Filtreler
Filtreler
Bulunan: 46 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [1]
Yayın Dili [1]
EOG kontrollü çok yönlü tekerlekli sandalye

Afandi, Jamala

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tezde, EOG sinyalleri kullanılarak hareket yeteneği kısıtlı engelli bireyler için gerçek zamanlı çalışmalara uygulanması kolay bir tekerlekli sandalye kontrol algoritması geliştirilmiştir.Bu çalışmada, yaşları 20-26 arasında değişen 26 bireyden EOG sinyalleri alınmıştır. EOG sinyalleri olarak yatay EOG, sağ göz düşey EOG ve sol göz düşey EOG sinyalleri kayıt edilmiştir. Daha sonra her bir EOG kanalı 150 ms’lik medyan süzgecine tabi tutulmuştur. Böylece istemsiz yapılan göz kırpmaları ve çeşitli diğer gürültüler sinyalden arındırılabilmiştir. Geliştirilen algoritmaların girişine, her deneğin kendi EOG sinyallerinin maksimum ve . . . minimum değerlerinin orta değerinin yarısı eşik değer olacak şekilde uygulanmıştır.ABSTRACTIn this thesis, a wheelchair control algorithm that is easy to apply to real-time studies has been developed for restricted individuals with disabilities by using EOG signals.In this study, EOG signals were acquired from 26 individuals with the age between 20 and 26 years. EOG signals of horizontal EOG, vertical EOG of the right eye, and vertical EOG of the left eye were recorded. Medial filter with 150-ms duration was applied to all EOG channels. Hence, involuntary blinkings and various other noises were filtered from the signal. The mid-value of the maximum and minimum values of each subject's EOG signals are determined as the threshold value that was applied to the input of provided algorithms Daha fazlası Daha az

Kimyasal modifikasyon işleminin müzik aletlerinin ses tınısı üzerine etkisi

Aydoğmuş, Ayberk

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu tez çalışmasında müzik aletlerinde yaygın olarak kullanılan ladin (Picea orientalis), akçaağaç (Acer pseudoplatanus) ve maun (Khaya ivorensis) odunlarından hazırlanan büyük boyutlu örnekler propiyonik anhdirit kullanılarak kimyasal modifikasyon işlemini gerçekleştirilmiştir. Kimyasal Modifikasyon işlemi gerçekleştirilen örneklerde meydana gelen ağırlık kazancı (WPG()) değeleri, şişme katsayıları (S()) ve şişmeye karşı etkinlik değerleri (ASE()) tespit edilmiştir. Kimyasal modifikasyon sonrası eğilme direnci ve statik eğilmede elastikiyet modülü değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca modifikasyon sonrası akustik özelliklerde meyd . . .ana gelen değişimlerde araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kimyasal modifikasyon sonrası küçük boyutlu örneklerde, minimum 4,15 maksimum 29,39 oranında ağırlık kazancı (WPG) değeri tespit edilmiştir. Büyük boyutlu örneklerdeki WPG () ise ladin, akçaağaç ve maun örnekleri için sırasıyla 11,26, 11,9 ve 6,7 olarak tespit edilmiştir. Boyutsal sabitlik testi sonuçlarına göre modifikasyon sonrası minimum 26,53 maksimum 82 oranında şişmeye karşı etkinlik (ASE()) değeri tespit edilmiştir. Her üç odun türü içinde WPG değeri arttıkça boyutsal sabitlikte artış olduğu belirlenmiştir.ABSTRACTIn this thesis A large samples of wood prepared from spruce (Picea orientalis), maple (Acer pseudoplatanus) and mahogany (Khaya ivorensis) woods, commonly used in musical instruments, are modified with propionic anhydride were subjected to chemical modification using propionic anhydride. The weight gain values (WPG ()) , swelling coefficients (S ()) and anti-swelling efficentits values (ASE ()) were determined in the samples that chemically modified. After chemical modification, bending resistance and elastic modulus values were determined. In addition, changes in acoustic properties after modification were investigated. According to the results obtained after chemical modification in small-sized samples, minimum 4.15 maximum 29.39 weight gain (WPG) value was determined. The values of WPG () in large samples were found to be 11.26, 11.9 and 6.7, respectively. According to the results of dimensional stability test, minimum 26.53 and maximum 82 swelling efficacy (ASE ()) values were determined after modification .In all three wood species, it was determined that as WPG value increased, dimensional stability increased Daha fazlası Daha az

Kitosan-sodyum aljinat biyopolimerik nanopartiküllerinin hazırlanması ve nar kabuklarından ekstrakte edilen antioksidanların enkapsülasyonu Preparation of chitosan-sodium alginate biopolymeric nanoparticles and encapsulation of antioxidants extracted from pomegranate peels

Kazoluk, Aylin

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

Özet:Son yıllarda, başta sanayi alanında olmak üzere tıp, kimya, gıda ve diğer alanlarda da üretimde artış gözlenmiştir. Üretim artışı yan ürünler ve atık oluşumunu beraberinde getirmektedir. Gıda alanında meyve ve sebze kabukları uzun yıllar atık olarak kullanılmıştır. Ancak düzgün bir şekilde işlendikten sonra, kullanılabilir forma getirilen kabuklar gıda takviyesi olarak değerlendirilebilir. Nar (Punica granatum), antioksidan özelliğinden dolayı popülerliği artan meyvelerden olup, ayrıca bu meyvenin kabukları da narın yaklaşık 40'ını oluşturmaktadır. Yüksek antioksidan içeriğine sahip olan bu meyve vücutta zararlı serbest radikal . . .lerin oluşumunu azaltarak, kanser başta olmak üzere birçok hastalığın olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olmaktadır. Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon yöntemi ile doğaya zarar vermeden, su ve etanol çözgenleri ile nar kabuklarından antioksidan ekstresi elde edilebilir. Elde edilen antioksidan maddelerinin, ışık, ısı, pH ve benzeri etkenlerden korunabilmesi için Enkapsülasyon Teknolojisi'nden yararlanılabilir.Summary:In recent years, there has been an increase in production in some fields, such as medicine, chemistry, food and others, especially in industry. The increase in production also brings about by-products and wastes. In the field of food, fruit and vegetable shells have been used as waste for many years. However, after properly processed, the shells formed into usable form can be considered as food supplements. Pomegranate (Punica granatum) is one of the fruits whose popularity has increased due to its antioxidant properties, and also, the peels of this fruit constitute about 40 of the pomegranate. Not only this fruit has high antioxidant content, but also, by reducing the formation of harmful free radicals in the body, it helps to eliminate the negative effects of many diseases, especially cancer. Antioxidant extract can be obtained from pomegranate peels prepared in water and ethanol solvents with the help of Ultrasonic Assisted Extraction method without damaging the nature. Encapsulation Technology can be used to protect the antioxidants obtained from light, heat, pH and similar factors Daha fazlası Daha az

Rehabilitation system design to strength muscle activity on lower arm extremity using real time EMG data Gerçek zamanlı EMG verilerini kullanarak alt kol kas aktivitesini güçlendiren rehabilitasyon sistem tasarımı

Bayraktar, Mutlu

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ABSTRACTMedical rehabilitation methods aim to restore limb functions lost as result of illness,accident or injury. Nowadays, rehabilitation processes have been supported byelectromyography (EMG) data in harmony with the developing technology. EMG isa method of measuring electrical signals taken from nerve and muscles by usingsurface, intramuscular and/or needle electrodes. In this thesis, the lower arm musclerehabilitation system was designed to strengthen the lower arm muscle activity viaobtaining real time EMG data from its muscle surface. It is aimed to increased handfunctions by repeating the opening and closing movement of the . . .hand with amodified available rehabilitation system. Therefore, the EMG signal required forcontrol of rehabilitation system was obtained from lower arm muscle by usingsurface electrode. In order to design for a personal rehabilitation system, individualthreshold was determined from EMG signal in the experimental set where a handwas opened and closed. The threshold value of one was determined from thirtydifferent experiments with EMG records and the rehabilitation system performancewas tested with another six different experiments.ÖZETTıbbi rehabilitasyon metotları, hastalık, kaza veya yaralanma sonucunda kaybedilenuzuv fonksiyonlarının yeniden kazandırılmasını hedeflemektedir. Günümüzdegelişen teknolojiye uyumlu olarak rehabilitasyon süreçleri elektromiyografi (EMG)verileri ile de desteklenmeye başlamıştır. EMG sinir ve kaslardan yüzey, kas içive/veya iğneli elektrotlarla alınan elektriksel işaretleri ölçme yöntemidir. Bu tezde altkol kas yüzeyinden elde edilen gerçek zamanlı EMG verileri ile alt kol kasırehabilitasyon sistemi tasarımlanmıştır. Mevcut değiştirilmiş bir rehabilitasyonsistemi ile elin açma ve kapama hareketleri tekrarlanarak el fonksiyonlarınınarttırılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle, rehabilitasyon sisteminin kontrolü içingerekli olan EMG sinyali alt kol kası üzerinden yüzey elektrotu ile alınmıştır. Kişiselbir rehabilitasyon sistemi tasarlamak için, bir elin açılıp kapatıldığı deney setindeEMG sinyalinden bireysel eşik seviyesi belirlenmiştir. EMG kayıtları 30 farklıdeneyle yapılarak eşik değerleri hesaplanmış ve 6 farklı deney de sistemin testi içinyapılmıştır Daha fazlası Daha az

Sandal ağacı katkılı polipropilen kompozitlerin üretimi ve karakterizasyonu

Sorgun, Ali

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETOdun tozu katkılı termoplastik kompozitler bina cephe kaplamaları, yer döşemeleri, pencere ve kapı pervazları, çit, oturma bankı, peyzaj ürünleri ve otomotiv iç aksam parçaları gibi yapısal olmayan birçok uygulama alanına sahiptir. Bu tür ürünler ağaç ürünlerine alternatif olarak üretilmektedir. Odun tozu katkılı termoplastik kompozitler, ağacın dayanımına ve plastiklerin çevre koşullarına karşı dayanıklılığına sahiptirler. Bu tür kompozitler neme maruz olan uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, mevcut ticari odun tozlarına alternatif olarak yeni dolgu veya takviye malzemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu projede, . . .öncelikle, sandal ağacından elde edilen partiküllerin partikül boyutları tespit edilecek ve kristalografik yapıları, ısıl dayanımları, yüzey fonksiyonel grupları, ve morfolojik özellikleri incelenecektir. Daha sonra elde edilen partiküller kullanılarak, sandal ağacı dolgulu polipropilen kompozitler üretilecektir. Kompozit üretiminde, polipropilen içerisine katılan dolgu miktarı değiştirilecektir. Üretilen kompozitlerin mekanik özellikleri (çekme dayanımı ve modülü, eğilme dayanımı ve modülü) üniversal test cihazı ile, ısıl özellikleri termogravimetrik analiz ve diferansiyel taramalı kalorimetre cihazları ile(TGA ve DSC), viskoelastik özellikleri dinamik mekanik analizi (DMA) ile ve morfolojik özellikleri taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir.ABSTRACTWood flour filled thermoplastic composites have used many non-structural applications such as side- coating, floor coverings, window and door trim, fence, sitting bench, landscaping products and automotive interior parts. Such products are produced as an alternative to wood products. Wood flour filled thermoplastic composites have the strength of wood and the resistance to environmental conditions of plastics. Such composites are widely used in wet applications. However, new fillers or reinforcing materials are needed as an alternative to existing commercial wood powders. In this project, firstly, the particle sizes of the particles obtained from sandalwood will be determined and the crystallographic structures, thermal properties, surface functional groups, and morphological characteristics examined. Subsequently, sandalwood filled polypropylene composites were produced by using the particles. In composite production, the amount of filler added to the polypropylene was changed. The mechanical properties (tensile strength and modulus, flexural strength and modulus), thermal,viscoelastic and morphological properties of the composites were evaluated by universal test machine, Thermogravimetric analysis and differential scanning calorimetry (with TGA and DSC), dynamic mechanical analysis (DMA) and scanning electron microscopy (SEM) instruments, respectively Daha fazlası Daha az

Sevişler baraj gölü (Manisa-Soma)'nün limnoekolojisi ve trofik durumu üzerine araştırmalar

Demir, Ali

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

Özet:Bu çalışmada, Sevişler Baraj Gölü'nün limnolojik özelliklerinin (su parametreleri ve fitoplankton kompozisyonu) ve trofik durumunun araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, Ağustos 2015 ve Nisan 2016 arasında, gölde belirlenen 3 istasyondan mevsimlik periyotlarla su örnekleri alınmıştır. Baraj Gölü'nde belirlemiş olduğumuz 3 istasyondan, örnekleme periyodu süresince 15'i Chlorophyta, 5'ü Bacillariophyta, 4'ü Miozoa, 3'ü Cyanobacteria, 2'si Charophyta, 1'i Cryptophyta, 1'i Euglenozoa ve 1'i Cryptophyta bölümlerine ait olmak üzere, toplam 31 takson tespit edilmiştir. Sevişler Baraj Gölü'nde derinlik 18-44 m ışık geçirgenliği 0,60- . . .1,80 m fotik bölge 1,62-4,86 m yüzey suyunda sıcaklık 13,3-25,5 °C pH 8,29-10,10 çözünmüş oksijen 7,15-16,28 mg/L tuzluluk 0,14-0,21, elektrik iletkenliği 300,7-410,5 μS25ºC, toplam çözünmüş madde 195,5-282,9 mg/L sertlik 9,14-14,90 dºH, kalsiyum ve magnezyum iyonları sırasıyla 38,10-71,40 mg/L (Ca) ve 14,10-28,00 mg/L (Mg) değerleri arasında değişim göstermiştir. Klorofil a, amonyum azotu, nitrit azotu, nitrat azotu, toplam fosfor ve toplam azot fotik bölge suyundaki minimum ve maksimum değerleri 4,44-206,02 μg/L, 0,032-0,100 mg/L, 0,009-0,0034 mg/L, 0,020-0,140 mg/L, 0,007-0,195 mg/L ve 0,56-3,30 mg/L olarak saptanmıştır. Ortalama TDİ değerleri ise 53,0-75,0 arasında bulunmuştur. Tespit edilen su kalitesi parametreleri ve biyolojik bulgular Sevişler Baraj Gölü'nün ötrofik veya hiperötrofik olduğu tespit edilmiştir.Summary:The aims of this study are to investigate limnological characteristics (water parameter and phytoplankton composition) and trophic status of Sevişler Dam Lake. With this aim, water samples were taken from 3 stations in the dam lake by sesonaly intervals, between August 2015 and April 2016. During the sampling period, a total of 31 taxa belonging to Chlorophyta (15 taxa), Bacillariophyta (5 taxa), Miozoa (4 taxa), Cyanobacteria (3 taxa), Charophyta (2 taxa), Cryptophyta (1 taxa) and Euglenozoa (1 taxon) and have been identified from 3 station assigned in the Dam Lake. The depth, transparency, photic zone depth, surface water temperature, pH, dissolved oxygen concentration, salinity, conductivity of Sevişler Dam Lake ranged from 18 to 44 m, 0,60 to 1,80 m, 1.62 to 4.86 m, 13.3 to 25.5 °C, 8.29 to 10.00, 7.15 to 16.28 mg/L, 0.14 to 0.21 , 300.7 to 410.5 μS25ºC, respectively, during the research period. Analysis of the photic zone water samples presented hardness and concentration of Ca and Mg ions values of 9.14 to 14.90 dºH, 38.10 to 71.40 mg/L (Ca) and 14.10 to 28.00 mg/L (Mg), respectively. Minimum and maximum values of photic zone water Chlorophyll a, amonium, nitrite, nitrate, total phosphorus and total nitrogen ranged from 4.44 to 206,02 μg/L, 0.032 to 0.100 mg/L, 0.009 to 0.0034 mg/L, 0.020 to 0.140 mg/L, 0.007 to 0.195 mg/L and 0.56 to 3.30 mg/L, respectively. Additionally, average of TSI values ranged from 53.0 to 75.0. These water quality parameters and biological results showed that trophic state of Sevişler Dam Lake was classified as eutrophic or hypereutrophic Daha fazlası Daha az

Özel hastanelerde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin güvenlik kültürüne etkileri The effects of occupational health and safety trainings ontosafety culture in privatehospitals

Çağlar, Zülal Zeynep

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZET6331 Sayılı İSGK, özellikle işyerlerinde çalışanların, sağlıklarını korumak ve iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en alt düzeye indirmek gayesiyle çıkarılmıştır. Bilindiği üzere, yapılan işin niteliğine bağlı olarak, işyerleri üç tehlike sınıfına ayrılmıştır. Hastaneler bu sınıflamada, tehlikederecesi en yüksek olan grupta yer almaktadır.Olası tehlikelerin doğurduğu, olumsuz sonuçların rakamsal analizi yapıldığında, 2’lik bir kısmın, “Önlenemez”, 98’lik kısmın ise, “Önlenebilir” olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, buoranın pozitif anlamda değiştirilebilmesi amacıyla, çeşitlikoruma ve önleme faaliyetlerini içeren İSG çalışmalar . . .ı, tüm dünyada ve ülkemizde önem kazanmış bir alanı oluşturmaktadır.ABSTRACTLAW 6331,namely, Occupational Health and Safety hasbeen legislated for thepurpose to reduce or avoidable levels of the job accidents and the occupational diseases and particularly, toprovide work environment ‘’free from work related diseases and the accidents.’’The enterprices are classifiedas threedifferent riskgroups,regarding tothe activities related healthand safety hazards are concerned. TheHOSPITALS are in the group of the ‘’MOST DANGEREOUS’’ or in the ‘’most risky organization’ Daha fazlası Daha az

Palmiye budama atıklarından plastik kompozit üretimi

Karaman, Fatih Cafer

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETPalmiye ağaçlarının peyzaj amaçlı süs bitkisi olarak kullanıldığı İzmir ilinde kış aylarında yapılan budama faaliyetleri sonucunda önemli miktarda atık elde edilmektedir. Budama atıkları değerlendirilmediği için önemli miktardaki lignoselülozik metaryal zayi olmaktadır. Palmiye ağacı budama atıkları ile termoplastik malzemeler bir araya getirilerek çevremiz ve endüstri açısından önemli bir geri kazanım elde edilebileceği düşünülmektedir.Palmiye ağacı budama atıkları İzmir ilinde bol miktarda bulunan ve henüz kompozit endüstrisinde kullanılmayan bitkisel atıklardır. Palmiye ağacı budama atıklarından elde edilecek plastik kompozit . . .lerle alternatif malzemeye olan ihtiyaç karşılanacağı gibi oluşturacağı endüstri ile yeni iş imkanlarına olanak verebileceği öngörülmektedir.ABSTRACTA significant amount of waste is obtained as a result of the pruning activities carried out during the winter months in İzmir province, which is used as an ornamental plant for palm trees for landscaping purposes. Since pruning wastes are not evaluated, a significant amount of lignocellulosic material is lost. Palm tree pruning waste and thermoplastic materials can be brought together to achieve a significant recovery for our environment and industry.Palm tree pruning wastes are vegetable wastes which are abundant in İzmir province and not used in the composite industry yet. It is foreseen that the need for alternative material will be met with plastic composites to be obtained from palm tree pruning wastes and it will provide new business opportunities with the industry it will create Daha fazlası Daha az

Sıcak daldırma yöntemiyle galvaniz kaplama sektöründen kaynaklanan atıkların sebep olduğu risklerin iş sağlığı ve güvenliği yönünden değerlendirilmesi Evaluation of the risks caused by wastes from the galvanized coating industry by using hot-dipping method in terms of occupational health and safety

Danyıldız, S. Oğuzhan

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETSıcak daldırma yöntemiyle galvanizleme işlemi ülkemizde ve ülkemiz dışındakiyerlerde kaplama için en çok tercih edilen yöntemdir. Bu yöntemin diğer kaplama çeşitlerine göre daha fazla tercih edilmesi, kullanılan hammaddelerin ve yardımcı kimyasalların miktarındaki artışı da doğru orantılı şekilde etkilemektedir. Kimyasal madde ve atıklardan kaynaklı maruziyet etkenlerinin ve risk faktörlerinin fazla olması, sektörün iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının hayata geçirilmesinde önemlidir. Sektörden kaynaklanan atık miktarının satın alınan hammadde ve kimyasal miktarına yakın olması maruziyet ve risk tespitinin bu sektör atıkların . . .a ilişkin olarak yapılması gerekliliğini doğurmaktadır.ABSTRACTHot-dipping galvanizing is the most common method for coating in our country and abroad. This method is more preferred than other coating types. This also affects the increase in the amount of raw materials and auxiliary chemicals used. Excessive exposure factors and risk factors are important in implementing occupational health and safety practices in the sector. Exposure and risk assesments of the waste related to this sector is a neccessity because of the fact that the amount of waste arising fromthe sector is close to the amount of raw materials and chemicals Daha fazlası Daha az

Türkiye'de büyük boy (2 kg ve üzeri) gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yetiştiriciliğinin durum analizi

Küçük, Çetin Süleyman

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

Özet:Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliğinin geçmişi 1970'li yıllarda gökkuşağı alabalığının yetiştiriciliği ile başlamış, 1980'li yılların ortasından itibaren deniz balıklarının yetiştiriciliği ile birlikte devam etmiştir. Günümüzde avcılık kaynaklarının yetersizliği karşısında yetiştiricilik bir çözüm olmuştur. Su ürünleri yetiştiriciliği büyük bir sektör haline gelmiştir. Bugün gelinen bu noktada üretim hedefleri, arz yöntemleri ve üretilen türlerde çeşitlilik oluşması gayet doğaldır. Bu kapsamda alabalık yetiştiriciliğinde yeni pazar standardı ortaya çıkmıştır, önceleri sadece porsiyonluk boy olan üretim değişerek, büyük boy ol . . .arak tabir edilen 2 kg ve üzerinde büyütülmüş alabalık yetiştiriciliği halini almıştır. Bu tez çalışmasında ülkemizde 2 kg ve üzerinde alabalık üretimi ve üretimde ülkemizin mevcut durumu, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri irdelenmiştir.Summary:The history of aquaculture in Turkiye started with the cultivation of rainbow trout in the 1970s, proceed with the addition of marine fish cultivation since the mid-1980s. Nowadays, aquaculture is a solution to the lack of fish resources. Aquaculture has become a large sector. It is an expected development for current aquaculture sector to have various production targets, supply methods, and cultured species. In this context, trout farming has also developed the production standards, which has only culture portion of size fishes, has become to culture trout over 2 kg. In this thesis, trout culture of over 2 kg in Turkey, the current situation of production, the problems of producers and solution proposals are examined Daha fazlası Daha az

Tam koşullu üretim benzetim modellemesi ile veri madenciliği teknikleri kullanılarak kestirimci bakım ve makine öğrenmesi analizleri Predictive maintenance and machine learning analysis using data mining techniques with full conditional production simulation modelling

Uğurlu, Ergin

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

ÖZETModern üretim sistemleri, sistem performansını izleyen ve operasyonlarındaki belirsizlikleri yönetmek için veri toplayan sensörler gibi akıllı cihazlarla kurulur. Ancak, bu sistem kurulumları yüksek maliyetli / yüksek riskli olduğundan, firma içi yatırım sorumluları karar vermekte zorlanmakta ve bazen de projelerin bir üst yönetime sunulması zaman zaman kriz olabilmektedir. Bu sebeple, üretim sistemlerinin tasarlanması ve “optimize edilmesi” için simülasyonun yaygın kullanımı devam etmektedir. Nitekim, simülasyonun imalat sistemlerine diğer uygulama alanlarına göre daha yaygın bir şekilde uygulandığı söylenebilir. Üretim simülas . . .yonu çıktılarının anlamlandırılması, doğru yorumlanması için birçok veri analizi, veri madenciliği yöntemleri kullanılabilir. Verilerin benzer özelliklerinden faydalanılarak daha değerli bilgilere ulaşılabilinir. Böylelikle, kurulum maliyeti yüksek olan sistemlerin fizibilite çalışmalarında önemli bir ön fikir alınabilir.ABSTRACTModern production systems are installed with smart devices, such as sensors that monitor system performance and collect data to manage uncertainties in their operations. However, because these system installations are high-cost/high-risk, it is difficult to decide on-account investment principals, and sometimes it may be a crisis to submit projects to a higher management. For this reason, the widespread use of the simulation continues to be designed and optimised for production systems. Indeed, it can be said that the simulation is applied to the manufacturing systems more widely than other application areas.Many data analysis, data mining methods can be used to understand production simulation outputs, to interpret correctly. In this way, the feasibility studies of systems with high installation cost can be taken in an important preliminary idea Daha fazlası Daha az

Tarımsal atık katkılı polipropilen matrisli kompozitlerin üretimi ve karakterizasyonu

Aycan, Yaşar

Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü

Özet:Üzüm bağ çubuğu ve pirinç kabuğu tarımsal bir atık olup ekonomik katma değeri azdır. Üzüm bağ çubuğu ve pirinç kabuğunun polimer içerisinde dolgu malzemesi olarak kullanımı ekonomik ve çevresel yararlar sağlayabilir. Bu tez çalışmasında üzüm bağ çubuğu ve pirinç kabuğu ile dolgulu polipropilen kompozit malzemeler üretilip test ve karakterize edilmiştir. Polipropilen içerisine farklı miktarlarda (10-30 oranlarında) pirinç kabuğu partikülleri eklenerek kompozitler üretilmiştir. Ayrıca, pirinç kabuğu ve bağ çubuğu partikülü içeren hibrit kompozitler üretilmiştir. Üretilen kompozit malzemelerin mekanik (çekme ve eğilme dayanımları . . .ve Young's ve eğilme modülleri), termal (bozunma, erime ve kristalleşme sıcaklıkları vb.) ve viskoelastik özellikleri incelenmiştir. RH-PP ve RH-VS-PP kompozitler saf PP'ye göre daha iyi modül ve termal özellikler sergilemiştir. RH-PP ve RH-VS-PP kompozitlerinin maksimum bozunma sıcaklığı artmıştır ve daha yüksek bir bozunma sıcaklığına yer değiştirmesiyle termal stabilitesinde bir artış gözlemlenmiştir. RH-PP kompozitlere kıyasla, RH'ın VS'ye oranı 3:7 olduğunda, RH-VS-PP kompozitleri daha iyi eğilme özellikleri göstermiştir.Summary:Vine stem and rice husks are an agricultural waste and economic added value is little. Grapevine bar and brass wood composite can provide economic and environmental benefits as thermoplastic composite. In this thesis, polypropylene composite materials strengthened with grape vine bar and rice husk were produced and characterized. Polypropylene (PP) composites based on rice husk (RH). In addition, hybrid composites have been containing rice husk and vine stem particles. RH-PP composites with different weight ratios of RH (10-30 different amount raios) to examine the mechanical properties of composites (tensile and bending strengths and Young's and bending modules) and thermal (decomposition, melting and crystallization temperatures etc.) and hybrid RH-VS-PP matrix composites. RH-PP and RH-VS-PP composites showed better modulus and thermal properties than pure PP. The maximum decomposition temperature of RH-PP and RH-VS-PP composites increased, and an increase in thermal stability was observed with displacement to a higher decomposition temperature. Compared to RH-PP composites, when the ratio of RH to VS was 3:7, RH-VS-PP composites offered better bending properties Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms