Filtreler
Gebelik: Lenfoma mı, Bebek mi? Bir Olgu Sunumu

Sunum | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 8 ) , pp.873 - 877

Mediastinal Büyük B Hücreli Lenfoma hastalığı genellikle, 30-35 yaş arası genç kadınlarda görülmektedir. Hastalık semptomları arasında öksürük, göğüs ağrısı, dispne, venöz obstruksiyon bulunur. Vena Kava Superior Sendromu olguların %30’unda görülür ve disfaji, ses kısıklığı, frenik sinir paralizisine neden olabilir. Non-Hodgkin Lenfoma gebe olgularda optimal hastalık yönetimi ve bakım, anne ve fetüs sağlığı açısından önemlidir. Gebelikleri sırasında lenfoma tanısına bağlı kemoterapi alan hastalarda, kadın doğum, hematoloji, pediatri, psikiyatri alanlarında çalışan hekim ve hemşirelerin yer aldığı multidispliner bir ekip çalışması il . . .e başarılı sonuçlar alınabilir. Olgu, gebeliğinin 34. haftasında lenfoma ön tanısı ile tetkik ve tedavi için yatırıldı. Bebek Kadın Doğum Anabilim Dalı tarafından değerlendirildi. Gebelik süreçleri Hematoloji Bilim Dalı ve Kadın Doğum Anabilim Dalı ve iş birliği ile yönetildi. Bu olgu sunumu, gebelik sırasında lenfoma tanısı almış gebe bir olgunun hemşirelik bakımının önemine dikkat çekmek ve daha etkin bir hemşirelik bakımına ilişkin farkındalık oluşturmak amacı ile hazırlandı. Daha fazlası Daha az

Akciğer Kanseri Tanılı Olan Hastaya Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine Göre Verilen Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu

Makale | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 8 ) , pp.867 - 872

Akciğer kanseri başlangıçta asemptomatik olması ve ileri evrelerde tanı konulması nedeni ile kanser türleri arasında mortalite oranı yüksektir. Tanı anında hastaların büyük bir çoğunluğunda kanser metastaz yapmış durumdadır. Olguda 59 yaşında akciğer kanseri kadın hasta; bulantı, kusma ve ishal sebebi ile yeteri kadar beslenememiş, destek tedavi amacı ile dâhiliye servisine yatırılmıştır. Covid-19 sürecinde oluşabilecek komplikasyonun fazla olması nedeniyle hastanın en kısa sürede öz bakım ve öz yeterliliğini arttırmak, ihtiyaç duyduğu desteği ve oluşabilecek komplikasyonları önlemek amacı ile 1982’de Gordon tarafından geliştirilmiş . . . “Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri (FSÖ)” modeli kullanılarak değerlendirilmiş hemşirelik bakım planı ve girişimleri planlanmıştır. Model hastayı bir bütün olarak değerlendirmemizi, bulguları doğru, eksiksiz ve objektif şekilde toplanmasını sağlamıştır. Hastanın kendisine olan inancının arttığı, semptomları daha iyi yönetebildiği gözlendi ancak kanser tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkilerinin devam etmesi sebebiyle şikâyetlerinde tam bir düzelme sağlanamamıştır Daha fazlası Daha az

Kanser Ağrısında Aromaterapi Kullanımı

Derleme | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.397 - 402

ÖZ Kanser, birçok ülkede ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Kanser hastaları, hastalıktan veya tedaviden kaynaklı dispne, yorgunluk, bulantı-kusma ve ağrı gibi birçok sorunla mücadele etmektedir. Dünyada 32 milyon kanser hastasının %30-%50’si orta ve şiddetli düzeyde ağrı yaşamaktadır. Kontrol edilemeyen ağrı nedeniyle hastalar daha sık hastaneye başvurmakta ve hastane yatışı yapılmaktadır. Aromaterapi, kanser hastalarının hastalık veya tedavi nedeniyle yaşadıkları sorunlarla baş etmesini kolaylaştırmayı amaçlayan, yan etkileri az ve ucuz tamamlayıcı ve alternatif uygulamalardan biridir. Literatürde aromaterapi u . . .ygulamasının, kanser hastalarında görülen semptomların giderilmesinde en sık kullanılan tamamlayıcı ve alternatif uygulamalardan biri olduğu gösterilmiştir. Bu derlemenin amacı kanser ağrısı olan bireylerde nonfarmakolojik ağrı giderme yöntemlerinden biri olan aromaterapiyle ilgili literatür ışığında genel bir bilgilendirme sağlamaktır ABSTRACT Cancer ranks second among causes of death in the World. Cancer patients struggle with many problems caused by illness or treatment such as dyspnea, fatigue, nauseavomiting, and pain. 30-50% of 32 million cancer patients in the world experience moderate and severe pain. Because of uncontrollable pain, patients are admitted to the hospital more often and hospitalized. Aromatherapy is one of the complementary and alternative applications that aim to help cancer patients to cope with the problems they experience due to illness or treatment. It is inexpensive and has less side effects. In the literature, it has been shown that aromatherapy application is one of the most common methods to relieve the symptoms seen in cancer patients. The aim of this literature review is to provide general information about aromatherapy, which is one of the non-pharmacological pain relief methods for individuals with cancer pain Daha fazlası Daha az

Kanser Dispne Ölçeği’ nin Türk Kanser Hastalarında Geçerlik ve Güvenirliğinin İncelenmesi

YASEMİN TOKEM

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 1 ) , pp.155 - 162

Amaç: Bu çalışmanın amacı “Kanser Dispne Ölçeği”nin Türk kanser hastaları için Türkçe geçerlilik ve güvenirliğinin yapılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Metodolojik olarak planlanan araştırmanın evrenini bir üniversite hastanesinde akciğer kanseri tanısı nedeniyle tedavi gören veya akciğer metastazına bağlı dispne semptomu yaşayan tüm kanser hastaları oluşturdu. Belirtilen evren içinden araştırmaya katılmayı kabul eden, araştırmaya dahil olma kriterlerine uyan 120 hasta birey araştırma örneklemini oluşturdu. Araştırma verileri gerekli izinler alındıktan sonra toplandı. Verilerin toplanmasında; hasta tanıtım soru formu, Kanser Dispne Ölçeği . . ., Vizüel Analog Skala ve Medical Research Council Scale kullanıldı. Güvenirlik analizlerinde; test-tekrar test, Cronbach Alfa ve madde toplam korelasyon testleri kullanıldı. Geçerlik analizlerinde; dil ve kapsam geçerliği, faktör analizi ve benzer ölçek geçerliliği uygulandı. Bulgular: Ölçeğin kapsam geçerliği için Kendall Uyuşum Katsayısı hesaplandı (Kendall’s W = 0,157, p= 0,101). Faktör analizinde ölçek maddelerinin üç faktör altında toplandığı belirlendi. Bu üç faktör toplam varyansın %91,013’ünü açıkladı. Ölçeğin test-tekrar test güvenirlik katsayısı 0,965 olarak hesaplandı. Madde korelasyon değerlerinin 0,689 ile 0,864 arasında belirlendi. Ölçeğin tümü için elde edilen Cronbach alfa katsayısının 0,722 olduğu bulundu. Sonuç: Kanser Dispne Ölçeği Türk toplumu için geçerli ve güvenilir bir ölçektir. Objective: The aim of the present study is to evaluate the Turkish validity and reliability of the “Cancer Dyspnea Scale” for Turkish cancer patients. Material and Method: All the cancer patients who were treated in a university hospital due to being diagnosed with lung cancer or were having dyspnea symptoms due to lung metastasis composed the universe of the study which was planned methodologically. The research sample consisted of 120 patients from the specified universe who accepted to participate in the study and met the inclusion criteria. Research data were collected after obtaining the necessary permissions. Patient identification questionnaire, Cancer Dyspnea Scale, Visual Analogue Scale, and Medical Research Council Scale were used in the data collection. Test-retest, Cronbach Alpha and item total correlation analysis were used for reliability analyses. Language and content validity, factor analysis, and Convergent validity were performed for validity analyses. Results: Kendall’s coefficient of concordance was calculated for the content validity of the scale (Kendall’s W = 0.157, p= 0.101). The items were grouped in three factors in the factor analysis. These three factors structure explained 91.013% of the total variance. Test-retest reliability coefficient of the scale was calculated as 0.965. Item correlation values were determined between 0.689 and 0.864. The Cronbach’s alpha coefficient was found as 0.722 for the total scale. Conclusion: Cancer Dyspnea Scale is a valid and reliable scale for Turkish population Daha fazlası Daha az

Kanser Sonrası Yaşam: Sağ Kalanların Gereksinimleri

YASEMİN TOKEM

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.99 - 104

Günümüzde sağlık ve teknoloji alanındaki gelişmeler, kanserli bireylerin yaşam süresinin uzamasına, sağ kalım oranında artışa ve kanserin kronik bir hastalık olarak kabul edilmesine yol açmıştır. Kanser tedavisi sonrası sağ kalan bireyler hastalığın nüks etmesi, yorgunluk, ağrı, cinsel işlev bozukluğu, infertilite, kardiyak problemler, cilt problemleri, beden imajında bozulma, sekonder kanserler gibi fiziksel problemler yaşamaktadır. Ayrıca bireyler, bu fiziksel problemlerin yanı sıra anksiyete, depresyon, iş yaşamında problemler gibi psikolojik ve sosyal sorunlar da yaşamaktadır. Bu süreçte hemşireler kanserden sağ kalanları izleme . . .li, gereksinimlerini belirlemeli, bireysel hemşirelik bakımlarını uygulamalı, ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programları oluşturmalı, sosyal alanlarda etkileşimi güçlendirmeli, psikolojik problemlere yönelik baş etme yöntemlerini kullanabilmesi sağlanmalıdır. Bu derlemede kanserden sağ kalanların gereksinimleri saptanmış ve bunlara yönelik hemşirelik bakım girişimleri tartışılmıştır. Today, developments in the field of health and technology have led to an increase in the life expectancy of individuals with cancer, an increase in the survival rate from cancer, and the acceptance of cancer as a chronic disease. Individuals who survive cancer treatment experience physical problems such as relapse of the disease, fatigue, pain, sexual dysfunction, infertility, cardiac problems, skin problems, body image deterioration, and secondary cancers. In addition, individuals also experience psychological and social problems such as anxiety, depression, problems in business life, and decrease in quality of life due to physical problems. In this process, nurses should monitor cancer survivors, determine their needs, apply individual nursing care, create training programs in line with their needs, strengthen interaction in social areas, and ensure that they can use coping methods for psychological problems. In this review, the needs of cancer survivors were identified and nursing care interventions were discussed Daha fazlası Daha az

Pediyatrik Onkoloji Hastalarında Ruhsal Hastalıklar ve Bakıma Yönelik Kanıta Dayalı Güncel Uygulamalar

YASEMİN TOKEM

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.105 - 111

Çoğu kez ölüm, ağrı ve acı çekme ile eş anlamlı olarak kullanılan kanser, hastaların zorlu bir başa çıkma dönemi geçirmesine neden olmakta ve acil müdahale gerektiren bir kriz durumu meydana getirmektedir. Yapılan araştırmalar, kanser hastalarında anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi ruhsal hastalıkların oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Pediyatrik kanser hastalarında gelişebilecek ruhsal hastalıklarda farmakolojik ve farmakolojik olmayan çözüm yollarının saptanması ve uygulanması süreçlerinde pediyatri ve onkoloji hemşirelerinin büyük sorumlulukları bulunmaktadır. Pediyatrik onkolojik hastaların bakımında . . . kanıta dayalı uygulamaların sunulması ve bu tür müdahalelerin kliniklerde yaygınlaştırılması çocukların yaşam kalitesinin artmasına, ruhsal hastalık belirtilerinin azalmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Bu derlemede pediyatrik kanser hastaları açısından depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları, davranış değişiklikleri, duygudurum bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları ve bakıma yönelik güncel uygulamalara yer verilmiştir. Cancer, which is often used synonymously with death, pain, and suffering, creates a crisis that causes patients to have a difficult coping period and requires emergency intervention. Researches show that mental illnesses such as anxiety, depression, and post-traumatic stress disorder are quite common in cancer patients. Pediatric and oncology nurses have great responsibilities in the processes of detecting and applying pharmacological and non-pharmacological solutions for mental illnesses that may develop in pediatric cancer patients. Offering evidence-based practices in the care of pediatric oncological patients and disseminating such interventions in the clinics will make significant contributions for improving the quality of life of children and reducing the symptoms of mental illness. Depressive disorders, anxiety disorders, behavioral changes, mood disorders, post-traumatic stress disorders and current practices for the care regarding pediatric cancer patients are included in the present review Daha fazlası Daha az

Kanserde Fiziksel Aktivite ve Egzersiz - Koruyucu ve Tedavi Edici Etki

İLKNUR NAZ GÜRŞAN

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.129 - 132

Kanser, tüm dünyada gelişen teknoloji ve tanı yöntemleri sayesinde daha kolay tespit edilebilmekte ve olumsuz yönde değişen yaşam biçimi sebebiyle hızlı bir artış göstermektedir. Kanser tedavisinde kullanılan yöntemlerin gelişmesi, sağkalım sürelerini arttırmış, mortalite oranlarında azalma sağlamıştır. Kanser ve tedavide kullanılan ilaçlar sebebiyle hastalarda sıklıkla yorgunluk, ağrı, mobilitenin azalması gibi etkiler görülmekte, tüm bu etkiler kişilerin yaşam kalitesinde düşüşe sebep olmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz farklı mekanizmalar aracılığı ile kansere karşı koruyucu rol üstlenmekte, farklı kanser tiplerinin . . . insidansını büyük ölçüde azaltmaktadır. Bununla birlikte kanser sonrası artan semptom yükü ve fiziksel uygunluktaki azalmaya yönelik fiziksel aktivite ve egzersiz yaklaşımları rehabilitasyonun önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Cancer can be detected more easily thanks to the developing technology and diagnostic methods all over the world, and it shows a rapid increase due to the negatively changing lifestyle. The development of methods used in cancer treatment has increased survival times and reduced mortality rates. Because of the cancer and the drugs that are that used in the treatment, patients often experience effects such as fatigue, pain, and decreased mobility, and all these effects cause a decrease in the quality of life. Regular physical activity and exercise play a protective role against cancer through different mechanisms, greatly reducing the incidence of different types of cancer. In the meantimeAt the same time, physical activity and exercise, aimed at approaches for increasing symptom burden and decreasingse in physical fitness after cancer, constitute an important part of the rehabilitation Daha fazlası Daha az

Kanser Tanısı Alan Kadınlarda Fertilitenin Korunması ve Hemşirenin Rolü

İLKNUR NAZ GÜRŞAN

Derleme | 2023 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 8 ( 2 ) , pp.551 - 555

Kanser, uzun ve zorlu bir süreçtir. Kanser tanısı alan kişinin üreme çağında bir kadın olması bu süreci daha da zorlaştırmaktadır. Kanser tedavisinde kullanılan gonadotoksik tedaviler sonucunda kadınlar erken menopoz ve infertilite riskleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum kadınlarda fertilitenin kaybedilmesi kaygısıyla ümitsizliğe yol açabilmektedir. Oysaki teknolojinin gelişmesiyle birlikte fertilite koruyucu yaklaşımlarda iyileşmeler gerçekleşmektedir. Fertilitenin korunması hakkında sağlık personelleri doğru ve yeterli bilgi vermelidir. Bu sayede hastalar doğru bilgiye ulaşarak farkındalıkları artacaktır. Böylelikle fertil . . .itelerinin tehlikeye girdiğini düşünen hastalar için fertilite koruyucu yaklaşımlar umut olacaktır. Fertilite koruyucu yaklaşımlar, multidisipliner bir ekip çalışması gerektirmektedir. Hemşire; eğitim, danışmanlık, iletişimi sağlama ve koordinatörlük gibi rolleri ile bu ekibin önemli bir parçası olarak yer almaktadır. Bundan dolayı kanser tanısı alan üreme çağındaki kadınlarda fertilitenin korunması ve hemşirenin rolü önem kazanmaktadır. Daha fazlası Daha az

Kanser Hastalarındaki Bakım Gereksinimlerinin Karşılanmasında Hemşirelik Uygulamalarının Etkinliğinin İncelenmesi

YASEMİN TOKEM

Makale | 2022 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.215 - 221

Amaç: Araştırma; kanser hastalarındaki bakım gereksinimlerinin karşılanmasında hemşirelik uygulamalarının etkinliğini incelemek amacıyla planlanmış bir çalışmadır. Gereç ve Yöntem: Araştırma örneklemine dört aylık sürede dahiliye, gastroenteroloji ve tıbbi onkoloji-palyatif bakım kliniklerinde yatan 320 hasta ve bu kliniklerde çalışan 31 hemşire alınmıştır. Araştırmadaki veriler araştırmacı tarafından ilgili literatür doğrultusunda hazırlanan ‘’Hasta, Hemşire Tanılama Formu’’ ve ‘’Bakım Gereksinimleri Anketi (Hasta Formu ve Hemşire Formu)’’ kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 60,24±9,95 yıl ve %66,6’sı da . . .erkektir. Hastaların %86,3’ünün hastalığını uzun süre tedavi gerektiren bir hastalık olarak algıladıkları belirlenmiştir. Hastaların hastalığa bağlı yaşadıkları beslenme sorunları, ağrı, nefes darlığı, bulantı-kusma, barsak şikayetleri, idrar yolu şikâyeti, ağız içi problemler ve uykusuzluk şikayetinin giderilmesinde hemşirelik uygulamalarının yardımcı olduğu; şikayetlerin giderilmesinde farmakolojik yöntemlerin daha etkili olduğu saptanmıştır. Hastaların yaşadıkları yorgunluk şikayetinin giderilmesinde ilaç dışı hemşirelik uygulamalarının daha etkili olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin yaş ortalaması 30,23±5,14’dür. Hemşirelere sorulan sorularda; verdikleri hemşirelik bakımına güvendikleri, verilen bakımın hastaların hastalığa bağlı yaşadığı yan etkileri azalttığı ve hastaların ilaç tedavisi almalarını kolaylaştırdığı belirlenmiştir. Sonuç: Araştırmadan elde edilen veriler sonucunda hastaların birçok semptomunun farmakolojik uygulamalar ile azaldığı, ancak yorgunluk semptomunun non-farmakolojik girişimlerle hafifletildiği saptanmıştır. Objective: The research is a study to investigate the effectiveness of nursing practices in meeting the care needs of cancer patients. Material and Method: Three hundred and twenty patients hospitalized in internal medicine clinics and 31 nurses working in these clinics were included in the study sample. The data in the study were collected using the "Patient, Nurse Diagnosis Form" and the "Nursing Needs Questionnaire (Patient Form and Nurse Form)" prepared by the researcher in accordance with the relevant literature. Results: The average age of the patients was 60,24±9,95 years. It was found that %86,3 of the patients perceived their disease to require long-term treatment. Nursing practices are helpful in eliminating nutritional problems, pain, shortness of breath, nausea-vomiting, bowel complaints, urinary tract complaints, oral problems and insomnia experienced by patients due to the disease; pharmacological methods were found to be more effective in eliminating symptoms. The average age of the nurses was 30,23±5,14. In the questions asked to the nurses; It has been determined that they trust the nursing care they provide, that the care provided reduces the side effects of the disease and makes it easier for the patients to take medication. Conclusion: As a result of the data obtained from the study, it was found that many symptoms of the patients were reduced by pharmacological applications, but the symptom of fatigue was relieved by non-pharmacological interventions Daha fazlası Daha az

Kanser Hastalarında Bir Semptom Konstipasyon: Literatür İncelemesi

YASEMİN TOKEM

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.139 - 144

Amaç: Bu literatür incelemesinin amacı, Türkiye’de yapılan hemşirelik alanındaki tezleri ve araştırma makalelerini inceleyerek, kanser hastalarında konstipasyon semptomunun prevalansını ve konstipasyona yönelik uygulanan girişimlerinin etkisini belirlemekti. Gereç ve Yöntem: Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi, Google Akademik Türkçe arama motoru ve Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Türk Tıp Dizini üzerinde 01.01.2010 ve 15.11.2020 tarihleri arasında; “kanser ve konstipasyon”, “kemoterapi ve semptom”, “kanser ve semptom” anahtar kelimeleri kullanılarak bir tarama yapıldı. Toplam 14 tez ve 13 araştırma makalesi tespit edildi. . . .İçeriğinde konstipasyon semptomunu bulunduran, metnin tamamına erişilebilen, Türkçe yayınlanmış ve 18 yaş ve üzeri katılımcıları içeren beş tez ve dört araştırma makalesi bu literatür derlemesinde incelendi. Bulgular: İncelenen çalışmalarda, kanser hastalarında konstipasyon prevalansı %19,5-69 arasında belirlendi. Deneysel tipte yapılan tez çalışmalarının sonuçlarına göre kanser hastalarında semptom kontrolü ve önlemeye yönelik verilen eğitimlerin konstipasyon sıklığını (deney grubu %16,7-46,7; kontrol grubu %69,4-83,3) azalttığı saptandı. Sonuç: Türkiye’de hemşirelik alanında yapılan çalışmaların çoğunda, konstipasyonu önlemeye yönelik verilen eğitimlerin konstipasyon sıklığını ve şiddetini azaltmada etkili olduğu saptandı. Objective: The aim of the present literature review was to determine the prevalence of the constipation symptom in cancer patients and the effect of interventions used for constipation by examining the theses and research articles which were conducted in the field of nursing in Turkey. Material and Method: A search was performed between 01.01.2010 and 15.11.2020 dates, on Council of Higher Education National Thesis Center, Google Academic Turkish search engine, and National Academic Network and Information Center Turkish Medical Directory by using the keywords "cancer and constipation", "chemotherapy and symptom", "cancer and symptom". A total of 14 theses and 13 research articles were detected. Five theses and four research articles which included constipation symptom in its content, had accessible full texts, were published in Turkish, and included participants aged 18 years and older were investigated in the present literature review. Results: In the investigated studies, the prevalence of constipation in cancer patients was determined between 19.5-69%. According to the results of the experimental thesis studies, it was determined that education for symptom control and prevention decreased the frequency of constipation (16.7-46.7% in the experimental group; 69.4-83.3% in the control group) in cancer patients. Conclusion: In many of the studies that were conducted in the field of nursing in Turkey, educations for preventing constipation were detected effective in reducing the frequency and severity of constipation Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms