Filtreler
Filtreler
Bulunan: 80 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Veritabanı [1]
Tür [2]
Tez Danışmanı [1]
Dergi Sayısı [6]
Yayın Dili [2]
Editör/Editörler [2]
Adölesanlarda COVID-19 Korkusunun Sağlığı Geliştirme Davranışlarına Etkisi

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.253 - 259

Amaç: Bu araştırmada, adölesanların COVID-19 korku düzeylerinin sağlığı geliştirme davranışları üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntem: 24-30 Haziran 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen bu çalışma kesitsel tasarıma sahiptir. Araştırmanın örneklemi Denizli il merkezinde yaşayan yaşları 10 ile 19 arasında değişen 375 adölesandan oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, COVID-19 Korkusu Ölçeği ve Adölesan Sağlığı Geliştirme Ölçeği-Kısa Formu kullanılmıştır. Sağlığı geliştirme davranışlarını etkileyen faktörleri incelemek için çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada adölesanla . . .rın ortalama 17,66±6,13 (min.7- max. 35) olan COVID-19 korku düzeyleri orta düzeydedir. COVID-19 korkusunun sağlığı geliştirme davranışlarını olumlu yönde ve anlamlı şekilde etkilediği (β=0,135, p Daha fazlası Daha az

COVID-19 Pandemisi Sürecinde Hemşirelik Öğrencilerinin Koronavirüs Anksiyetesi Düzeyleri ve Stresle Baş Etme Şekilleri

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi8 ( 1 ) , pp.69 - 77

Amaç: Bu çalışma COVID-19 pandemi sürecinde Türkiye’de hemşirelik öğrencilerinde koronavirüs anksiyete düzeyi ile yaşadıkları stresle başa çıkma davranışlarını etkileyen etmenleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı tipte olan bu çalışma Eylül-Kasım 2020 tarihleri arasında Türkiye’de üniversitede öğrenim gören ve online ortamda ulaşılabilen 431 hemşirelik öğrencisinin katılımıyla tamamlanmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için etik kurul izni alınmış olup, veriler Kişisel Bilgi Formu, Koronavirüs Anksiyete Ölçeği ve Hemşirelik Öğrencileri İçin Stresle Baş Etme Davranışları Ölçeği kullanılar . . .ak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS (IBM SPSS Statistics 24) paket programı kullanılmıştır. Değerlendirmede frekans, yüzde, Mann-Whitney U testi ve Kruskal-Wallis H testi kullanılmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin koronavirüs anksiyete ölçeği puan ortalamasının 2,27±3,04 olduğu ve stresle baş etme davranışları ölçeği puan ortalamasının 43,49±9,00 olduğu ve sıklıkla kaçınma ve sorun çözme baş etme yöntemlerini kullandıkları belirlenmiştir. Yaşanan stresle baş etmede öğrencilerin en fazla hastalığın bulaşmaması için gerekli tedbirleri alma (%87,0) yolunu tercih ettikleri görülmüştür. Kadın cinsiyeti, sınıf düzeyi, genel sağlık algısı, COVID-19 geçirme endişesi ve yakın çevrede COVID-19 kaynaklı ölümlerin yaşanmasının koronavirüs anksiyetesi ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu belirlenmiştir ( Daha fazlası Daha az

Health Belief Levels of Adult Individuals on Prevention of Colorectal Cancer and Their Status of Participating in Screening Program

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi8 ( 1 ) , pp.37 - 44

Objective: This study was conducted to determine the health belief levels of the individuals aged 40-70 years for prevention of colorectal cancer and the rates and status of their participating in colorectal cancer screening programs. Material and Method: This descriptive study was conducted with 237 individuals who admitted to the surgery and internal outpatient clinics of a university hospital. Data were collected with a questionnaire including descriptive characteristics and colorectal cancer knowledge and behaviors of the participants and The Health Belief Model Scale for Protection from Colorectal Cancer was used. Resul . . .ts: It was determined that 19.8% of the individuals participated in the colorectal cancer screening. Individuals who had knowledge about colorectal cancer screening had 2.5 times more colorectal cancer screening behavior than the other group (Exp (β)/OR=2,246, %95, CI=1,1-4,3). Conclusion: As a result of this study, the participation in colorectal cancer screening was inadequate, participation in screening, descriptive characteristics and the mean sub scales scores did not change the participation, however the knowledge about colorectal cancer and the age of screening was found to have a positive effect on the participation in the screening Daha fazlası Daha az

Annelerin Bebek Beslenmesi Tutumları ve İlişkili Faktörler

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 8 ) , pp.925 - 932

Amaç: Bu çalışmanın amacı, 0-6 aylık bebeği olan annelerin bebek beslenmesi tutumlarının değerlendirilmesi ve bu tutum ile ilişkili faktörlerin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18 yaş ve üstü, 0-6 aylık bebeği olan anneler dâhil edilmiştir. Katılımcılara üç bölümden oluşan çevrimiçi anket uygulanmıştır. İlk bölümde sosyodemografik özellikler ve antropometrik ölçümler sorgulanırken, ikinci bölümde Iowa Bebek Beslenmesi Tutum Ölçeği (Iowa Infant Feeding Attitude Scale, IIFAS), üçüncü bölümde ise Edinburgh Postpartum Depresyon Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan 417 annenin yaş ortanca değeri 28 yıl, IIFAS pu . . .an ortalamaları 65,08 ± 6,83’tür. Bebek beslenmesi tutumları ile ilişkili faktörleri belirlemek için oluşturulan çoklu doğrusal regresyon modellerinde, annelerin lise ve üzeri eğitim almış olması IIFAS’ta 3,60 puan artış, gelirinin giderinden az olması ise 1,97 puan azalış ile ilişkili bulunmuştur. Ayrıca IIFAS’taki 2,82 puan artış, bebeğini son 24 saatte sadece anne sütüyle besleme ile ilişkili iken, 2,09 puan azalış ise bebeğin hafif şişman olması ile ilişkilidir. Bu faktörler annede postpartum depresyon riski olup olmamasına göre incelendiğinde, risk olmayanlarda lise ve üzeri eğitim almış olmak ve son 24 saatte sadece anne sütü alımı IIFAS’ta sırasıyla 4,01 ve 2,96 puan artışla, gelirinin giderinden az olması ve bebeğin hafif şişman olması ise sırasıyla 1,69 ve 2,76 puan azalışla ilişkilidir. Bununla birlikte, depresyon riski olan annelerde IIFAS puanları ile ilişkili herhangi bir faktör saptanmamıştır. Sonuç: Annelerin bebek beslenmesi tutumu eğitim durumu, sosyoekonomik düzey, doğum haftası ve depresyon gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Özellikle postpartum depresyon riskinin varlığı, bebek beslenmesi tutumunu tek başına olumsuz etkileyebildiği gibi diğer faktörlerin olası etkisini de değiştirebilir. Daha fazlası Daha az

The Effect of Social Support on Treatment Adherence and Self-Efficacy in Adult Patients with Type 2 Diabetes

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 8 ) , pp.949 - 954

Objective: To determine the effect of social support on adherence to treatment and selfefficacy in adult patients with type 2 diabetes. Material and Method: This cross-sectional study was conducted in at a university hospital’s inpatient diabetes clinic between January 2022-April 2022. The sample size of the study was determined as 431 as a result of the power analysis. In the study, Descriptive Characteristics Questionnaire, Multidimensional Scale of Perceived Social Support, Adherence Scale to Type 2 Diabetes Mellitus (DM) Treatment and Diabetes Management Self-Efficacy Scale for Patients with Type 2 DM were used as the data colle . . .ction tools. Results: It was determined that social support had positive effects on self-efficacy (p < 0.05). It was determined that social support had positive effects on treatment adherence (p < 0.05). Education level, complication, glycated haemoglobin A1c and body mass index were effective on self-efficacy of the patients. Education level, and complication were effective on treatment adherence of the patients (p < 0.05). Conclusion: The results showed that social support had a positive effect on the self-efficacy and treatment adherence of the patients. It may be asserted that improving social support of the patients after they were diagnosed with diabetes was beneficial during the disorder and may enhance self-efficacy and treatment adherence levels of the patients Daha fazlası Daha az

Examination of Spiritual Care Needs of Oncology Patients and Spiritual Care Competencies of Oncology Nurses

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 8 ) , pp.917 - 923

Objective: The study aimed to investigate the spiritual needs of oncology patients and spiritual care competencies of oncology nurses caring for the oncology patients. Material and Method: The study has a descriptive and cross-sectional design. The study was carried out with oncology patients (n=324) and oncology nurses (n=17) who were caring for them in oncology unit of a hospital in the city of İzmir, Turkey. The study data were collected using the Spiritual Needs Scale for the patients and the Spiritual Care Competency Scale-T for the nurses. In statistical analysis, number, percentile, mean score, and standard deviation were use . . .d. In the calculations, the level of statistical significance was taken as Daha fazlası Daha az

Hand Anatomy, Gender Differences, ROC Curve Values and Regression Formulas in Young Adults

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 7 ) , pp.557 - 561

Objective: In this study, our aim was to obtain the cut-off values with the “Receiver Operator Characteristic (ROC)” for estimating gender from the hand sizes of young adult female and male individuals, and also to create logistic regression equations. Material and Method: This study was carried out on 64 healthy young adult volunteers (29 males, 35 females) aged 18-22 years. Hand photos of the volunteers were taken using the Canon 800D camera. Hand length and hand breadth were measured with the “Image J” program. A total of 256 measurements were carried out. Results: Right hand mean length (in cm) was 17.70 for women and 20.01 for . . .men; The mean breadth of the right hand was found to be 8.10 in women and 9.34 in men. The difference between the right and left sides in terms of hand length in men and both hand length and hand breadth in women was statistically significant Daha fazlası Daha az

Yüksek Yağlı ve Yüksek Karbonhidratlı Diyetlerin Fetal Gelişim ve Bebek Sağlığına Etkisi

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Derleme | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 7 ) , pp.601 - 609

Fetal gelişim, uterodaki fetüsün potansiyel büyüklüğe ulaşmasıdır ve gebe bir kadının maruz kaldığı çeşitli çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Maternal beslenme de, organizmanın yeterli büyümesini ve gelişmesini sağlayan çevresel bir faktördür. Birçok kadında maternal beslenme, gebelikte ve doğum sonrasında yetersiz yada olması gerekenden fazladır. Gebeler arasında yağ ve basit şeker içeriği yüksek olan batı diyeti tüketimi hızla artmaktadır. Annenin gebelik ve laktasyon döneminde yetersiz beslenmesiyle bebekte ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Annenin yetersiz beslenmesi gibi, aşırı besle . . .nmesi ve yüksek yağlı ve/veya yüksek karbonhidratlı diyet tüketmesiyle de bebeklerde benzer sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Gebelik sırasında bebeklerin bu diyetlere maruz kalması, bebeklerde başta obezite ve diyabet olmak üzere kronik hastalık riskini artırmaktadır. Hayvan modellerinde yüksek yağlı ve/veya yüksek karbonhidratlı maternal diyetlere maruz kalan yavrularda; obezite gelişimi, artan adipoz doku, bozulmuş glikoz toleransı, bozulmuş insülin duyarlılığı ve karaciğer fonksiyon bozukluğu, kronik böbrek hastalıkları, anksiyete ve depresyon davranışları gibi durumlar gözlenmiştir. Bu çalışmanın amacı yüksek yağlı ve/veya yüksek karbonhidratlı maternal diyetlerin tüketiminin fetüsün gelişimi ve bebek sağlığına etkileri üzerine yapılan çalışmaları derlemek ve gebeliğin sağlıklı sonlanması için gerekli olan yeterli ve dengeli maternal diyetin önemini vurgulamaktır Daha fazlası Daha az

Hipertansiyon Tanısı Almış 65 Yaş Üzeri Bireylerin İlaç Kullanımına İlişkin Sağlık İnançlarının Belirlenmesi

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 8 ) , pp.897 - 905

Amaç: Bu çalışma hipertansiyon tanısı almış 65 yaş üzeri bireylerin ilaç kullanımına ilişkin sağlık inançlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki bu çalışma, Ekim 2021-Ocak 2022 tarihleri arasında 65 yaş üzeri, hipertansiyon tanısı almış ve hipertansiyon ilacı reçete edilmiş 444 geriatrik bireyle yürütülmüştür. Araştırmada veriler, Kişisel Bilgi Formu ve İlaç Kullanmaya İlişkin Sağlık İnanç Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan 444 bireyin %55,2’si 65-69 yaş grubunda, %64,9’u kadın, %29,5’inin 6-10 yıldır hipertansiyon hastası ve %61,3’ünün ailesinde hipertansiy . . .on öyküsü olduğu belirlenmiştir. Bireylerin %19,8’i ilaç alma zamanı için bir hatırlatıcı kullandığını, %76,8’i ilaçlarını düzenli kullandığını ve %42,1’i ise yan etkilerini bildiğini belirtmiştir. İlaç Kullanmaya İlişkin Sağlık İnanç Ölçeği’nin toplam puan ortalaması 148,15±12,36’dır. Yaş, cinsiyet, taburcu olurken eğitim alma, ilaçlar için hatırlatıcı kullanma, ilaçlarını düzenli kullanma, kullandıkları ilacın yan etkisini ve ne kadar süre ile kullanılması gerektiğini bilme gibi faktörlerin sağlık inanç ölçeği toplam puanlarını anlamlı düzeyde etkilediği saptanmıştır ( Daha fazlası Daha az

Çocuk Bakımında Önemli Bir Konu: Güvenli Uyku ve Uyku Eğitimi

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Makale | 2021 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 6 ) , pp.157 - 161

Uyku insan hayatının en temel fizyolojik ihtiyaçlarından biridir. Yeni doğmuş bir bebeğin 18 saate kadar uyuma ihtiyacı varken yaş büyüdükçe toplam uyku süresi ve sayısı giderek azalmaktadır. Yaşamımızın üçte biri uykuda geçmesine rağmen literatürde çocukların yaklaşık %30’unun uykuya başlama ve/veya sürdürme gibi sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Çocuklara güvenli uyku alanları oluşturmak ve uyku davranışları sağlamak için hemşirelere ve ebeveynlere büyük roller düşmektedir. Uykunun fizyolojisini bilmek, uyku güvenliği ve hijyeninin sağlanması, uyku rutinlerinin oluşturulması hemşirelerin yardımı ile ailelere öğretilebilir. İyi . . .bir uyku düzenine sahip çocukların bilişsel, sosyal, psikolojik ve akademik başarılarının yüksek olduğu literatür tarafından da ifade edilmektedir. Düzenli uyuyan ve uyanan çocukların ailelerinin daha az tükenmişlik, öfke ve depresyon yaşadığı bununla birlikte aile konforunun yükseldiği bilinmektedir. Bu yüzden doğru uyku alışkanlıkları kazandırma v Sleeping is one of the most fundamental physiological needs in human life. While a newborn baby needs up to 18 hours of sleep, the total duration and number of sleeps gradually decreases with the decreasing age. Although we spent one-third of our lives sleeping, in literature, it was determined that approximately 30% of children experience problems such as starting and/or maintaining sleep. Nurses and parents play a major role in creating safe sleeping areas and set a sleep behavior for children. With the help of nurses, families can understand the basic principles of sleep, learn how to provide sleep hygiene and how to establish sleep routines. It is also stated in the literature that children who have a good sleep pattern have high cognitive, social, psychological, and academic success. It is reported that families of children who sleep and wake up in a regular manner experience less burnout, anger, and depression while it also increases the comfort of the family. Therefore, pediatric nurses have a great responsibility in providing the right sleep habits and informing familie Daha fazlası Daha az

Lise Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıklarının Yordayıcısı Olarak Algılanan Sosyal Yetkinlik, Cinsiyet, Günlük İnternet Kullanım Süresi ve Ebeveyn Kontrolü

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Makale | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi8 ( 1 ) , pp.45 - 52

Amaç: Bu araştırma, lise dönemindeki ergenlerin algıladıkları sosyal yetkinlik, cinsiyet, günlük internet kullanım süresi ve ebeveyn kontrolünün sanal zorbalık farkındalığında yordayıcı rolünü belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma ilişkisel tarama modeline dayalı betimsel türde bir çalışmadır. Çalışma grubu, 2018-2019 eğitim öğretim yılı güz döneminde Batı Karadeniz Bölgesinde bir il merkezindeki lise öğrencilerinden (n=670) oluşmuştur. Araştırma 588 (evrenin %88’i) öğrenci ile tamamlanmıştır. Veriler “Kişisel Bilgi Formu, Sanal Zorbalık Ölçeği ve Algılanan Sosyal Yetkinlik Ölçeği” ile toplanmıştır. Etik ku . . .rul onayı, kurum izni, öğrenci ve velilerden gönüllü onam alınmıştır. Veriler tanımlayıcı testler, pearson korelasyon, hiyerarşik regresyon testleri ile analiz edilmiştir. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin algılanan sosyal yetkinlik ve sanal zorbalık farkındalıkları arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu (r=0,28, Daha fazlası Daha az

Afetlerde Arama- Kurtarma ve Ceset Arama Köpekleri

SİNAN BAKIRCI | Kübra ERDOĞAN

Derleme | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 8 ) , pp.661 - 667

Arama ve kurtarma faaliyetinde göçük altında, çığ ve çamur toprak altında gömülü, su içinde olan insanların canlı olarak kurtarılabilmesi için “zaman” çok önemlidir. Zaman kritik olduğundan insanları canlı bulmak paha biçilmezdir. Arama kurtarma ekiplerinin kullandıkları teçhizatları çok önemlidir. Bu teçhizatlar arasında beton kırma ekipmanı, motorlu el testereleri, tuvalet çadırları, yiyecek, su, barınak, güç, tıbbi ekipman, enkaz yığınının içinden gelen zayıf sesleri algılayabilen sismik dinleme cihazları, açıklıkları araştıran genişletilebilir dijital kameralar ve en önemlisi yüksek eğitimli köpekleri olmalıdır. Köpek, eğitmen v . . .e bakıcıdan kurulan arama kurtarma ekipleri değerlendirilirken köpeğin performansı, bakıcının performansı ve bilgisi, köpek ve bakıcının ekip olarak performansı ele alınır. Köpeklerin performansı iki yıla varan bir eğitimin ürünüdür. Kullanılan köpeklerin çoğu çoban veya avcı ırklardan gelmektedir. Fiziksel, zihinsel ve anatomik olarak sağlıklı olmalıdır. Köpekler, vahşi ve kentsel ortamlarda test edilir. Ülkemizde ilk aşamada her ilçede en az üç köpekten oluşan ve toplamda üç bine varan arama kurtarma-ceset ve kan köpeği varlığına ulaşmamız hedeflenmelidir. Daha sonra bu eğitimli hayvan sayısını en kısa sürede on bin sayısına ulaştırmamız gereklidir. Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremde on ilde 13 milyon 421 bin insan zarar gördü, binlercesi vefat etti, yaralandı. Haliyle 15.5 milyon insanın yaşadığı İstanbul gibi deprem olması öngörülen şehirlerde daha fazla insanın etkilenmesi söz konusudur. Temin ve eğitimlerin en az iki yıl sürdüğünü düşünerek Arama Kurtarma Ekiplerinin zaman kaybetmeksizin oluşturulması son derece önemlidir. Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms