Filtreler
Filtreler
Bulunan: 105 Adet 0.002 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [1]
Yayın Dili [2]
Effect of particle size distribution modality of CaCO3 on sealing wide fractures using sepiolite muds CaCo3 parçacık boyut dağılım modalitesinin sepiyolit çamurları kullanılarak geniş çatlakların tıkanmasına etkisi

Tezcan, Meltem

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

SUMMARYLost circulation is defined as the invasion of naturally fractured and unconsolidated formations by the drilling fluid. Preventing loss circulation is a highly challenging problem while drilling a well. High loss circulation results in cost increase and well instability problems along with the contamination of productive formations. Lost circulation materials (LCMs) are used to prevent partial or total losses through pore throat and fractures. Special LCM treatments may be applied in the case of severe losses for wide fractures. However, the outcomes of all these efforts have not been leading to provide a valid theory or prot . . .ocol particularly in early time wide fracture sealing. This experimental study attempts to investigate the contribution of LCM sizes and concentrations, unimodal, bimodal, and trimodal LCM particle size distributions (PSD) and LCM combination quantity on the early time wide fracture sealing.ÖZETKayıp sirkülasyon, sondaj akışkanının doğal olarak oluşmuş çatlaklı formasyonlara ve konsolide olmamış çatlak formasyonlara (unconsolidated fractured formations) nüfuz etmesi olarak tanımlanmaktadır. Kayıp sirkülasyonunun önlenmesi, sondaj operasyonları sırasında oldukça önemli bir problemdir. Yüksek kayıp sirkülasyonu, kontamine edici oluşumların yanı sıra maliyet artışına ve kuyu stabilitesi (well instability) sorunlarına yol açmaktadır. Kayıp sirkilasyon malzemeleri (LCM), gözeneklerde ve çatlaklarda oluşan kısmi veya toplam kayıp sirkülasyonu önlemek için kullanılmaktadır. Geniş çatlaklarda ciddi kayıplar olması durumunda özel LCM kombinasyonları uygulanabilmektedir. Bununla birlikte, literatürde çatlakların erken tıkanması ile ilgili geçerli bir teori veya protokol bulunmamaktadır. Bu deneysel tez çalışmasında, LCM boyutları ve konsantrasyonları, tek modlu (unimodal), iki modlu (bimodal) ve üç modlu (trimodal) LCM parçacık boyutu dağılımlarının (PSD) ve LCM kombinasyon miktarının erken zamandaki geniş çatlak tıkamasına etkisi araştırılmıştır Daha fazlası Daha az

Din ve değerler eğitimi açısından İran sineması: Mejid Mejidi'nin filmleri örneği

Acar, İsmail

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZET21.yüzyılda teknolojinin hızlı yayılması, kitle iletişim araçlarının nitelik ve nicelik anlamında artış göstermesi, özellikle insanlık tarihinden bu yana din ve eğitim serüveninin artık teknolojiyle birlikte dini konuların ve değerlerin sunulduğu, izletildiği, dinletildiği kitle iletişim araçlarının kullanımında sinemanın değerleri nasıl aktardığı araştırmamızın merkezini oluşturmuştur. Son yıllarda din ve değerlerin sunulduğu kitle iletişim araçlarının içerisinden özellikle sinema alanını, algıyı yönetme veya yönlendirme aracı olarak kullanılması, kitlelere ulaşma adına büyük etki oluşturması açısından tüm ideolojik düşünce ve . . .akımların ilgisini fazlasıyla çekmiştir. Bu çalışma, yakın zamanda çekilen özellikle mezhepsel süreç açısından ehli sünnet başta olmak üzere tüm Müslümanların dikkatini çektiği İran yapımı Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi filminin İslam dünyasındaki etkisi ve filmi çeken yönetmen Mejid Mejid'nin filmleri ele alınmıştır. Mejid Mejidi'nin özellikle filmlerinde kullandığı din ve değerler ifadelerinden vermek istediği mesaj, hayata örnek olabilecek anlatımlar ortaya konulacaktır.ABSTRACTThe rapid dissemination of technology in the 21st century and the increase in quality and quantity of mass media, besides the advent of religion and education, together with technology, has been the center of our research on the use of mass media where religious issues and values are presented, monitored and listened especially since the history of mankind. The use of religion and values as a means of directing the perception of the cinema field among the mass media has attracted the attention of all ideological thought and movements in terms of creating a great effect on reaching big masses in recent years. This study has been put forward in order to examine the effect of the film named Hz. Muhammad Allah's Messengers which is the recent Iranian production attracts the attention of all Muslims, in terms of sectarian process especially in the circumcision on the Islamic world and the message that the director Mejid Mejid wanted to give from the elements expressing the religions and values he used in his films. In the first part of our study, the conceptual framework religion, values, education, values education, religious education and titles of the cinemas are mentioned Daha fazlası Daha az

Estimation of emotional situation using EEG signals and machine learning methods EEG sinyalleri ve makine öğrenme yöntemlerini kullanılarak duygusal durum kestirimi

Yeşilkaya, Bartu

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

ÖZETEmotion estimation is an effective analysis method used to increase the interaction between humans and machines. Electroencephalogram (EEG) based emotion prediction studies based on brain signals become very attractive since they provide successful results of emotion analysis. In this study, new methods for emotion prediction are presented in accordance with dimensional emotion modeling. Multichannel EEG signals are recorded while the subjects viewed pictures from the International Affective Image System (IAPS) data set. Signal preconditioning and artefact elimination was performed by applying necessary filters on the recorded d . . .ata. Several features are extracted and the signals are classified using classification methods such as support vector machines and K-nearest neighbor. To improve the classification performance, we propose a second method where EEG signals are further analyzed by Multivariate Empirical Mode Decomposition (MEMD) and similar features are extracted from the intrinsic mode functions (IMFs) of the MEMD and classified using machine learning methods. As a third method, Deep Learning (DL) approach is proposed for classification of emotional labels. Time-frequency (TF) representations of the IMFs extracted using MEMD method are calculated by the Short-time Fourier Transform (STFT) and spectrogram. These spectrograms considered as TF images are applied to a Convolutional Neural Network (CNN) to classify the emotional labels. Performance results of the proposed methods suggest that utilizing an advanced signal processing method such as MEMD and using DL approach for classification provides encouraging results and may be used in future human-machine interaction studies.SUMMARYDuygu tahmini insanlar ve makineler arasındaki etkileşimi arttırmak amaçlı kullanılan etkili bir analiz yöntemidir. Duygu analizi deneylerinde başarılı sonuçlar verdiği için günümüzde beyin sinyallerine dayalı, elektroensefalogram (EEG) tabanlı duygu tahmini araştırmaları ilgi çekmektedir. Bu çalışmada boyutsal duygu modellemesi doğrultusunda duygu tahmini analizi için yeni yöntemler önerilmektedir. Uluslararası Afektif Görüntü Sisteminden (IAPS) alınan görseller ile oluşturulmuş veri seti kullanılarak çok kanallı EEG sinyalleri kayıt edilmiştir. Bu veriler üzerinde gerekli olan filtreler uygulanarak veri temizleme ve gürültü giderme ön işlemleri gerçekleştirilmiştir. Daha sonra EEG sinyallerinden çeşitli öznitelikler elde edilmiş ve Destek Vektör Makineleri (DVM) ve K-en yakın komşu gibi sınıflandırma yöntemleri kullanılarak sınıflandırılmıştır. Başarı oranını arttırmak için EEG sinyalleri Çok Değişkenli Görgül Kip Ayrışım (ÇDGKA) yöntemi ile analiz edilerek elde edilen Özgün Kip Fonksiyonlarından (ÖKF) benzer öznitelikler hesaplanmış ve sınıflandırılmıştır. Duygu durum kestirimi için üçüncü bir yöntem olarak derin öğrenme tabanlı bir yaklaşım önerilmiştir. ÇDGKA ile elde edilen ÖKF'lerin zaman-frekans (ZF) gösterimleri Kısa Zamanlı Fourier Dönüşümü (KZFD) ve Spektrogram ile elde edilmiştir. Hesaplanan spektrogram matrisleri ZF imgesi olarak değerlendirilmiş, evrişimsel sinir ağını eğitmek ve duygu durum kestirimi için giriş olarak kullanılmıştır. Önerilen yöntemlerin başarım sonuçları, ÇDGKA gibi ileri sinyal analiz yöntemi ve derin öğrenme yaklaşımı kullanılarak duygu durum kestiriminde başarılı sonuçlar elde edildiğini ve gelecek insan-makine etkileşim sistemlerinde kullanılabileceğini göstermektedir Daha fazlası Daha az

Hint-Rus ilişkileri: Sömürgecilikten soğuk savaş sonrasına

Yengeç Ersin, Büşra

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETBu çalışma, Hindistan ve Rusya arasındaki ilişkilerin, özellikle sömürge döneminden, Soğuk Savaş dönemine kadar ne ölçüde değiştiğini incelemekte ve günümüzde iki ülke ilişkileri hakkında daha iyi yorum yapılabilmesi açısından, Soğuk Savaş sonrası dönemdeki gelişmeleri de içermektedir. Değişen uluslararası sistemde yıldızı parlayan ülkeler arasında olan Hindistan'ın, küresel güç olma yolunda ilerlemeye devam ederken, bu süreçte girdiği ikili ve çok taraflı ilişkiler, farklı alanlardaki ortak girişimler ve iş birlikleri, arzu ettiği gidişatındaki adımlarını etkilemektedir. Diyalog halinde bulunduğu ve ortak çalışmalara imza attığ . . .ı ülkelerden biri de Rusya'dır. Çok eski iki müttefik olan Rusya ve Hindistan, günümüzde de eskiden kalan bağlarını güçlendirerek, bölgelerinde aktif iş birliği yolunda ilerlemektedirler. Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin desteği ile başlayan ilişkiler, bugün stratejik ortak olarak nitelendirdikleri bir konuma ulaşmıştır. Uzaydan nükleere, askeri alanından teknolojiye, ekonomiden enerjiye, her alanda iş birliği sağlama konusunda ciddi adımlar atan iki ülke, dönem dönem askıya alınan süreçlerden geçseler de ilişkileri daima yakın seviyelerde kalmayı başarmıştır. Devlet başkanlarının düzenlemiş olduğu ziyaretlerle başlayan ilişkiler, bugün üst düzey zirve toplantıları, imzalanan çok sayıda anlaşma, uluslararası problemlerde entegrasyon ile taçlanmış bulunmaktadır. Çalışmada, Hindistan ve Rusya ilişkilerinin, iş birliğinden stratejik ortaklık konumuna nasıl yükseldiği, hangi alanlarda ne gibi çalışmalarda bulundukları ve bu durumun hem bölgesel hem de uluslararası sistemde ortaya çıkan olaylar karşısında nasıl ilerlediği anlatılmaya çalışılacaktır.ABSTRACTThis study involves improvements in the post-Cold War era in order to discuss how the relations between India and Russia changed, especially from the colonial era to the Cold War era, and to be able to interpret these relations better. As one of the flourishing countries in the changing international system, India is affected by bilateral and multilateral relations, joint initiatives, and collaborations while it is becoming a global power. One of the countries that India has engaged in dialogue and formed associations is Russia. Russia and India, as old allies, currently keep building new active collaborations in their territories while strengthening their old bonds. Relations, beginning with the support of the Union of Soviet Socialist Republics to India's fight for independence, has now reached a point that it is described as strategic. Even though they underwent the suspending process from time to time, these two countries took critical steps for maintaining collaboration in every field from space to nuclear, military to technology, economy to energy, and their relations have always managed to remain close. Beginning with the visits from the heads of states, the relations have now upgraded to high-level summit meetings, a great number of agreements signed, and integration for international problems. This study aims to explain how the relations between India and Russia increased from a collaboration to a strategical partnership, in which fields and what kinds of associations were carried out, and how this collaboration worked against the different incidents occurring in both national and international systems Daha fazlası Daha az

Investigation of time-dependent behavior of a high-rise reinforced concrete building Betonarme yüksek bir binanın zamana bağlı davranışının incelenmesi

Zamani, Amanullah

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

Özet:Sünme ve büzülme gibi zamana bağlı deformasyonlardan dolayı yüksek katlı binaların düşey elemanlarında eksenel kısalmalar meydana gelmektedir. Düşey elemanların eksenel kısalmaları yapısal ve yapısal olmayan elemanlarda beklenmedik hasarlara neden olabildiğinden yapı mühendislerinin araştırması gereken bir konu olmuştur. Eksenel kısalmaların miktarını belirlemek için çeşitli hesap yöntemleri mevcuttur. Binaların statik hesaplarında, geleneksel bir yaklaşım olarak, bina inşaatının tamamlanmasından sonra dış yüklerin yapıya doğrudan ve tek bir adımda uygulandığı varsayılarak yapılar modellenip incelenmektedir. Ancak bu hesap yönt . . .emine zamana bağlı deformasyonlar dahil olamadığı için düşey elemanların eksenel kısalmaları doğru şekilde belirlenememekte ve binanın davranışı gerçekçi şekilde hesaplanamamaktadır. Bu çalışmada, inşaat aşamalarının yanı sıra sünme ve büzülme gibi zamana bağlı etkiler de dikkate alınarak betonarme yüksek bir binanın yapısal davranışı detaylı şekilde incelenmiştir.Summary:Axial shortening occurs in vertical members of high-rise buildings due to time dependent deformations such as creep and shrinkage. Structural engineers have been investigating axial shortening of vertical elements since it can cause unexpected damages in structural and non-structural elements. Several calculation methods are available to determine the amount of axial shortening. In the static analysis of buildings, as a traditional approach, after the completion of the building construction, structures are modeled and examined, assuming that external loads are applied directly and in one step. However, since time-dependent deformations were not included in this analysis method, the axial shortening of the vertical elements cannot be determined accurately and the behavior of the building cannot be calculated realistically. In this study, the structural behavior of a high-rise reinforced concrete building was investigated in details by taking into consideration of the time-dependent effects such as creep and shrinkage as well as construction phases Daha fazlası Daha az

1996'dan günümüze kadın parlamenter elitinin toplumsal kökenleri ve siyaset pratikleri arasındaki ilişki

Eren, Gizem

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Özet:Kadınların siyasi temsil mekanizmalarında aktif olarak yer alması, toplumsal yaşamda kadın haklarının savunulmasını ve çeşitli taleplerinin bildirilmesine olanak sağlamakta ve böylece kadınların birçok alanda güçlenmesinin önü açılmaktadır. Türkiye'de hangi sosyal, ekonomik ve demografik kesimlerden gelen kadınların siyasette temsil hakkı elde edebildiği ve karar verici konumlara gelebildiği sorusu bu noktada önem kazanmaktadır. Bu çalışma, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 1996 ile 2018 yılları arasındaki 8 Yasama Döneminde (20.-27.Yasama Dönemleri) parlamenterlik yapmış ve yapmakta olan kadın parlamenter elitinin, toplumsal, s . . .osyolojik, ekonomik ve demografik profillerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda kadın parlamenter elitinin yaş, eğitim seviyesi, meslek, yabancı dil seviyesi, medeni durum, çocuk sayısı, eşinin eğitim durumu, parlamento ve bürokrasi deneyimi açısından değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda 20. ve 27. Yasama Dönemleri arasında parlamentoda yer alan kadın elitinin genelinin genç yaşta, lisans mezunu, evli, en az bir yabancı dil bilen, eğitimci ve hukukçu kökenli, eşleri lisans mezunu, parlamento deneyimleri bulunurken bürokrasi deneyimlerinin ise bulunmadığı saptanmıştır.Summary:The active involvement of women in political representation mechanisms enables advocacy of women's rights in social life, and thus women's political representation paves the way for women's empowerment in various fields. It is a critical question to analyze, at this point, which social, economic and demographic background becomes more influential in terms of participation of women in politics in Turkey. This study aims to explore the eight legislative periods in between 1996 and 2018 (20th-27th Legislative Periods) in the Grand National Assembly in Turkey. In this context, the goal is to demonstrate the economic, sociological and demographic profiles of women parliamentarians in the periods in question. This master thesis evaluates the female parliamentarian elites in terms of their age, education, profession, foreign language level, marital status, number of children, education status of their spouse, and their experience of bureaucracy. As a result of this study, it was concluded that the majority of the female elite in the parliament between the 20th and 27th Legislative Periods, is young, graduated, married, having at least one foreign language, educator or lawyer, married with graduated spouses, and having experiences in parliament institution, but not experienced in bureaucracy Daha fazlası Daha az

Yöneticilerde ahlak ve sosyal etkileşimin eylem koordinasyonuna etkisi: İzmir ilinde bir araştırma

Doğanay, Meral

Doktora Tezi | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETYöneticilerde ahlak dışı davranışlara yönelimin nedenleri bir çok araştırmada ele alınmıştır. Ancak ahlak ve sosyal etkileşime bağlı eylem koordinasyonu boyutunun bireysel, sosyal, psikolojik, psiko-sosyolojik, bilişsel, davranışsal, toplumsal, evrensel, siyasi, politik, ekonomik, felsefi, dini ve yönetsel etkileri boyutuyla ele alınmadığı görülmüştür. Yönetim ve organizasyon alanında ahlak ve sosyal etkileşim kavramlarının eyleme transferinde taksonomi boyutunda da önemi görülebilecektir. Ayrıca ampirik çalışma ile elde edilmiş veriler analiz edilmiş, bulgular, yorum ve önerileri ile konu başlığı etkilerin, tez kapsamında daha . . .önce ele alınmamış olması da dikkate alındığında, literatüre kazandırılmasının yönetsel alanda psikoloji, sosyal psikoloji, kitle psikolojisi ve dolayısıyla işletme yönetimine psiko-sosyal davranışsal ve felsefi boyutlarıyla katkılarının önem taşıyacağı düşünülmektedir. Yöneticilerde ahlak ve sosyal etkileşimin eylem koordinasyonu modellemesinde etkisini tespit etmek temel amaçlanımdır. Buna bağlı olarak yöneticilerde ahlak ve sosyal etkileşime bağlı eylem koordinasyonu: biyolojik anlamda yapısal ve kuramsal aktarıma dönüştürmek, aynı zamanda işlevsel ve rasyonel normatif temellendirmeleri, toplumsal bütünleştiricilik gücü, yetki standartları, güç kullanımı, katılımcı bakış açısı aktarımının, tekniğe ve pratiğe yansıyan temel, işlevsel ve bireysel yönetici yeteneklerinden kaynaklı eylem koordinasyonu sorunsalının da yönetici psikopatolojisi paradigmasında tespit edilmesi alt amaçları oluşturmuştur.ABSTRACTReasons of tendency towards unethical behaviours for directors have been dealed in many researches. But it is observed that the dimension of action coordination related to moral and social interaction has not been dealed with the dimension of individual, social, psychologic, psycho sociological, cognitive, behavioral, social, universal, political, ecomomical, philosiphical, religious and executive effects. In the area of management and organization, importance of transfer of moral and social interaction concepts into action will be able to seen on taxonomy dimension. Besides, data gained by empirical study is analysed, findings considering the titled effects not being dealed before within the thesis, its contributions are thought to have importance with the dimensions of psychology, social psychology, mass psychology and accordingly psycho social behavioral and philosophical dimensions in administrative domain. To determine the effect of ethical and social interaction for directors on action coordination is the main aim. Correspondingly, action coordination related to morals and social intraction for directors, converting into structural and hypothesis transfer biologically, also functional and rational normative justification, power of social reintegrativity, authority standards, use of force, determining the action coordination problematical based on basic, functional and individual directors' talents in director's psychopathology paradigm has formed the subgoals Daha fazlası Daha az

A machine learning approach to biomass gasification process Biyokütle gazlaştırması sürecine makine öğrenmesi yaklaşımı

Elmaz, Furkan

Yüksek Lisans | 2020 | Graduate School of Natural and Applied Sciences

Özet:Makine öğrenmesi (ML), araştırmacılara güçlü hesaplama araçları sunarak bilimin birçok alanında benzersiz veri odaklı çözümler yaratmalarının yolunu açmaktadır. Özellikle ilgili girdi ve çıktı verilerinin toplanarak ve ML algoritmalarının sayesinde altında yatan sürecin keşfedilmesi yaklaşımı, araştırmacıların kendi alanlarında geleneksel analitik ve/veya numerik yaklaşımların sahip olduğu sınırlamaların üstesinden gelmelerini sağlamıştır. Biyokütle gazlaştırmasıdır da bu süreçlerden biridir. Biyokütle gazlaştırması, biyolojik atık ve benzeri yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma kabiliyeti nedeniyle umut verici bir enerji . . . üretim sürecidir. Bu tezde, biyokütle gazlaşmasının sahip olduğu zorluklar ML perspektifinden ele alınmıştır.Summary:Machine learning (ML) has been paving the way for researchers to create unique data-driven solutions in many areas of science by offering a strong set of computational tools. Especially the collecting related input and output data and letting ML algorithms try to discover the underlying phenomenon approach enabled researchers to overcome severe limitations of conventional analytical and/or numeric approaches in their respective fields. One such phenomenon is the biomass gasification Daha fazlası Daha az

Bankacılık sektöründeki kadın çalışanların duygusal zeka düzeyleri ile örgütsel vatandaşlık davranışları arasındaki ilişki: İzmir ili örneği

Doğaner Demirtaş, Müge

Doktora Tezi | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETGünümüz değişen piyasa koşullarında, örgütsel etkinliğe katkı sağlayan dinamiklere sahip olmak, kurumlar için kaçınılmaz bir unsur haline gelmiştir. Bu bağlamda ikamesi olmayan tek üretim faktörü, insan kaynağının sahip olduğu beceriler ve sergilediği davranışlar ayrıca ilgi çekmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada duygusal zeka düzeyinin, rol fazlası gönüllü davranışlar olarak da adlandırılan örgütsel vatandaşlık davranışını etkileyeceği görüşünden hareket edilmiştir. Bu kapsamda çalışmanın teorik bölümünde duygusal zeka ile örgütsel vatandaşlık davranışı kavramları ayrı ayrı ve birbirleriyle olan ilişkileri bakımından ele alınmış . . . ve kadın çalışanlar gerek toplumsal yaşam gerekse iş yaşamı bakımından değerlendirilmiştir.ABSTRACTIn today's changing market conditions, having dynamics contributing to organizational effectiveness has become an inevitable factor for institutions. In this context, the only production factor without substitution, the skills of human resources and the behaviors exhibited are also of interest. Thereforein this study, it is considered that the level of emotional intelligence will affect organizational citizenship behavior, also called voluntary surplus behaviors. In this context emotional intelligence andorganizational citizenship behavior concepts are discussed separately and in relation to each other in the literature section of study and female employees are evaluated in terms of both social and work life. In the application section, in order to test the hypotheses developed in line with the theoretical model of the research, a questionnaire was applied to 416 female employees of a private bank in Izmir Daha fazlası Daha az

Bisiklet etkinliği katılımcılarının motivasyonları ve ilgilenimleri: İzmir ili üzerine bir çalışma

Sağlam, Mehmet Cem

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETTurizm endüstrisi her geçen gün değişmekte ve gelişmektedir. Buna bağlı olarak bireylerin seyahat anlayışları ve tercihleri de farklılaşmaktadır. Değişim sürecine ayak uydurmaya çalışan destinasyonlar alternatif turizm kaynakları arayışına yönelmektedirler. Bu kaynaklardan biri de etkinlik turizmidir. Yöneticiler ve profesyoneller tarafından destinasyonlar arası rekabette avantaj elde etmek, ekonomik getiri sağlamak ve olumlu bir imaj kazanmak gibi nedenlerle yeni ve özgün etkinlikler geliştirilmektedir. Bisiklet etkinlikleri de bu etkinlikler arasında yer almaktadır. Bisiklet etkinlikleri bisiklet turizmi kapsamında yapılan, ka . . .tılımcılarına bir gruba üye olmak, farklı destinasyonları ziyaret etmek ve sosyalleşmek gibi deneyimler sunan, yarım gün veya tam gün olabildiği gibi konaklamalı tur organizasyonları ile de gerçekleştirilebilen faaliyetlerdir. Bisiklet etkinliklerine katılan bireylerin motivasyonlarının ve sürekli ilgilenim düzeylerinin tespit edilmesi organizasyonların iyi bir şekilde planlanmasına ve yönetilmesine olanak sağlayacaktır. Bu çalışmanın amacı, İzmir ilinde bisiklet etkinliklerine katılan bireylerin motivasyonlarının belirlenmesi ve sürekli ilgilenim düzeylerinin ölçülmesidir.ABSTRACTThe tourism industry is changing and developing day by day. Accordingly, individuals' travel perspectives and preferences also differ. Destinations that try to keep up with the change process tend to search for alternative tourism resources. New and original events are developed by managers and professionals for reasons such as gaining advantage in competition between destinations, providing economic returns and gaining a positive image. Cycling events are also counted among these events. Cycling events are activities that are carried out within the scope of bicycle tourism, offering participants experiences such as being a member of group, visiting different destinations and socializing and can be carried out with half-day or full-day tour organizations. Determining the motivation and enduring involvement of the individuals participating in cycling events will enable organizations to be well planned and managed. The aim of the study is to determining cycling event participants' motivations and measure level of their enduring involvement Daha fazlası Daha az

Gassan Kanafanî’nin ‘‘Çalıntı Gömlek’’ öyküsü üzerine metin dilbilimsel bir çözümleme

Avcı, Gülbahar

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZETArap Edebiyatı’nda “kıssa kasira” ismiyle karşımıza çıkan uksûsa, rivaye ve hikâye gibi alt türleriyle bilinen öykü türünün kökleri Cahiliye dönemine dek uzanmaktadır. İslami döneme gelince, özellikle Kur’an-ı Kerim’deki önceki milletlere ve peygamberlere dair kıssalar İslam dininin tebliği esnasında etkili bir şekilde kullanılmış ve bu Ku’ran kıssaları Arap Edebiyatı’nda öykü sanatının gelişimine katkı sağlamıştır. İlk olarak Mısır ve Lübnan gibi ülkelerde gelişme gösteren öykü, işgal altındaki Filistin bölgesinde daha geç dönemlerde gelişme göstermiş ve gelişiminde Gassan Kanafani büyük rol oynamıştır.Zellig Sabbettai Harris t . . .arafından 20.yüzyılda ortaya konulan metin dilbilim çalışmalarının ise Van Dijk ile daha sistemli bir hale geldiği edebiyat dünyasında bilinen bir gerçektir. Pek çok dil bilimci tarafından üzerinde çalışmalar yapılan metin dilbilim metnin anlam yapılarını inceleyen ve metni semantik açıdan tahlil eden bir disiplindir.SummaryIn Arabic literature, the “short story” has different names such as aqsusa, alrawaya and alhikaya, date back to the pre-İslamic era. As for the period after the advent of İslam short stories, especially those in the Quran about nations and prophets before İslam, were used as an effective tactic in the spread of İslam. These stories contributed to the evolution of the short story genre in the Arabic literature. The short story firstly developed in countries, such as Egypt and Lebanon and later reached Palestine. The Palestinian Novelist Ghassan Kanafani is one of the writers who had a great role and influence on the evolution of the Arabic short story.It is a known fact in literature that the text linguistics analysis produced by the American linguist Z.S Harris in the 20th century was systematized by Van Dijk. Text linguistics is a branch of linguistics that analyzes the text semantically and examines the structure of meaning of the text Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms