Filtreler
Filtreler
Bulunan: 35 Adet 0.008 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [3]
Yayın Dili [1]
EOG kontrollü çok yönlü tekerlekli sandalye

Afandi, Jamala

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tezde, EOG sinyalleri kullanılarak hareket yeteneği kısıtlı engelli bireyler için gerçek zamanlı çalışmalara uygulanması kolay bir tekerlekli sandalye kontrol algoritması geliştirilmiştir.Bu çalışmada, yaşları 20-26 arasında değişen 26 bireyden EOG sinyalleri alınmıştır. EOG sinyalleri olarak yatay EOG, sağ göz düşey EOG ve sol göz düşey EOG sinyalleri kayıt edilmiştir. Daha sonra her bir EOG kanalı 150 ms’lik medyan süzgecine tabi tutulmuştur. Böylece istemsiz yapılan göz kırpmaları ve çeşitli diğer gürültüler sinyalden arındırılabilmiştir. Geliştirilen algoritmaların girişine, her deneğin kendi EOG sinyallerinin maksimum ve . . . minimum değerlerinin orta değerinin yarısı eşik değer olacak şekilde uygulanmıştır.ABSTRACTIn this thesis, a wheelchair control algorithm that is easy to apply to real-time studies has been developed for restricted individuals with disabilities by using EOG signals.In this study, EOG signals were acquired from 26 individuals with the age between 20 and 26 years. EOG signals of horizontal EOG, vertical EOG of the right eye, and vertical EOG of the left eye were recorded. Medial filter with 150-ms duration was applied to all EOG channels. Hence, involuntary blinkings and various other noises were filtered from the signal. The mid-value of the maximum and minimum values of each subject's EOG signals are determined as the threshold value that was applied to the input of provided algorithms Daha fazlası Daha az

Kimyasal modifikasyon işleminin müzik aletlerinin ses tınısı üzerine etkisi

Aydoğmuş, Ayberk

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tez çalışmasında müzik aletlerinde yaygın olarak kullanılan ladin (Picea orientalis), akçaağaç (Acer pseudoplatanus) ve maun (Khaya ivorensis) odunlarından hazırlanan büyük boyutlu örnekler propiyonik anhdirit kullanılarak kimyasal modifikasyon işlemini gerçekleştirilmiştir. Kimyasal Modifikasyon işlemi gerçekleştirilen örneklerde meydana gelen ağırlık kazancı (WPG()) değeleri, şişme katsayıları (S()) ve şişmeye karşı etkinlik değerleri (ASE()) tespit edilmiştir. Kimyasal modifikasyon sonrası eğilme direnci ve statik eğilmede elastikiyet modülü değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca modifikasyon sonrası akustik özelliklerde meyd . . .ana gelen değişimlerde araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kimyasal modifikasyon sonrası küçük boyutlu örneklerde, minimum 4,15 maksimum 29,39 oranında ağırlık kazancı (WPG) değeri tespit edilmiştir. Büyük boyutlu örneklerdeki WPG () ise ladin, akçaağaç ve maun örnekleri için sırasıyla 11,26, 11,9 ve 6,7 olarak tespit edilmiştir. Boyutsal sabitlik testi sonuçlarına göre modifikasyon sonrası minimum 26,53 maksimum 82 oranında şişmeye karşı etkinlik (ASE()) değeri tespit edilmiştir. Her üç odun türü içinde WPG değeri arttıkça boyutsal sabitlikte artış olduğu belirlenmiştir.ABSTRACTIn this thesis A large samples of wood prepared from spruce (Picea orientalis), maple (Acer pseudoplatanus) and mahogany (Khaya ivorensis) woods, commonly used in musical instruments, are modified with propionic anhydride were subjected to chemical modification using propionic anhydride. The weight gain values (WPG ()) , swelling coefficients (S ()) and anti-swelling efficentits values (ASE ()) were determined in the samples that chemically modified. After chemical modification, bending resistance and elastic modulus values were determined. In addition, changes in acoustic properties after modification were investigated. According to the results obtained after chemical modification in small-sized samples, minimum 4.15 maximum 29.39 weight gain (WPG) value was determined. The values of WPG () in large samples were found to be 11.26, 11.9 and 6.7, respectively. According to the results of dimensional stability test, minimum 26.53 and maximum 82 swelling efficacy (ASE ()) values were determined after modification .In all three wood species, it was determined that as WPG value increased, dimensional stability increased Daha fazlası Daha az

8.8 kalite sınıfındaki bağlantı elemanlarının mikro alaşımlı çelikler kullanılarak ışıl işlemsiz üretilmesi

Yavuzbarut, Tayfur

Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETSoğuk şekillendirme, endüstride yaygın olarak kullanılan bir üretim şeklidir. Bu üretim şekli, iş parçasının yatay halde bulunan hareketli ve sabit kalıplar arasında dövülerek şekillendirilmesini sağlamaktadır.Otomotiv sektöründe kullanılan bağlantı elemanlarının kullanıldıkları kritik yerler itibariyle yüksek dayanıma sahip olmaları istenmektedir. Bu nedenle bağlantı elemanlarının tasarımında kritik öneme sahip faktörlerden en önemlisi, bağlantı elemanının yüksek mukavemet değerlerine sahip kalite standartıdırSUMMARYCold forming process is a type of production that commonly used in industry. This type of production provides for . . .ming material by pressing between moving and stationary dies at ambient temperature. Before cold forging operation, conventional materials for wire rod (raw material) is applied spheroid annealing for becoming a homogeneous and softer microstructure. Annealing process consist of heating and holding temperature and the cooling sections. Annealing temperatures from 700 to 750 ° C is in the range of temperature. The total duration of this operation 26 hours.The raw materials, which are obtained from supplier companies, are annealed and applied surface treatment. The purpose of surface treatment is to decrease friction coefficient between the workpiece and the toolings by covering with fosfat layer to wire rod Daha fazlası Daha az

Rehabilitation system design to strength muscle activity on lower arm extremity using real time EMG data Gerçek zamanlı EMG verilerini kullanarak alt kol kas aktivitesini güçlendiren rehabilitasyon sistem tasarımı

Bayraktar, Mutlu

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTMedical rehabilitation methods aim to restore limb functions lost as result of illness,accident or injury. Nowadays, rehabilitation processes have been supported byelectromyography (EMG) data in harmony with the developing technology. EMG isa method of measuring electrical signals taken from nerve and muscles by usingsurface, intramuscular and/or needle electrodes. In this thesis, the lower arm musclerehabilitation system was designed to strengthen the lower arm muscle activity viaobtaining real time EMG data from its muscle surface. It is aimed to increased handfunctions by repeating the opening and closing movement of the . . .hand with amodified available rehabilitation system. Therefore, the EMG signal required forcontrol of rehabilitation system was obtained from lower arm muscle by usingsurface electrode. In order to design for a personal rehabilitation system, individualthreshold was determined from EMG signal in the experimental set where a handwas opened and closed. The threshold value of one was determined from thirtydifferent experiments with EMG records and the rehabilitation system performancewas tested with another six different experiments.ÖZETTıbbi rehabilitasyon metotları, hastalık, kaza veya yaralanma sonucunda kaybedilenuzuv fonksiyonlarının yeniden kazandırılmasını hedeflemektedir. Günümüzdegelişen teknolojiye uyumlu olarak rehabilitasyon süreçleri elektromiyografi (EMG)verileri ile de desteklenmeye başlamıştır. EMG sinir ve kaslardan yüzey, kas içive/veya iğneli elektrotlarla alınan elektriksel işaretleri ölçme yöntemidir. Bu tezde altkol kas yüzeyinden elde edilen gerçek zamanlı EMG verileri ile alt kol kasırehabilitasyon sistemi tasarımlanmıştır. Mevcut değiştirilmiş bir rehabilitasyonsistemi ile elin açma ve kapama hareketleri tekrarlanarak el fonksiyonlarınınarttırılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle, rehabilitasyon sisteminin kontrolü içingerekli olan EMG sinyali alt kol kası üzerinden yüzey elektrotu ile alınmıştır. Kişiselbir rehabilitasyon sistemi tasarlamak için, bir elin açılıp kapatıldığı deney setindeEMG sinyalinden bireysel eşik seviyesi belirlenmiştir. EMG kayıtları 30 farklıdeneyle yapılarak eşik değerleri hesaplanmış ve 6 farklı deney de sistemin testi içinyapılmıştır Daha fazlası Daha az

Sandal ağacı katkılı polipropilen kompozitlerin üretimi ve karakterizasyonu

Sorgun, Ali

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETOdun tozu katkılı termoplastik kompozitler bina cephe kaplamaları, yer döşemeleri, pencere ve kapı pervazları, çit, oturma bankı, peyzaj ürünleri ve otomotiv iç aksam parçaları gibi yapısal olmayan birçok uygulama alanına sahiptir. Bu tür ürünler ağaç ürünlerine alternatif olarak üretilmektedir. Odun tozu katkılı termoplastik kompozitler, ağacın dayanımına ve plastiklerin çevre koşullarına karşı dayanıklılığına sahiptirler. Bu tür kompozitler neme maruz olan uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, mevcut ticari odun tozlarına alternatif olarak yeni dolgu veya takviye malzemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu projede, . . .öncelikle, sandal ağacından elde edilen partiküllerin partikül boyutları tespit edilecek ve kristalografik yapıları, ısıl dayanımları, yüzey fonksiyonel grupları, ve morfolojik özellikleri incelenecektir. Daha sonra elde edilen partiküller kullanılarak, sandal ağacı dolgulu polipropilen kompozitler üretilecektir. Kompozit üretiminde, polipropilen içerisine katılan dolgu miktarı değiştirilecektir. Üretilen kompozitlerin mekanik özellikleri (çekme dayanımı ve modülü, eğilme dayanımı ve modülü) üniversal test cihazı ile, ısıl özellikleri termogravimetrik analiz ve diferansiyel taramalı kalorimetre cihazları ile(TGA ve DSC), viskoelastik özellikleri dinamik mekanik analizi (DMA) ile ve morfolojik özellikleri taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir.ABSTRACTWood flour filled thermoplastic composites have used many non-structural applications such as side- coating, floor coverings, window and door trim, fence, sitting bench, landscaping products and automotive interior parts. Such products are produced as an alternative to wood products. Wood flour filled thermoplastic composites have the strength of wood and the resistance to environmental conditions of plastics. Such composites are widely used in wet applications. However, new fillers or reinforcing materials are needed as an alternative to existing commercial wood powders. In this project, firstly, the particle sizes of the particles obtained from sandalwood will be determined and the crystallographic structures, thermal properties, surface functional groups, and morphological characteristics examined. Subsequently, sandalwood filled polypropylene composites were produced by using the particles. In composite production, the amount of filler added to the polypropylene was changed. The mechanical properties (tensile strength and modulus, flexural strength and modulus), thermal,viscoelastic and morphological properties of the composites were evaluated by universal test machine, Thermogravimetric analysis and differential scanning calorimetry (with TGA and DSC), dynamic mechanical analysis (DMA) and scanning electron microscopy (SEM) instruments, respectively Daha fazlası Daha az

Özel hastanelerde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin güvenlik kültürüne etkileri The effects of occupational health and safety trainings ontosafety culture in privatehospitals

Çağlar, Zülal Zeynep

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZET6331 Sayılı İSGK, özellikle işyerlerinde çalışanların, sağlıklarını korumak ve iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en alt düzeye indirmek gayesiyle çıkarılmıştır. Bilindiği üzere, yapılan işin niteliğine bağlı olarak, işyerleri üç tehlike sınıfına ayrılmıştır. Hastaneler bu sınıflamada, tehlikederecesi en yüksek olan grupta yer almaktadır.Olası tehlikelerin doğurduğu, olumsuz sonuçların rakamsal analizi yapıldığında, 2’lik bir kısmın, “Önlenemez”, 98’lik kısmın ise, “Önlenebilir” olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, buoranın pozitif anlamda değiştirilebilmesi amacıyla, çeşitlikoruma ve önleme faaliyetlerini içeren İSG çalışmalar . . .ı, tüm dünyada ve ülkemizde önem kazanmış bir alanı oluşturmaktadır.ABSTRACTLAW 6331,namely, Occupational Health and Safety hasbeen legislated for thepurpose to reduce or avoidable levels of the job accidents and the occupational diseases and particularly, toprovide work environment ‘’free from work related diseases and the accidents.’’The enterprices are classifiedas threedifferent riskgroups,regarding tothe activities related healthand safety hazards are concerned. TheHOSPITALS are in the group of the ‘’MOST DANGEREOUS’’ or in the ‘’most risky organization’ Daha fazlası Daha az

Palmiye budama atıklarından plastik kompozit üretimi

Karaman, Fatih Cafer

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETPalmiye ağaçlarının peyzaj amaçlı süs bitkisi olarak kullanıldığı İzmir ilinde kış aylarında yapılan budama faaliyetleri sonucunda önemli miktarda atık elde edilmektedir. Budama atıkları değerlendirilmediği için önemli miktardaki lignoselülozik metaryal zayi olmaktadır. Palmiye ağacı budama atıkları ile termoplastik malzemeler bir araya getirilerek çevremiz ve endüstri açısından önemli bir geri kazanım elde edilebileceği düşünülmektedir.Palmiye ağacı budama atıkları İzmir ilinde bol miktarda bulunan ve henüz kompozit endüstrisinde kullanılmayan bitkisel atıklardır. Palmiye ağacı budama atıklarından elde edilecek plastik kompozit . . .lerle alternatif malzemeye olan ihtiyaç karşılanacağı gibi oluşturacağı endüstri ile yeni iş imkanlarına olanak verebileceği öngörülmektedir.ABSTRACTA significant amount of waste is obtained as a result of the pruning activities carried out during the winter months in İzmir province, which is used as an ornamental plant for palm trees for landscaping purposes. Since pruning wastes are not evaluated, a significant amount of lignocellulosic material is lost. Palm tree pruning waste and thermoplastic materials can be brought together to achieve a significant recovery for our environment and industry.Palm tree pruning wastes are vegetable wastes which are abundant in İzmir province and not used in the composite industry yet. It is foreseen that the need for alternative material will be met with plastic composites to be obtained from palm tree pruning wastes and it will provide new business opportunities with the industry it will create Daha fazlası Daha az

Sıcak daldırma yöntemiyle galvaniz kaplama sektöründen kaynaklanan atıkların sebep olduğu risklerin iş sağlığı ve güvenliği yönünden değerlendirilmesi Evaluation of the risks caused by wastes from the galvanized coating industry by using hot-dipping method in terms of occupational health and safety

Danyıldız, S. Oğuzhan

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETSıcak daldırma yöntemiyle galvanizleme işlemi ülkemizde ve ülkemiz dışındakiyerlerde kaplama için en çok tercih edilen yöntemdir. Bu yöntemin diğer kaplama çeşitlerine göre daha fazla tercih edilmesi, kullanılan hammaddelerin ve yardımcı kimyasalların miktarındaki artışı da doğru orantılı şekilde etkilemektedir. Kimyasal madde ve atıklardan kaynaklı maruziyet etkenlerinin ve risk faktörlerinin fazla olması, sektörün iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının hayata geçirilmesinde önemlidir. Sektörden kaynaklanan atık miktarının satın alınan hammadde ve kimyasal miktarına yakın olması maruziyet ve risk tespitinin bu sektör atıkların . . .a ilişkin olarak yapılması gerekliliğini doğurmaktadır.ABSTRACTHot-dipping galvanizing is the most common method for coating in our country and abroad. This method is more preferred than other coating types. This also affects the increase in the amount of raw materials and auxiliary chemicals used. Excessive exposure factors and risk factors are important in implementing occupational health and safety practices in the sector. Exposure and risk assesments of the waste related to this sector is a neccessity because of the fact that the amount of waste arising fromthe sector is close to the amount of raw materials and chemicals Daha fazlası Daha az

Tam koşullu üretim benzetim modellemesi ile veri madenciliği teknikleri kullanılarak kestirimci bakım ve makine öğrenmesi analizleri Predictive maintenance and machine learning analysis using data mining techniques with full conditional production simulation modelling

Uğurlu, Ergin

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETModern üretim sistemleri, sistem performansını izleyen ve operasyonlarındaki belirsizlikleri yönetmek için veri toplayan sensörler gibi akıllı cihazlarla kurulur. Ancak, bu sistem kurulumları yüksek maliyetli / yüksek riskli olduğundan, firma içi yatırım sorumluları karar vermekte zorlanmakta ve bazen de projelerin bir üst yönetime sunulması zaman zaman kriz olabilmektedir. Bu sebeple, üretim sistemlerinin tasarlanması ve “optimize edilmesi” için simülasyonun yaygın kullanımı devam etmektedir. Nitekim, simülasyonun imalat sistemlerine diğer uygulama alanlarına göre daha yaygın bir şekilde uygulandığı söylenebilir. Üretim simülas . . .yonu çıktılarının anlamlandırılması, doğru yorumlanması için birçok veri analizi, veri madenciliği yöntemleri kullanılabilir. Verilerin benzer özelliklerinden faydalanılarak daha değerli bilgilere ulaşılabilinir. Böylelikle, kurulum maliyeti yüksek olan sistemlerin fizibilite çalışmalarında önemli bir ön fikir alınabilir.ABSTRACTModern production systems are installed with smart devices, such as sensors that monitor system performance and collect data to manage uncertainties in their operations. However, because these system installations are high-cost/high-risk, it is difficult to decide on-account investment principals, and sometimes it may be a crisis to submit projects to a higher management. For this reason, the widespread use of the simulation continues to be designed and optimised for production systems. Indeed, it can be said that the simulation is applied to the manufacturing systems more widely than other application areas.Many data analysis, data mining methods can be used to understand production simulation outputs, to interpret correctly. In this way, the feasibility studies of systems with high installation cost can be taken in an important preliminary idea Daha fazlası Daha az

Mermer tozu katkılı polimer matrisli hibrit kompozitlerin üretimi ve karakterizasyonu

Öztekin, Tolga

Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETTürkiye‟de maden sektörünü inceleyecek olursak yüksek bir hızla geliştiğini ve büyüdüğünü görürüz. Bu büyümede en fazla paya sahip alanlardan biri mermer sektörüdür. Ülkemizin erken evre jeolojik kuşakta yer alması sonucu metamorfik kayaç türlerinin fazla olması nedeniyle mermer rezervleri çok fazladır. Mermer rezervleri genellikle Ege bölgesi ağırlıklı olmak üzere Marmara ve İç Anadolu bölgesinde bulunmaktadır. Yüksek rezerve sahip olması nedeniyle mermer sektörü ülkemizde yüksek bir ekonomik paya sahip alanlardan biridir. Mermer, kireçtaşının yüksek sıcaklık ve basınç altında uzun yıllar metamorfizması sonucunda oluşmuş bir ka . . .yaç türüdür. Mermer eski çağlardan beri insanlığa hizmet etmiş ve günümüz koşullarında hala etkin olarak kullanılan bir malzeme türüdür. Bu malzeme türü çok çeşitli renk ve ayrıntılarda olabildiği gibi aynı zamanda zengin fosil çeşitleriylede değerine değer katmaktadır. Mermer inşaat, yapı ve dekorasyon kaplamaları, heykel, aksesuar malzemeleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Mermerin çok çeşitli kullanım alanı olduğu düşünülürse, aslında hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Bütün halinde mermerin insan sağlığına bir zararlı etkisi olmadığı düşünüldüğünde inert bir malzeme olarak kabul görmektedir. Ancak, mermer blok üretimi, mermerlerin katrak haline getirilmesi ve mermerlerin kullanılacak alana göre istenilen ölçüye indirilmesi gibi işlemlerde atık mermer tozları açığa çıkmaktadır. Bu tozlar mermer sektöründe çalışanlar için uzun vadede zararlı etkiye sahip olabilmektedir. Ayrıca tarım sektöründe çevre etkileri olumsuzdur. Mermer tozu atıkları genel olarak seramik üreticileri tarafından değerlendirilmektedir. Ancak atık miktarı çok fazla olduğundan atık problemi devam etmektedir. Atık mermer tozundan ekonomiye daha fazla katkı sağlanması ve çevreye olan zararlı etkilerinin azaltılması için polimer kompozit malzemede kullanımı değerlendirilmiştir. Bu tez çalışmasında mermer tozu ile birlikte kaolininde polipropilen (PP) içerisinde hibrit olarak kullanılması sağlanmıştır. Üretilen kompozit malzemelerin morfolojik yapıları taramalı elektron mikroskobu (SEM) incelemeleri ile, mekanik özellikleri çekme ve eğilme testleri kullanılarak ve termal özellikleri de dinamik mekanik analiz (DMA), termogravimetrik analiz (TGA) ve diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) cihazları ile incelenmiştir.ABSTRACTIf we examine the mining sector in Turkey, we see that it is rapidly growing. One of the areas with the largest share in this growth is the marble sector. Marble reserves are very high due to the fact that our country is located in the early stage geological belt and the resultant metamorphic rock types are high. Marble reserves are mainly located in the Marmara and Central Anatolia regions, predominantly in the Aegean region. Due to its high reserves, the marble sector is one of the areas with a high economic share in our country. Marble is a type of rock formed by metaformism of limestone under high temperature and pressure for many years. Marble is a type of material that has served humanity since ancient times and is still being used effectively in today's conditions. It can increase its value with rich fossil varieties as well as a wide variety of colors and details. Marble is mostly usedin construction, building and decoration covering, sculpture, and in many other areas. If marble is thought to have a wide variety of uses, it is actually seen how important it is in our lives. Marble is considered an inert material when it is considered that there is no harmful effect on human health. However, waste marble dusts are exposed in processes such as marble block production, marbling of marbles and reduction of the marble to the required area according to the area to be used. These dusts can have harmful effects on the long-term for workers in the marble sector. In addition, environmental effects are negative in the agricultural sector. Marble dust waste is generally recycle by ceramic manufacturers. However, since the amount of waste is too much, the problem of waste continues. The use of marble dust in polymer composite materials has been assessed in order to contribute more to the economy and reduce harmful effects to the environment. In this thesis study, it has been possible to use polypropylene (PP) in kaolin hybrid together with marble dust. The morphological structures of the produced composite materials are investigated by scanning electron microscopy (SEM), mechanical properties using tensile and bending tests and thermal properties with dynamic mechanical analysis (DMA), thermogravimetric analysis (TGA) and differential scanning calorimetry (DSC) Daha fazlası Daha az

Mikrodalga ablasyon sistem uygulamaları için mikroişlemci tabanlı sıcaklık sensörü ile RF Prop tasarımı

Murat, Caner

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tez, Endüstriyel, Bilimsel ve Medikal (ISM) bandının 2.45 GHz frekansında çalışması üzere tasarlanan RF prop yapılarının lokal olarak tümör dokusunun yok edilmesi için yapılan deneysel ve simülasyon çalışmalarını konu almaktadır. Tanıtılan RF propları, mikrodalga ablasyon performansı ile ilişkili olan ışıma performansını iyileştirmek için alternatif modellerle tasarlanmış ve gerçeklenmiştir. Bu projede tanıtılan RF propları temel anlamda mikrodalga ablasyon sisteminin aplikatör bölümü olarak tasarlandığından kas dokusu ve meme kanserinin fantom sıvıları üzerine mikrodalga enerjisi uygulanarak RF performans parametreleri incel . . .enmiştir. Projede tanıtılan RF prop yapıları ile yapılan deneysel ve simülasyon çalışmaları sonucunda MDA prop ve reflektörlü prop olarak adlandırılan RF proplarından tasarımı gerçeklemeye uygun bulunmuştur. Gerçeklenen MDA prop ve reflektörlü prop yapılarının RF performanslarını fantom sıvılarında test etmenin yanı sıra ürettikleri yüksek mikrodalga gücünün in vitro çalışma olarak kanser dokusunun hücre proliferasyonundaki etkisini belirlemek için MCF7 meme kanseri üzerinde mikrodalga ablasyon uygulaması da gerçekleştirilmiştir. Ayrıca ex vivo çalışma olarak, taze kesilmiş tavuk karaciğeri ve kuzu karaciğeri numuneleri, gerçeklenen RF proplarının ürettiği yüksek mikrodalga enerjisine maruz bırakılarak karaciğer dokusunda meydana gelen ablasyon boyutları üzerindeki etkisi incelenmiştir. In vitro ve ex vivo çalışmalardan kaynaklanan ablasyon bölgesinin dielektrik malzeme özelliğinin MDA probun giriş empedansında meydana getirdiği değişim, elektronik olarak kontrol edilen bir empedans uyumlandırma devresi yardımı kompanze edilerek RF probunun mikrodalga ablasyon uygulaması sırasında 2.45 GHz ISM bandında çalışması sağlanmıştır. Tasarlanan RF proplar, ablasyon performansını etkileyebilecek ışıma performansını geliştirmek amacıyla CST Mikrodalga Stüdyo programında sayısal olarak hesaplanmıştır. Yapılan simülasyonlar ve deneysel sonuçlar tasarlanan RF propların kanserle mücadele için etkili bir metot olarak kullanılabileceğini göstermektedir.ABSTRACTThis thesis purposes a numerical and experimental study of RF probe structures operating in Industrial Scientific Medical (ISM) band at 2.45 GHz for the annihilation of tumorous tissue locally. Proposed RF probes are designed and implemented with alternative models to improve the radiation performance associated with microwave ablation performance. Since the RF probes proposed in this project is designed as the applicator part of the microwave ablation system, the RF performance parameters are examined by applying microwave energy on phantom models of muscle tissue and breast cancer. As a result of the experimental and simulation studies performed with the RF probe structures proposed in the project, the RF probes called MDA probe and reflector probe are worth to be fabricated. In addition, to testing the RF performances of MDA probe and reflector probe structures in phantom models, microwave ablation on MCF7 breast cancer is also performed to determine the effect of the high microwave power generated by fabricated RF probes on cell proliferation of cancer tissue as in vitro study. Moreover, a chicken liver and a lamb liver are exposed to the high microwave power generated by fabricated RF probes to examine the effect of microwave power on ablation sizes of liver tissue as an ex vivo study. The change in the input impedance of the fabricated MDA probe proceeds from the dielectric material property of the ablation region resulting from in vitro and ex vivo studies is compensated by the help of an electronically controlled impedance matching circuit, allowing MDA probe to operate in the 2.45 GHz ISM band during microwave ablation. The designed RF probes are calculated numerically in the CST Microwave Studio program in order to improve the radiation performance that could affect the ablation performance. Simulations and experimental results show that the designed RF probes can be used as an effective method for cancer fighting Daha fazlası Daha az

Perovskit güneş hücresi için p-tipi konjuge polimer sentezi ve uygulaması Synthesis and its application of p-type conjuge polymer for perovskite solar cell

Demir, Nefise

Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETPerovskite güneş hücreleri (PVSC'ler) sayısız avantajlara sahiptir. PVSC’lerin yeni nesil enerji kaynağı olarak büyük ilgi görmelerinin nedenleri arasında kolay işlenebilme özelliği, belirgin güç dönüştürme verimliliği (PCE) ve nispeten düşük üretim maliyeti sayılabilmektedir. PVSC üretimi sonucunda son zamanlarda elde edilen verim 25.0'ın üzerine çıkmıştır. Perovskit güneş hücrelerinde en yaygın kullanılan boşluk iletim malzemesi (HTM Hole Transport Material) olarak 2,2′,7,7′-tetrakis-(N,N-di-p-metoksifenilamino)-9,9′-spirobifluoren (spiro-OMeTAD) kullanılmaktadır. Tercih edilmesine rağmen spiro temelli küçük molekül (small mol . . .ecule) HTM'lerin karmaşık sentez yöntemi, zayıf film kalitesi ve aktive olabilmesi için birkaç katkı maddesine ihtiyaç duyması perovskite güneş hücreleri için HTM olarak uygunluğunu kısıtlamaktadır. Bu soruna çözüm olarak yüksek molekülerağırlıklı ve boşluk hareket kabiliyetlerinin yüksek olması nedeniyle, konjuge polimer HTM'ler, PVSC'lere daha yüksek kararlılık ve tekrarlanabilirlik kazandırabilmesi özelliği sayesinde spiro bazlı HTM'lere karşın alternatif hale gelebilmektedir.ABSTRACTPerovskite solar cells (PVSCs) have numerous advantages. Easy processing,significant power conversion efficiency (PCE) and relatively low production cost can be counted among the reasons why PVSCs are of great interest as new generation energy sources. As a result of perovskite solar cell production, the maximum efficiency achieved recently has exceeded 25.0. 2,2′,7,7′-Tetrakis-(N,N-di-p-methoxyphenyl amino)-9,9′-spirobifluorene (spiro-OMeTAD) is used as the most widely used gaptransport layer (HTL) in perovskite solar cells. Contrary to its preference, spiro-based small molecule HTMs' complex synthesis method, poor film quality, and the need for few additives to activate limit their suitability for perovskite applications. As a solution to this problem, conjugated polymer HTMs have become an alternative to spiro-based HTMs due to their high molecular weight and cavity mobility, due to their ability to impart higher stability and reproducibility to PVSCs Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms