Filtreler
Filtreler
Bulunan: 36 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Tür [2]
Yayın Tarihi [5]
Yayın Dili [2]
Editör/Editörler [1]
İmam Mâtürîdî’nin İzdüşümü

HATİCE MERVE ÇALIŞKAN BAŞER

Derleme | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 9 ) , pp.319 - 323

Eser, editörlüğünü Prof. Dr. Sıddık KORKMAZ’ın yaptığı, alanında uzman olan dokuz yazarın tebliğ olarak sundukları yazılarının, akademik olarak düzenlenerek makale biçimine getirilmesiyle oluşmuştur. Kitaba, İslam dininin aşırılıktan uzak, orta yolu tavsiye eden “vasat ümmet” ve faydalı, adaletli olan “hayırlı ümmet” olduğu takdim edilerek başlanmaktadır. Bu amaçla özgür düşünmeyi ve akletmeyi esas alan, mezhep aşırılıklarını eleştiren, İslami ilimlerin pek çok sahasında eser vermiş olan Mâtürîdî’nin fikirleri ve ilim düşüncesi çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Kitabın hazırlanmasındaki esas amaç, İslami ilimlerde kabul görmüş İmam . . . Mansur el-Mâtürîdî’nin görüş ve eserlerinin halka kazandırılmasıdır. Öte yandan Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebinin çoğunluğun benimsediği, yorumlamaya müsait yapısını ve kurucusu sayılabilecek Mâtürîdî’nin düşünce dünyasını tanıma ve anlama isteği de bu kitabın yazılması için bir sebep teşkil etmiştir. Eser, yazarlar hakkında kısa bilginin verilmesinden sonra, takdim, ön söz ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Her bölümün altında da üç ayrı makale bulunmaktadır Daha fazlası Daha az

Arap Dilinde İsm-i Fâilin Tamlanan Olarak Yer Aldığı Lafzî İsim Tamlamaları ve Türkçeye Çevirisi

EYÜP AKŞİT

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 5 ) , pp.65 - 85

Arap dilinde ism-i fâil, fiilden türemiş isimlerden birisidir ve sıkça kullanılır. İsm-i fâil, hem ismin hem de fiilin özelliklerini içinde barındırması nedeniyle Arapça söz diziminde farklı şekillerde karşımıza çıkar. İsm-i fâil, fiil ile benzerliği sebebiyle bir fiil gibi işlev görürken aynı zamanda isim olması nedeniyle de isim tamlamasında tamlanan olarak yer alabilir. Arap dilinde isim tamlamaları hakikî ve lafzî olmak üzere iki türlüdür. İsim tamlamaları sözdiziminde önemli görevler üstlenen yapılardır. Bu yapılar eğer doğru bir şekilde kavranmazsa Arapça sözdiziminin anlaşılması ve Türkçeye çevrilmesi mümkün değildir. . . . Konunun önemine rağmen Türkçe yazılan Arapça gramer kitaplarında konunun yeterince ve ayrıntılı olarak ele alınmadığı görülmektedir. Bu konudaki bilgi boşluğunu doldurmayı hedefleyen çalışmamızda, genel hatlarıyla Arapça isim tamlamasının iki türüne yer verildi. Sonrasında ise ism-i fâilin tamlanan olarak yer aldığı lafzî isim tamlaması ele alındı ve Türkçe çevirisi konusunda bir öneri sunulmaya çalışıldı. In the Arabic language, nomina agent is one of the nouns de- rived from the verb and is often used. The nomina agent contains the characteristic features of both the name and the verb, so it comes out in different forms in the Arabic word syntax. The nomina agent acts as a verb because of similarity with the verb as well as it takes part as a first term in idafa (the noun phrases) because of being name. In Arabic there are two types of noun phrases: Pure (and it is called real or semantic) and the impure (and it is called literal or metaphorical). Noun phrases are structures that take on important tasks in the syntax. Unless these structures are understood correctly, it is not possible to understand the Arabic syntax and translate it into Turkish. Despite the importance of the subject, it seems that it has not been discussed adequately and in detail in Arabic grammar books written in Turkish. We included two types of Arabic noun phrases designation in general terms in our work which aims to fill the information gap in this subject. Afterwards, the literal noun phrases that the nomina agent was included as a first term were discussed and a recommendation was made about its Turkish translation Daha fazlası Daha az

İmam Ebû Mansûr MÂTURİDÎ: Nasîhatnâme (Pendnâme)

ZEYNEP KIZILYAR

Derleme | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 8 ) , pp.257 - 259

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî, Hanefi mezhebinden olanların itikad imamı, İslam alimi. Kurucusu olduğu kabul edilen i'tikadî mezhep "Matûridilik" olarak anılır.

İslam, Roma ve Yahudi Hukukunda Öldürme ve Ölüme Sebebiyet Verme Ayrımı

AHMET AYDIN

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 8 ) , pp.37 - 61

Disiplinler arası çalışmaların öneminin arttığı günümüzde, hukuk sistemlerini karşılıklı inceleyen araştırmaların ilgili bilim alanına daha ziyade katkı sunacağı düşünülebilir. Bu bağlamda makalemizde, İslam-Roma-Yahudi hukukları öldürme ve ölüme sebebiyet verme ayrımı ekseninde mukayeseli olarak incelenecektir. Bu konunun seçilme nedeni, her üç hukuk sisteminde doğrudan öldürmeyle ölüme sebebiyet verme eylemlerinin farklı değerlendirildiğine dair tespitimizdir. Nitekim her üç hukuk sisteminde doğrudan icra edilen eylemlere daha ağır, hareketle netice arasına farklı bir sebebin girdiği eylemlere ise daha hafif yaptırımlar tatbik . . .edilmektedir. Bu ayrımda, failin mesuliyetinin belirlenmesinde maddî unsurun ön plana çıktığı söylenebilir. Cezaî mesuliyeti failin kastına yani manevî unsura göre tespit eden günümüz hukukundan farklılık arz eden bu yaklaşımın üç hukuk sisteminde mevcudiyeti, kanaatimizce, üzerinde durulması gereken bir husustur. Belirtmek gerekir ki, ilgili yaklaşım İslam hukukunda asıl olarak Hanefî ekolünde etkilidir ve bu nedenle incelememizde ilgili mezhebe ait metinler temel başvuru kaynağı olacaktır. Bununla birlikte ihtiyaç duyuldukça diğer İslam hukuk ekollerine ait metinlere de başvurulacaktır. Nowadays, the importance of interdisciplinary studies is increasing and it is thought that researches which examine the legal systems comparatively will contribute to the related science. In this context, in our article, Islamic-Roman-Jewish law will be examined comparatively in terms of the distinction between killing and causing death. The reason why this issue was chosen is the fact that in all three legal systems the actions of direct killing and causing death are evaluated differently. As a matter of fact, in all three legal systems heavier punishment applied to the actions carried out directly. On the other hand, if there ise other factor between action and result light sanctions are applied. In this distinction, it can be said that the material element comes to the fore in determining the responsibility of the perpetrator. The existence of this approach in three legal systme, which differs from today’s law, which determines the criminal liability according to the caste of the perpetrator, ie the spiritual element, is a matter that should be considered in our opinion. It should be noted that the relevant approach is primarily effective in Islamic law in the Hanafi school, and so the texts of the relevant sect’s texts will be the main sources of our article. However, the texts of other Islamic legal schools will also be touched upon as needed Daha fazlası Daha az

مُحاوَلةٌ لِنَقْدِ الصُّورةِ الفَنِّيَّةِ في الأدبِ

Suliman ALOMIRAT

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 7 ) , pp.111 - 130

Bu araştırma; retorik imgeyi, teknik bir şekilde analiz etmek için, en ideal gördüğü bakış açısını sunmayı amaçlamakta ve bir taraftan imge yaratma sürecini, diğer taraftan da bu imgenin alıcı üzerindeki etkisini ele almaktadır. Araştırma, retorik imge çalışmasının problematiği etrafında şekillenen bir girişle başlamakta, “İmgenin Edebî Söylemdeki Etkisi” başlıklı ilk konu ve “Dış Dünyanın Taklidi ile Duygu ve İçsel Vicdan Dünyasının Taklidi Arasında Hayalî İmge” başlıklı ikinci konuyla devam etmektedir. Çalışma, sonuç kısmı ve önerilerle de bitirilmektedir. The research aims to present a view in the way we see it as clear for . . . the analysis of the rhetorical figure, a technical analysis dealing with the process of the impression created on one hand, and the effect of this figure on the hearer on the other hand. The research began with an introduction on the problematic of studying the rhetorical figure, and then the first topic: The impact of the figure in the literary discourse, and the second topic: The deceptive figure between the simulation of the outside world, and simulation of the world of feeling and inner conscience, and then the conclusion of the research and the recommendation Daha fazlası Daha az

Adnan DEMİRCAN: Cahiliye Arapları

HATİCE MERVE ÇALIŞKAN BAŞER

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 2 ) , pp.145 - 148

KAYNAKÇA : Adnan DEMİRCAN Cahiliye Arapları Beyan Yayınları, İstanbul 2015, I. Baskı, 144 s.

2012-2017 Yıllarında Türkiye’de Yapılan Hadis Tezleri Bibliyografyası ve Değerlendirilmesi

RECEP EMİN GÜL

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 6 ) , pp.93 - 123

Herhangi bir konuda araştırma ve inceleme yapmadan önce oalanda yapılmış diğer çalışmaları bilmenin faydası büyüktür. Buhem konu seçiminde hem de seçilen konunun mümkün olduğu kadar eksiksiz incelenebilmesinde önemli bir yere sahiptir. Tespit edilecek bilimsel çalışmaların başında ise akademik olmaları hasebiyle tezler gelmektedir. Bu tespit işi her alan için olduğu gibi hadis alanı için de söz konusudur. Hadis sahasında 2012 yılından sonra yapılan tezlerin bir arada verildiği ve değerlendirildiği bir çalışmanın eksikliği bu makalenin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu araştırma hadis alanının son altı yılında yapılan lisansüstü t . . .ezleri her yönüyle incelemekte ve okuyucuya genel bir durum tespiti sunmaktadır. Çalışmada öncelikle tezler yıllara, üniversitelere ve konularına göre değerlendirilmiştir. Buna göre son yıllarda hem tez sayısında hem de hadis problemleri ile ilgili çalışmaların sayısında artış olduğu tespit edilmiştir. Biyografik tezlerin ise hemen her yıl diğer konulara oranla daha fazla çalışıldığı görülmektedir. Makalede, tezler doktora ve yüksek lisans başlıkları altında kronolojik olarak sıralanmıştır. It is a great benefit to know other work done in that field before you conduct research and analysis on any subject. This has an important place both in the selection of the subject and in the examination of the chosen subject as thoroughly as possible. At the beginning of the studies to be determined are dissertations because they are academic. This retaining is also the case for the hadith field as it is for every field. The lack of a research where dissertations made after 2012 in the field of Hadith are given together and evaluated has been instrumental in the emergence of this article. This research examines every aspect of graduate dissertations in the last six years of the field of Hadith and presents a general status determination to the reader. Primarily, in this study, dissertations were evaluated according to years, universities and subjects. Accordingly, it has been determined in recent years that both the number of theses and the number of studies related to hadith problems increase. Biographical dissertations are worked more frequently than in other subjects every year. In this study, theses are listed chronologically under doctoral and master’s titles Daha fazlası Daha az

Osmanlı İmparatorluğunda Ordu, İhtilal ve Din

HAKKI KARAŞAHİN

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 9 ) , pp.51 - 70

Bu araştırma, Türk tarihinde ordu, ihtilal ve din etkileşimini din sosyolojisi ve yapı-kültür ilişkisi bağlamında konu edinmektedir. Askerî ihtilallerin yapısal ve kültürel sürekliliği problemi analiz edilmektedir. Araştırma, askerî darbeleri güdüleyen dinî, toplumsal ve kültürel yapıların değişimini veya süreklik kazanan kalıpları anlamayı ve açıklamayı amaç edinmektedir. Bu amaç doğrultusunda araştırma, Osmanlı toplumunda gerçekleşen askeri darbelerin nispeten standartlaşmış, süreklilik kazanmış kültürel yapılaşmaları, değişimleri ve farklılaşmaları betimlemeye ve zaman zaman da bunların nedenlerini açıklama denemesi olara . . .k nitelenebilir. Araştırma, Türkiye’deki ordu, ihtilal ve din ilişkilerinde bir takım yapısal süreklilikler, değişim ve dönüşümler olduğu temel varsayımından hareket etmektedir. This research focuses on the interaction of army, revolution and religion in Ottoman history in the context of sociology of religion and the relationship between structure and culture. The structural and cultural continuity problem of military revolutions are analyzed. The research aims to understand and explain the change or continuance of the religious, social and cultural structures which motivated military coups. For this purpose, the research can be described as an attempt to describe the relatively standardized, sustained cultural structures, changes and differentiations of the military coups in Ottoman society, and as an effort to explain the reasons of these coups from time to time to explain their reasons. The research is based on the basic assumption that there are some structural continuities, changes and transformations in the military, revolution and religious relations in the Ottoman Empire Daha fazlası Daha az

Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin Siyaset Anlayışı-II Ehl-i Sünnette Siyaset Anlayışı: Eş’ariyye Yorumu

YILDIRIM, TAHSİN

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 5 ) , pp.11 - 42

Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi konulara ait anlayışları ana hatlarıyla ortaya konuldu. Daha sonra İslâm dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el- Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler, Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular ele alındı. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran kavram ve görüşler ile Hz. Peygamber sonrası dönemde Müslümanl . . .arın tarihinde siyasetin gelişim süreci üzerinde duruldu. In this study, we have initially given an outline of the understandings related to the politics and political issues of the Islamic sects. Afterwards, issues such as socio-political conditions and intellectual developments in the time of Abu Hasan al Ash’ari, the founder of Ash’ari sect, which is one of the main schools of Ahl al Sunnah sect and constitutes the great majority of the Islamic Religion; and his attitude and views towards politics have been discussed. Before discussing this topic, we have dwelled on the politics, concepts and views that evoke politics in the Quran and the Sunnah of the Prophet which are the main sources of Islamic Religion and on the development process of politics in the history of Muslims following the period of the Prophet Daha fazlası Daha az

Olağanüstü Koşullarda Fıkıh Usulüne Dair Farklı Yaklaşımların Ortaya Çıkışı

AHMET AYDIN

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 9 ) , pp.71 - 86

Bu makale, hukuk sosyolojisi bağlamında bir inceleme olarak değerlendirilebilir. Asırları kapsayan bir hukuk sisteminin doğru anlaşılması için onun tarihi, coğrafik, sosyolojik arka plandan bağımsız incelenemeyeceği tabiidir. En azından bu unsurları dikkate alan çalışmaların daha aydınlatıcı olacağı söylenebilir. Bu araştırmada, sosyal koşulların önemli oranda değişiklik arz ettiği dönemlerde fıkıh usulünde farklı görüşlerin ortaya çıktığı tezi savunulmaktadır. Makalede iki farklı dönem incelenecektir. Bunlardan birincisi, Moğol istilası ve Endülüs’ün işgalinin yaşandığı zaman dilimidir. Diğeri ise, modern çağlardır. Bu iki fa . . .rklı zaman diliminde İslam coğrafyasının olağanüstü koşullar yaşadığı ve bunun neticesinde usulde farklı görüşlerin ortaya çıktığı görülmektedir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms