Filtreler
Seemhn ve Viyana-2015 Toplantısı Üzerine Gözlemler

İrfan KOKDAŞ

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 2 ) , pp.229 - 230

2006 yılında Bulgar ve Yunan merkez bankalarının öncülüğünde kurulan Güneydoğu Avrupa Para Tarihi Platformu (South-Eastern European Monetary History Network-SEEMHN), bugün diğer Balkan ülkeleri merkez bankalarının da katılımıyla özellikle 19. ve 20. yüzyıl ekonomi tarihiyle ilgili önemli çalıştaylara ve veri üretim süreçlerine destek vermektedir. 1-2 Ekim 2015 tarihinde, Viyana’da, Avusturya Merkez Bankası’nın ve Viyana Üniversitesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen bu konferans-çalıştay, SEEMHN’nin kapsamında gerçekleştirilen 10. organizasyon olmuştur. Organizasyonun ilk bölümü, esas itibariyle merkez bankalarının bilançolarının ve p . . .arasal stratejilerinin uzun dönemli seyrine odaklanmış olup İngiltere, Belçika, Fransa, İsveç, Avusturya ve geniş anlamda İskandinavya sahalarındaki para politikalarını incelemiştir. 19. ve 20. yüzyıldaki gelişmelere odaklanan sunumlarda, Avrupa bankaları faiz politikalarının dönüşümleri, devletlerin iç-dış borçlanma mekanizmalarının gelişimi ile altın ve gümüş standardında meydana gelen dalgalanmaların uzun dönemli seyirleri ele alınmıştır Daha fazlası Daha az

Maria Pia Pedani, Doğu’nun Kapısı Venedik, İtalyancadan Çev. Gökçen Karaca Şahin, Küre Yayınları, İstanbul 2012, 336 sayfa (Metin+23 Resim+Zeyil ile birlikte), ISBN: 978-605-5383-52-7

ZARİFE DEVECİ ALBAYRAK

Kitap Bölümü | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 2 ) , pp.231 - 234

Maria Pia Pedani’nin bu çalışması, Venezia Porta d’Oriente başlığıyla 2011 yılında yayımlanan eserin Türkçeye tercümesidir. Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü’nde öğretim üyesi olan Pedani, Osmanlı-Venedik ilişkileri, denizcilik tarihi, diplomatik tarih ve Hristiyan-Müslüman sınır bölgeleri üzerine yaptığı çalışmalarla tarih alanına değerli katkılarda bulunmuştur. Özellikle uzun yıllar Venedik Devlet Arşivi’nde görev yapması, bu çalışmasında Venedik Devlet Arşivi’nin yayınlanmamış değerli kaynaklarını görmemizi sağlaması açısından önem arz etmektedir. Bu sayede Müslüman doğu devletleri ile Osmanlı Devleti ve Venedi . . .k Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler her iki tarafın arşivlerinden takip edilebilmektedir Daha fazlası Daha az

Osmanlı Kaynaklarında Floransa’yı Aramak: Duka, Duka-i Françe ve Duka Gemileri İfadeleri Üzerine Bazı Bilgiler

MİKAİL ACIPINAR

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 1 ) , pp.37 - 49

II. Mehmed dönemiyle birlikte siyasi, askerî ve ticari alanlar başta olmak üzere, birçok alanda bir değişim ve gelişim sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu, aynı zamanda Avrupa siyasetinin bir uzantısı olarak İtalya’daki gelişmeleri de yakından takip etmekteydi. İtalya Yarımadası’nın önde gelen şehir devletleri durumundaki Venedik ve Ceneviz’in ardından, Floransa Cumhuriyeti de 15. yüzyıldan itibaren Levant ticaretindeki yerini Fatih’in himâyesiyle almaya başlamıştır. Bu çalışmada, Floransa’nın Osmanlı kronikleri ve belgelerinde zaman içinde ifade ediliş şekillerinin açıklanması amaçlanmaktadır. Bilhassa 16. yüzyılın son çeyreğinden . . . itibaren arşiv belgeleri ve Selânikî gibi Osmanlı kroniklerinde karşılaşılan ve bir kısım araştırmacılar tarafından tam olarak anlaşılamayan Flordin, Duka, Duka Gemileri ve Ligorna ifadelerinin nelere ve hangi oluşumlara işaret ettiği izah edilecektir Daha fazlası Daha az

Tarih: Kadim Dönemden 20. Yüzyıla Bir Bilimin Kimlik Arayışı

YAHYA KEMAL TAŞTAN

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 2 ) , pp.95 - 121

Modernite, kadim epistemolojik geleneği ve tarih anlayışını yıkarak yerine akıl ve ilerleme kavramıyla inşa ettiği yeni bir bilim anlayışı getirdi. İnsanlığın akıl sayesinde iyiye ve mutluluğa ulaşacağına inanan bu yeni söylemin iki büyük dünya savaşı sırasında yol açtığı tahripkâr sonuçlar, modernitenin büyük anlatılarına karşı bir güvensizliğin doğmasına ve 19. yüzyılda modernleşme, ulus-devlet anlayışı ile gelişen tarihyazımının sorgulanmasına neden oldu. 20. yüzyılın ortalarında yapısalcılık, postyapısalcılık ve nihayet postmodernizmin modernitenin anlatılarına ve bilim anlayışına karşı beslemiş olduğu derin kuşku yerini bilhass . . .a iki kutuplu dünyanın çöküşü ve küreselleşmenin gelişmesiyle birlikte yeni “dil oyunları”na terk etti. Modern dönemde bilimsel hiyerarşide kendine bir yer edinmeye çalışan tarihin bu yeni dönemde nasıl konumlandığı henüz yeterince belirgin değildir. Tarihin sonunun ilan edildiği dönemde ahir zaman tarihçiliğinin nasıl tanımlanacağı, tarihin içeriği ve yönelimlerini nelerin belirleyeceği henüz muammadır. Üstelik Türkiye gibi, doğa bilimlerinde ve hususen beşerî bilimlerdeki tartışmalara büyük ölçüde kayıtsız kalmış toplumlarda tarihçinin kendini konumlandıracağı alan ve tarihin alacağı yeni çehre henüz netlik kazanmamıştır. Birbirini tamamlayan iki makaleden oluşan bu çalışmanın birincisi, kadim ve modern epistemolojiler ışığında bir tarih okumasını ihtiva etmektedir Daha fazlası Daha az

IV. Murad'ın Torunu Fatma Hanım Sultan'ın Muhallefatı

Özer KÜPELİ

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 2 ) , pp.163 - 175

Fatma Hanım Sultan, Kaya İsmihan Sultan ile Melek Ahmed Paşa'nın kızıdır. Kaya İsmihan Sultan, IV. Murad'ın kızı olup 1632-33'te doğmuş, 1644'te Melek Ahmed Paşa ile evlendirilmiştir. Kaya Sultan'ın Melek Ahmed Paşa ile evliliğinden olan ilk kızı 1654'te henüz dört-beş yaşlarındayken ölmüştür.1 Fatma Hanım Sultan ise 1659 yılı başında Eyüp Sultan'daki yalıda dünyaya gelmiş, lakin doğum esnasında ebelerin rahmine zarar vermesi sonucu Kaya Sultan doğumdan birkaç gün sonra vefat etmiş ve Ayasofya'da Sultan I. Mustafa ile Sultan İbrahim'in gömülü olduğu türbeye defnedilmiştir.2 Daha birkaç günlükken annesiz kalan Fatma Hanım Sultan'ın, . . .görev nedeniyle çoğunlukla İstanbul dışında bulunan babası Melek Ahmed Paşa da 1 Eylül 1662'de vebadan hayatını kaybetmiştir.3 Evliya Çelebi'nin yazdığına göre, babası öldüğünde kendisine 10.000 altın tutarında miras bırakmıştır.4 Bununla birlikte bu mirasa ne olduğu, kendisinin kimler tarafından büyütüldüğü, nerede ve ne şekilde yaşadığı, evlenip evlenmediği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Bilinen yegâne şey 1727 yılı sonlarında İstanbul'da muhtemelen ailesinden kalan sarayda vefat ettiği ve na‘şının Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdâyî Külliyesi haziresine gömüldüğüdür Daha fazlası Daha az

Revan Seferi'ne Götürülen Padişah Kıyafetleri

Özer KÜPELİ

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Cihannüma Dergisi2 ( 2 ) , pp.33 - 74

Osmanlı padişahlarının kıyafetleri hakkında bilinenler oldukça azdır. Bunlar da Topkapı Sarayı Müzesi Giyim-Kuşam Koleksiyonunda bulunan padişah ve diğer hanedan mensuplarından bakiye kıyafetlere dayanılarak yapılan tespitlerden ibarettir. Bu tespitler ağırlıklı olarak başta kaftanlar olmak üzere padişah kıyafetlerinin kumaş ve desen özellikleri hakkındadır. Ancak padişahların iç ve dış giyimleri için çok sayıda ve çeşitli türlerde kıyafetlerinin olduğu muhakkaktır. Nitekim IV. Murad'ın Revan Seferi'ne götürülen kıyafetlerini içeren bir liste bu durumu doğrulamaktadır. Bu makalede söz konusu listeye dayanılarak IV. Murad'ın kıyafetl . . .eri ile bu kıyafetlerin kumaşları, kürkleri, renkleri gibi detaylarından bahsedilecektir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms