI) ile reaksiyona sokularak yalıtım köpükleri üretilmiştir. Ham gliserol biyodizel üretiminin yan ürünlerind . . .en biridir ve saflaştırılması Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler için yüksek maliyetlidir. Biyodizel üretiminde metanol tekrar kullanıldığı için ham gliserolden metanol uzaklaştırılarak metanolü uzaklaştırılmış ham gliserol elde edilir. Poliüretan köpüklerin termal özellikleri Termogravimetrik Analiz (TGA) ve ısı iletkenlik testi, yapıları Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektrum (FTIR), yüzey yapısındaki değişiklikler Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Mekanik özellikleri basma testi ile tespit edilmiştir. Bu çalışma, çeşitli poliollerin kullanımı ile poliüretan köpüğü üretiminin kritik yönlerini tanımlamaktadır. Ayrıca ham gliserol ve metanolü uzaklaştırılmış ham gliserol gibi sanayi atık ürünlerine yeni kullanım alanları sunmaktadır Daha fazlası Daha az
Nihan Özveren
Kitap | 2015 | 1. Uluslararası Avrasya Enerji Sorunları Sempozyumu
Energy has been the most contested meta since the mid-19th century. Since energy was utilized for light and heating at first and later for industrial production it has become one of the indispensable element of social and economic life. In line with the industrial and technological development, increasing energy need and consumption have become one of the indicators of power in economic, political and social areas since having political power depends on a strong economy. Also, energy is a fundamental factor in contemporary economy. Therefore, states struggle to have necessary energy resources, keep energy routes under control . . . and access to energy easy and cheaply. Since the states do not have an equal position in energy reserves, there occurs a struggle to possess and access to energy resources. On the other hand, it has to be noted that possession of energy resources does not mean that that state has economic and political power. Since energy is an area of contesting global powers, it may lead to political, economic and social instability. It is possible to test the above statement by looking at the present and potential conflict areas in the world. Energy creates political as well as economic dependency between energy supplying and consuming countries. In order to mitigate the effects of this dependency, regional and global cooperation occurs. On the other hand, energy becoming a political tool with high economic and political cost has led states, both suppliers and consumers, to alternative energy resources. Thus, it is possible to explain why states with high levels of income from energy resources started to invest in other areas that can create income, such as tourism. Another issue is the legal and environmental problems occurring during the extraction and transportation of energy resources. Environment and environmental problems are top in the agenda of the world since the end of 21st century. Huge environmental contaminations on land and sea occurring during production and transportation of fossil fuel demonstrates the importance of the issue. In the light of all these issues, 1. International Eurasia Energy Problems Symposium has been held in 28-30 May 2015 at İzmir Katip Çelebi University by the Faculty of Economic and Administrative Sciences in order to host as an academic platform for up-to-date ideas and opinions. During the symposium, experts on the area found opportunity to express their opinions in areas of energy supply and security, alternative energy resources, legal and environmental problems, regional political and economic conflicts and contesting global powers. Definitely, hosting an international symposium is hard work. However, consecutive success makes hard work a pleasure and proud for organizers and supporters. There is no doubt that organizing conferences, meetings and symposiums necessitates team work. On the other hand, individuals and institutions who chair these teams and give support financially and morally have to be mentioned. Therefore, we thank to the rector of İzmir Katip Çelebi University, Prof. Dr. Galip AKHAN, who encouraged the symposium. Also, we thank to the dean of the Faculty of Economic and Administrative Sciences, Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR, who cultivated fast and practical solutions to problems occurred during the organization and demonstrated patience, harmony and understanding; and to the president of the organization board Assoc. Prof. Dr. Nesrin DEMİR from the Department of International Relations, who has a ii significant share in the success of the symposium with her never-ending energy and enthusiasm. In the symposium held in 28-30 May, the participants, who sent the full texts of their work, bear the legal and academic responsibilities. During the editing process, meaning and content of their work have been kept Daha fazlası Daha az
Akdemir, Tolga
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZET Hem morfolojik hem de genetik taksonomik çalışmalar göstermektedir ki Karadeniz Mullus populasyonu hala tür seviyesindeki belirsizliğini korumaktadır. Bu nedenle günümüze kadar Karadeniz’de yapılan ihtiyofauna çalışmalarında iki türün (M. barbatus, M. surmuletus) ve bir de alt türün (M. barbatus ponticus) varlığından söz edilmektedir. Ayrıca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ticari ve amatör su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde ve bilimsel literatürde bu balıkların Türkçe isimlerinin kullanımıyla da ilgili yanlışlık olduğu görülmektedir. Bu karışıklıklar ise balıkçılık ekonomisinde yüksek öneme sahip bu türlerin . . . stok yönetimlerinin başarısız olmasına neden olmaktadır. Bu çalışma ile; Mullus cinsine ait türlerin Karadeniz, Ege ve Akdeniz popülasyonları morfolojik olarak karşılaştırılarak bahsi geçen karışıklıkların giderilmesine katkı sağlanması hedeflenmiştir. Bu amaçla Haziran 2013 – Eylül 2014 tarihleri arasında, her mevsim periyodik olarak örnekleme yapılmıştır. Örnekler, Karadeniz kıyılarından Ordu, Ünye, Sinop, Kefken, Şile, İğneada’dan Ege Denizi’nden (Dikili- İzmir, Seferihisar-İzmir) ve Akdeniz ‘den (Taşucu-Mersin) olmak üzere toplam 9 istasyondan trol ve uzatma ağları ile yapılan avcılık faaliyetleri sonucunda ticari boy aralığına denk gelecek şekilde doğrudan balıkçılardan temin edilmişlerdir. Toplamda 180 örneğin laboratuvar ortamında metrik, meristik karakterleri yanısıra farklı morfolojik özellikleri incelenmiştir. Elde edilen veriler PCA analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde meristik karakterlerin hem M. barbatus ve M. surmuletus türlerini ayırmada hem de M.barbatus populasyonlarının ayırmada yetersiz kaldığı gözlemlenmiştir. Ancak, morfometrik karakterlerin meristik karakterlere oranla hem M. barbatus ve M.surmuletus türleri arasındaki farklılığı hem de Karadeniz M. barbatus populasyonları arasındaki farklılıkları tespit etmede daha kararlı bir yapı sergilediği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Barbun, Tekir, Mullus surmuletus, Mullus barbatus, Mullus barbatus ponticu Daha fazlası Daha az
Duru, Ayşenur
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
A DESIGN OF ETHYLENE REMOVAL NON-WOVEN TEXTILE BY USING NATURAL ZEOLITE AND POTASSIUM PERMANGANATE ABSTRACT Ethylene has a significant role in plants development and maturing and isproduced as gas hormone by plants themselves. In 1 μL L-1 concentrations, it has beneficial effects for fresh vegetables and fruits (FFV) but when this gas is accumulated around the FFV it causes aging and deterioration. During the storage, transport and marketing it affects the quality and freshness of FFV. There are technologic solutions for eliminating the ethylene gas accumulating in storage atmosphere problem but these techniques are practical fo . . .r rutine usage and have high cost. Natural minerals have a very low cost, a great potential for practical use and are easily attainable to improve the storage conditions. Natural zeolites are one of the most promising materials that have desirable properties such as ion exchange, catalyzer, adsorption and molecular sieve. Due to the properties and the advantages, they attain a great place in many areas. Zeolites have large surface area so they are used as bed materials for potassium permanganate used for ethylene decomposition. Nowadays textile nonwoven surfaces have increasing attention in technical and industrial fields. They can be modified to meet any needs with their unlimited opportunities, in many fields where the performance and quality are required. In this study, textile nonwovens were modified by using natural zeolites and potassium permanganate whichis used as ethylene removal textile.This combination can be used as practical and disposable product. For evaluation and characterization of samples, particle size analysis, surface (BET) analysis, SEM, XRD, FT-IR, air permeability and water vapor permeability tests were conducted. Adsorption performance properties were tested via IR spectrum changes. Nonwoven textileprovided extendedsurface area and performance, and eliminated the toxic effects of potassium permanganate that causeshealth problems. A new kind of xx product was obtained by using natural zeolites, which are found in abundand amounts in Turkey.Rectorship of Izmir Katip Çelebi University granted this master of thesis (2013-TEZ-1-49 numbered Scientific Research Projects) Daha fazlası Daha az
Alptekin, Hande
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
MODİFİYE EDİLMİŞ DOĞAL MİNERAL TOZLARIN AYARLANABİLİR ISLANMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ ÖZET Bu tezde doğal mineral tozlarından (diatomit ve talk) su tutmayan yüzeylerin hazırlanması için uygulanabilir yöntemler sunulmuştur. Yüzey aşılaması için farklı silan çeşitleri kullanılmış ve en iyi sonuç mono klorosilan ile alınmıştır. Yüzey modifikasyonu yapılmış diatomitlerin su hassasiyet analizleri, parçacık yüzeyi üzerindeki ayarlanabilir ıslanma özelliklerinin incelenmesi için önemli bir çalışmadır. Mineral toz üzerine yapılan aşılanma sonrasında yüzeydeki kovalent bağlanma X-ışını fotoelektron spektroskopisi (XPS) ile teyit edilm . . .iştir. Termogravimetrik analiz, azot adsorpsiyon izotermleri ve temas açısı ölçümleri, aşılama yoğunluğu ve hidrofobik partiküllerin diğer temel özelliklerinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Diatomit minerali yüzey modifikasyonunda etkili bir strateji geliştirmek için prototip olarak seçilmiş ve yapılan çalışmalar suya karşı iki yönlü davranışta bulunan diğer bir doğal mineral olan talk üzerine uygulanmıştır. Bu tez çalışması uygun doğal minerallerden süperhidrofobik tozların üretilmesi için yeni bir yaklaşıma yol gösterici olmuştur Daha fazlası Daha az
Ceylan, Onur
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
İYONİZE OLMAMIŞ AMONYAK AZOTUNUN (NH3-N) YUNUS ÇİKLİT (Cyrtocara moorii) BALIKLARI ÜZERİNE AKUT TOKSİK ETKİLERİ ÖZET Akvaryum balığı yetiştiriciliği günden güne artış göstermekle birlikte, üretilen tür sayısında da çok ciddi artış görülmektedir. Çiklit balığı türlerinden biri olan yunus çiklit balığı ülkemizde son zamanlarda üretimi yaygınlaşan bir tür olup, günümüzde akvaryumlar için en fazla popüler olan türler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Akvaryum sistemleri genellikle statik olarak çalışan sistemler olduğundan, su parametreleri ile ilgili sorunlar çok sık yaşanmakta ancak üreticiler bu sorunların kaynağını bilem . . .emektedirler. Bu çalışma ile yunus ciklit balığı yavrularının (0.84±0.1 g) toksik azotlu bileşiklerden olan iyonize olmamış amonyağına toleransları 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri belirlenerek PROBİT analizi ile ortaya konulmuştur. Ayrıca iyonize olmamış amonyağın kan hücrelerinden eritrositlerin büyüklüğüne olan etkileri incelenmiştir. Sonuçta 24, 48, 72 ve 96 saatlik LC50 değerleri sırası ile 1.18, 1.03, 0.91, 0.83 mg/L olarak hesaplanmıştır. Eritrositlerin büyüklükleri kısa ve uzun eksen olarak ölçülmüştür. Deneme grubunda uzun eksen 12.78±0.044 µm ve kısa eksen 6.87±0.025 µm ve kontrol grubunda uzun eksen 11.80±0.042 µm kısa eksen 6.72±0.026 µm bulunmuştur Amonyağa maruz kalan balıkların eritrositlerinin büyüdüğü istatiksel olarak ortaya konulmuştur ( Daha fazlası Daha az
Yakkan, Ece
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
NANOSELÜLOZ- POLİPROPİLEN KOMPOZİTLER ÖZET Malzeme seçimi günlük yaşantımımızda önemli bir role sahip olmasının yanısıra mühendislik uygulamalarda ve tasarımlarda ürün sürdürülebilirliği açısından da önemlidir. Özellikle, çevre dostu malzemelerin önemi günümüzde artmaktadır. Bu bağlamda, endüstriyel uygulama alanları ve eşsiz özelliklerinden ötürü doğal elyaf takviyeli kompozit malzemelerin önemi artmaktadır. Doğal elyafların kullanılabilirlik, yenilenebilirlik, düşük yoğunluk ve fiyata sahip olma gibi özelliklerinin yanı sıra tatmin edici mekanik özellikleri onları kompozit üretiminde kullanılan cam, karbon ve diğer insan yapım . . .ı elyafların çekici bir alternatifi yapmaktadır. Bu çalışmada, nanoselüloz polipropilen kompozitleri çift vidalı ekstrüzyon tekniği ile birleştirme maddesi kullanılarak ve kullanılmadan üretilmiştir. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk ve en kapsamlı bölümünde, ağırlıkça % 2 nanocellulose içeren nanocellulose-polipropilen kompozit üretilmiştir. İkinci bölümde, nanoselüloz-polipropilen kompozit iki farklı birleştirme maddesi ile takviye edilmiştir. Son bölümde, kompozit malzemeler mekanik, termal, spektroskopik ve morfolojik özellikleri bakımından karakterize edilmiştir. Kompozitlerin spektroskopik karakterizasyonu nanoselüloz ve polipropilenin arayüz etkileşimini göstermek için gerçekleştirilmiştir. Bundan başka, kompozitlerin termal davranışları ve hidrofobikliği, sırasıyla, termogravimetrik analiz tekniği ve temas açısı ölçümleri ile incelenmiştir. Kompozit morfolojisi taramalı elektron mikroskobu aracılığıyla araştırılmıştır. Son olarak, çekme testi ve dinamik mekanik analiz malzemelerin mekanik özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Sonuçlar, saf polipropilen ile karşılaştırıldığında birleştirme maddesi içeren nanoselüloz ve polipropilenin kompozitinin mekanik dayanımının %38 ve elastik modül değerinin %87 oranında arttığını göstermiştir. Ayrıca, kompozitin termal kararlılığında önemli bir değişiklik olmamıştır fakat bağlama maddelerinin eklenmesi ile az miktarda artış göstermiştir. Kompozit örneklerin spektroskopik karakterizasyonlarına göre, matris ve takviye fazı arasındaki ara etkileşimi bağlama maddesinin eklenmesi ile geliştirilmiştir. Sonuç olarak, nanoselüloz-polipropilen kompozitleri ile gerçekleştirilen bu kapsamlı çalışmada kompozit numunenin özelliklerinin bağlama maddesinin eklenmesi ile geliştirilmiştir olduğu gözlemlenmiştir Daha fazlası Daha az
Uysalman, Tuğçe
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
ÇEVREYE DUYARLI, YÜKSEK MUKAVEMETLİ LİGNİN POLİPROPİLEN KOMPOZİTLERİ ÖZET Gelişmekte olan bir alan olarak doğal elyaf katkılı kompozit malzemeler, literatürde yaygın olarak çalışılmaktadır. Lignin hem doğal bir dolgu malzemesi hem de biyoetanol ve kâğıt endüstrilerinin atığıdır. Lignin, katma değerli ürünler yaratmak için son yirmi yıldır çalışılmakta olan bir takviye malzemesidir. Bu çalışmada, doğal elyaf olarak Soda lignin kullanılmıştır. Soda lignin yapısal olarak sülfür içermeyen ve diğer lignin tiplerine kıyasla ligninin doğal yapısına en yakın olanıdır. Lignin dolgulu/takviyeli kompozitler literatürde farklı matris malzem . . .eleri ve lignin tipleri kullanılarak; karıştırma, tek vidalı eriyik harmanlama, çift vidalı eriyik harmanlama veya çözeltide harmanlama ile üretilmiştir. Yapılan çalışmaların sadece üçünde çift vidalı harmanlama yöntemi kullanılarak lignin katkılı kompozit üretildiği görülmüştür. Bu üç çalışma içerisinde sadece bir çalışmada Polipropilen matris malzemesi olarak kullanılmış ve bir diğer çalışmada da kompozitlerin mekanik özelliklerini iyileştirmek amacıyla birleştirici ajan kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar incelendiğinde lignin katkılı polimer kompozit malzeme üretiminde matris malzemesinin polipropilen olup üretim yöntemi olarakda çift vidalı extrüder kullanılan yalnızca bir çalışma bulunmaktadır. Bu durum konunun hali hazırda çalışılan güncel ve gelişmeye açık olduğunun göstergesidir. Bu çalışmada, PP-lignin kompozitleri çift vidalı ekstrüder ile üretilmiştir. Polipropilen matrisden daha hidrofilik olan lignin birleşiminin yarattığı arayüzey uyumsuzluğundan dolayı birleştirici ajan kullanılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bundan dolayı farklı birleştirici ajanın etkisini incelemek amacı ile kütlece 10% lignin katkılı kompozitler yüzey modifikasyonlu ve modifikasyonsuz olarak çift vidalı ekstruder kullanılarak üretilmiştir. POSS (oligomerik yüzlü silseskioksan) ve ticari bir birleştirme ajanı olan FUSABOND® E265 kullanılarak 0.1%, 0.3% ve 0.5%’lik konsantrasyonlarda birleştirici ajan kullanılmıştır. Yapısal özellikleri görmek amacıyla kompozit malzemelere Fourier Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR) analizi yapılmıştır. Termal kararlılık ısıl kütle kaybı analizi (TGA) yardımı ile belirlenmiştir. Mekanik özellikler çekme testi ve üç nokta eğme ile değerlendirilmiştir. Termomekanik özellikler dinamik mekanik analiz (DMA) kullanılarak karakterize edilmiştir. Taramalı elektron mikroskopisi (SEM) ile arayüz morfolojisi gözlenmiştir. Sonuçlar kompozitlerdeki FUSE ve POSS’un optimum miktarının lignin ve polimer arasında en iyi etkileşim olması için 0.3% olarak seçilebileceğini göstermiştir. DMA sonuçları kompozitlerin deformasyonun sıcaklıkla arttığını göstermektedir. Lignin dolgulu kompozitlerin bağ özellikleri, katkısız kopolimer. lignin ve bağlayıcı ajanların arasındaki etkileşimlerin FTIR ile analiz edilmesiyle belirlenmiştir. TGA analizlerine göre kompozitlerin bozunan kütlesi, kompozit yapısında FUSE ve POSS bağlayıcı ajanların kullanılmasıyla nispeten azalmıştır. Arayüzey morfolojisi SEM xxvi analizi ile incelenmiştir. Lignin boyutlarının homojen olmadığı ve ayrıca üretilen kompozitlerde hava boşlukları bulunduğu ve düzgün lignin dağılımının elde edilemediği görülmüştür. Mekanik test sonuçlarına göre kompozitlerin çekme mukavemeti neredeyse kopolimerin çekme mukavemeti ile aynıdır. Lignin ve birleştirici ajan ilave edilmesi ile daha rijit kompozitler üretilmiştir Daha fazlası Daha az
Özdemir, Emre
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
SÜRÜŞ DESTEK SİSTEMLERİ İÇİN STEREOFOTOGRAMETRİK BİR YAKLAŞIM ÖZET İlk araçtan günümüze en çok ilerleme kaydeden sektörlerden birinin de otomotiv sektörü olduğu herkes kabul edecektir. Özellikle bilgisayar ve dijital çağın getirdiği yenilik ve teknolojik avantajların pek çok alanda ortaya çıkan çarpıcı etkisi araç teknolojilerinde de etkin bir şekilde kendisini hissettirmektedir. Günümüz araç teknolojilerinin geldiği noktada öne çıkan yeni araç teknolojilerinden en önemlilerinin de araçlardaki sürüş güvenliğini arttırmaya yönelik güvenli sürüş destek sistemleri olduğunu görürüz. Bilindiği üzere trafiğe çıkan araç sayısı gün ve g . . .ün artmaktadır. Araç sayısındaki bu artış, diğer nedenlere ek olarak trafik kazalarının sayısını her geçen gün arttıran önemli bir neden olarak gösterilmektedir. Bu durum da herhangi birimizin dahil olabileceği bir trafik kazası riskini arttırmaktadır. Kazaları azaltacak önlemler olarak da, genellikle daha sağlam araçların tasarlanması, teknik açıdan kaza olasılıklarını azaltacak şekilde yolların tasarlanması, sürücülere yönelik hazırlanan kamu spotları gibi yöntemlerden faydalanılmaktadır. Halbuki, yol, araç, trafik gibi nedenlerden çok daha etkin olan bir diğer kaza sebebi sürücü hatalarıdır. Bu nedenle günümüzde en çok üzerinde durulması gereken konulardan biri de araçlarda sürücü hatalarını minimize edecek, sürüş güvenliğini arttıracak ve sürücüye daha fazla uyarı, hatta yardım sağlayacak, bunun da ötesinde sürüşü otomatikleştirecek sistemler olduğundan dünyada bu konu üzerine çok ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar kapsamında hemen her otomotiv firması günümüz teknolojisinin avantajlarını kullanarak basit ve/veya kompleks değişik içerik ve amaca yönelik olarak çeşitli sürüş destek sistemleri geliştirmektedir. Bu tez çalışmasında, sensör olarak, RADAR (Radio Detecting And Ranging / Radyo ile Tespit Etme ve Mesafe Tayini) veya öteki ultrasonik sensörler yerine, yalnızca bir kamera çiftinden güç alan bir sürücü destek sistemi önerilmiştir. Proje, veriyi kamera çiftinden alan, dijital görüntü işleme desteği ile ilgili objeyi görüntüde bulan ve resim ölçmelerini gerçekleştiren, sonrasında da objenin araca göre üç boyutlu gerçek dünya koordinatlarını stereo fotogrametri tekniği ile hesaplayan bir sistem göstermektedir. Bu sayede, sistem yalnızca önündeki objeye ait noktalar için üç boyutlu koordinatlar üretir. Bu obje noktaları sayesinde, obje ile araç arası mesafe hesaplanır ve araç hızına göre belirli güvenli takip mesafesi ile kıyaslanır. Stereo fotogrametrik işleme yalnızca belirli sayıda nokta için yapılacağından, sistemin 3B nokta kalitesi ve performans bakımından verimli olduğu gözlemlenmektedir Daha fazlası Daha az
Çakır, Hacı Ahmet
Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
ÖZET Yüksek Lisans Tezi OHSAS 18001 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ KAPSAMINDA OTEL MUTFAKLARININ ERGONOMİK AÇIDAN İNCELENMESİ: BİR UYGULAMA Hacı Ahmet ÇAKIR İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Makinelerin insan ile birleştiği üretim alanlarında iş kazalarının artmasıyla iş sağlığı ve güvenliği olgusunu dikkate almak kaçınılmaz olmuştur. Bu tür iş kazalarını ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek için dünya genelinde kabul görmüş bir takım standartlara uyum sağlamak gerekli hale gelmekle kalmayıp devlet tarafından çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği kanu . . .nlarıyla da zorunlu kılınmıştır. Bu standartlar ile işgören verimliliği artarak işletme performansında da optimal iyileşmeler yakalanmış olacaktır. İşletmeler mutfaklarının fiziki tasarımlarında ergonomik standartlara uyum sağlayarak işletmenin performansını artıracakları gibi işgörenlerin de daha güvenli bir ortamda çalışabilmesine katkıda bulunmuş olacaklardır. OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi, dünya çapında genel kabul görmüş risk değerlendirmesine ve çalışma şartlarının iyileştirilmesine dayalı bir yönetim sistemidir. Bu yönetim sistemi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve daha güvenli bir ortamda daha sağlıklı işgörenlerle çalışılmasını amaçlamaktadır. Bunun sağlanabilmesi için ise işgörenlerin çalıştıkları ortamın ergonomik şartlara uygun nitelikte olması, risklerden arındırılmış ve olası kazalara neden olacak etkenlerin yok edilmiş olması gerekmektedir. II OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kapsamında Tokat ve Sivas illerinde dört yıldızlı otel mutfaklarının ergonomik açıdan incelenmesinin amaçlandığı bu çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümünü kuramsal çerçeve oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmada geçen temel kavramlar tanımlanmış, kuramsal çerçeveye konu olan başlıklar genel hatlarıyla açıklanmıştır. İkinci bölümde ise uygulama ve yöntem bilimi konusuna değinilerek; bu doğrultuda araştırmanın gerekçesi, amacı, varsayımları, modeli, hipotezleri evreni, veri toplama araçları ve bulgulara açıklık getirilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda oluşturulan hipotezler desteklenmiştir. Buna göre toplam ergonomi skoru ile toplam Ohsas skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Manova istatistiksel analizi uygulanan çalışmada, görev ve cinsiyet bakımından katılımcıların, Ohsas, ergonomi ve Ohsas ile ergonomi algıları toplam ortalama skorları arasındaki ilişkinin eşit olmadığı sonucuna varılmıştır Daha fazlası Daha az
- Arama alanına arayacağınız kelime veya kelimeleri girin.
- Arama sonucunda gelen listeyi daraltmak için kelime sayısını artırınız. Arama motoru birden fazla kelime varsa ikisininde geçtiği kayıtları getirir.
- Aramalarda büyük-küçük harf ayrımı yoktur. (Dizinler Türkçedir. Türkçe dışındaki kelime aramalarında I karakterinin küçüğünün i olmayacağını aklınızda bulundurunuz.)
- Kelime içinde geçen bazı harflerden emin değilseniz, o karakterin esnek olduğunu belitmek için ?(tek harf), *(çok harf) kullanınız.
- Aramalarda kelime kökü esas alınır. Örnek; kitap kelimesi arandığında kitap, kitaplar, kitaplık, kitabın, kitapçı vb sonuçlar da listelenir.
- Eğer aramanın bire bir eşlenmesi isteniyorsa çift tırnak içide arayınız.
- Aralık aramaları harf ve sayı karışık ise { } karakterleri içinde, Örnek;{başlangıç ... bitiş} eğer aradığınız aralık sayılardan ibaret ise köşeli parantez kullanınız, Örnek;[1926 ... 2015]
- Arama sonuçlarından bazı kelimeleri içeren kayıtları elemek istiyorsanız o kelimenin başına - karakterini yazınız, o kelime geçen kayıtlar listeden elenir.