Filtreler
Pediatrik yanık hastalarında uyku kalitesini etkileyen faktörler

Ardahan, Esra

Yüksek Lisans | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Giriş: Yüksek ısı, kimyasal maddeler, ışınlar ve elektrik sebebiyle oluşan yumuşak doku yaralanmalarına yanık adı verilmektedir. Uyku, merkezi sinir sistemi içinde anatomik ve nörokimyasal alanların etkileşimiyle düzenlenen karmaşık bir davranıştır. Yanık sonrasında hastalar; uyku kalitesinde düşme ve uykunun bölünmesine sebep olan birçok stresöre maruz kalmaktadırlar. Amaç: : Bu çalışma pediatrik yanık hastalarında görülen ağrı, kaşıntı ve uyku düzeni üzerine etkisi olan diğer etmenlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu çalışma bir üniversite hastanesinin Yanık Kliniği’nde yanık sonrası 2-7. günler arasında, ya . . .tmakta olan 2-6 yaş aralığında 96 çocuk ve anneleri ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada araştırmacılar tarafından oluşturulmuş olan Demografik Veri Toplama Formu, Uyku Özelliklerini ve Sorunlarını Belirleme Anketi, Kaşıntı Skalası, Flacc Ağrı Skalası kullanılmıştır. Veriler anneler ile yüzyüze görüşülerek anket yöntemi ile toplanmıştır. Sorular; uyku sorunlarına ilişkin sorular çocuğun yanıktan önceki durumu ve yanık nedeniyle hastanedeki durumu karşılaştıracak şekilde sorulmuştur. Bulgular: Çalışmaya katılan çocukların %53.1’i erkek ve yaş ortalamaları 3.36±1.39, yatış günü ortalamaları 4.22±1.57 gündür. Yanıkların %10.4’ü elde görülmüştür, %79.2’si (n:76) ikinci derece yanık ve çocukların yanık yüzdesi %8.12±5.61 bulunmuştur. Çalışmaya katılan çocukların ağrı puan ortalaması 5.10±2.21 puan, kaşıntı puan ortalaması ise 4.83±2.54 olarak saptanmıştır. Yanık öncesi ve sonrası dönemler arasında; çocukların gece uyuduğu saat, sabah uyandıkları saat, gece toplam uyku süreleri, günlük toplam uyku süreleri, gece uyku bölünmesi ve bölünme sayısı, uykuya dalmakta sorun yaşama ve uykuya dalma süresi, sabahları yorgun uyanma, çocukları uyandırmakta zorlanma, annelerin çocuklarını uyandırma süresi açısından istatisksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Yanık öncesi ve sonrası dönemler arasında; oturarak TV-video izlerken uyuklama, sabah sessizce otururken uyuklama, öğle uzanırken-yatarken uyuklama, öğle yemeği sonrası yalnız otururken uyuklama açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Yanık öncesi ve sonrası dönemler arasında; gece uyumakta zorlanma, gece uyandıktan sonra kendi başına tekrar uyumakta zorlanma, gece uyanınca 70 rahatlatıcı kullanma, gece boyunca birşeyler içme isteği, yalnız uyuma korkusu, karanlıkta uyuma korkusu, yeterince uyumadığı için gün içinde huzursuz ve sinirli olma, uyumadan önce kitap okuma ve ninni dinlemeyi isteme, uykuda huzursuzluk yaşama ve uykudan çığlık atarak, ağlayarak, kâbus görerek uyanma açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Yanık derecesi yüksek olan çocukların sabah uyanmalarının daha uzun sürdüğü görülmüştür. Çocukların ağrı puan ortalamaları ile uyku kalite parametreleri arasında ilişki bulunmamıştır. Çocukların kaşıntı puan ortalamaları ile gece uyuma saati arasında zayıf ilişki bulunmuştur. Sonuç ve Öneriler: Uykunun önemi hakkında bilgi sahibi olarak, bakım vermekte olduğumuz çocukların uyku durumlarına dikkat edilmeli ve kliniklerde uyku kalitesini arttırmaya yönelik destekleyici çevre düzenlemeleri yapılmalıdır Daha fazlası Daha az

İki Farklı Bölgeye Uygulanan Subkutan Enjeksiyonun Ağrı ve Ekimoz Oluşumuna Etkisi = Effect of Subcutaneous Injection Applied to Two Different Areas on Formation of Pain and Ecchymoses

DERYA UZELLİ YILMAZ | ESRA AKIN

Makale | 2016 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi1 ( 3 ) , pp.15 - 20

Amaç: Araştırma, iki ayrı bölgeye uygulanan subkutan enjeksiyonun ağrı ve ekimoz oluşumuna etkisinin belirlenmesi amacıyla yarı deneysel olarak gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Araştırma, gerekli izinler alındıktan sonra, İzmir’de bir eğitim ve araştırma hastanesinin palyatif bakım kliniğinde 15 Haziran 2013 - 30 Aralık 2013 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırma örneklemini yetişkin, bilinci açık, işitme engeli olmayan, gebe olmayan, hematolojik hastalığı bulunmayan, alerji öyküsü olmayan, kol ve abdominal bölge doku bütünlüğü bozulmamış ve ilk kez antikoagülan tedavi uygulanacak olan 70 hasta oluşturmuştur. Verile . . .rin toplanmasında “Hasta Tanıtım Formu”, “Ekimoz Takip Çizelgesi” ve “Vizüel Analog Skala” kullanılmıştır. Kol ve abdominal bölgeye subkutan enjeksiyon uygulanan hastaların enjeksiyon alanı işaretlenmiş, enjeksiyondan 48 saat sonra bölge gözlenmiş, cetvel yardımıyla ekimoz büyüklüğü belirlenip kaydedilmiştir. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 63.62±12.74 yıldır. Hastaların %71.4’ünün kronik hastalığı mevcuttur. Kol bölgesinden yapılan enjeksiyon sonrasında oluşan ortalama ekimoz büyüklüğü 0.82±0.45 cm olarak bulunurken, abdominal bölgeden yapılan subkutan enjeksiyon için ortalama ekimoz büyüklüğü 0.65±0.450.82 cm olarak bulunmuştur. Kol ve abdominal bölgeden yapılan subkutan enjeksiyon sonrası oluşan ekimoz büyüklükleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Hastaların işlem sırasında ağrı şiddeti skorları kol bölgesinde ortalama 4.32±1.27, abdominal bölgede ortalama 3.45±1.68 olarak bulunmuştur. Hastaların kol ve abdominal bölgeden yapılan subkutan enjeksiyon sonrası ağrı skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Sonuç: Araştırma sonucunda, hastaların abdominal bölgeden yapılan enjeksiyonda daha az ağrı hissettikleri ve ekimoz büyüklüklerinin daha az olduğu saptanmıştır. Subkutan enjeksiyon uygulamalarında abdominal bölgenin kol bölgesine tercihen kullanımının deride ekimoz oluşumunu ve ağrı düzeyini azaltacağı söylenebilir. Objective: This research was conducted quasi-experimentally to detect the effect of subcutaneous injection, which was applied to two different areas, on formation of pain and ecchymosis. Material and Method: The study was conducted after the research ethical committee approval, in palliative care clinic of a training and research hospital in Izmir between June, 15 and December, 30 in 2013. The study sample was composed of 70 patients who were adults, conscious, not hear-impaired, not pregnant, did not have allergy history and hematologic disease, had undestroyed tissue integrity in leg and abdominal site and would undergo anticoagulant treatment for the first time. During the data collection, “Patient Identification Form”, “Ecchymosis Inspection Form” and “Visual Analogue Scale” were used. The injection area of the patients, whose arms and abdominal areas were subjected to subcutaneous injection, were marked. After 48 hours, these areas were examined and the size of the ecchymosis was determined via a rule and recorded. Findings: The mean age of the patients was 63.62±12.74 years. 71.4% of the patients had chronic diseases. While the ecchymosis size in arm was 0.82±0.45, the ecchymosis size in abdominal region was 0.65±0.450.82. There was a statistically significant difference between ecchymosis size which was formed after subcutaneous injection in arm and abdominal regions. The mean scores of severity in the patients during process were found to be 4.32±1.27 for the arm area and 3.45±1.68 for the abdominal area. There was a statistically significant difference between pain score of patients in arm and abdominal areas during the subcutaneous injection. Conclusion: Consequently, it was found that the patients felt less pain during injection that was applied to abdominal region and the ecchymosis sizes were also smaller. In the applications of subcutaneous injection, the use of abdominal area rather than arm area can be claimed to decrease ecchymosis formation and level of pain. Efforts should be made to inform the families and include the infants in the screening programme who cannot pass the initial screening tests and who are not involved in further control tests Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms