Filtreler
Kadavra vericili böbrek nakli için çağrılan hastalara yapılan farklı cross-match testlerinin karşılaştırılması

Güngör, Toprak Hamdi

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

HLA antijenlerine karşı oluşan alloantikorlar, organ (greft) reddi ve fonksiyon kaybı ile ilişkili en önemli antikorlardır. Nakil öncesi hastalarda, daha önceden oluşmuş anti-HLA antikorlarının tespit edilmesi ve grefte karşı oluşacak immün reaksiyonun çaprazlama testlerinde belirlenmesi greft yaşam süresinde önemli bir yer tutar. Bu çalışmada İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kadavra vericili böbrek nakli için çağırılan hastalara nakil öncesinde yapılan farklı çaprazlama test sonuçlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Ocak 2014 - Aralık 2016 tarihleri arasında, 113 kadavra vericili böbrek nakli için çağırılan 416 . . .hastanın komplemana bağlı sitotoksik (CDCXM), akım sitometri (FCXM), luminex donöre spesifik antikor (DSA) çaprazlama ve panel reaktif antikor tarama (PRA) sonuçları çalışmaya dâhil edildi. Kadavra vericilerinin yaş ortalaması 46,08±16,09 olup, ortalama kreatin değeri 1,20±0,81 (mg/dL) olarak bulundu. Nakil öncesi çaprazlama test sonuçlarına göre FCXM T hücre pozitiflik oranının CDCXM T hücreye göre daha fazla olduğu görüldü (sırasıyla %19,0, %15,1; Daha fazlası Daha az

Kadavradan yapılan böbrek nakillerinde, hasta-verici çiftlerinin HLA-DQ uyumunun saptanması ve nakil sonrası dönemde de novo ANTİ-HLA antikorlarının araştırılması

Totur, İsmail

Yüksek Lisans | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Böbrek nakli son dönem kronik böbrek yetmezliğinde kesin tedavi şeklidir. Böbrek nakillerinin başarısı için alıcı ve verici çiftlerinin arasındaki kan grubu ve HLA uyumu, DSA varlığı ve PRA pozitifliği önemlidir. Çalışmamızda Ocak 2014 -Eylül 2016 tarihleri arasında 25 hasta-kadavra vericisi çiftini kapsamaktadır. Alıcı-donor çiftlerinin HLA doku tiplemesi (HLA-A, B, C, DRB1, DQA1, DQB1) Luminex-SSO yöntemi yapılmıştır. Hastaların nakil öncesi, nakil sonrası dönemlerde oluşan anti-HLA antikorlarının Luminex-PRA yöntemi ile araştırılarak, sonuçların graft sağkalımı ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Nakil öncesi dönemde hastaların %1 . . .2’sinde (n=3) PRA pozitifliği görülürken, nakil sonrası dönemde bu oran %20’ye (n=5) yükseldiği görüldü. Nakil sonrası dönemde PRA Sınıf-I’de %4 (n=1), PRA Sınıf-II’de %12 (n=3) DNDSA olmayan anti-HLA antikorları tespit edildi. Bir hastada DNDSA gelişmiştir. Bu antikorlar sınıf I DNDSA özelliğindedir. Bu hasta nakil sonrası beşinci ayda graftını kaybetmiştir. Çalışmamızda hasta ve kadavra çiftlerinde en fazla görülen HLA-DQA, DQB allelleri sırasıyla DQA*01, DQB*03, DQA*05 ve DQB*06’dir. Nakil sonrası dönemde oluşan Sınıf-II de novo anti-HLA antikorlarının %66,6’sı (n=2) anti-HLA DQ olduğu görüldü. Her iki hastada fonksiyonel graftleri ile yaşamlarını sürdürmektedir. PRA pozitif ve negatif hasta gruplarının GFH değerleri karşılaştırıldığında iki grup arasında istatiksel açıdan anlamlı bir ilişkiye saptanmamıştır. Hasta gruplarının uzun dönem takiplerinin yapılarak, anti-HLA antikorlarının graft üzerindeki etkisi izlenmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms