Filtreler
Filtreler
Bulunan: 10 Adet 0.001 sn
İbn Rüşd’ün Şerh Külliyâtı: Bir Mukaddime Denemesi

HARİS MACIC

Makale | 2018 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 6 ) , pp.11 - 42

İslâm düşüncesi tarihinde Meşşâî geleneğini oluşturan filozoflar arasında İbn Rüşd birçok açıdan ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Kendisinden önce gelen el-Fârâbî ve İbn Sînâ gibi, bu geleneğin en büyük temsilcileriyle kıyaslandığında İbn Rüşd, insanın tabiî etkinliklerinden biri olarak felsefede Aristotelesçi “felsefe yapma” tarzını daha vurgulu bir biçimde sahiplenmektedir. Buna ilaveten, onun felsefî kitabetinin de büyük bir kısmının Aristoteles’in eserleri üzerine yazmış olduğu şerhlerden oluştuğu düşünülürse, İbn Rüşd’ün gerçek anlamda bir filozof olarak görülüp görülemeyeceği sorusu gündeme gelmektedir. Çağdaş araştırmacılar İbn . . . Rüşd’ün entelektüel mirasını okurken bazen onun şârih kimliğini öne çıkararak, bazen de göz ardı ederek anlamaya çalışmaktadır. Bu makalede İbn Rüşd’ün “şârih” ve “filozof” kimlikleri yan yana getirilerek nasıl bir düşünce adamı olduğu üstünde durulduktan sonra, yeni bir perspektif eşliğinde onun Aristoteles şerhlerinin bazı temel özelliklerine dikkat çekilmiştir. Böylece, İbn Rüşd’ü anlamaya çalışan çağdaş bir okuyucunun maruz kaldığı, İbn Rüşd’ün düşüncesindeki felsefe-şerh “gerilimi” giderilmiş ve ona ait Aristotelesçi şerh külliyâtının nasıl bir yaklaşımla ele alınması gerektiği açığa çıkarılmıştır. As a member of the Peripatetic tradition within the Islamic thought, Averroes appears as a distinctive figure in many respects. When compared to al-Fārābī and Avicenna, undoubtedly two of the most prominent representatives of the tradition, Averroes evidently places greater emphasis on the Aristotelian style of “philosophizing,” in line with his view of philosophy as one of the innate human activities. Additionally, if we consider that Averroes’ philosophical writings almost completely consist of his Aristotelian commentaries, then, ipso facto, we are confronted with the dilemma of whether or not he can be labelled as a philosopher, in the true sense of the word. In the attempt to understand Averroan intellectual heritage today, most of the contemporary scholars tend to either overstress or completely ignore Averroes’ “commentatorial” character. In this study, I will try to offer a new perspective to the reader of Averroes’ commentary corpus by juxtaposing, and consequently reconciling his dual identity, that of philosopher and commentator. Furthermore, by acquainting the reader with the structure and peculiarities of Averroes’ commentary work, I will put forth a revised approach to it Daha fazlası Daha az

Siyaset/Toplum Felsefesi/Ahlakı Açısından Kâtip Çelebi’de Ulema ve Ümeranın Yeri

HASAN OCAK

Makale | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.83 - 100

İslam düşüncesinin önemli konularından biri de hiç şüphesiz ahlaktır. Bunun içindir ki, İslam düşünürleri gerek teorik gerekse pratik alanda bu konuda büyük çabalar harcamışlardır. İslam ahlakçıları bu yönüyle bakıldığında devletten aileye oradan da bireyin kendisine varana kadar toplumun hemen her kesimini ve kurumunu ahlak felsefesinin konusu yapmıştır. Bu açıdan bakıldığında İslam ahlak felsefesi siyasetle, aileyle, psikolojiyle, tasavvufla, eğitimle ve hatta itikatla iç içe olmuştur. Bu meselenin üzerine tüm hatlarıyla eğilen ve kendince var olan eksikliklere çözüm getirmeye çalışan düşünülerimizden biri de Kâtip Çeleb . . .i’dir. Bu çalışmada onun ümera ve ulema kavramları çerçevesinde siyaset ve eğitim felsefesine bakışı ortaya konmaya çalışılacaktır. Ana tema ise bu iki kurumda meydana gelen ahlaki bozulmalar ve çözüm yolları olacaktır Daha fazlası Daha az

Modern Türkçede Hayali Bilgi Sorunu ve İslâm Düşüncesinin Tarih-dışılığı

Muhammet ÖZDEMİR

Makale | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.59 - 82

Bu çalışmada, modern Türkçede bilgi sorunsalı soruşturulmaktadır. Dilin statüsü, düşünme ve bilgi süreçleri üzerinde temel ve işlevsel etkilere sahiptir; çünkü o, bilginin tarihsel ve nedensel koşullarını yapılandırmaktadır. Türkçenin felsefi mantığı bakımından ciddi bir sorun bulunmaktadır. Bu sorun, insanların Türkçe kavramlar ile niyetlendikleri anlamlar arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemektedir ve Türkçe düşüncenin özel şartları ile dile getirilebilir. Bu nedenle modern düşüncenin, klasik İslâm düşüncesinin ve aktüel Türk düşüncesinin incelenmesi gerekmektedir. Böylece makale, klasik İslâm düşüncesi üzerine Türkçede kal . . .eme alınmış bazı metinleri tahlil etmektedi Daha fazlası Daha az

Kâtip Çelebi ve Orta Yol Bulma Sanatı

Muhammet ÖZDEMİR

Makale | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.21 - 24

Kâtip Çelebi’nin bu yazıda ele alacağımız en meşhur eseri, hiç şüphesiz, Mizanü’l-hakk fi ihtiyari’l-ahakk’tır. Kitapta Kâtip Çelebi, Osmanlı toplumunda tartışma konusu olmuş bir dizi ihtilaflı konuyu ele alır ve her biri hakkında tarafların görüşlerini objektif bir gözlemci tavrıyla anlatır. Daha sonra her bir konu hakkında bir orta yol bulmaya çalışır.

Japon Dinî Bayramlarının Genel Özellikleri ve Sosyal Hayattaki Yeri

HALİL İBRAHİM ŞENAVCU

Makale | 2016 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 2 ) , pp.41 - 56

Japon sosyal ve dinî yaşayışının önemli bir yönünü oluşturan dinî bayramlar, uzun bir geçmişe sahip ve modern dünyada varlığını devam ettiren Japon kültürünün dikkate değer bir parçasını teşkil etmektedir. Dinlerdeki “kutsal zaman” kavramının Japon inancına yansıması niteliğinde olan dinî bayramlar bilinmezse, Japon kültürü ve dinî yaşamını anlamak zorlaşacaktır. Çünkü Japoncada matsuri kavramıyla karşılanan dinî bayramlar, Japon insanının geçmişteki inançlarını, düşünce tarzını, tarımsal faaliyetlerin Japon yaşamındaki değerini, çocukların yetişmesine verilen önemi, üstün güç olarak inanılan varlıkların insanlar üzerindeki . . .etkisini ve Japonların dünya anlayışlarını en açık şekliyle göstermektedir. Bu çalışmanın amacı da, Japon dinî bayramlarının sosyal hayattaki yerini tespit etmek ve bu bayramların genel özelliklerini belirlemekti Daha fazlası Daha az

İbn Hâleveyh’in Hayatı, İlmî Kişiliği ve Eserleri

İzzet MARANGOZOĞLU

Makale | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.41 - 58

Bu makalede, hicrî dördüncü asırda Halep’te hüküm süren ve Arap edebiyatının hamileri olarak şöhret kazanan Hamdanîler (m. 890-1004) döneminde yaşamış önemli bir dil ve nahiv âlimi olan İbn Hâleveyh’in hayatı, ilmî kişiliği ve eserlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda tarih ve tabakat kitapları başta olmak üzere kaynaklarda dağınık halde yer alan İbn Hâleveyh’in dil, nahiv ve Kur’ân ilimleri alanında telif ettiği yazma ve matbu altmışa yakın eseri bir araya getirilmiştir. İbn Hâleveyh’in ilmi ve fazileti yanında dil, nahiv ve kültürel birikimine işaret eden bu eserlerle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Makalede, İbn Hâleveyh’in, yaşa . . .dığı dönemden günümüze kadar dil ve nahiv alanındaki yetkinliğini bariz bir şekilde ortaya koyan ve çok az bir âlime nasip olan zengin bir mirasa dikkat çekilmiştir Daha fazlası Daha az

2015 Uluslararası Din Psikolojisi Derneği ( IAPR ) Kongresi

ZUHAL AĞILKAYA ŞAHİN

Diğer | 2015 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 1 ) , pp.115 - 124

2015 Uluslararası Din Psikolojisi Derneği (IAPR) Kongresi

İslam Eserlerinde Kullanılan Altıgen Tabanlı Geometrik Desenlerin Çözümlenmesine Yönelik Yeni Bir Yaklaşım

HALİL İBRAHİM ERYILMAZ | BAHAR SELİMGİL

Makale | 2021 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 12 ) , pp.217 - 254

Geometrik süslemeler tarihin hemen her döneminde kullanılmıştır. İslam eserlerinde Emevi, Abbasi, Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklu dönemlerinde geliştirilmiş, coğrafi bölge ve kullanılan malzemenin türüne bağlı olarak bu alanda farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. İran bölgesinde özellikle tuğla malzemeyle uygulanan kompozisyon biçimleri, Anadolu'ya taşındığında daha çok taş malzemeyle uygulanmıştır. Taşın yanında ahşap ve çinide de geometrik motifler önemli örneklerle zenginleşerek devam ettirilmiştir. Bezemenin her alanında hemen her malzemeyle uygulanmış olan geometrik kompozisyonlar bitkisel, yazı ve figürlü kompozisyonlar il . . .e birlikte, Selçuklu, beylikler ve Osmanlı devirleri boyunca varlığını kesintisiz olarak sürdürmüştür. İslam eserlerinde kullanılan geometrik desenler kare, beşgen, altıgen, yedigen, sekizgen, dokuzgen, ongen, on altıgen, yirmi dörtgen, daire gibi birbirinden farklı geometrik şekillerden oluşur. Konumuzla ilgili yapılmış herhangi bir envanter çalışması olmadığı için bazı kaynak kitaplardan ve internet sayfalarından elde edilen verilerden hareketle Fas, Hindistan, İran, İspanya, Mısır, Özbekistan, Suriye, Türkiye ile İngiltere’deki bazı müze ve kütüphanelerde tespit edilen toplam 223 eserdeki 39 farklı geometrik desen, 13 grup halinde incelenmiştir. Çalışmamızın sınırları gereği kronoloji, coğrafi konum ya da kullanılan malzeme farkı gözetilmeksizin sadece altıgen tabanlı geometrik desenler şekil bakımından incelenmiştir. Bu desenleri daha pratik olarak çizmek için tarafımızdan altıgen tabanlı yeni bir ızgara sistemi oluşturulmuştur. Bahsi geçen yeni yaklaşım budur. Ayrıca birbirine benzer ya da birbirinin varyasyonu kabul edilebilecek desenler gruplandırılmış, ortaya konulan yeni ızgara vasıtasıyla desenlerin çizimleri gösterilmiştir. Makalenin sınırları gereği detaylı desen analizi yapılamamıştır. Sadece desenlerin ızgaraya yerleşme biçimi gösterilmiştir Daha fazlası Daha az

İmâmiyye Şîası’nda İlelü’l-Hadîs İlmi ve Zayıf Hadisle Münasebeti

İbrahim Kutluay

Makale | 2022 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 15 ) , pp.1 - 32

Zâhiren sahih görünen hadisin isnad ya da metnindeki inkıta, irsal, tedlîs, idrac, iklab, teâruz, tashîf gibi gizli ve kapalı kusurları inceleyen bir ilim olan ilelü’l-hadîsin, hadis ilimleri içinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu ilimde söz sahibi olabilmek için hadis râvilerinin hâllerine, isnadlara ve hadis metinlerine vukûfiyetin yanı sıra, güçlü bir hafıza, tecrübe ve uzmanlık gerekmektedir. Erken dönemden itibaren Ehl-i sünnet âlimleri bu ilme ehemmiyet vermiş ve bu alanda kıymetli eserler telif etmişlerdir. Ehl-i sünnet’e nisbetle Şiî ulemânın ilelü’l-hadîs konusuyla daha az ilgilenmesi dikkat çekicidir. Şîa hadis usulü ese . . .rlerinde, Ehl-i sünnet kaynaklarında ilelü’l-hadisle ilgili verilen bilgiler büyük ölçüde tekrar edilmiştir. Bu ilmi, sadece Şîa hadis kaynakları üzerinden örneklerle inceleyen yeterli çalışma bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu çalışma; illet ve ilelü’l-hadîs konusunda Ehl-i sünnet ve Şîa arasında bir fark olup olmadığını, cerh ve taʻdîl ilmi sayesinde tesbit edilen zayıf hadis ile ilelü’l-hadis ve muallel hadisin münasebetini, Şîa’da ilelü’l-hadîs konusunda nispeten az çalışma yapılmasının sebeplerini konu edinmektedir. Bu çerçevede Şiî âlimler tarafından telif edilen hadis usulü eserlerinde verilen bilgiler ve ilelü’l-hadîs konusunda telif edilmiş az sayıdaki eser esas alınarak Şîa’nın ilelü’l-hadîs ilmine bakışı değerlendirilecek ve büyük ölçüde Tûsî’nin Tehzîbü’l-ahkâm’ı ile sınırlı olarak illetin sebebi ve illetli hadislerin nasıl tesbit edildiği üzerinde durulacaktır. Literatür taraması ve bilgilerin analizinin metot olarak benimseneceği çalışmada illet ve ilelü’l-hadîs konusu, Sünnî usûl ve ilel kaynaklarındaki bilgilerle Şîa kaynakları mukayese edilerek Ahbârî ve Usûlî ekollerin illet konusuna yaklaşımları değerlendirilecektir Daha fazlası Daha az

Henry Corbin, Tanrının Yüzü İnsanın Yüzü: Yorumbilgisi ve Tasavvuf, çev. Kübra Gürkan, B. Garen Beşiktaşlıyan

İbrahim Kutluay

Makale | 2022 | Mîzânü’l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 15 ) , pp.679 - 683

Hermeneutik ve tasavvuf arasındaki ilişki özellikle son dönemde tasavvuf metinlerinin muhtevasını anlama girişimleriyle artmış ve belirginleşmiştir. Birçok çalışmada doğaüstü olarak kabul edilen bu mistik metinlerin yapısı, içinde bulunduğu geleneğin de etkisiyle kapalı kalmış ve ulaşılamadıkça okur için daha da büyük bir ilgi odağı haline gelmiştir. Hermeneutik bir tavırla tasavvuf metinlerine nüfuz edilebileceği düşüncesi ise halen tartışmalıdır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms