Filtreler
Filtreler
Bulunan: 24 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Veritabanı [2]
Yayın Tarihi [1]
Dergi Sayısı [3]
Yayın Dili [4]
Konu Başlıkları [20]
“et-Teysîr fî Kavâi’di ‘Ilmi’t-Tefsir” Adlı Eser Bağlamında Kâfiyeci’de Tefsir Usûlü

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.563 - 592

Hamd Allah (c.c)’a, salât ve selâm Rasûlullah (s.a.v)’a olsun. Bu araştırma tefsir usûlü alanında bir incelemedir. Tefsir ilminin, kendisine hizmet eden diğer ilimlerden müstağni olmadığı mâlumdur. Tefsir usûlü bu ilimlerin en önemlilerindendir. Çünkü Kur’ân’ın doğru tefsir edilebilmesi için kendilerine bu ilimle ulaştığımız ilmi mukaddimeler ve küllî kâideler uyarınca yol almak gerekir. Bu alanda araştırma yapanların vazifelerinden biri de; mütekaddim âlimlerin tefsir usûlü hususundaki gayretlerini ortaya koymaktır. Zira mütekaddim âlimler, sonradan gelecekler için araştırmanın yolunu kolaylaştırmışlar ve yol işaretlerini belirlemi . . .şlerdir. Tam da noktadan hareketle bu araştırma Osmanlı Devleti âlimlerinden Kâfiyeci lakabıyla meşhur Muhammed b. Süleyman’ın (h.978) tefsir usûlüne dair gayret ve çalışmalarına ışık tutmayı amaçlamaktadır. Özellikle “et-Teysîr fî Kavâidi İlmi’t-Tefsir” isimli eseri dikkate alınacak ve daha önce üzerinde durulmamış yönleri, ilim ehlinin istifadesine sunulmak üzere akademik bir incelemeye tabi tutulacaktır. Çalışmamızın konusunu şu sorulara aranan cevaplar oluşturmaktadır: “Tefsir usûlünden ne kastedilmektedir? Kâfiyeci’nin tefsir usûlü ilmine dair metodunun özellikleri ve ilmi kriterleri nelerdir? Tefsir ilminin kavramlarını belirlemede gayret ve katkısının önemi nedir? Elde ettiği kâidelerin ilmi kıymeti nedir?” Bu çalışma bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde tefsir usûlü ilminin mâhiyeti konusu, kitabın müellifinin metoduna uygun olarak ele alınmış; diğer iki bölümde ise temel kavramlar ile Kâfiyeci’nin tefsir ilmi için belirlediği küllî kâideler yine onun perspektifinden incelenmiştir Daha fazlası Daha az

İslam Hukuku ve Müslüman Azınlıklar: İkinci/Sekizinci Asırdan On Birinci/On Yedinci Asra Kadar Müslüman Azınlıklara Dair Hukuki Söylem

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.593 - 644

Bu makale ikinci/sekizinci asırdan yedinci/onyedinci asra kadar Müslüman azınlıklar üzerine hukuki söylemlerle ilgili şu konuları incelemektedir: (1) Müslümanların gayri müslim topraklarda ikamet edip edemeyeceği ve bunun hangi şartlar altında olabileceği, (2) bu Müslümanların dârülislâm ile olan ilişkisi, (3) bu Müslümanların şeriata ve kendilerine ev sahipliği yapan devlete karşı borçlu oldukları ahlaki ve hukuki görevler. İslamın ilk asırlarında gayri müslim topraklarda ikamet etmenin meşruluğu konusundaki hukuki tartışmalar gizemli ve muğlaktı. Sistematik hukuki konumlar ancak altıncı/on ikinci yüzyıldan sonra tarihsel zorluklar . . .a bir tepki olarak gelişti. Fakihler tarafından benimsenen çeşitli konumlar, tarihsel özgüllüğün bir işleviydi ve dinamik bir hukuki gelişim sürecini yansıtıyordu. Teorik olarak, gayri müslim bölgede ikamet eden Müslümanların durumu, dârülislâm ve dârülharb arasındaki geleneksel ikilemden (dichotomy) dolayı problemlidir. Uygulamada ise dârülislâm dışında ikamet eden Müslüman azınlıkların daimi varlığı, bu ikilemsel görüşe meydan okumuştur. Dârülislâm ile dârülharb arasındaki dilsel ikilem, çok daha karmaşık bir tarihsel gerçekliği gizlemektedir. Konuyla ilgili hukuki tartışmalar ne dogmatik ve ne de özcü (essentialist) durumlara elverişlidir Daha fazlası Daha az

الشعر والأخلاق بين الفلاسفة اليونانيين والمسلمين

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.349 - 385

Filozofların eleştiri ve yaratıcılık bağlamında şiir araştırmalarına katkıları açıktır. Filozofların şiir yorumları daha çok faydaya ve uygulamaya yöneliktir. Burada şiir insan mutluluğu gibi yüce bir amaca hizmeti gerçekleştirecek bir araç haline dönüşmektedir. Filozoflar sözü edilen yüce amaca ulaşmak adına pek çok açıdan şiir araştırmalarına girişmişler ve diyalektik incelemelerde bulunmuşlardır. Filozofların ilk sırada ele aldıkları şiir diyalektiklerinden en önemlisi, şiir ve ahlak diyalektiğidir. İşbu diyalektik, şiirin mahiyetini, amacını ve temel ölçütlerini ortaya koymaya çalışan araştırmalarda etkili ve etkin bir rol oynam . . .aya hâlihazırda devam etmektedir. Bu çalışmada ahlak ve şiir arasındaki irtibatın tabiatı araştırılacaktır. Ahlâkî eleştirel yöntemi şiire uygulayan Müslüman ve Yunan Filozofların konu ile ilgili yaklaşımları incelenecektir. Makalede bir giriş iki temel başlık vardır. Birinci başlıkta Aristo ve Eflatun gibi Yunan Filozoflarında şiirin ahlak ile irtibatı ele alınacaktır. İkinci başlık ise Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd ve Miskeveyh gibi Müslüman Filozoflardaki şiirin ahlak ile ilişkisine ayrılmıştır. Çalışmanın temel yöntemi birincil kaynaklardan elde edilen verilerin tespit, tahlil süreçlerinden sonra birbirleri ile karşılaştırılmasıdır Daha fazlası Daha az

Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.535 - 562

Ulema ve yönetici ilişkileri tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemini koruyan bir alan olagelmiştir. İlim adamları, bir yönüyle ilmiye sınıfına mensup olmaları bakımından devlet sisteminde belirli bir hiyerarşiye sahipken bir taraftan peygamberlerin varisleri olarak dini hüviyete sahiptir. Çift boyutlu kimlikleri, ulema-ümera ilişkilerinde daha hassas bir denge gözetilmesine yol açmış ve devlet başkanlarıyla ilişkilerinin mahiyeti sorgulanarak ayrıntılarıyla çeşitli araştırmalara konu olmuştur. İlim adamları ve devlet başkanlarının karşılıklı maslahata dayanan bir ilişkileri olduğu tezinden yola çıkarak söz konusu irtibata farklı . . .bir açılım getiren bu çeviride, Yaacov Lev’in “Symbiotic Relations: Ulama and the Mamluk Sultans” isimli makalesi, “Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri” başlığıyla tercüme edilmiştir Daha fazlası Daha az

Hasan Zekâî el-Kâdirî’nin Gül Risâlesi

HAMİDE ULUPINAR

Makale | 2021 | Mîzânü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.35 - 54

Hasan Zekâî el-Kâdirî, 20. Yüzyılda yaşamış Molla Çelebi Tekkesi şeyhlerinden Mehmed Eşref Efendi’nin halifesidir. Hasan Zekâî el-Kâdirî’nin “Gül Risâlesi” Kâdirî tâcında kullanılan gül sembolünün dînî-tasavvufî anlamını, tarihî arka planını anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Kâdirî tâcına işlenen gül motifi, Abdülkâdir-i Geylânî’nin Bağdat’a girişi esnasındaki şeyhlerin kendisine gönderdiği su dolu kâseye kış mevsiminde Hakk’ın kendisine ikramıyla gül koyması hadisesine dayanır. Risâlede, gül motifi, Kâdirî gülünün şeklî esasları, tâcda kullanılan iplik ve sembollerin tasavvufî mânâları açıklanmıştır. Bu çalışmada Hasan Zekâî el-Kâd . . .irî’nin hayatı hakkında kısaca bilgi verilmiş, kaleme aldığı “Gül Risâlesi”nin tanıtımı, günümüz alfabesine aktarımı ve değerlendirmesi yapılmıştır. Kâdirî tâcında yer alan gülün, üzerine işlenen motiflerin, kullanılan ipliklerin her birinin tasavvufî bir hakikati sembolize ettiği, tasavvuf âdâb ve erkânını, sûfî irfanını estetik bir biçimde yansıttığı tespit edilmiştir Daha fazlası Daha az

الإماء الشواعر لأبي الفرج الأصفهاني قراءة نقدية

HAMİDE ULUPINAR

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.387 - 412

يحاول هذا البحث قراءة كتاب الإماء الشواعر لأبي الفرج الأصفهاني قراءة نقدية من خلال دراسة منهج أبي الفرج والمصطلحات التي استخدمها والظروف التي أحاطت بتأليف هذا الكتاب وقيمته التاريخية والأدبية، وماذا أضاف إلى حركة التأليف حول أدب النساء، ثم انتقل البحث إلى التدقيق في شعر هؤلاء الشواعر فنياً، وهل كانت هؤلاء الشواعر التي اختارهن أبو الفرج على سوية واحدة من الإبداع؛ أضف إلى ذلك: هل أسهمت هؤلاء الشواعر في تطور القصيدة العربية في القرنين الثاني والثالث الهجريين أم اقتصر دورهن على نظم الشعر الذي سيُغنَّى في حضرة الأعيان والخلفاء، وهل كان لهذا الشعر قيمة فنية من حيث التصوير والتجويد، وما المواضيع التي طرقتها هؤلاء الشواعر. . . . Daha fazlası Daha az

el-Burhân fî ulûmi’l-Kur’ân’da Hakikat ve Mecaz

HAMİDE ULUPINAR

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.221 - 252

Bu çalışmamızda VIII. yüzyıl İslam âlimlerinden Zerkeşî’nin (öl. 794/1392), Tefsir Usulü olarak telif ettiği el-Burhan fî Ulûmi’l-Kur’an isimli kitabında Kur’an’ın anlaşılmasına yardımcı olması düşüncesiyle, belagat ilminin iki konusu olan hakikat ve mecaz sanatlarını nasıl ele aldığını incelemeye çalıştık. Zerkeşî, tefsir, alandaki boşluğu doldurmak ve hadis usulüne benzer sistematik bir usul kitabı olması amacıyla yazdığı el-Burhan fî Ulûmi’l-Kur’an kitabında genelde dil öğelerine özelde ise belagat sanatlarına büyük önem vermiştir. Çünkü Zerkeşî’ye göre Kur’an bir dil ve belagat mucizesidir ve Kur’an’ın anlaşılması, dilinin anlaş . . .ılmasına bağlıdır. Onun için kitabının büyük bir kısmını bu hususlara ayırmıştır. Zerkeşî, Kur’an’ın hakikatlerle dolu olduğunu ancak, mecâzın Kur’an’da varlığının İslam âlimleri tarafından tartışıldığını belirtir. Kur’ân’da mecâzın olduğunu kabul edenlerle etmeyenlerin görüşleri ve kısaca delillerinden bahsettikten sonra, eğer Kur’ân’da mecâz yoksa, hazf, te’kîd ve kıssaların tekrarı gibi konuların da bir anlamı kalmaz, diyerek kendi görüşünü açıklamaktadır. Bu kısa girişten sonra, mecâz konusunu, belagat kitaplarında bile az rastlanan bir şekilde ele almaktadır. Belagat kitaplarında anlatılan mecâzın kısımları olan mecâz-ı aklî, mecâz-ı lugavî ve bunların alt kısımlarını genişçe anlatarak her birine Kur’ân’dan değişik örnekler vermektedir. Ele aldığı konularla ilgili muhakkik âlimlerin düşünce ve görüşlerini de sağlıklı bir şekilde aktararak bir araştırmacının Kur’ân ilimleriyle ilgili asla müstağni kalamayacağı bir çalışma ortaya koymuştur Daha fazlası Daha az

İbn Nedim ve el-Fihrist Adlı Eserinin Mezhepler Tarihi Açısından Değerlendirilmesi

MUHAMMET RAŞİT BATUR

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.321 - 347

İbn Nedim IV/X. Asırda Bağdat’ta yaşamış bir âlimdir. O, el-Fihrist adlı eseriyle şöhret bulmuştur. İbn Nedim, bu eserinde yaşadığı döneme kadar ulaşan çeşitli ilim ve sanat dalları, dinler, mezhepler ve kitaplar hakkında bilgiler aktarmıştır. On bölümden oluşan eserin beşinci bölümünde İslam Mezheplerini ele almıştır. Onun verdiği bu bilgiler Mezhepler Tarihi açısından bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Mezhepler Tarihi alanında yazılan eserlerde mezhep isimlendirmesi, mezheplere yaklaşım, 73 fırka hadisinin mezheplere yaklaşımda etkisi, mezheplerin tasnifi gibi pek çok konuda çeşitli problemler ortaya çıkmıştır. Araştırma sonuc . . .unda İbn Nedim’in Mezhepler Tarihi yazıcılığında etkili olan 73 fırka hadisini nazar-ı dikkate almadığı gözlenmiştir. O, Ehl-i hakk, Ehl-i batıl, Ehl-i bidat şeklinde kategorik ayrımlara gitmeyip mezheplere yaklaşımında olumlu bir dil kullanmış ve böylece klasik kaynakların çoğunda var olan hataya düşmemiştir. Verdiği bilgiler ve mezheplere yaklaşımı göz önünde bulundurulduğunda İbn Nedim’in Mutezile’nin ve İmamiye’nin etkisinde olduğu ve bu mezheplere yakın durduğu anlaşılmaktadır. Bu etkinin izlerini onun mezhepleri tasnif sisteminde ve mezheplere yaklaşımında görmek mümkündür Daha fazlası Daha az

Sünnî Âlimler Nazarında Sarfe

MUHAMMET RAŞİT BATUR

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.285 - 303

İ’câzu’l-Kur’ân, Kur’ân ilimleri içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu ilim dalı Hz. Peygamber’in en büyük mucizesi olan Kur’ân’ın i’câz vecihlerini konu edinmektedir. Daha açık bir ifadeyle Kur’an’ın kendi benzerini getirmek hususunda meydan okuduğu dönemin ediplerini hangi yönleriyle aciz bıraktığını incelemektedir. Söz konusu yönler arasında üzerinde en çok görüş serdedilenlerden biri de sarfe iddiasıdır. İlk olarak Mutezile arasında ortaya çıkan ve tartışılan sarfe, Ehl-i Sünnet âlimleri arasında da ihtilaflı bir meseledir. Bazı âlimler sarfeyi Kur’ân’ın i’câzının bir veçhesi olarak değerlendirirken bazı âlimler ise söz konusu . . . değerlendirmeye karşı çıkmışlardır. Bu çalışma Ehl-i Sünnet âlimlerinin sarfeye bakışlarını ortaya koymak amacı taşımaktadır. Bir yandan sarfeye olumlu yaklaşanların fikirlerini ve bunların saiklerini belirlemek diğer yandan da mezkûr iddiaya karşı çıkanların gerekçelerini beyan etmek çalışmanın esas gayesini teşkil etmektedir. Bu bağlamda konu hakkında görüş beyan eden Sünnî ilim adamlarının sarfeye dair düşüncelerine yer verilmiş ve değerlendirmeye tabi tutulmuştur Daha fazlası Daha az

İmâmet Nazariyesinin Şîa Hadis Metodoloji Üzerindeki Tezâhürleri

İbrahim Kutluay

Makale | 2021 | Mîzânü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.1 - 33

Kendi âlimlerinin de ifade ettikleri üzere Şiî âlimlerin hadis usûlünü Ehl-i sünnet’ten aldığı ve kendi mezheplerine uyarlandığı bilinen bir gerçektir. Ancak mezkûr usûl, Şîa’ya uyarlanırken İmâmet teorisinin merkeze alındığı, hadis terimlerinin tanımından, hadislerin kaynağına, isnad sistemine ve sahih hadiste aranan kriterlere kadar Şiî paradigmanın Şiî hadis usûlüne yansıdığı, ayrıca Ehl-i sünnet hadis usûlünde bulunmayan müvessak, muzmar gibi yeni bazı hadis terimlerinin, cerh ve taʻdîlle ilgili bazı tabirlerin ihdas edildiği görülmektedir. Bu makalenin amacı, Ehl-i sünnet’ten iktibas ettiği hadis usûlünü Şiî âlimlerin kendi mez . . .heplerine nasıl uyarladıklarını ve bunda imâmet nazariyesinin etkisini incelemektir. Bu suretle Şîa hadis usûlünde mâsum imamın rolü, daha isabetli bir şekilde ortaya konabilecektir. Konu çok geniş olduğundan merfû, müvessak ve mevkûf hadis terimleri çerçevesinde ele alınacaktır Daha fazlası Daha az

Kur’ân’da E-H-L Kavramına Bakış

İSKENDER ŞAHİN

Makale | 2021 | Mîzânü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.55 - 81

Sosyolojik ve dinî bir gerçekliğe atıfta bulunan “ehl” kavramı, Kur’ân’da önemli bir yer tutmakta ve toplumsal yapının özellikleri hakkında birtakım ipuçları vermektedir. Elçilerin tebliğ görevlerinin muhatabı olan toplumların yapısal özelliklerini daha iyi anlayabilmek için “ehl” kavramının çok iyi bir şekilde araştırılması gerekir. Diğer taraftan kavramın sosyolojik ve dini içeriğine ilaveten âyetlerde başka anlamlara da matuf olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle “ehl” lafzının araştırılmayı hak eden bir konu olduğu kanaati hasıl olmuştur. Bu makale, yukarıda dile getirilen söz konusu boşluğu bir nebze de olsa doldurmak maksadına . . . binaen kaleme alınmıştır. Burada önce sözlüklerin “ehl” kavramına hangi anlamları verdikleri üzerinde durulacak ve akabinde Kur’ân’da kullanıldığı alanlar sistematik bir şekilde tasnif edilecek ve geçtiği âyetlerde hangi manaları uhdesinde barındırdığı örnekle detaylandırılarak açıklanacaktır Daha fazlası Daha az

Kur’ân Üslûbundaki İfade Tercihleri ve Mana İlişkisine Molla Gürânî’nin Yaklaşımı

İSKENDER ŞAHİN

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.413 - 432

Kur’ân-ı Kerîm dil özellikleri yönüyle kendine has belâgat üslûbuna ve üstün bir ifade gücüne sahiptir. Ayetlerdeki ifade tercihlerinin yanı sıra lafız ve mana ilişkisi yönüyle de eşsiz bir metindir. Muhtevasındaki hususîlik, harflerin, kelimelerin ve terkiplerin dizimindeki edebî ahenk ve bunların bağlama uygun olarak zikredilmesi Kur’ân’ı belâgatın zirvesinde mûciz bir söz sanatı eseri kılar. Ayetlerde en fasih lafızlar bir araya gelmiş ve en doğru mana en güzel söz dizimiyle aktarılmıştır. Kur’ân’ı inkâr eden muhataplara onun bir benzerini getirme hususunda tehaddîde bulunulması ve muâraza girişimlerinin acziyetle sonuçlanması da . . . iʻcâzî yönünün üstünlüğüne delalettir. Molla Gürânî (ö. 893/1488) de Ġâyetü’l-Emânî adlı tefsirinde Kur’ân’ın belâgatına ve iʻcâzına dair önemli tespitlerde bulunur. Kur’ân’ın anlatım üslûbundaki ifade tercihleri ve mana ilişkisi bağlamında farklı kullanımlardaki belâğî nüktelere değinir. Tercih edilen lafız ve terkiplerin sarfî ve nahvî yapılarını tahlil eder ve delalet ettikleri mana inceliklerine dikkat çeker. Bu çalışmada müfessirin ayetlerde belîğ üslûp olarak nitelendirdiği dilsel kullanımlara ve manaya yansımalarına dair yaklaşımları ele alınmıştır Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms