Filtreler
Hemşirelik Bakımında El Masajı Uygulaması ve Yapılan Çalışmaların Sistematik Analizi

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 1 ) , pp.15 - 20

Amaç: Bu sistematik derleme, masajın bölgesel uygulaması olan el masajı ile ilgili yapılan çalışmaları incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı tipte bir kayıt araştırmasıdır. Konuyla ilgili makalelere ulaşmak için Ovid, Medline ve Pubmed gibi veri tabanları taranmıştır. Yapılan taramalarda ‘massage’, ‘massage therapy’, ‘hand massage, ‘nursing’ gibi anahtar kelimeler kullanılmıştır. Ocak - Nisan 2016 tarihleri arasında yapılan taramalar sonucu belirlenen seçim kriterlerine uygun toplam 19 çalışmaya ulaşılmıştır. Bulgular: Çalışmalar incelendiğinde; çalışmaların %31.5’i (n=6) ameliyat sonrası ağrı, %31. . . .5’i (n=6) yaşlılarda demans, depresyon, ajite davranış gibi hastalık ve semptomların yönetiminde, %10.5’i (n=2) romatoid artrit tanısı almış bireylerde ağrı ve %10.5’i (n=2) karpal tünel sendromu olan hastalarda hastalığın semptom yönetiminde masajın etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Sonuç: Bu çalışmanın sonucunda, hemşirelerin, el masajı uygulaması ile ilgili bilgi sahibi olarak, daha etkin bakım verebilmek için maliyeti olmayan, kolay uygulanabilen ve etkin sonuçlar veren el masajı uygulamasını, hemşirelik bakımına direkt olarak dahil edebilecekleri düşünülmektedir. Objective: This systematic review was conducted to analyse the studies related to hand massage therapy which is the local application of massage. Materials and Method: This study is a descriptive record research. The data of study were gathered from databases like Ovid, Medline and Pubmed. The key words such as ‘massage’, ‘massage therapy’, ‘hand massage, ‘nursing’ were used. Sample of this study had totally 19 studies which met the inclusion criteria after the literature review between the dates of January and April 2016. Findings: When studies were examined, it was found out that studies were carried out to evaluate the effect of massage therapy on postoperative pain in 31.5% (n=6) of studies, on management of symptoms as dementia and depression in 31.5% (n=6) of studies, on pain in patients with rhematoid arthritis in 10.5% (n=2) of studies and on management of symptoms in patients with carpal tunnel syndrome in 10.5% (n=2) of the studies. Conclusion: Consequently, it is thought that nurses, who have knowledge about the hand massage, could directly include the hand massage application, that is easily applied, cost-effective and which gives effective results, into the nursing care Daha fazlası Daha az

Türkiye’de Yaşlıların Yaşam Kalitesi: Sistematik İnceleme

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 1 ) , pp.21 - 28

Amaç: Bu sistematik inceleme, Türkiye’de yaşlıların yaşam kalitelerini ve etkileyen faktörleri araştıran çalışmaların sistematik bir şekilde incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, Temmuz-Ağustos 2016 tarihleri arasında “yaşlılık”, “geriatri” ve “yaşam kalitesi” anahtar kelimeleriyle taranarak ulaşılan, son on yılda Türkiye’de yapılmış, yayın dili Türkçe/İngilizce, yayınlanmış ve tam metni bulunan 33 makale incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen makalelerin tamamı tanımlayıcı tipte olup, 12 çalışma huzurevlerinde, 17 araştırma ev ortamında yaşayan yaşlılar ile yapılırken 4 çalışma hastane ya da aile . . .sağlık merkezlerine başvuran, 1 çalışma ise ev ve huzurevinde kalan kişileri ortak içeren bir örneklemle yürütülmüştür. İncelenen çalışmalardan üç tanesinin inkontinans, dört çalışmanın depresyon, bir çalışmanın ise yaşlılarda kazalar ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi ele aldığı, 25 çalışmanın ise yaşam kalitesini etkileyen faktörleri incelediği görülmüştür Sonuç: Yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, seçilen popülasyonun özelliklerine göre farklılıklar göstermekle birlikte, tüm çalışmalarda, kronik bir hastalığın varlığı ve/veya bağımsızlık düzeyindeki azalma ile yaşam kalitesinin düştüğü, sağlığı algılama durumu ile yaşam kalitesi arasında doğru orantılı bir ilişki olduğu ileri sürülmüştür. Objective: This systematic investigation was planned in order to systematically investigate the studies about quality of life of elderly people in Turkey and the affecting factors. Materials and Method: In the study, the keywords old age, geriatrics, and quality of life were scanned between July and August 2016, and 33 full text articles, published in Turkey in the last decade, in Turkish/ English were investigated.Findings: All of the articles included in the study were of a descriptive type, and 12 studies were conducted on elderly people living in nursing homes, 17 studies were with the community-dwelling elderly, 4 studies were on elderly applied to hospitals or family healthcare centers, and 1 study was conducted with a sample that included participants both community-dwelling and residing at nursing home. It was found that three of the studies dealt with incontinence, four with depression, and one with the relationship between accidents and quality of life among elderly people, while 25 studies examined the factors affecting quality of life. Conclusion: The results obtained from the studies suggested that although the characteristics of the selected populations were different, in all studies quality of life reduced with the presence of a chronic illness and/or a reduction in the level of independence, and that there was a direct relationship between the state of health perception and the quality of life Daha fazlası Daha az

Kalp Cerrahisi Sonrası Ağrı Kontrolünde Yeni Yaklaşımlar

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 1 ) , pp.29 - 32

Yüksek riskli olarak bilinen koroner arter bypass greft cerrahisi, tüm dünyada açık kalp ameliyatları arasında en sık uygulanan girişim olup, ameliyat sonrası hastalarda kronik ağrı sendromu gelişebildiği belirtilmektedir. Kalp cerrahisi sonrası ağrının azaltılmasında, farmakolojik yöntemlerden opioid ve opioid olmayan analjeziklerin kullanımının standart olmasına karşın, opioid türevi analjezikler ile parasetamol ilaçların birlikte kullanımı, yaygın olan bir yaklaşımdır. Ağrı kontrolünde, farmakolojik olmayan yöntemler arasında; interkostal, paravertebral, spinal ve epidural lokal anestetik blokları uygun analjezik yöntemler olarak . . . önerilmekte olup, kalp cerrahisi sonrası ağrı kontrolünde narkotiklerin kullanımını azalttığı ve ağrının azaltılmasında, hasta sonuçlarını olumlu etkilediği belirtilmektedir. Sağlık bakım ekibi içinde önemli bir role sahip olan hemşireler, etkili ağrı yönetimi konusunda hasta ve ailesini bilgilendirmeli, ağrı ve ağrı tedavisine ilişkin komplikasyonları, ağrı tedavisindeki güncel yaklaşımları yakından izlemeli ve uygulamalarını kanıta dayandırmalıdır. Coronary artery bypass graft surgery known as high-risk is the most frequently performed one among open heart surgeries all over the world, while it is reported that chronic pain syndrome develops in patients after cardiac surgery. Although usage of opioid and non-opioid analgesics among pharmacological implementations is standard for reducing the pain after heart surgery, concomitant usage of opioids and paracetamol medicines is a common approach. In the non-pharmacological methods of pain control; intercostal, paravertebral, epidural and spinal anaesthetic blocks are proposed to be suitable analgesic methods, they are reported to decrease the need of narcotics to control pain after cardiac surgery and to positively impact patient outcomes in reducing the severity of pain. Nurses who have an important role in the healthcare team should inform patient and their families about effective pain management, should follow pain-treatment-related and pain-related complications and current approaches about pain treatment, and should base their practices on evidence Daha fazlası Daha az

Pediatri Hemşirelerinin Tıbbi Hatalardaki Tutumları

HATİCE YILDIRIM SARI

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 1 ) , pp.7 - 13

Amaç: Pediatri hemşirelerinin tıbbi hatalardaki tutumlarının belirlenmesidir. Çalışma tanımlayıcı tiptedir ve bir çocuk hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemi 179 hemşireden oluşmuştur. Verilerin toplanmasında “Sosyodemografik Soru Formu” ve “Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS 20 programında; sayı, yüzde, ortalama ve standart sapma değerleri verilerek yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %55.8’i (n=100) klinik, %44.2’si (n=79) yoğun bakım ünitelerinde çalışmaktadır. Pediatri hemşirelerinin Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği toplam puanı 3.48±0.51 olar . . .ak saptanmıştır. Ölçek alt boyutları değerlendirildiğinde; Tıbbi Hata Algısı alt boyut toplam puanı 2.93±0.77, Tıbbi Hataya Yaklaşım alt boyut toplam puanı 3.57±0.60, Tıbbi Hata Nedenleri alt boyut toplam puanı 3.57±0.58’dir. Hemşirelerin yaklaşık %50’si ramak kala hataların bildirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Sonuç: Pediatri hemşirelerinin tıbbi hatalardaki tutumlarının olumlu olduğu ve eğitim düzeyinin lisans ve lisansüstü olmasının olumlu tutumların varlığını etkilediği saptanmıştır. Pediatri hemşirelerinin özellikle ramak kala hataların bildirimi konusunda desteklenmesi gerekmektedir. Objective: The determination of the attitudes of the paediatric nurses towards medical malpractice. The study is a descriptive one and was conducted in a paediatric hospital. Materials and Methods: The sample of the study consisted of 179 nurses. “Sociodemographic Questionnaire” and “Medical Malpractice Attitude Scale” were used in the collection of the data. Analysis of the data was done with number, percentage, mean, standard deviation values using SPSS 20 program. Findings: 55.8% (n=100) of the nurses participating in the study worked in clinical and 44.2% (n=79) in intensive care units. The total score of Medical Malpractice Attitute Scale was 3.48 ± 0.51. When scale sub-dimensions were evaluated; mean total Medical Error Perception subscale score was 2.93 ± 0.77, mean total Medical Malpractice Approach subscale score was 3.57± 0.60, mean total Medical Error Reason subscale score was 3.57 ± 0.58. Approximately 50% of the nurses thought that errors of near misses should be reported. Conclusion: It has been determined that the attitudes of paediatric nurses towards medical malpractices were positive and that graduate and postgraduate levels of education affected the existence of positive attitudes. Paediatric nurses need to be particularly supported for reporting of near misses Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms