Filtreler
İlköğretim Öğrencilerinde Skolyoz Tarama Sonuçları

MEDİNE YILMAZ | FEYZA DERELİ | GAMZE KUNDAKÇI

Makale | 2018 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 3 ) , pp.1 - 6

Amaç: Bu çalışmanın amacı üç ilköğretim okulunda eğitim gören 10-14 yaş arasındaki okul çocuklarında skolyoz prevalansını incelemek, skolyoz farkındalığını arttırmak ve politika yapıcılar için veri kaynağı sağlamaktır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte planlanan bu çalışmaya tarama yapılmasına ailesi izin veren, taramaya katılmaya gönüllü olan öğrenciler dâhil edilmiştir (n: 963). Veri toplamada Skolyoz Tarama Formu kullanılmış olup, Adam’s Öne Eğilme Testi (Adam’s Forward Bending Test) ve vertebra palpasyonu yapılmıştır. Veri analizinde SPSS 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanılmıştır. Bulgular . . .: Skolyoz şüphesi olan öğrencilerin (n: 73) %8.2’si hekim tanısı almıştır. Skolyoz prevalansı kızlar için 0.099, erkekler için 0.052’dir. Öğrencilerin %55.5’i okulda yazı yazarken sıraya eğilmek zorunda kaldığını, %58,1’i okul çantasının ağırlığından dolayı rahatsız olduğunu belirtmiştir. Ayrıca %13.6’sı yatakta sırt ağrısı çektiğini, %25.8’i sırada otururken kendini rahatsız hissettiğini ifade etmiştir. Düzenli olarak spor yapanların oranı %58.4’dür. Sonuç: Araştırma sonuçları tarama yolu ile skolyozun erken tanılanabileceğini göstermiştir. Okul sağlığı alanında yürütülecek programlarda hemşirelerin omurga deformitelerini önlemek üzere öğretmenlerle işbirliği içerisinde, postür eğitimi, ağırlık taşıma yöntemleri, egzersizin önemi konularında eğitim programları düzenlemesi ve bunların okul idaresi ve rehber öğretmenlerle birlikte düzenli aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir Objective: The purpose of this study is to investigate the prevalence of scoliosis in 10- to 14-year-old children attending three primary schools, to raise awareness of scoliosis, and to provide a data source for policy makers. Material and Methods: Volunteer students whose parents gave permission for screening were recruited to this cross-sectional study (n: 963). For data collection, the Scoliosis Screening Form was used. In addition, Adam’s Forward Bending Test was administered and vertebra palpation was performed. The SPSS 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) was used for the data analysis. Findings: Of the students suspected to have scoliosis (n: 73), 8.2% were diagnosed with scoliosis by the physician. The prevalence of scoliosis was 0.099 in girls and 0.052 in boys. Of the students, 55.5% stated that they had to lean on the desk while writing at school, 58.1% said they were uncomfortable due to the heavy weight of the school bag. Also 13.6% stated that they had back pain in bed, 25.8% said they felt uncomfortable in the sitting position. Ratio of students exercising regularly was 58.4%. Conclusion: The results of the study demonstrated that scoliosis could be diagnosed early through screening. It is recommended that to prevent spinal deformities, school health programs should include training programs organized by nurses on the importance of achieving the correct upright posture, weight bearing methods and exercise, and that nurses should repeat these training programs in cooperation with school administration and school counselors Daha fazlası Daha az

Evde Bakım Alanında Çalışan Hemşirelerin Çalışma Koşulları, Yaşadıkları Güçlükler ve Eğitim Gereksinimlerinin Belirlenmesi

MEDİNE YILMAZ

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi1 ( 1 ) , pp.19 - 25

Amaç: Bu çalışmanın amacı İzmir ilinde çalışan evde bakım hemşirelerinin sosyodemografik özelliklerinin, hizmet sunumunda yaşadıkları güçlüklerin ve eğitim gereksinimlerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden çalışanların tamamı alınmıştır (N:71). Veri toplamada görüşme formu kullanılmıştır. Etik kurul ve kurum izinleri alınmıştır. Bulgular: Evde bakım hemşiresi olarak çalışanların hemşire (%64.8) olduğu, %46.5’inin devlet, %36.6’sının belediye ve %16.9’unun özel sektörde çalıştığı görülmüştür. Hemşirelerin %71.8’i kurumlarında evde bakım alanın . . .a ilişkin herhangi bir eğitim almamışlardır. Hemşirelerin %54.9’u hizmetiçi eğitime ihtiyaç duyduğunu ifade etmiş, eğitim almak istedikleri konuların en sık “evde bakım gerektiren durum / hastalıkların yönetimi” (%47.9), “evde bakım hemşireliğinin görev tanımı rol ve sorumlulukları” (%42.2) ile “evde kullanılması gereken tıbbi cihaz ve malzemelere” (%36.4) ilişkin olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin %42.3’ü kurum kaynaklı güçlüklere, %16.9’u fiziksel ortamdan kaynaklanan güçlüklere, %14.1 hasta ve hasta yakını kaynaklı güçlüklere birinci sırada yer vermiştir. Hemşirelerin %59.2’si işten ayrılmayı düşündüğünü belirtmiştir. Sonuç: Evde bakım hizmetleri, yaşlanan nüfus ve beraberinde giderek artan kronik hastalıklar nedeniyle gelecekte daha da önemli hale gelecektir. Bu nedenle evde bakım hizmetlerinin etkin olabilmesi için bu alanda çalışanların desteklenmesinin, nitelik ve niceliklerinin artırılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Objective: The aim of this study was to determine the socio-demographic characteristics of the home-care nurses working in Izmir, and determine the difficulties they experienced in service delivery and their training needs. Method: All voluntary participants were accepted (N:71) without following a sampling process. An interview form was used to collect data. The ethical and institutional approvals were obtained. Findings: Sixtyfour point eight percent of those providing health care at home were nurses. While 46.5% worked for the government, and 36.6% worked for municipalities, 16.9% were employed in the private sector. Seventy-one point eight percent of the nurses were provided no training on home-care in the institutions they were employed in. The most frequently mentioned topics that they needed training on were: cases requiring homecare / disease management (47.9%), the job description of nurses providing home-care and home-care nursing roles and responsibilities (42.2%), and medical equipment and supplies to be used at home (36.4%). Concerning the difficulties faced by home-care nurses, it was found out that the institutional difficulties (42.3%), physical difficulties (16.9%) arose from patients or their caregivers (14.1%). More than half of the nurses were considering quitting their jobs. Conclusion: Home care services will become more important with aging populations and accompanying increases in chronic illnesses. Therefore, this study showed the importance of supporting the health care workers and increasing their quantity and quality so as to get more effective home care services Daha fazlası Daha az

65 Yaş ve Üzeri Bireylerin Bağışıklama Durumlarının Belirlenmesi: Aile Sağlığı Merkezi Örneği

FEYZA DERELİ | GÜLÇİN UYANIK | JÜLİDE GÜLİZAR YILDIRIM DUMAN | GAMZE KUNDAKÇI | MEDİNE YILMAZ

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.299 - 305

Amaç: Aile sağlığı merkezlerine başvuran yaşlıların bağışıklama durumlarının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma karşılaştırmalı-tanımlayıcı desende olup İzmir’de 10 aile sağlığı merkezine kayıtlı 2294 yaşlı ile yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler sayı, yüzde, varyans ve ki-kare analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Yaşlıların yaş ortalaması 70,5±6,5 yıl (60-96 yaş); %52,4’ü kadın, %78,7’si evli %39,0’u ilkokul mezunudur. Bireylerin %55,3’ünün yaşlılık döneminde yapılan aşıları bilmediği, %64,5’inin bağışıklama konusunda bilgi almadığı, bilgisi olanların %45,1’inin bilgiyi doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışan . . .larından aldığı belirlenmiştir. Son bir yıl içinde aşı yaptırma oranı %32,3 olup, grip (%33,7), erişkin tip difteri tetanoz (%13,3) ve pnömokok (%7,9) en çok yaptırılan aşılardır. Yaşlılarda 65-74 yaş grubunun, erkeklerin, ilkokul mezunlarının, gelirini giderine denk olarak algılayanların, aşı hakkında bilgisi olanların, aşı yaptırma oranlarının daha fazla olduğu saptanmıştır ( Daha fazlası Daha az

Aile Sağlığı Merkezine Başvuran Gebelerin Bağışıklama Durumlarının Belirlenmesi

FEYZA DERELİ | GAMZE KUNDAKÇI | JÜLİDE GÜLİZAR YILDIRIM DUMAN | GÜLÇİN UYANIK | MEDİNE YILMAZ

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 6 ) , pp.77 - 83

Amaç: Araştırmanın amacı, aile sağlığı merkezlerine başvuran gebelerin bağışıklama durumlarının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Karşılaştırmalı-tanımlayıcı desendeki araştırma, İzmir merkez ilçesinde yer alan 10 aile sağlığı merkezinde görüşülen 1021 gebe ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, görüşme formu ile toplanmıştır. Veriler sayı, yüzde, varyans ve ki-kare analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Gebelerin yaş ortalaması 27,96±4,89 olup %43,9’u lise mezunudur. Gebelik sayısı medyanı iki ve canlı doğum sayısı birdir. Gebelerin %82,2’si aşılanma ile ilgili bilgi almış olup, bunlardan %75,8’inin bilgi kaynağı sağlık çalışan . . .larıdır. Gebelerin %37,8’i aşı kartı olmadığını bildirmiştir. Gebelik döneminde gebelerin %63,2’si tetanoz, %10,3’ü hepatit B, %11,9’u grip, %3,4’ü pnömokok, %3,0’ü kuduz aşısı yaptırmıştır. Gebelerin eğitim, gelir düzeyi, çalışma durumu, son bir yılda aile sağlığı merkezine gelme durumu, planlı gebelik durumu ile aşılarla ilgili bilgi alma ve aşı kartı bulunma durumu arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır ( Daha fazlası Daha az

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Tedavi Gören Bebeklerin Annelerinin Sağlık Okuryazarlık Düzeylerinin Evde Bebek Bakım Bilgisi ile İlişkisi

MEDİNE YILMAZ

Makale | 2021 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 2 ) , pp.31 - 38

Amaç: Bu çalışmanın amacı yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören bebeklerin annelerinin sağlık okuryazarlık düzeyleri ile evde bebek bakımı bilgi düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve analitik tipteki bu araştırma yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bebeği yatan toplam 129 anne ile yürütülmüştür. Veriler Yenidoğan Evde Bakım Bilgisi Anketi ve Yeni Yaşamsal Bulgu Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Annelerin %65,1’i sınırlı (0-1 puan), %16,3’ünün olası sınırlı (2-3 arası puan) ve %18,6’sı yeterli (4-6 arası puan) düzeyde sağlık okuryazarlığına sahiptir. Annelerin Yenidoğan Evde . . .Bakım Bilgisi Anketi puan ortalaması 17,79 ± 4,66’dır. Lise ve üniversite mezunu annelerin (p=0,000), ek doz ateş düşürücü vermeyi ve uygun meyve suyu miktarı vermeyi bilen annelerin (p=0,017), sınırlı sağlık okuryazarlığına sahip annelerin Yenidoğan Evde Bakım Bilgisi Anketi puan ortalamalarının, yeterli okuryazar grupta olan annelerinkinden daha düşük olduğu belirlenmiştir (p=0,000). Annelerin Yeni Yaşamsal Bulgu Ölçeği puan ortalamaları ile Yenidoğan Evde Bakım Bilgisi Anketi puan ortalamaları ilişkili bulunmuştur (r=0,37; p=0,000). Sonuç: Bebek bakım bilgisine yönelik eğitimlerin süre ve içerik olarak genişletilmesi, annelerin sağlık okuryazarlık düzeylerinin belirlenerek eğitim içerik ve materyallerinin oluşturulması önerilir Objective: The aim of this study is investigating the relationship between health literacy levels of mothers of infants treated in the neonatal intensive care unit with their knowledge of baby care at home. Materials and Methods: This descriptive and analytical study was conducted with 129 mothers whose babies were hospitalized in neonatal intensive care units. Data were obtained using the Neonatal Home Care Knowledge Questionnaire and the Newest Vital Signs (NVS) Scale. Results: Of the mothers participating in the study, 65.1% had a limited, 16.3% had a possibly limited and 18.6% had an adequate level of health literacy. The mean score the mothers obtained from the Neonatal Home Care Knowledge Questionnaire was 17.79 ± 4.66. The high school and university graduate mothers (p = 0.000), the mothers who were knowledgeable about when and how to give additional doses of antipyretic and appropriate amount of fruit juice (p = 0.017) and the mothers with limited health literacy obtained lower mean scores from the the mothers with sufficient literacy (p =0.000). There was a correlation between the mean scores obtained from the Neonatal Home Care Knowledge Questionnaire and the Newest Vital Signs (r = 0.37; p = 0.000). Conclusion: It is recommended that the duration and content of the training given to expectant mothers on baby care information should be extended, and that educational content and materials should be developed by determining their health literacy level Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms