Filtreler
Ameliyat Sonrası Bulantı ve Kusmayı Önlemede Kullanılan Farmakolojik Olmayan Yöntemlerin Kanıt Düzeyleri

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.97 - 104

Amaç: Bu makalede; bulantı-kusmayı önlemek/ azaltmak için kullanılan alternatif yöntemlerin kanıt düzeylerine ve öneri derecelerine göre bir literatür incelemesiyle sunulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: COCHRANE, PUBMED, Science Direct, Akademik Google veri tabanlarından, 2000 ve sonrası yayınlar incelenmiştir. Bulgular: Bulantı-kusma, klinikte ameliyat sonrası dönemde en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Bulantı-kusmanın olması; hastanın konforu, ameliyat sonrası komplikasyonlar, erken taburculuk, hasta memnuniyeti, yara iyileşmesi ve maliyeti olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle hastanın bulantı-kusmasının olmamasını/ azalma . . .sını sağlamak önemlidir. Sonuç: Bulantı kusmayı önlemek için pek çok farmakolojik olmayan yöntem kullanılmaktadır. Aromaterapik ajanlar, akupunktur noktalarına uygulama yapılması, gevşeme uygulamaları bu amaçla kullanılabilmektedir. Bu yöntemlerin kullanılması hastalar için bir avantajdır. Objective: The aim of this study was to provide a literature review of the alternative methods used to prevent / reduce nausea and vomiting according to the level of evidence and degree of recommendation. Materials and Methods: Articles published in 2000 and later were reviewed using the Cochrane, PUBMED, Science Direct, and Google Scholar databases. Findings: Nausea and vomiting were the most common problems in the postoperative period. Nausea and vomiting have negative effects on patient comfort, postoperative complications, early discharge process, patient satisfaction, wound healing, and cost effectiveness. It is therefore important to ensure that the patient does not have nausea and vomiting. Conclusion: Many non-pharmacological methods are used to prevent nausea and vomiting. Aromatherapy agents, applications to acupuncture points, relaxation and other techniques can be used for this purpose. The use of these methods is an advantage for patients Daha fazlası Daha az

Akut Lenfoblastik Lösemi Tanılı Bir Olgunun Neuman Sistemler Modeli’ne Göre Değerlendirilmesi

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.123 - 127

Lösemiler, hematopoetik hücrelerin neoplastik değişimi ile karakterize hastalıklardandır. Bu olgu sunumunda, Akut Lenfoblastik Lösemi tanılı bir çocukta uygulanması gereken hemşirelik bakımı Neuman Sistemler Modeli yaklaşımı ve North American Nursing Diagnosis Association (NANDA) tanıları ile ele alınmıştır. Neuman Sistemler Modeline dayalı oluşturulan hemşirelik sürecinin ilk adımında, olguya ilişkin bilgiler toplanmıştır. Olgunun verileri doğrultusunda altı farklı hemşirelik tanısı konulmuş, her bir hemşirelik tanısı için beklenen hasta sonuçları, girişimler ve hemşirelik tanısı sonuçları belirlenmiştir. Bu olgu sunumunda, özellik . . .le 2-5 yaş grubunda görülen Akut Lenfoblastik Lösemi tanısı almış bir çocuğun sorunlarının çözülmesine ilişkin hemşirelik süreci yer almaktadır. Neuman Sistemler Modeli’nin hemşirelik bakımında kullanılması olguya bütüncül, sistematik ve planlı bir hemşirelik bakımı sunulması noktasında katkı sağlar Leukemias are diseases characterized by neoplastic change of hematopoietic cells. In this case report, the nursing care of a child with acute lymphoblastic leukemia was evaluated by the Neuman Systems Model approach, and according to the North American Nursing Diagnosis Association (NANDA) diagnostic guideline. In the first step of the nursing process based on the Neuman Systems Model, data were collected about the case. According to the analysis of data, six different nursing diagnoses were identified. For each diagnosis, expected patient outcomes, interventions, and the results of nursing diagnosis were specified. In this case, a nursing process was presented for resolving the problems of a child diagnosed with acute lymphoblastic leukemia, which is especially seen in children between the ages of 2 and 5. The use of the Neuman Systems Model in nursing care contributes to a holistic, systematic, and planned nursing care Daha fazlası Daha az

Ruhsal Bozukluklarda Hastalık Yönetimi ve İyileşme Programı

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.111 - 115

Ruhsal bozukluklarda hastalık yönetimi ve iyileşme önemli bir sorundur. Psikiyatri hemşireleri, ruhsal bozukluğu olan hastaların işlevselliklerini arttırmada farklı programlar kullanmaktadırlar. Bu programlardan biri “Hastalık Yönetimi ve İyileşme Programı”dır. Bu derlemenin amacı, ruhsal bozukluklarda uygulanan psikososyal beceri yöntemlerinden biri olan Hastalık Yönetimi ve İyileşme Programının özelliklerini ve uygulama yöntemini açıklamaktır. Hastalık Yönetimi ve İyileşme Programı, ağır ruhsal bozukluğu olan bireylere hastalıklarını yönetmek, hedefler belirlemek, tedavide depreşmeleri azaltmak ve hastalıkla etkili başa çıkma stra . . .tejileri geliştirmeyi amaçlar. Ayrıca bu program çalışanlar ve hasta/hasta yakınları ile işbirliği yaparak bireysel veya grup halinde yürütülen hastalık yönetim becerileri ve stratejilerine dayanan psikososyal müdahaleleri içerir. Bu program, hem yatan hem de ayaktan takip edilen hastalara uygulanmaktadır. Yapılandırılmış bir program olan Hastalık Yönetimi ve İyileşme Programı’nın ülkemiz psikiyatri hemşireliği uygulamalarında kullanılmasına rehberlik edeceği düşünülmüştür. Illness management and recovery are significant issues in the treatment of mental disorders. Various approaches are used by psychiatric nurses in order to increase the functionality among patients with mental disorders. One of these programs is Illness Management and Recovery Program. The aim of this review is to explain the characteristics and application methods of the Illness Management and Recovery Program which is one of the psychosocial skills methods applied in mental disorders. The Illness Management and Recovery Program aims at helping individuals with severe mental illnesses manage their illnesses and identify targets, reducing relapses in the treatment, and developing effective coping strategies for the treatment of symptoms. In addition, the program includes psychosocial interventions based on illness management skills and strategies carried out individually or in groups, in collaboration with employees and patient / patient relatives. This program is applied to both inpatients and outpatients. The structured Illness Management and Recovery Program is thought to guide in psychiatric nursing practices within our country. Daha fazlası Daha az

Ailesi ile Yaşayan ve Ailesinden Ayrı Yaşayan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğrencilerinde Yaşam Kalitesi, Depresyon, Anksiyete ve Stresin Karşılaştırılması/Comparison of Qualıty of Life, Depression, Anxiety and Stress in Physiotherapy and Rehabilitation Students Living with Parents and away from Parents

NAZ, İlknur | ALTINTAŞ, Şeyma | KIRPIK, Badel | EMRE, Roni | KOCA, Büşra | AYGÜN, Sinem

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.105 - 109

Amaç: Üniversite döneminde aile ile yaşama ya da aileden ayrı yaşama öğrencilerin farklı psikolojik semptomlar ile karşılaşmasına sebep olmaktadır. Bu çalışmanın amacı Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde okuyan öğrencilerde aile ile ya da aileden ayrı yaşamanın, öğrencilerde yaşam kalitesi, depresyon, anksiyete ve stres üzerine etkilerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 112’si (%75.2) ailesinden ayrı yaşayan, 37’si (%24.8) ailesi ile yaşayan olmak üzere toplam 149 Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğrencisi (ortalama yaş;19.49±1.04) dâhil edildi. Ailesinden ayrı yaşayan öğrenciler evde ve yurtta kala . . .n öğrenciler olarak gruplandırıldı. Tüm katılımcıların demografik özellikleri kaydedildi. Depresyon, anksiyete ve stres için Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği, yaşam kalitesini değerlendirmek için Nottingham Sağlık Profili kullanıldı. Ölçek sonuçlarının karşılaştırılmasında Mann Whitney U Testi kullanıldı. Bulgular: Depresyon, anksiyete, stres ve yaşam kalitesi skorları ailesi ile yaşayan öğrencilerde daha kötü seyretmekle birlikte aradaki fark istatistiksel açıdan anlamlı değildi (p>.05). Ailesinden ayrı yaşayan öğrencilerde; yurtta ya da başka ev ortamında kalan grupların anksiyete, depresyon ve stres skorları benzerdi (p>.05).Yurtta yaşayan öğrencilerin yaşam kalitesi skorları daha kötü gibi görünse de fark istatistiksel açıdan anlamlı değildi (p=.542). Sonuç: Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğrencilerinde farklı düzeylerde anksiyete stres ve yaşam kalitesi etkilenimleri görülse de çalışmamız sonuçları bu etkilenimin aileden ayrı yaşamak ya da yaşanılan ortam şartları ile ilişkisi olmadığını göstermiştir. Objective: Living with parents or away from their parents causes students to experience different psychological symptoms during university period. The aim of this study is to compare the effects of living with or without parents on quality of life, depression, anxiety and stress among physiotherapy and rehabilitation students. Material and Methods: A total of 149 Physiotherapy and Rehabilitation students (mean age;19.49±1.04 years) were included in the study, of which 112(%75.2) were away from their parents and 37(%24.8) were living with their parents. Students living away from their parents were grouped as student staying at home and in dormitories. Demographic characteristics of all participants were recorded. Depression, Anxiety and Stress Scale were used for depression, anxiety and stress, and Nottingham Health Profile was used to evaluate quality of life. Mann Whitney U Test was used to compare the results. Findings: Depression, anxiety, stress and quality of life scores were worse among the students living with their parents, but the difference was not statistically significant (p>.05). In students living away from their parents; the anxiety, depression and stress scores of the groups staying in the dormitory or other home environment were similar. (p>.05). Although the quality of life scores of the students living in the dormitory seemed to be worse, the difference was not statistically significant (p=.542). Conclusion: Although different levels of anxiety, stress and quality of life effects were observed in the Physiotherapy and Rehabilitation students, the results of our study showed that this effect was not related to living away from parents or living conditions Daha fazlası Daha az

Yaşlı Hastalarda Düşmeler ve Risk Faktörleri

NAZ, İlknur | ALTINTAŞ, Şeyma | KIRPIK, Badel | EMRE, Roni | KOCA, Büşra | AYGÜN, Sinem

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 4 ) , pp.117 - 121

Düşmeler yaşlıları etkileyen yaygın bir problemdir ve önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, 65 yaşın üzerindeki üç yetişkinden biri ve 80 yaşın üzerindeki yetişkinlerin yarısı her yıl düşmektedir. Düşme kaynaklı yaralanma, bakım evlerinde en yaygın beşinci ölüm nedenidir. Tüm riskleri oluşturan en büyük problemler; ayak ve ayakkabı problemleri, duyusal veya algısal eksiklikler ve polifarmasi’dir. İlaç kullanımı, düşme ve düşmeyle ilişkili yaralanmalar için en değiştirilebilir risk faktörlerinden biridir. Düşmeleri önlemek için; ilaç kullanımının azaltıl . . .ması, kapsamlı bir anamnez, düzenli kan basıncı kontrolü, tıbbi durumların yaygınlığındaki farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu derlemenin amacı; düşmelere ilişkin demografik ve değiştirilebilir risk faktörleri bilgilerini özetleyen ilgili literatürün kısa bir özetini sağlamaktır. Falls are a common problem affecting the elderly and a major public health issue. According to the Centers for Disease Control and Prevention and World Health Organization reports, one in three adults over the age of 65 and half of the adults over 80 fall each year. Fall-induced injury is the fifth most common cause of death in nursing homes. The biggest problems that make up all the risks are foot and shoe problems, sensory or perceptual deficits, and polypharmacy. Drug use is one of the most changeable risk factors for falls and related injuries. To prevent falls, reduction of drug use, acquiring a comprehensive medical history, regular blood pressure control, and differences in the prevalence of medical conditions should be considered. The purpose of this review is to provide a brief summary of the relevant literature summarizing demographic and modifiable risk factors in falls Daha fazlası Daha az

Kemoradyoterapi Alan Baş-Boyun Kanserli Hastaların Beslenme Durumlarının Değerlendirilmesi

NAZ, İlknur | ALTINTAŞ, Şeyma | KIRPIK, Badel | EMRE, Roni | KOCA, Büşra | AYGÜN, Sinem

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.83 - 89

Amaç: Baş boyun kanserli hastaların yaşadıkları beslenme problemlerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden tanımlayıcı kalitatif tasarım yöntemi kullanılmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Polikliniğine gelen 14 baş boyun kanserli hasta çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Bireylerle yüz yüze görüşme yapılmıştır. Örneklem yeterliliği açısından, hastalardan elde edilen veriler tekrarlama sürecine girinceye kadar veri toplanmaya devam edilmiştir. Araştırmanın yürütüleceği kurum ve etik kurulundan yazılı izin alınmıştır. Bulgul . . .ar: Bireylerin tedavilerin oluşturduğu bazı fiziksel ve davranışsal değişiklikler yaşadıkları, sağlıklarını korumaya yönelik davranışlar geliştirdikleri bulunmuştur. Sonuç: Çalışmada baş boyun kanserli hastaların beslenme durumlarının tedavilerin yan etkilerine bağlı olumsuz yönde etkilendiği saptanmıştır Objective: This study aims to evaluate the nutritional problems of head and neck cancer patients. Material and Methods: In this study, descriptive qualitative design was employed. The study sample included 14 patients with head and neck cancer who were admitted to the Radiation Oncology Outpatient Clinic of Dokuz Eylul University Medical Faculty Research and Application Hospital. Face to face interviews were conducted with patients. The data collection steps were repeated until no new information could be obtained from the patients. Before starting the research, official permissions were acquired from the ethics committee and institutions where the research was conducted. Findings: The study found that individuals experienced some physical and behavioral changes due to treatments, and developed behaviors to protect their health. Conclusion: In this study, it was determined that the nutritional status of patients with head and neck cancer was adversely affected by the side effects of treatments Daha fazlası Daha az

Sedasyon Uygulama Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması

ESRA AKIN

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi4 ( 3 ) , pp.91 - 95

Amaç: Bu çalışma, “Sedasyon Uygulama Ölçeği”nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirliğinin incelenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Bu metodolojik araştırmanın çalışma grubunu, iki farklı hastanenin yoğun bakım ünitelerinde görev yapan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 105 hemşire oluşturdu. Veri toplama aracı olarak hemşire tanıtım formu ve hemşirelerin mekanik ventilasyon desteğinde olan hastaların sedasyon yönetimine ilişkin tutum ve davranışlarını değerlendirmesini sağlayan Sedasyon Uygulama Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde; Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı, korelasyon analizleri, örneklem büyüklüğü için Kaiser-Meyer-O . . .lkin, faktör analizi yapılabilmesi için uygunluğu Bartletts Test of Sphericity ve faktör analizi kullanıldı. Bulgular: Veri yapısının faktör analiziyle açıklanabilirliği %69.2 olarak bulundu. Kişilerin cevaplara verdiği tutarlılık her madde için %40’ın üzerinde olduğu için Bartlett’s Test of Sphericity analizi sonucunda Tip I hata düzeyinde α=.05 önem derecesinde, Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms