Filtreler
Filtreler
Bulunan: 17 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Yayın Dili [2]
Production and characterization of althea officinalis L. (marshmallow) fiber reinforced polyester composites = Althea officinalis L. (hatmi) lifi katkılı polyester kompozitlerin üretimi ve karakterizasyonu

Kılınç, Ahmet Çağrı

Yüksek Lisans | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

ALTHEA OFFICINALIS L. (HATMİ) LİFİ KATKILI POLYESTER KOMPOZİTLERİN ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU ÖZET Bu çalışmada Althea Officinalis L. (Hatmi) lifleri polyester kompozitler üretilmesinde takviye malzemesi olarak kullanılmıştır. Althea officinalis l. bitkisi Mordoğan, İzmir'den (Türkiye) toplanmıştır. Lif eldesi suda havuzlama ve kimyasal (NaOH) çıkarım ile yapılmıştır. Çıkarım işleminin ardından althea liflerin mekanik, ısıl ve morfolojik özellikleri incelenmiştir. Liflerin kristalinite indeksi Rigaku Dmax-2200-PC XRD (X-ışını difraktometresi) kullanılarak; liflerin yüzey morfolojisi ve kompozitlerin kırılma yüzeyleri JEOL-JJM 606 . . .0 model SEM kullanılarak incelenmiştir. Althea lifi/polyester kompozitleri el yatırması yöntemiyle üretilmiştir. Althea lifi takviyeli kompozit numuneler %5, %10 ve %20 olmak üzere farklı ağırlık oranlarında üretilmiştir. Kompozit malzemelerinin üretilmesinin ardından kompozit plakaların işlenmesiyle test numuneleri üretilmiştir. Kompozitlerin mekanik; çekme ve eğilme özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar althea officinalis liflerinin %5 NaOH içeren çözeltide kaynatılmasının yüzey empüritelerinin giderilmesine, çekme dayanımı ve kristalinitenin sırasıyla %37 ve %74 artmasına neden olduğunu göstermiştir. Ayrıca FTIR analizleri göstermiştir ki althea liflerinin %5 NaOH içeren çözeltide kaynatılmasıyla hemiselüloz ve lignine ait bazı piklerin şiddetleri azalmış ve/veya pikler yok olmuştur. Suda havuzlanmış ve kimyasal olarak çıkarılmış liflerin yoğunlukları sırasıyla 1,2584 g/cm3 ve 1,3378 g/cm3 olarak bulunmuştur. Kompozit malzemeler açısından bakıldığında ise artan lif takviye oranına ve artan lif uzunluğuna bağlı olarak çekme ve eğilme dayanımları artış göstermiştir. Çekme dayanımı, 50mm lif boyutlu %20 takviye oranında takviyesiz polyestere göre neredeyse üç kat daha yüksektir Daha fazlası Daha az

Development of microstructural and mechanical properties of aluminum alloys by equal channel angular pressing (ECAP) process Eş kanal açılı presleme (EKAP) yöntemiyle aluminyum alaşımlarının mikroyapı ve mekanik özelliklerinin geliştirilmesi

Yeşil, Mehmet Mahsun

Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTSevere Plastic Deformation (SPD), applying extreme force to alterate and refine the structures of materials permanently, have a huge potential to improve the mechanical and structural properties of materials superiously. ECAP is a kind of SPD techniques to produce submicron or nano sized grains in the material structure by applying stress to the sample passing through two angular intersected channels have the same diameters. ECAP has recently been becoming one of the most favourable candidate method in the production of nanostructured materials.One of the main objectives of this study and relating experiment is trying to und . . .erstand how the properties of the material enhance under applied progressive and severe pressure. This process is directly related to the internal structure and texture of the material. A more strengthened material structure with superior properties is always desired to achieve. The material strengthening mechanism has been explained by dislocation theory which is based on the restricting the movement of dislocations through the crystalline lattice.ÖZETYoğun bir şekilde kuvvet uygulanarak malzemelerin yapısını kalıcı halde değiştirip iyileştiren Aşırı Plastik Deformasyon (APD) yöntemi, malzemelerin mekanik ve yapısal özelliklerini mükemmel derecede geliştirmesi açısından güçlü bir potansiyele sahiptir. APD yöntemlerinden biri olan Eş Kanallı Açısal Presleme (EKAP) tekniği de aynı çaplara sahip açısal olarak kesişen iki kanaldan stres uygulanarak numunenin geçirilmesi sonucu malzeme yapısında mikronaltı veya nano ölçekte taneciklerin oluşumunu sağlar. EKAP, son zamanlarda nano yapılı malzemelerin üretiminde favori aday yöntemlerden biri haline gelmiştir.Bu araştırmanın ve ilgili deneyin ana hedeflerinden biri, malzemenin özelliklerinin uygulanan progresif ve şiddetli basınç altında nasıl gelişim gösterdiğini anlamaya çalışmaktır. Bu süreç doğrudan malzemenin iç yapısı ve dokusu ile ilgilidir. Üstün özelliklere sahip daha sağlam bir malzeme yapısının elde edilmesi her zaman amaçlanmıştır. Malzeme mukavemeti, dislokasyonların kristal kafes boyunca hareketini kısıtlamaya dayanan teori ile açıklanır Daha fazlası Daha az

Surface modification of micronized quartz powders and investigation of additives as filling material in polymer matrix composite materials Mikronize kuvars tozlarının yüzey modifikasyonunun yapılması ve polimer matrisli kompozit malzemelerde dolgu malzemesi olarak incelenmesi

Akyüz, Orhan

Doktora Tezi | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

SUMMARYThe interfacing compatibility of the matrix material with the filler material in composite materials is one of the most important factors affecting the performance of the composite. A wide variety of chemical methods are applied to increase the interfacial compatibility of the matrix material with the filler material. The most important of all is the surface modification technique, in which surface-active agents are used to reinforce the matrix-filler bond and where a chemical process is applied to the surface of the filler material.This technique is based on the chemical treatment of the filler material with surface active a . . .gents to increase the compatibility of the matrix-filler materials by forming chemical bond(s) between the matrix material and the filler as well as a physical strength in their interactions. In this study, micronized quartz (MQ) powders, in order to be used as filling material, were first modified with four different surface modification agents. Then, micronized quartz, commercially available as silanized quartz (SQ) and surface modified micronized quartz powders were mixed with Polypropylene (PP) being used as matrix material by high-speed thermokinetic mixer in order to produce composite materials.ÖZETKompozit malzemelerin performansına etki eden en önemli etkenlerden birisi, dolgu ve matris malzemelerinin arayüzey uyumudur. Her iki malzemenin arayüzey uyumunu artırmak için çeşitli kimyasal yöntemler uygulanmaktadır. Bunların en başında matris-dolgu malzemesi bağını/etkileşimini güçlendirmek için yüzey aktif ajanların kullanıldığı ve dolgu malzemesinin yüzeyine kimyasal bir işlemin uygulandığı yüzey modifikasyon tekniğidir. Bu tekniğin temeli, yüzey aktif ajanlarla kimyasal işleme tabi tutulan dolgu malzemesi ile matris malzemesi arasında fiziksel bir bağ kuvvetinin yanında kimyasal bağ oluşturularak matris-dolgu malzemesi uyumunun artırılmasına dayanmaktadır. Bu çalışmada ilk olarak dolgu malzemesi olarak kullanılan mikronize kuvars (MQ) tozları, 4 farklı yüzey modifikasyon ajanı ile muamele edilerek yüzey modifikasyon işlemi yapılmıştır. Daha sonra mikronize kuvars, ticari olarak temin edilen silanize kuvars (SQ) ve yüzey modifikasyonu yapılmış mikronize kuvars tozları ve matris malzemesi (Polipropilen, PP) birlikte yüksek hızlı termokinetik karıştırıcı ile karıştırılarak kompozit malzeme üretimleri gerçekleştirilmiştir Daha fazlası Daha az

Hybrid surface modification for fiber reinforced EPDM composites Elyaf takviyeli EPDM kompozitler için hibrit yüzey modifikasyonu

Bakiler, Gökçe

Doktora Tezi | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETEPDM, iyi ozon ve hava dayanımı, idare eder sıcaklık dayanımı, su ve antifriz gibi polar sıvılara olan dayanımı ve hidrokarbonlara olan zayıf dayanımı ile iyi bilinen geleneksel bir kauçuk tipidir. Bu çalışmada kullanılan elyaf tipleri karbon, basalt, PA2 cam, PP4 cam ve aramiddir. Karbon elyaf yüksek çekme mukavemeti, yüksek elastik modülüs, yüksek kırılganlık, düşük sürünme eğilimi, kimyasal inert davranış, düşük ısı genleşmesi ve iyi elektriksel iletkenlik özellikleri ile bilinmektedir. Bazalt elyaf çok yüksek sıcaklığa dayanabilir ve yangın engelleme elementi olarak davranabilir. İyi termal dayanıma, kuvvete, yüksek sürtünme . . . katsayısına ve düşük yırtılma hızına sahiptir. Deniz suyu ve UV radyasyon dayanımı yüksektir. Cam elyaflar düşük uzamada yüksek çekme mukavemetine ve düşük yoğunluğa sahiptirler. Aramid elyaflar sıcaklık dayanımı olan güçlü sentetik elyaf grubundalardır. Elyaflar daha yüksek mekanik, termal dayanım, sıvı dayanımı ve yalıtkanlık özellikleri elde etmek için EPDM kauçuk ile karıştırılırlar. Böylece elyaf takviyeli EPDM kompozitler oluşur. Elyaf- kauçuk karışımları için 2-5-10 PHR elyaf oranları kullanılmıştır. Pişim özellikleri, mekanik özellikler, sıcak hava ve antifiriz yaşlanma özellikleri incelenmiştir.ABSTRACTEPDM is a conventional rubber type, very well known with its good ozone and weather resistance, fair temperature resistance, successful resistance to polar liquids like water and coolant and poor resistance to hydrocarbons. Fibers that are used in the study are carbon, basalt, PA2 glass, PP4 glass and aramid. Carbon fiber is very well known with high tenacity, high modulus of elasticity, high brittleness, low creeping tendency, chemically inert behaviour, low heat expansion and good electrical conductivity. Basalt fiber is capable to withstand very high temperature and can act as fire blocking element. It has good thermal resistance, strength, high friction coefficient and low wear rate. It has superior electrical insulating properties. It has high performance of sea water resistance and UV radiation resistance. Glass fibers have a high tenacity at a low elongation combined with low density. Aramid fibers are a class of heat-resistant and strong synthetic fibers. Fibers are blended with EPDM rubber to have improved characteristics of the components separately in a composite structure like higher mechanical properties, thermal resistance, fluid resistance and insulating properties. Hence fiber filled EPDM composites are held. Firstly 2, 5, 10 PHR fiber ratios are used to be blended inside EPDM rubber mixture Daha fazlası Daha az

Huntit ve hidromanyezit mineralleri içeren alev geciktirici kompozitlerin imalatında amonyum polifosfatın sinerjik etkisinin araştırılması Investigations of the synergstic effect of ammonium polyphosphate ın the manufacture of flame retardant composites containing huntite and hydromagnesite minerals

Kuru, Buket

Yüksek Lisans | 2022 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu çalışmada, fosfor-azot bazlı şişen yangın geciktirici sistem ve Türk Huntit/Hidromanyezit mineral kombinasyonundan oluşan alev geciktirici kompozitlerin termal, mekanik ve yanma davranış özellikleri incelendi.Mineral bazlı alev geciktiriciler kullanıldığında kompozitin mekanik performansı gerilediği için fosfor-azot bazlı şişen alev geciktiriciler kullanılarak, alev geciktirici V0 sınıfından ayrılmadan kompozitin mekanik özellikleri iyileştirilmeye çalışıldı. Huntit/hidromanyezit ve fosfor-azot bazlı şişen alev geciktirici katkı karışımları içeren polipropilen bazlı kompozitler, çift vidalı bir ekstrüder kullanılarak ekstrüzy . . .on işleminde hazırlandı. Kompozit karışım yüksek hızlı laboratuvar termokinetik karıştırıcı mikseri kullanılarak eritildi. Plakalar sıcak preslendi, ardından soğuk prese bırakıldı. Mekanik ve yanıcılık testleri için test numuneleri sırasıyla ISO 527-2 standardı, ISO 178 standardı ve UL 94 dikey yanıcılık standartlarına göre hazırlandı.ABSTRACTIn this study, thermal, mechanical and combustion behavior properties of flame retardant composites consisting of phosphorus-nitrogen based intumescent fire retardant system and Turkish Huntite/Hydromagnesite mineral combination were investigated. One of the primary challenges arises from the requirement to achieve good mechanical performance in the composite when using mineral-based flame retardants. For this reason, by using intumescent flame retardants, it has been tried to reduce the mineral ratio in the composite without leaving the flame retardant V0 class.Polypropylene-based composites containing Huntite/hydromagnesite and phosphorus-nitrogen-based intumescent flame retardant mixtures were prepared in the extrusion process using a twin screw extruder. The composite mixture was melted using a high-speed laboratory thermokinetic mixer. The plates were hot pressed, then cold pressed. Test samples for mechanical and flammability tests were prepared according to ISO 527-2 standard, ISO 178 standard and UL 94 vertical flammability standards, respectively Daha fazlası Daha az

Electrochemically modified carbon fibers as an active mass additive in enhanced flooded lead acid battery Elektrokimyasal olarak modifiye edilmiş karbon fiberlerin güçlendirilmiş sulu kurşun asit akülerde aktif malzeme katkısı olarak kullanılması

Turhan, Alper

Doktora Tezi | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETKurşun asit akü elektrotlar, kurşun oksidin sülfürik acid ile karıştırılmasıyla elde edilir. İlaveten, bazı karbon türevleri ve bazı polimer fiberler, aktif malzeme etkinliğini arttırmak ve plakaların mukavemetinin arttırılması için pastaya eklenir. Onlarca yıldır, birçok araştırmacı tarafından akülerin şarj olma kabiliyetini arttırmak için çeşitli karbon türevleri aktif katkı malzemesi olarak çalışılmıştır. Karbon bakımından zengin yüzeyler aktif malzemede iletken bir köprü oluştururken aynı zamanda yüzeyin elektrokimyasal etkinliğini de arttırır. Bu nedenle, aktif malzeme içine karbon ilavesi, kurşun asit akülerin kullanım ömr . . .ünü arttırır. Ancak, karbon ilavesi hidrojen çıkışı potansiyelini düşürmesi ve su kaybını arttırması nedeniyle bakım gerektirmeyen aküler için bazı dezavantajlara sahiptir. Su kaybındaki artış asitliğin artmasına neden olur. Bu nedenle, aktif malzemenin korozyon hızı artar ve akü ömrü kısalır. Bazı çalışmalar, elektrokimyasal olarak aktif karbonun, aktif malzeme içine ilave edilen metalik çinko ve kalayın karbon ile kullanılmasının hidrojen gaz çıkışını azaltarak kurşun asit akülerin ömrünü arttırdığını göstermiştir.SUMMARYThe lead acid battery electrodes are produced by mixing lead oxide with Sulphuric Acid to yield a paste. Additionally, some carbon derivatives and some polymeric fibers are added into the mass, known as the active mass, to increase the efficiency and to improve the strength of the plates, respectively. For decades, various types of carbon derivatives have been studied by many researchers as an active additive material to improve the charge acceptance figures of the batteries. Carbon rich surface that constructs a conductive bridge in the active mass, also increases the electrochemical activity of the surface. Thus, carbon adding for active materials increases the cycle life of the lead acid batteries. However, adding carbon have some important disadvantages for maintenance free batteries as a result of the decrease in hydrogen over potential and the increase in water loss. The increment in water loss causes the increase in the acidity. Therefore, the corrosion rate of the active material increases, and battery life is shortened. Some studies showed that using electrochemically activated carbon together with individual metallic zinc and tin in the active material increased the hydrogen evolution and collaboration of carbon with Zn and Sn increased the cycle life of the lead-acid batteries Daha fazlası Daha az

Grafen köpük / SiO2 katkılı şok emici nanokompozit malzemelerin üretimi ve karakterizasyonu

Erdem, Çağlar

Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETTez projesi kapsamında üretilen köpük grafen, kimyasal buhar biriktirme yöntemi kullanılarak sentezlenmiştir. GK‟nin yapısı, düzlemsel grafene göre daha fazla yüzey alana sahip ve gözenekli olması sebebiyle darbe soğurma etkisinin daha yüksek olması hedeflenmiştir. Köpük yapının doğası gereği bulunan boşluklar ve gözenekler ise kayma gerilimi altında kalınlaşan akışkan (KKA) ile doldurulmuştur. KKA malzemesi mekanik karıştırma yöntemi ile sentezlenerek, GK yapısına katkılanmıştır. Böylece mevcut yapının darbe soğurma özelliği daha da arttırılmıştır. Son olarak bu kompozit yapı, alttan ve üstten polidimetilsiloksan (PDMS) ile lam . . .ine edilerek tek parça ve bütün bir laminar kompozit yapı elde edilmiştir. Gerekli olduğu takdirde bu laminar tabakaların sayısı arttırılarak istenilen şok emici değerlere sahip çok katmanlı bir malzeme elde edilmesi öngörülmüştür. Bu sayede oluşturulan yapının hafif, esnek ve ince olmasının yanı sıra muharebelerde bıçak gibi keskin ve sivri uçlu silahlara karşı da yüksek seviyede şok emici özellik göstermesi hedeflenmiştir.ABSTRACTFoam graphene produced as part of the thesis project was synthesized by using the chemical vapor deposition method. Because of the structure of GF has more surface area and being porous compared to planar graphene, it is aimed to have higher impact absorption effect. The existing cavities and pores due to the nature of the foam structure was filled with shear thickening fluid (STF). STF material was synthesized by mechanical mixing method and doped to GF structure. In this way, the impact absorption feature of the present structure is further increased. Eventually, this composite structure was laminated with poly-dimethylsiloxane (PDMS) from the bottom and top and to obtain a one-piece and a complete laminar composite structure. If necessary, it is forseen to obtain a multilayermaterial with desired shock absorbing values by increasing the number of these laminar layers. In this way, the structure created is intended to be light, flexible and thin, as well as to show a high level of shock absorption against sharp and pointed weapons such as knives in combat Daha fazlası Daha az

Effect of natural fiber wastes on polyolefin and thermoplastic based materialsDoğal elyaf atıkların poliolefin ve termoplastik malzemeler üzerindeki etkisi

Yaşar, Fadıl Anzer

Yüksek Lisans | 2019 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

Özet:Küresel çevre sorunları, biyo-temelli malzemelere olan ilginin artmasına neden olmuştur. Yenilenebilir hammaddelere odaklanmak, biyolojik olarak parçalanabilir veya makul bir maliyette geri dönüştürülebilir malzemelerle uğraşmayı sağlayabilir.Çevre dostu malzemelere olan talebin artması ve geleneksel liflerin maliyetini azaltma isteği sonucunda, birçok doğal lif kompoziti geliştirilmiştir.Keten, kenevir, muz,pamuk, hindistan cevizi, sisal ve jüt gibi doğal lifler bilim ve teknoloji ile uğraşan kişilerin tüketim malları, düşük maliyetli konutlar ve diğer sivil yapılardaki uygulamalar için ilgi odağı olmaktadır.Bu çalışmanın amac . . .ı, doğal elyaf atıklarını ve termoplastik proses atıklarını değerlendirmektir.Summary:Global environmental issues have led to a renewed interest in bio-based materials, with the focus on renewable raw materials which can be biodegradable or recyclable at reasonable costs. As a result of the increasing demand for environmentally friendly materials and the desire to reduce the cost of traditional fibers, many natural fiber composites have been developed. Natural fibers like flax, hemp, banana, cotton, coir, sisal, and jute have attracted the attention of scientists and technologists for applications in consumer goods, low-cost housing, and other civil structures. The objective of this study is to evaluate natural fiber waste and thermoplastic process waste Daha fazlası Daha az

Production and characterization of 316L and 316L/SİC hollow fiber membranes sintered in various atmospheres Farklı atmosferlerde sinterlenmiş 316L ve 316L/SİC içi boş fiber membranların üretimi ve karakterizasyonu

Şahin, Ezgi

Yüksek Lisans | 2021 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETPaslanmaz çelik içi boş fiber membranlar, çevre, kimya ve atık arıtma endüstrilerinde gaz ve sıvı ayrıştırmaları veya partikül filtresi olarak kullanılır. Seramik içi boş fiberlerin yük kapasitesi ve kırılganlığı bu uygulamalar için bir sorundur. Son 5 yılda özellikle paslanmaz çelik membranlarla ilgili çalışmalar artmış ve 300 MPa ve üzeri eğilme mukavemetine, iyi gaz geçirgenliğine ve filtrasyon performansına sahip malzemeler üretilmiştir. Bu tezin amacı, farklı toz boyutlarında, kompozit içeren farklı kompozisyonlarda ve farklı sinterleme atmosferlerinde (argon ve azot/hidrojen) içi boş fiber membranlar üretmek ve üstün özell . . .iklere sahip içi boş fiber membranların morfolojik ve mekanik özelliklerini detaylı olarak incelemektir.ABSTRACTStainless steel hollow fiber membranes are used as supports or particle filters for gas and liquid seperations, wastewater purification materials in environmental, chemical and waste treatment industries. The load capacity and brittleness of ceramic hollow fibers is a problem for these applications. Therefore, studies on especially stainless steel membranes increase over the past 5 years, and materials having bending strength of 300 MPa and above, good gas permeability and filtration performance have been produced as a result of these studies. The aim of the thesis is to produce hollow fiber membranes in different powder sizes, different compositions including composites and different sintering atmospheres (argon and nitrogen/hydrogen), and to examine in detail the morphological and mechanical properties of hollow fiber membranes with superior properties Daha fazlası Daha az

Mobilya üretim atıklarının yüksek katma değerli biyokompozitlere dönüştürülmesi Transforming furniture production wastes to high added value biocomposites

Türk, Mutlu

Doktora Tezi | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu çalışmada farklı oranlarda dolgu malzemesi katılarak üretilen pelletlerden OPK levhalar üretilmiş ve yüksek katma değerli mobilya bağlantı elemanları elde edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında odun plastik kompozit (OPK) malzeme üretimi için dolgu malzemesi olarak mabilya fabrikası atıkları, matris malzeme olarak da polipropilen (PP), yüksek yoğunluklu polietilen (YYPE) kullanılmış olup, bağlayıcı eleman olarak maleik anhidrid aşılanmış polipropilen (MAPP) ve maleik anhidrid aşılanmış polietilen (MAPE) kullanılmıştır. Polimer matris malzemelerin içerisine 10,20,30,40,50 oranlarında dolgu malzemesi olarak mobilya malzemes . . .i atığı kullanılmış olup, bağlayıcı malzeme kullanılan gruplarda 5 oranında MAPP ve MAPE kullanılmıştır. OPK malzemeler karışım oranlarına göre çift vidalı ekstrüderde imalatı gerçekleştirilmiştir. Farklı oranlarda dolgu malzemesi katılarak üretilen pelletlerden OPK levhaları üretilmiş ve bunların mekanik özellikleri, eğilme direnci için ASTM-D 790, çekme direnci için ASTM-D 638, vida tutma direnci ve janka sertlik deneyi için ASTM-D 1037-06 standartları doğrultusunda deneyler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen OPK malzemelerden enjeksiyon kalıplama yöntemiyle üretilmiş olan mobilya köşe bağlantı elemanlarının mukavemet özelliklerinin belirlenmesi için orta yoğunluklu lif lam levha (MDF Lam) ve yonga levha lam (YL Lam) kullanılarak ortaya konan mobilya köşe bağlantı elemanlarında diyagonal çekme ve diyagonal basınç deneyleri ile mukavemet özellikleri incelenmiştir.ABSTRACTIn this study, OPK sheets were produced from pellets produced by adding filling material in different proportions and it was aimed to obtain furniture fasteners with high added value. Within the scope of the study, furniture factory wastes as filling material, polypropylene (PP), high density polyethylene (YYPE) as matrix material, maleic anhydride grafted polypropylene (MAPP) and maleic anhydride grafted as binder material were used for the production of wood plastic composite (OPK) material. polyethylene (MAPE) was used. Furniture material waste was used as filling material at the rate of 10,20,30,40,50 in polymer matrix materials, and 5 of MAPP and MAPE were used in the groups in which binder material was used. OPK materials were manufactured in a twin screw extruder according to the mixing ratios. OPK boards were produced from pellets produced by adding filling material in different proportions and their mechanical properties were tested in accordance with ASTM-D 790 for bending resistance, ASTM-D 638 for tensile strength, and ASTM-D 1037-06 for screw holding resistance and janka hardness test. In order to determine the strength properties of furniture corner fasteners produced from the obtained OPK materials by injection molding method, diagonal tensile and diagonal pressure tests and strength properties of furniture corner fasteners using medium density fiberboard (MDF Lam) and particleboard lam (YL Lam) examined Daha fazlası Daha az

Glucose biosensor applications based on graphene foam/α-Fe2O3 nanocomposite Grafen köpük/α-Fe2O3 nanokompozit tabanlı glukoz biyosensör uygulamaları

Hano, Harun

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ABSTRACTThree-dimensional graphene foam (GF) is used as a practical substance due to its high electrical conductivity and high surface area in many advanced applications. Moreover, hematite (α-Fe2O3) nanowires play a significant role in sensitivity and selectivity of biosensors by increasing the surface area of nanocomposite structures. Therefore, a hierarchical GF/α-Fe2O3 nanocomposite structure was developed in this thesis with superior properties for the construction of an enzymatic glucose biosensor.Characterizations of the obtained structure were carried out by using Raman Spectroscopy, X-Ray Diffraction (XRD), X-Ray Photoelect . . .ron Spectroscopy (XPS) and Scanning Electron Microscopy (SEM). As a result, graphene was synthesized on nickel foam, and single-layer graphene foam (I2D/IG2.96) was obtained after etching nickel substrate. Thereafter, hematite nanowires with a length of approximately 430 nm were successfully fabricated on graphene foam using hydrothermal method. Thesurface of the fabricated hierarchical nanocomposite structure was coated by chitosan (CS) and glucose oxidase enzyme (GOx) in order to be used as a working electrode of a biosensor. Electrochemical properties of the developed nanocomposite electrode were determined by Cyclic Voltammetry (CV), Chronoamperometry, and Electrochemical Impedance Spectroscopy (EIS). The results showed a sensitivity of 9.61 μAmM-1cm-2 and a wide linear detection against glucose concentrations in the range of 1-5 mM (R20.96451). Besides, the developed glucose biosensor provided a limit of detection (LOD) of 2.39 μM. Selectivity, reproducibility, response time, and storage stability of the sensor were found to be satisfactory. In conclusion, the ITO/GF/α-Fe2O3/CS/GOx sensor can be an alternative for glucose determination in the future.ÖZETÜç boyutlu grafen köpük (GF), sahip olduğu yüksek elektriksel iletkenlik ve geniş yüzey alanı nedeniyle birçok gelişmiş uygulamalarda kullanılmaktadır. Ayrıca, hematit (α-Fe2O3) nanotelleri, nanokompozit yapıların yüzey alanını artırarak biyosensörlerin duyarlılığında ve seçiciliğinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada ise, enzimatik glukoz biyosensörü yapısında üstün özellikler gösteren hiyerarşik GF/α-Fe2O3 nanokompozit yapısı geliştirilmiştir. Elde edilen yapının karakterizasyonu, Raman Spektroskopisi, X-Işını Kırınımı (XRD), X-Işını Fotoelektron Spektroskopi (XPS) ve Taramalı Elektron Mikroskopisi (SEM) kullanılarak tamamlanmıştır. Bu çalışma sonucunda, nikel köpük üzerinde (I2D/IG2.96) grafen sentezi tamamlanarak transfer işlemi sonrası nikelin ortamdan uzaklaştırılması ile tek katmanlı grafen köpük elde edilmiştir. Daha sonra, hidrotermal yöntemle grafen köpük üzerinde yaklaşık 430 nm uzunluğa sahip hematit nanotelleribaşarılı bir şekilde üretilmiştir. Üretilen hiyerarşik nanokompozit yapının yüzeyi, bir biyosensörün çalışma elektrodu olarak kullanılması için kitosan (CS) ve glikoz oksidaz enzimi (GOx) ile kaplanmıştır. Son olarak geliştirilen çalışma elektrodunun elektrokimyasal karakterizasyonu, Dönüşümlü Voltametri (CV), Kronoamperometri ve Elektrokimyasal Empedans Spektroskopisi (EIS) ile belirlenmiştir. Elde edilen biyosensör, 0-0.6 V potansiyel aralığında, 9.61 μAmM-1cm-2 değerinde bir duyarlılık ve 1-5 mM (R20.96451) aralığında bulunan glukoz derişimlerine karşı geniş bir doğrusal tayin aralığı göstermiştir. Ayrıca geliştirilen glukoz biyosensörü, 2.39 μM değerinde bir tespit limiti (LOD) göstermiştir. Sensörün seçiciliği, tekrarlanabilirliği, tekrar oluşturulabilirliği, cevap süresi ve depolama kararlılığının tatmin edici olduğu görülmüştür. Sonuçlar, ITO/GF/α-Fe2O3/CS/GOx sensörünün gelecekte glukoz tayininde kullanılabilecek bir çalışma elektrodu olabileceğinigöstermiştir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms