Filtreler
Filtreler
Bulunan: 585 Adet 0.002 sn
İlgili Araştırmacılar [1]
Tam Metin [1]
Dergi Sayısı [1]
Yayın Dili [2]
Cumhutiyet döneminde Foça (1923-1938)

Onur Çalık

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETKöklü bir tarihe sahip olan Foça, geçmişten günümüze birçok medeniyete evsahipliği yapmıştır. Foçalılar (Phokaialılar) bölgeye yaklaşık M.Ö XI-IX yüzyıllararasında yerleştikleri tahmin edilmektedir. İyon medeniyetinin M.Ö VIII. Yüzyılınortalarında Foça’ya iskânıyla birlikte Foça denizcilik faaliyetleriyle adını tarihsahnesinde duyurmaya başlamıştır.Foça kenti pers istilasından sonra uzun bir süre durgunluk dönemine girmiştir.Ceneviz dönemine kadar parlak bir dönem yaşayamamıştır. Doğu Roma (Bizansİmparatorluğu) 1275 yılında Foça’yı Ceneviz devletine vermesiyle birlikte Foçaönemli bir ticari kent olma özelliğine tekrar kavuşmuştu . . .r. Bu dönemde Şap Ticaretiile ön plana çıkmıştır. Uzun süre şap ticaretinin yapılmasından sonra 1455 yılındaOsmanlı Devleti egemenliğine giren Foça kenti, Osmanlı Devleti dönemininbaşlarında önemli ticari liman kenti olarak ön plana çıkmıştır. XIX. yüzyılınsonlarından itibaren ise, tuz ticaretinin yoğun olarak yapıldığı önemli bir kentolmuştur.Bu çalışmanın ana konusunu oluşturan Cumhuriyet Döneminde Foça ise,tarihten gelen bütün birikimleriyle yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin yeni birCumhuriyet kentine dönüştürülmüştür. Foça kentinin bu süreç içerisinde her alandakideğişmeleri bu çalışma içerisinde ayrıntılı olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Tarihtengünümüze kadar ortaya çıkan değişiklikler ve bu değişikliklerin Cumhuriyet dönemineyansımaları yine bu çalışma içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır.ABSTRACTFoca, which has a long history, has hosted many civilizations from ancient times.İt is estimated that the Foca (Phokaıa) settled into the region between the XI-IXcenturies BC. The settlement of Ion civilization in Foca int middle of the century, Foca started to announce its name in the history scene with its maritime activities.The city of Foca entered into a period of recession for a long time after thePersian invasion. The city did not have a bright period until the Genoese period. Focabecame an important commercial city due to Foca was given to the Genoese by Eastern Rome (Byzantine Empire) in 1275. During this period, it came into prominence with Alum Trade. After long-term alum trading, Foca, which entered the sovereignty of the Ottoman Empire in 1455, the city became an important commercial port in the beginning of the Ottoman period. By the an of the XIX. century, salt trade has been an important city where intensive.The main issue of this study is the Foca city in the Republic era was transformedinto a new Republic of city of The Republic of Turkey which was newly founded. The changes of Foca city in every area, in this process, is tried to be taken into from early times of the history to present, all the changes reflected in the Republic period have been evalued in this study Daha fazlası Daha az

DENETİMLİ SERBESTLİK UZMANLARININ TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ İLE BAĞIMLILIK YAPICI MADDE KULLANAN BİREYLERE YÖNELİK TUTUM VE DAVRANIŞLARI ARASINDAKİ İLİŞKİDE EMPATİK EĞİLİMİN ARACI ROLÜ

Hatice ŞAHİN

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Bu çalışma ile denetimli serbestlik uzmanlarının tükenmişlik düzeyleri ile bağımlılık yapıcı madde kullanan bireylere yönelik olumsuz tutum ve davranışları arasındaki ilişkide empatik eğilimin rolünün incelenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca denetimli serbestlik uzmanlarının yaşı, meslek grubu, çalışma süresi, denetimli serbestlik alanında çalışmayı isteyerek seçme gibi değişkenler ile tükenmişlik düzeyleri, empatik eğilimleri ve bağımlılık yapıcı madde kullanan bireylere yönelik olumsuz tutum ve davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek hedeflenmektedir. Araştırmanın evreni Türkiye genelinde denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev y . . .apan denetimli serbestlik uzmanlarıdır. Örneklem grubunda ise bu evrenden basit tesadüfî örnekleme yoluyla seçilecek 292 denetimli serbestlik uzmanına ulaşılmıştır. Araştırmada, çalışmanın yazarı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Empatik Eğilim Ölçeği, Bağımlılık Yapıcı Madde Kullanan Bireylere Yönelik Tutum ve Davranışlar Ölçeği ve Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS-22 programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizi için frekans, ortalama, bağımsız gruplar için T testi, ANOVA, korelasyon, basit regresyon kullanılmıştır. Araştırmanın bağımsız ve bağımlı değişkenleri arasındaki ilişkilere bakıldığında; denetimli serbestlik uzmanlarının tükenmişlik düzeyi alt boyutu olan iv duyarsızlaşma ile bağımlılık yapıcı madde kullanan bireylere yönelik olumsuz tutumları arasında negatif yönde ve anlamlı, denetimli serbestlik uzmanlarının empatik eğilimleri ile bağımlılık yapıcı madde kullanan bireylere yönelik olumsuz tutumları arasında çok düşük seviyede negatif yönlü ilişki olmasına rağmen aralarında anlamsız bir ilişki olduğu, empatik eğilim ile tükenmişlik düzeyi arasında orta düzeyde pozitif anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırma bulguları alanyazında yer alan çalışmalar ile karşılaştırılarak çalışmanın sınırlılıklarına yer verilmiş ve ileride yapılacak çalışmalar için önerilere yer verilmiştir Daha fazlası Daha az

Duygusal emeğin örgütsel vatandaşlığa etkisi : Hazır giyim firması çalışanları üzerinde bir araştırma

Dilcan Güler

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETHazır giyim işletmeleri, hizmet sektörü içerisinde müşteri ile ilişkilerin yoğun olarak yaşandığı bir yerdir. Bu tip işletmelerde çalışanlar, hem müşterinin isteklerini karşılamak için çaba harcarken öte yandan işletme içerisinde yatay ve dikey yönlü ilişkilerini de yönetmek durumunda kalmaktadırlar. Satılan ürün karmaşık bir yapıda olmasa da sunulan hizmet ve dinamik iş yaşamı çalışanlara avantajlı ancak bir o kadar da dezavantajlı durumlar sunmaktadır. İnsan kaynaklarının etkin yönetimi ile avantajlı durum artış gösterirken iyi yönetilmemesi durumunda çalışanlarda tükenmişlik duygusu ve işten ayrılma niyetleri ortaya çıkmaya b . . .aşlayabilmektedir.Çalışmada, Türkiye'de yaygın bir mağaza ağı olan hazır giyim firmasını çalışanları ele alınmıştır. Amaç, Çalışanların duygusal emek bağlamında göstermiş oldukları davranış durumlarını ele alarak duygusal emek davranışlarının örgütsel vatandaşlık davranışlarına olan etkilerini incelemektir. Bunun yanı sıra demografik değişkenlere göre duygusal emek ve örgütsel vatandaşlık boyutlarındaki farklılıklar incelenmiştir. Duygusal Emek boyutları ile Örgütsel Vatandaşlık Davranışı boyutları arasındaki ilişki ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma, bu açıdan literatüre katkı yapar niteliktedir.ABSTRACTGarment enterprises are a place where customer relations are experienced intensely within the service sector. Employees in such enterprises strive to meet the demands of the customer while managing their horizontal and vertical relationships within the enterprise. Although the product sold is not of a complex structure, the service offered and the dynamic business life offer employees’ advantageous but also disadvantageous situations. While the advantageous situation increases with the effective management of human resources, the sense of burnout and intention to leave may begin to emerge in the employees if it is not well managed.In the study, the apparel company employees have dealt with a widespread network of stores in Turkey. The aim of this study is to examine the behavioral situations of employees in the context of emotional labor and to examine the effects of emotional labor behaviors on organizational citizenship behaviors. In addition, differences in the dimensions of emotional labor and organizational citizenship according to demographic variables were examined. The relationship between Emotional Labor dimensions and Organizational Citizenship Behavior dimensions was tried to be revealed. The study contributes to the literature in this respect Daha fazlası Daha az

Demokrasinin gelişiminde vergi bilinci ve vergi(leme)nin önemi

Targal, Aygül

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETBu tez küreselleşmenin getirilerine bağlı olarak gelişen demokrasinin vergileme ve vergi bilinci kavramı ile ilişkisinin araştırılmasını ve incelenmesini kapsamaktadır. Tezin amacı, devlet kavramının ortaya çıkışı ile vergileme yetkisinin tarihsel değişiminin nasıl gerçekleştiğini ve bu değişimin demokrasi üzerindeki etkilerini anlamak ve analiz etmektir. Bu tez, başlangıcı Mezopotamya'ya dayanan vergi(leme) kavramının Eski Mısır, Eski Yunan, Roma İmparatorluğu, Batı Demokrasileri ve Türkiye'deki ilerleyiş sürecinin, demokrasi ile organik bir bağının olduğunu savunmaktadır. Bu savunuda, yaşanılan sürecin hukuksal söylemleri bera . . .berinde getirdiği, organizasyon haline dönüşmüş olan devletin egemenlik yetkisinin vergileme açısından halk lehine anayasalar ile sınırlandırıldığı üzerine durulmuştur. Ayrıca, vergiye karşı mükellef / seçmen davranışları (olumlu ya da olumsuz), vergi algısı ve vergi bilinci vergileme sürecini etkileyen önemli unsurlardan biridir. Devletin vergi için ön gördüğü amaçları yerine getirebilmesi bununla yakından ilgilidir. Bu konudaki bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar taranmış, buna bağlı olarak sonuç kısmında Türkiye'de demokrasinin gelişmesi için vergi bilinci ve vergileme açısından yapılması gerekenler ve giderilmesi mühim olan sorunlar üzerinde durulmuştur.ABSTRACTThis thesis is expected to be researched and managed in relation to the taxation and tax awareness of connected democracy depending on the introduction of globalization. The aim of the thesis is to analyze and examine how the historical change of the taxation authority and the emergence of the concept of the state can take place and the effect of this change on the domain of democracy. This thesis focuses on the concept of taxation (Leme) based on the beginning Mesopotamia He argues that in your progress in Ancient Egypt, Ancient Greece, the Roman Empire, Western Democracies and Turkey, there is an organic connection to democracy. In this defense, it was emphasized that the sovereign power of the state, which was brought into the organization with the developing legal discourses, was limited to the constitutions in favor of the people of taxation country. In addition, taxpayer / voter behavior (positive or negative), tax perception and tax awareness are among the priorities of taxation. It was brought to the fore for the state tax organization. What has been done so far has been sought, and consequently concluded, and according to the results, those that are planned for tax awareness and taxation for the development of democracy and those that are important to eliminate are emphasized Daha fazlası Daha az

Duygusal denge ile duygusal bağlılık arasındaki ilişki : Bir meta analiz çalışması

Özge Teke

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETKişilik, bir bireyi diğerlerinden ayıran, organize edilen ve bütünleştirilen,gözlenebilir davranışların soyut hale gelmesiyle oluşan bir yapıdır. Kişilik ayrıcabiyolojik, sosyal ve psikolojik koşullardan etkilenen bir süreci ifade etmektedir.Örgütsel bağlılık ise sıklıkla araştırılan kapsamlı bir teoriye dayanan yönetilebilir vebütünleyici güce sahip bir kavramdır. Söz konusu iki değişkenden kişiliğin, diğeri olanörgütsel bağlılık ile ilişkili olduğu ve onu etkilediği pek çok çalışmanın argümanınıoluşturmaktadır.Söz konusu araştırmanın amacı, kişilik ile örgütsel bağlılık değişkenlerini birarada inceleyen çalışmaların içerisinde . . .n duygusal denge ve duygusal bağlılık boyutlarıarasındaki ilişkinin yönünü ve boyutunu ortaya çıkarmaktır.ABSTRACTPersonality is a structure that formed through the abstraction of attitudes that isseparable, organizable and observable between individuals. Personality is also aprocess which is affected by biological, social and psychological conditions.Organizational commitment is a manageable and complementary concept based on acomprehensive theory that is often researched. It is stated in most of the argumentsthat one of these variables, personality is related with organizational commitment andaffects it.The purpose of this research is to reveal the direction and dimension of therelationship between emotional balance and emotional commitment dimensions in thestudies that examines personality and organizational commitment variables together Daha fazlası Daha az

Din görevlilerinin sosyal medya kullanımlarına yönelik bir araştırma: İzmir ili örneği A research on usage of social media of religious officials: the sample of Izmir

Uzun, Muhammed Enes

Yüksek Lisans | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETSürekli gelişen ve değişen dünyada sosyal medya kullanımı her geçen gün artış göstermektedir. Bireylerin hayatını büyük oranda etkileyen sosyal medya uygulamaları, sosyal ve ekonomik hayatı baştan sona değiştirmiştir. Zira insanlar temel ihtiyaçlarını dahi web tabanlı uygulamalar vasıtasıyla gidermeye başlamış ve birçok kurum ve kuruluş sosyal medya altyapılarını güçlendirmeye başlamıştır. Diğer yandan insanlarla doğrudan ilişki içerisinde çalışan meslek gruplarının sosyal medya kullanım oranları gerek mevcut hizmet kalitesini ölçmek, gerekse geleceğe yönelik daha doğru hizmet politikaları üretmek için son derece önemlidir. Bu d . . .oğrultuda, insanların özellikle manevi yaşamlarına etki eden din hizmetleri konusunda hizmet veren din görevlilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını ölçmek amacıyla yapılan bu çalışmada, din görevlilerinin en fazla tercih ettiği kitle iletişim aracı olarak internet bulunmuştur. Diğer yandan katılımcıların 98,5 ile çok büyük çoğunluğunun sosyal medya uygulamalarını kullandığı, en fazla tercih edilen sosyal medya uygulamasının Facebook olduğu, katılımcıların sosyal medya uygulamalarını en fazla arkadaşları ile iletişimde bulunmak ve olaylar hakkında bilgi sahibi olmak için kullandığı, katılımcılar için sosyal medya uygulamalarını kullanma amaçları açısından gündemi takip etmenin en yoğun şekilde önem taşıdığı, devamında ise iletişim kurma ve bilgi edinmenin yüksek önem düzeyine sahip olduğu saptanmıştır.ABSTRACTIn a constantly evolving and changing world, the use of social media is increasing every day. Social media applications, which greatly affect the lives of individuals, have changed social and economic life from beginning to end. After all, people have already begun to satisfy their basic needs with the help of web-based apps, and many institutions and organizations have begun to strengthen their social media infrastructure. On the other hand, the social media usage rate of professional groups working in direct contact with people is extremely important for measuring the current quality of service and developing a more accurate service policy for the future.In this regard, in this study, which was conducted to measure the social media usage habits of clergymen who provide religious services that have a particular impact on people's spiritual lives, the internet was found to be the preferred mass medium of religious officials. On the other hand, it was found that 98.5 of respondents with a very large majority use social media apps, Facebook is the preferred social media application, participants use social media apps the most to communicate with their friends and learn about events, it is important for participants to follow the agenda for the purposes of using social media apps, and communication and acquisition of information are of high importance Daha fazlası Daha az

Din ve değerler eğitimi açısından İran sineması: Mejid Mejidi'nin filmleri örneği

Acar, İsmail

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET21.yüzyılda teknolojinin hızlı yayılması, kitle iletişim araçlarının nitelik ve nicelik anlamında artış göstermesi, özellikle insanlık tarihinden bu yana din ve eğitim serüveninin artık teknolojiyle birlikte dini konuların ve değerlerin sunulduğu, izletildiği, dinletildiği kitle iletişim araçlarının kullanımında sinemanın değerleri nasıl aktardığı araştırmamızın merkezini oluşturmuştur. Son yıllarda din ve değerlerin sunulduğu kitle iletişim araçlarının içerisinden özellikle sinema alanını, algıyı yönetme veya yönlendirme aracı olarak kullanılması, kitlelere ulaşma adına büyük etki oluşturması açısından tüm ideolojik düşünce ve . . .akımların ilgisini fazlasıyla çekmiştir. Bu çalışma, yakın zamanda çekilen özellikle mezhepsel süreç açısından ehli sünnet başta olmak üzere tüm Müslümanların dikkatini çektiği İran yapımı Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi filminin İslam dünyasındaki etkisi ve filmi çeken yönetmen Mejid Mejid'nin filmleri ele alınmıştır. Mejid Mejidi'nin özellikle filmlerinde kullandığı din ve değerler ifadelerinden vermek istediği mesaj, hayata örnek olabilecek anlatımlar ortaya konulacaktır.ABSTRACTThe rapid dissemination of technology in the 21st century and the increase in quality and quantity of mass media, besides the advent of religion and education, together with technology, has been the center of our research on the use of mass media where religious issues and values are presented, monitored and listened especially since the history of mankind. The use of religion and values as a means of directing the perception of the cinema field among the mass media has attracted the attention of all ideological thought and movements in terms of creating a great effect on reaching big masses in recent years. This study has been put forward in order to examine the effect of the film named Hz. Muhammad Allah's Messengers which is the recent Iranian production attracts the attention of all Muslims, in terms of sectarian process especially in the circumcision on the Islamic world and the message that the director Mejid Mejid wanted to give from the elements expressing the religions and values he used in his films. In the first part of our study, the conceptual framework religion, values, education, values education, religious education and titles of the cinemas are mentioned Daha fazlası Daha az

Av turizmi ve görsel medya : Yaban Tv’nin Türkiye’deki yerli turist avcıların tutumlarına yönelik etkileri

Özer, Osman

Yüksek Lisans | 2015 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

AraĢtırmanın temel amacı Yaban TV‟nin Türkiye‟deki yerli turist avcıların tutumlarına yönelik etkilerini incelemektir. Bunun yanında Yaban TV‟nin Türkiye avcılığında ve av turizmindeki etkilerini tespit etmektir. Türk av tarihine kısaca bakılmıĢ ve tarihi sürecin günümüze kadar geliĢine değinilmiĢtir. Türkiye‟de av turizminin baĢlamasıyla beraber geliĢtirilen kurallar, yönetmelikler ve düzenlemelerler incelenerek, Türkiye av turizminin güncel durumu değerlendirilmiĢtir. Bu süreçte Türkiye‟deki yerli ve yabancı turistlerin oranlarına bakılmıĢ, Türkiye av turizminin gelirleri, dünyadaki yeri ve seviyesi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. T . . .ürkiye‟nin av turizmi kapsamındaki av hayvanları türleri, avlanma zamanları ve yıllık avına izin verilen limitleri, ulusal ve uluslararası ayrımı yapılarak kanatlı ve memeli av hayvanları, avlanma çeĢitleri incelenmiĢtir. Avcılığın geliĢim süreci, avcılık basamakları ele alınmıĢ, etik avcılık için sistemdeki değiĢiklerin neler olduğu irdelenmiĢtir. Avcılık için yeni bir terim olan „Avdaş’ literatüre kazandırılmaya çalıĢılmıĢtır. Türkiye av turizminin yazılı, iĢitsel ve görsel medyasının günümüze kadar hangi süreçlerden geçerek geldiği, bunlardan görsel medyanın (Yaban TV) Türkiye‟de av turizmine katılan yerli turist avcıların tutumlarına yönelik etkileri incelenmiĢ, olumlu ve olumsuz etkileri araĢtırılmıĢ, sonuçlar paylaĢılmıĢ ve öneriler getirilmiĢtir Daha fazlası Daha az

Bilişim sektöründe yer alan aile işletmelerindeki çalışanların dönüşümcü liderlik çerçevesinde niteliklerinin belirlenmesine yönelik bir uygulama

Kanat, Begüm

Yüksek Lisans | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Günümüzde globalleşmiş olan ve sürekli değişim halinde olan dış çevrede faaliyet gösteren organizasyonların değişimlere hızlıca ayak uydurmak durumunda olduğu ve bu değişimleri öngörüp ona göre aksiyonlar almaları gerektiği ifade edilebilir. Tüm bu süreçlerin organizasyonlarda uygulanabilmesi için liderlerin değişim süreçlerini yönetebiliyor olmaları gerektiği söylenebilir. Organizasyonlarda değişimi sağlayan ve yenilikler başlatan kişiler dönüşümcü liderler olarak ifade edilebilir. Bu çalışmada ekonomik olarak hem ülkemizde hem dünyada büyük yer kaplayan aile işletmeleri incelenerek, bilişim sektöründe faaliyet gösteren ail . . .e işletmelerinde dönüşümcü liderlik nitelikleri ile ilgili yapılan çalışmanın sonuçlarına ait değerlendirmeler sunulmuştur. Çalışma kapsamında İstanbul ilinde bilişim sektöründe faaliyet göstermekte olan ve aile sahipliği bulunan bir işletmedeki 117 çalışana Likert tipi ölçek kullanılarak düzenlenmiş anket uygulamamıştır. Anket sonuçlarına göre çalışanların faaliyet gösterdikleri kurumda dönüşümcü liderlik özelliklerine rastladıkları görülmüştür. Dönüşümcü liderlik nitelikleri ve bilişim sektöründe liderlik nitelikleri çalışanların vermiş oldukları cevaplar doğrultusunda algılarına yönelik olarak dörder grup altında toplanmıştır. Bu faktör gruplarından bir kısmı için çalışanların yaşlara ve görev alanlarına göre algı farklılıklarına sahip oldukları görülmüştür Daha fazlası Daha az

Büyük veriye dayalı teknoloji politikası geliştirme modeli önerisi : enerji alanı uygulaması

Talih Öztürk

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET21.yy’da teknolojik yenilik süreçleri, anlaşılması ve yönetilmesi oldukçakarmaşık ilişki ağları ile çevrilidir. Teknolojik yeniliklerin artık sadece üretimin vegelişmenin bir faktörü olarak değil çevre, sağlık, eğitim gibi sosyal ve toplumsal refahıdoğrudan etkileyen bir faktör olarak değerlendirilmesi gereklidir. Bu anlamda makroboyutta ülkelerin ve mikro boyutta firmaların teknolojik gelişmeninyönlendirilmesinde sektörel ve küresel rekabette avantaj yaratarak öne çıkabilmesinisağlayacak araçlara ihtiyaçları bulunmaktadır. Kamu politikası bağlamında teknolojipolitikası olarak teknolojinin hızının ve yönünün belirlenmesi, inovas . . .yon sistemindeönemli bir konumda olan hükümetlerin tercihleriyle şekillenmektedir. Bu anlamdasınırlı kamu kaynaklarının doğru tercihler doğrultusunda harcanması, teknolojipolitikası geliştirme sürecinin en temel sorunlarından birini oluşturmaktadır. Teknolojipolitikası geliştirme süreçlerinde bu tercihlerin gelecek odaklı bir yaklaşımla, alanuzmanlarının değerlendirmelerine dayalı uzgörü çalışmalarıyla şekillendiğigörülmektedir. Bu noktada tezin amacı büyük veriden yararlanarak ve teknolojimadenciliği yöntemleri ile daha objektif kriterler ve kanıtlar geliştirilmesi ve böyleceteknoloji politikası geliştirme sürecinin desteklenebilirliğinin araştırılmasıdır.ABSTRACTTechnological innovation processes are surrounded by highly complex networkof relationships in the 21st century. Technological innovations should no longer beconsidered as a factor of production and development, but as a factor that directlyaffects social and social welfare, such as environment, health, education. In this sense,countries and firms need tools to guide the technological development in order tocreate an advantage in sectoral and global competition. Influencing the rate anddirection of technology as a technology policy in the context of public policy is shaped by the preferences of the governments that have an important role in the innovation system. In this sense, spending limited public resources in line with the right choices constitutes one of the most fundamental problems of the technology policy development process. It is seen that these prioritization processes are shaped by a future-oriented foresight approach in technology policy development processes based on the evaluations of field experts. The main objective of this thesis is to investigate the supportability of the technology policy development process by developing more objective criteria and evidences by using technology mining methods by benefiting from the big dat Daha fazlası Daha az

Avrupa Birliği'nin enerji sorunsalında yenilenebilir enerji kaynaklarının yeri ve geleceği

Baş, Pelin

Yüksek Lisans | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET1970'li yıllardan itibaren yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili dünyada ciddi bir hareketlenme başlamıştır. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda başı çekmektedir. Ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarından belli bir oranda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için hedefler koymuşlardır. Öngörülen hedeflere ulaşmak için ülkelere çeşitli destek ve teşvik politikaları uygulanmıştır. Bu çalışmada Avrupa Birliği üye ülkelerinin yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut üretim ve kurulu kapasiteleri verilmiştir. Bu veriler hidrokarbon kaynaklarıyla kıyaslandığında küçük bir pay olarak kalmaktadır. Fakat yenilenebilir enerji kay . . .naklarının günden güne üretim ve kullanımında artış görülmektedir. Bu artışın sağlanması Avrupa Birliği enerji politikaları aracılığıyla yapılmaktadır. Çalışmada bu politikaların içeriğinden ve uygulanmasından detaylı olarak bahsedilmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları gelecek için hem alternatif enerji niteliğinde hem de çevreci bir özelliğe sahip olması açısından önem arz etmektedir.ABSTRACTSince the 1970s, a serious movement has started in the world regarding renewable energy sources. Especially the European Union countries take the lead in this matter. Countries have set targets to satisfy their needs from renewable energy sources. Various support and incentive policies have been applied to the countries in order to achieve the predicted targets. In this study, current generation and installed capacities of renewable energy sources of European Union member states are given. These datas remain a small share compered to hdyrocarbon sources. However there is an increase in the production and use of renewable energy sources day by day. This increase is achieved through energy policies of the European Union. In this study the content and implementation of these policies are discussed in detail. Renewable energy sources are important for the future both in terms of alternative energy and environmental characteristics Daha fazlası Daha az

Cumhuriyetin ilk yıllarında kuduzla mücadele (1923-1938)

Ağralı, Kardelen

Yüksek Lisans | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETOsmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar pek çok salgın ve bulaşıcı hastalık toplum sağlığını etkilemekteydi. Bunlar Verem, Sıtma, Trahom, Frengi ve Kuduz hastalığı şeklinde sıralanmaktadır. Her ne kadar salgın hastalıklar toplumun nüfusunu etkilese de kuduz gibi bulaşıcı hastalıklarda toplum sağlığını etkileyebilmekteydi. Kuduz, Osmanlı Devleti’nin sorunları arasında yer almış ve hastalığın önlenmesi adına uğraştığı konu haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin uyguladığı çeşitli politikalar, hastalığın toplumdaki etkisini azaltsa da, tamamen ortadan kaldırmamıştır. Louis Pasteur’un kuduz aşısını keşfetmesiyle . . . beraber, bu hastalıkla mücadele yöntemi daha etkili bir hale gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda da kuduz hastalığı, toplum nüfusunun demografik yapısını etkilemekteydi. Sıhhi ve Muaveneti İçtimaiye Vekâletinin kurulmasının ardından sağlık bakanlarının uğraştıkları salgın ve bulaşıcı hastalıkların başında kuduz hastalığı da yer almaktaydı. Toplum sağlığını korumak adına uyguladıkları politikalar, bu konu etrafında şekillenmekteydi.ABSTRACTFrom the Ottoman Empire to the establishment of Turkish Rebuplic, many epidemics and infectious diseases affected public health. These can be listed as Tuberculosis, Malaria, Trachoma, Syphilis and Rabies. Although epidemic disease affected the population of society, infectious disease such as rabies still affected the public health in general. Rabies was one of the issues during the Ottoman Empire and became the problem that to deal with for the prevention of the disease. Even though the various policies implemented by the Ottoman Empire help to reduce the impact of the disease on society, they did not eliminate it. After the discoveriy of rabies vaccine by Louis Pasteur, this method of fighting became more effective. In the first years of the establishment of the Republic of Turkey, rabies was affecting the demographic structure of the population in significant ways. After the establishment of the Ministry of Sanitary and Auxiliary, health ministers of the time started to work on the rabies problem which was one of the epidemics and contagious, disease that the health ministers dealth with. The policies that health ministers implemented to protect public health shape around this issue Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms