Filtreler
Kalp Cerrahisi Sonrası Ağrı Kontrolünde Yeni Yaklaşımlar

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 1 ) , pp.29 - 32

Yüksek riskli olarak bilinen koroner arter bypass greft cerrahisi, tüm dünyada açık kalp ameliyatları arasında en sık uygulanan girişim olup, ameliyat sonrası hastalarda kronik ağrı sendromu gelişebildiği belirtilmektedir. Kalp cerrahisi sonrası ağrının azaltılmasında, farmakolojik yöntemlerden opioid ve opioid olmayan analjeziklerin kullanımının standart olmasına karşın, opioid türevi analjezikler ile parasetamol ilaçların birlikte kullanımı, yaygın olan bir yaklaşımdır. Ağrı kontrolünde, farmakolojik olmayan yöntemler arasında; interkostal, paravertebral, spinal ve epidural lokal anestetik blokları uygun analjezik yöntemler olarak . . . önerilmekte olup, kalp cerrahisi sonrası ağrı kontrolünde narkotiklerin kullanımını azalttığı ve ağrının azaltılmasında, hasta sonuçlarını olumlu etkilediği belirtilmektedir. Sağlık bakım ekibi içinde önemli bir role sahip olan hemşireler, etkili ağrı yönetimi konusunda hasta ve ailesini bilgilendirmeli, ağrı ve ağrı tedavisine ilişkin komplikasyonları, ağrı tedavisindeki güncel yaklaşımları yakından izlemeli ve uygulamalarını kanıta dayandırmalıdır. Coronary artery bypass graft surgery known as high-risk is the most frequently performed one among open heart surgeries all over the world, while it is reported that chronic pain syndrome develops in patients after cardiac surgery. Although usage of opioid and non-opioid analgesics among pharmacological implementations is standard for reducing the pain after heart surgery, concomitant usage of opioids and paracetamol medicines is a common approach. In the non-pharmacological methods of pain control; intercostal, paravertebral, epidural and spinal anaesthetic blocks are proposed to be suitable analgesic methods, they are reported to decrease the need of narcotics to control pain after cardiac surgery and to positively impact patient outcomes in reducing the severity of pain. Nurses who have an important role in the healthcare team should inform patient and their families about effective pain management, should follow pain-treatment-related and pain-related complications and current approaches about pain treatment, and should base their practices on evidence Daha fazlası Daha az

Factors Affecting the Knowledge Level and Attitudes of Nurses about Pain Management

YASEMİN TOKEM

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 2 ) , pp.93 - 97

Amaç: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışmanın amacı; ağrı yönetimi konusunda hemşirelerin davranışları ve bilgi düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın popülasyonu bir devlet hastanesinin dahili, cerrahi servisleri ve yoğun bakımlarında çalışan hemşirelerdir. Çalışmaya toplam 79 hemşire dahil edilmiştir. Veriler güncel literatürde bulunan “Hemşire Tanımlayıcı Bilgi Formu”, “Hemşirelerin Ağrı Üzerine Bilgi ve Tutum Anketi”, “Ağrıya Karşı Müdahale Uygulama Formu” formlarından elde edilen standart bir anket ile toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %48.1’i 31-40 yaş arasındayd . . .ı, %41.8’i ön lisans mezunuydu ve %34.2’sinin 16 yıl ve üzeri mesleki deneyimi vardı. Katılımcıların %59.5’i klinik hemşiresi olarak çalışıyordu ve %67.1’i daha önce ağrı yönetimi hakkında bir eğitim veya kursa katılmamıştı. Doğru yanıt puan ortalaması 4.73± 2.09 idi. Bilgi seviyesi ile yaş, eğitim seviyesi, çalışılan birim ve mesleki deneyim arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Ağrıya karşı en sık yapılan uygulama “nöbet sonrası diğer hemşireleri bilgilendirmek (%86.6)” ve “ağrılı bölgeyi saptamak (%73.1)” olarak belirlenirken, hemşirelerin %48.1’i ağrıyı azaltmak için hiç epidural-intratekal kaviteye epidural kateter ile ilaç uygulamadığını ifade etti. Sonuç: Hemşirelerin ağrı yönetimi hakkındaki bilgi seviyelerinin yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bilgi seviyesinin yaş, eğitim seviyesi, mesleki deneyim ve ağrı yönetimi açısından alınan önceki eğitimler ile ilişkili olmadığı görülmüştür. Objective: The aim of this descriptive study was to determine the factors affecting the knowledge levels and attitudes of the nurses about the pain management. Material and Methods: Study population was nurses which work in medical, surgical and intensive care units of a public hospital. A total of 79 nurses were included in the study. Data were collected with a standardized questionnaire extracted from the current literature called “Nurses’ Demographics Form”, “Nurses’ Knowledge and Attitudes Survey Regarding Pain”, and “Applying Interventions Against Pain Form”. Results: 48.1% of the nurses who participated to the study were between 31-40 years old, 41.8% of them had associate’s degree, 34.2% of them had +16 years of occupational experience. 59.5% of the nurses were working as clinic nurses and 67.1% of them had not attended any course/training on pain management. There was no statistically significant association between knowledge level and age, educational degree, working department, and occupational experience (p>0.05). The most common interventions used against to pain were determined as “to inform other nurses after duty (88.6%)” and “to locate the pain (73.1%)”. 48.1% of the nurses were stated that they had never administered pharmacological agents to the epidural-intrathecal cavity with an epidural catheter to reduce pain. Conclusions: It was concluded that the knowledge level of the nurses on pain management was inadequate. It was seen that the knowledge level was not related to age, education level, working experience, and previous education status on pain management. Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms